Editörler : E.Kayı Han


Yasaklı
21 Temmuz 2011 16:24

Osmanlı Padişahları içki içer miydi?

Prof.Dr. Ekrem Buğra EKİNCİ'nin 24 Kasım 2007 Cumartesi tarihli saatlimaarif.com'daki çıkan makalesidir.

Öyle büyük bir tokat patlatıyor ki Soner YALÇIN'a, aradan aylar geçmesine rağmen eminim soner hala o acıyı hissediyordur :unsure:

eee, Osmanlı Tokadı...

Buyrun okuyun;

Osmanlı Padişahları içki içer miydi?

Kendimizi bildik bileli işittiğimiz bir terâne bu. Son günlerde yine gündeme getirildi. Her şey yaşlı ve afili bir gazete köşe yazarının Osmanlı hanedanının en yaşlı âzâsından naklettiği bir sözle başladı.

Buna göre Sultan Hamid rom içermiş. Gazete yazarı, "Dedesini defalarca görmüş olan torunundan daha mı iyi bileceğiz?" diye de soruyor. Gel gör ki bunu söylediği iddia edilen Şehzâde Ertuğrul Efendi 1912 doğumludur. Sultan Hamid 1918 yılında vefat etti. Ertuğrul Efendi"yle biz de görüştük. Kendisinden bizzat işittiğimize göre, dedesi Sultan Abdülhamid"i ömründe bir defa, mahbus bulunduğu Beylerbeyi Sarayı"nda görmüş. O zamanlar beş yaşında imiş. Babası Şehzâde Burhaneddin Efendi ile beraber ziyaret etmişler. Dedeleri kendilerini kucağına alıp sevmiş. Ömründe bir defa o da beş yaşında iken gördüğü dedesinin rom içtiğini Ertuğrul Efendi bilir mi? Bunu nezaketen kendisine sormak istemedim. Belki başkasından işitmiştir. Ama Sultan Abdülhamid"i çok daha yakından tanıyan ve onu defalarca görmüş olan yakın çevresinden böyle bir şey işitilmiş değil.

İş burada bitecek iken, popüler bir gazetenin nevzuhur tarihçisi, Osmanlı padişahlarından hangisinin içki içtiğine dair bir yazı yazdı. Buradaki bilgiler onsekizinci asırda yaşamış bir şair-tarihçiden naklediliyordu. Osmanzâde Tâib, karışık hayatı sebebiyle müderrislikten atılmış; kulağı delik ve muhiti geniş bir müellifti. Sağdan soldan işittiklerini kitaplarına dercetmesiyle tanınır. Hele bu meselede Osmanzâde Tâib"in başlıca kaynağı olan Gelibolulu Âli"nin abartılı ifadeleri, ilmî çevrelerde çok ihtiyatla karşılanmıştır. Meselâ Şemsi Paşa"ya olan antipatisi, onu Sultan Murad"a rüşvet vermiş göstermeye kadar varmıştı. Osmanzâde"nin ikinci kaynağı ise dokuzuncu asırda yaşamış ve Mutezile mezhebine mensubiyetiyle tanınan Şiî Arap şairi Câhız. Bu da başka bir âlem. O zaman mahkemeye gitse, şâhidliği kabul edilmeyecek birisinin sözünü, şimdi biz mi kabul edelim?

Gelelim Osmanlı padişahlarının içki içip içmediği meselesine?

Bunu bilmek neredeyse imkânsız. Çünki Osmanlı padişahları, aileleri dâhil, hiç kimseyle beraber yemek yemezlerdi. Hatta buna dair Fatih kanunnamesinde hüküm bile vardır. Sultan Abdülhamid"in son senesine kadar da bu gelenek devam etti. Öyleyse padişahları içki içerken kimsenin görmesi mümkün değildir. Maamafih içmiş olabilirler. Peygamberler dışında hiç kimse masum sayılmaz. Herkes hatâ yapabilir, günah işleyebilir. Ama görmeden ve iyice bilmeden bir kimse hakkında hüküm de verilemez. Hele tarihçilerin sözüyle aslâ. Tarihçilerden bazıları belli kimselere yaranmak için tarihî hâdiseleri bile tahrif etmekten çekinmemişlerdir. Böylesine mahrem bir mevzuda, üstelik asırlar geçtikten sonra ne söyleyebilirler? Hele modern yazarların padişahların ağızlarına sayaç takmış edâsıyla konuşmalarına ne demeli! Maamafih ciddî Osmanlı tarihçileri, zaten böyle bir şey söylemiyorlar.

O halde bazı padişahların içki içtiğine dair rivayetler nereden çıkıyor? Bunlara itibar etmek mümkün mü? Asırlar öncesine ait hadiseleri bugün olmuş ve bizzat görmüşcesine hikaye etmek olacak iş mi? Halbuki İslâmiyet, kim olduğu bilinmeyen, hatta fâsık birisi bir haber getirirse, buna hemen inanmamayı emrediyor. Bir müslümanın gizli işlediği günahı bile gelip başkasına anlatan kimse fâsıktır. Sözüne inanılmaz, güvenilmez.

Benzeri iddialar önceki müslüman hükümdarlar için de ortaya atılmıştır. Meselâ bazı Emevî ve Abbasî halifeleri için söylenmedik söz bırakılmamıştır. Halbuki bunların hepsi iman ve ahlâk sahibi âdil insanlardı. Evet, içlerinde tek tük nefislerine mağlup olup sefih bir hayat yaşayanlar çıkmıştır. Fakat, bunların da İslâmiyete zararları olmamış, nihayet nefislerine zulmetmişlerdir. Buna da etraflarındaki devlet ricâli sebebiyet vermişti. Sonra gelen bazı tarihçiler, zamanlarındaki idarecilere yaranmak için bunların hatâlarını şişirmiş: hatta bu uğurda hadîs bile uydurmuşlardır. Bazı Osmanlı tarihleri de, zaman yakınlığı ve sınır komşuluğu bakımından bu tarihlerden tercüme edilmiş ve onların tesiri altında kalmış olduğundan, aynı yanlışlıkları tekrarlamıştır. Nevzuhur tarihçimizin kaynağı, Ömer bin Hattab"ın içki içtiği için cezâ alanlardan birisi olduğunu yazıyor. Şarap haram edilmeden önce Hazret-i Ömer içki içmiş olabilir. Ama haram kılındıktan sonra içki içtiği, hele cezâ aldığı hiçbir yerde geçmez. İslâmiyetin peygamberlerden sonra en üstün tuttuğu ikinci zât için böyle bir iddiaya lâ havleden başka ne denir! Ancak Mutezile itikatı ve Şiî görüşlü Câhız"dan böyle bir şey beklenir.

Bugün çok sıradan insanlar, içkiyi haram bilip içmezken, hayatlarını İslâmiyeti yaymak uğrunda sarfetmiş, ülkeyi hayır eserleriyle donatmış, dindarlıklarıyla menkibe kitaplarına geçmiş ve aynı zamanda müslümanların halîfesi olan Osmanlı padişahlarının içki içecek kadar zayıf iradeli olduğuna inanalım mı? Zaten bunu yazanlar da bazı padişahların sonradan tövbe edip içkiyi bıraktığını söylüyor. Hatâsını anlayıp dönmek de bir fazilettir.

İçki içen ilk padişah yaftası yapıştırılan Yıldırım Sultan Bayezid, Bursa"da Ulu Cami"yi ve kendi adıyla anılan câmiyi binâ etmiştir. Bizans İmparatoruna, İstanbul"da bir müslüman mahallesi kurulup, câmi yapılarak kâdı tayinini kabul ettirmişti. Meşhur mutasavvıf Emir Sultan ile sohbet etmiş, hatta O"na kızını vermişti. Sırp kralının kızıyla evlendi diye Yıldırım Sultan Bayezid"e kızıp, kendisini bu kızın içkiye alıştırdığını söyleyenlere ne diyelim? Padişahı içki içerken kim görmüş, belli değildir. Yaptığı siyasî bir evlilikti. Belki bir araya bile gelmediler. Padişah, onun sözüyle içki içecek birisi miydi? Doğrusu çok söz götürür. Diyebilirsiniz ki câmi de yaptırır, içki de içer. Evet bu mümkün. Ama bugün bana gösterebilir misiniz çevrenizde hem câmi yaptıran, hem de içki içen kaç kişi var?

Üstelik bu âdeti anne tarafından Mevlâna Celâleddin Rûmî"nin torunu olup soyu Hazret-i Peygamber, Hazret-i Ebûbekr ve Hazret-i Ömer"e dek ulaşan Çelebi Sultan Mehmed, Sultan II. Murad, hatta İstanbul"u fethetmekle Hazret-i Peygamber"in övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmed ve velî lakabıyla tanınan Sultan II. Bayezid de devam ettirmiştir. Sekiz senelik saltanatını Ehl-i sünneti korumak için Safevîlerle savaşmak ve müslümanların mukaddes beldesi Hicaz"ın fethiyle geçiren Yavuz Sultan Selim ara sıra içer, ama hemen sarhoş olurmuş. Osmanlı ülkesini hayır eserleriyle donatan ve adaletiyle tanınan Kanuni Sultan Süleyman önceleri içermiş, sonra bırakmış. Eh, bu sözlere de pes demekten öte geçilemez.

İslâm hukukunda gayrımüslimlerin içki içmesi yasak olmadığı gibi, bunların içki alıp satması ve meyhane açması da serbest idi. Kanunî Sultan Süleyman zamanında Müslümanların ekseriyette bulundukları mahallelerde gayrımüslimlerin meyhane açması yasaklanmış; Sultan II. Selim zamanında buna tekrar izin verilmişti. Nitekim gayrımüslimlerin meyhanelerinden ve içki satışlarından vergi alındığı da gizli bir bilgi değildir. İşin aslından habersiz bazıları, bunu padişahlardan ilkinin dindarlığına, diğerinin de şaraba düşkünlüğüne bağlamışlar; hatta kendisine Sarhoş Selim demişlerdir. Yangında yanıp tekrar yaptırdığı saray hamamını gezerken tansiyonu düşüp kaymış ve beyin kanamasından vefat etmişti. Buna rağmen, "Sarhoş halde hamamda kız kovalarken öldüğü" bile söylenip yazılmıştır. Halvetî tarikatına bağlılığı ile bilinen Sultan II. Selim"in dindarlığı Selimiye Camiini yaptırmasından bellidir. Ayasofya camiini de esaslı tamir ettirmişti. Zaten nevzuhur tarihçimiz de padişahın içki içtiği halde beş vakit namazını kıldığını; sonradan şeyhinin telkiniyle içkiye tövbe ettiğini; hatta ölürken kendisine verilen ilacı; içinde içki vardır diye reddettiğini de yazıyor.

Amansız içki ve tütün yasağıyla meşhur Sultan IV. Murad da içki içmediği halde, mübtelâ olduğu gut hastalığının ağrılarını hafifletebilmek için hekimbaşı tarafından verilen afyon hülâsalarını (morfin) alırdı. Bu da kendisinde halsizlik ve uyuşukluk yapardı. Sendeleyerek yürüdüğünü birkaç defa görenler padişahın içki içtiğine hükmetmekten çekinmemiştir. Babası gibi Üskürdarlı Aziz Mahmud Hüdâî"ye bağlıydı. Selden yıkılmış olan Kâbe-i Muazzama"nın bugünki binâsını yaptırmış; Karaköy Arab Câmiini harab bir binâ iken şimdiki hâle getirmiştir.

Nevzuhur tarihçiler, yaptıkları istatistiklerle, Sultan II. Mahmud"un içkiye en düşkün padişah olduğuna karar vermişler. Halbuki Osmanlı Devleti"ni mutlak felâketten kurtararak âdetâ yeniden kuran bu padişahın da dindarlığına çok deliller vardır. İstanbul"daki bütün Sahâbe-i kiram kabirlerini bulup yaptıran, öte yandan Tophâne"de zarif Nusretiye Câmiini, Eminönü"nde Hidâyet Câmiini, Üsküdarda Adliye Câmiini, Arnavudköy"de Tevfikiye Câmiini inşâ ettiren O"dur. Vehhâbîleri işgal ettikleri Hicaz"dan çıkararak Hazret-i Peygamber"in kabri üzerine yeşil kubbeyi yaptıran O"dur. Hele Medine"deki Hücre-i Seadete hediye gönderdiği altın şamdan münasebetiyle yazdığı ve "Şemdan eyledim ihdâya cür"et yâ resûlallah.." diye başlayan na"tta Hazret-i Peygamber"e olan sevgisini çok içli ve edebî biçimde terennüm etmiştir. Ağır verem hastası iken, Çamlıca"da kızkardeşinin köşkünde fenalaşmış, "Beni bir câmiye kaldırın da, bari orada vefat edeyim" demiştir. Yeniçeri Ocağı"nı ve bununla organik bağı sebebiyle Bektaşî tekkelerini kapattığı için malum dedeler tarafından "Gavur Padişah" diye anılmış; yeni düzende yemleri kesilenler de bu hakaret sözüne dört elle yapışmıştı. İçki içtiğini de muhtemelen yine bunlar uydurmuştur.

Sultan Mahmud"un içki içtiği söylenen oğlu Sultan Mecid ise Medine"de Mescid-i Nebevî"nin bugünki hâlini yaptırmış; Kâbe-i Muazzamaya kâşî tuğla döşetmiş; Hırka-ı Şerif, Dolmabahçe, Ortaköy, Teşvikiyye gibi zarif câmiler binâ ettirmişti. Hasta yatağında iken Medine halkından gelen mektubu hürmeten ayağa kalkıp dinlediği meşhurdur. Üstelik Nakşî meşâyihinden Yanyalı İsmet Efendi"ye bağlıydı. Türbesinin Sultan Selim câmii avlusunda, ama Sultan Selim"inkinden daha alçak yapılmasını istemiş; Yanyalı İsmet Efendi tekkesi müridlerinin her Cuma gecesi türbesinde hatm-i hâcegân yapmasını vasıyet etmişti. Bu nâzik ve içli padişah, yine de iftiralardan kendisini kurtaramamıştır. Hele zamane bir tarihçisinin gözüyle görmüş gibi padişahın sarhoş olup hammallar tarafından küfeye konup saraya getirildiği sözüne ne denir! Sultan Mecid, içki içseydi, bunu müptezel şekilde yapmayacak kadar nâzik bir insan idi.

Yakışıklılığı, nazik ve demokrat tavırları ile modern Avrupa monarşilerindeki hükümdarları andıran Sultan V. Murad ise, amcası Sultan Abdülaziz"in feci ölümü üzerine ağır bir depresyon geçirmiş; şuuruna halel geldiği için tahttan indirilmişti. Bu halde bulunan bir insanın fiillerinden mesul tutulamayacağı âşikârdır. Kaldı ki kendisinin içki içtiği rivayeti, sağlam kaynaklarda geçmez. Nevzuhur tarihçinin de yazdığı gibi merhum Sultan Reşad içki içmezdi. Fakat keşke içki içseydi de, iktidarı İttihatçılara bırakmasaydı. Koca imparatorluk sayelerinde yıkıldı.

Hele, Üsküdar Yeni Câmiini ve şehrin iki yanında çok zarif iki çeşme inşâ ettiren, hattatlığıyla meşhur Sultan III. Ahmed ile Nuruosmaniye câmii inşaatını başlatan, Rumelihisarı, Kandilli, Yeraltı, Beşiktaş Arab İskelesi, Üsküdar Mahmudiye, Defterdarkapı sı, Tulumbacılar Odası, Yalıköşkü câmi ve mescidlerini yaptıran Sultan I. Mahmud"un içki içtiğine dair hiç delil yoktur. Gelin görün ki yazar, Sultan Ahmed"in hangi balkonda hangi yastığa dayanarak kiminle rakı içtiğini, gözüyle görmüşcesine anlatıyor.

Günlük hayatı neredeyse saniyesi saniyesine malum bulunan Sultan Hamid"in içki, hatta rom içtiği bilinmiyor. Ama dinî hassasiyetinde hemen herkes müttefik. Zevcesi Behice Kadınefendi, padişahın helâdan çıkıp banyoya gidene kadar abdestsiz yere basmamak için teyemmüm edecek derecede dindar olduğunu söylemiştir. İttihatçılar, II. Meşrutiyet"i müteakip, Sultan Hamid"i halkın gözünden düşürmek için neler söylemediler. . Abdullah Cevdet, "Sultan Hamid hakkında yüz yalan uydurdum. Bazısına kendim de inandım" demekten kendisini alamamıştır.

Nevzuhur tarihçinin kaynağına göre, "Fatih Sultan Mehmed Han ve Sultan Bayezid-i Veli, komutanları ve vezirleriyle arada sırada ıyş ü nûş ederlerdi. Hatta Bayezid-i Veli, Sadrazam Gedik Ahmed Paşa"yı ışret sırasında katletmişti". Yazar ıyş ü nûş kelimesini içki âlemi; ışret kelimesini de içki diye tercüme etmiş. Sultan IV. Murad"ın şeyhülislâmı Zekeriyazâde Yahya Efendi"nin "Mescidde riyâmişler etsin ko riyayı/Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai" beytini yazarak "Eee, şimdi bu şiiri nasıl değerlendireceğ iz?" diyor. Divan edebiyatından ve tasavvuftan biraz anlayan, bunu değerlendirmekte zorluk çekmez. Şair ve tarihçilerin kullandığı ıyş ve ışret, sâki ve bâde gibi kelimeleri şahid gösterip de bu hükmü vermek tamamen hatâlıdır. Divan şiirinde meyhane tekkeyi; sâki sevgiliyi ve şeyhi; bâde ve şarap ise ilahî aşkı sembolize eder.

Iyş, yaşamak; ışret, eğlence ve cümbüş demektir. İkisi de arapçadır. Eğlenmek illâ içki içmekle mi olur? Eşi dostuyla dinin izin verdiği şekilde eğlenmek yasak değil ki. Buna da ıyş ü ışret deniyor. Nûş, farsça içmek demek. Su için de kullanılır, şerbet için de. Dôlu eski türkçede içine su karıştırılan su dışındaki içecekleri anlatır. Ayrana da dôlu denirdi. Hatta Bursa"da askere ayran yapıp verdiği için Dôlu baba diye bilinen bir evliyânın kabri vardır. Sâki yalnızca içki dolduran değil, su veren kimse için de kullanılır. Zaten sâki, arapça sulayan demektir. Arapçada da "şarap" şürb edilen, yani içilen şey demektir. Şerbet, çorba, meşrubat, şurup gibi kelimeler hep aynı köktendir. Kur"an-ı kerimde içilmesi yasak olan hamr"dır. Fermantasyona uğramış içki demektir. Biz bugün buna şarap diyoruz. Ama eski metinlerde "şarap" içilecek her şey için kullanılır. Lisanını ve kelimelerini bilmeden bir devir hakkında rastgele hüküm vermek ne kadar hatâlı!

Üstelik İslamiyette üzüm ve hurmadan yapılan şarap ve bundan elde edilen alkol kesinlikle haram olan bir içkidir. Bunun dışında bazı alkollü içkiler vardır ki kimi âlimler bunların ilaç ve ihtiyaç için sarhoş etmeyecek mikdarını içmeye cevaz vermiştir. Rom da bu kabildendir. O halde neyin ne için içildiğini bilmeden ahkâm kesmemek lâzım.

Peki bu iddiaların maksadı ne olabilir? Muhtemelen muhafazakâr çevrelere mesaj verilmek isteniyor. Nasıl bir mesaj? İki ihtimal var: Birincisi, "Sizin çok övdüğünüz Osmanlı padişahlarının hâline bakın! İçki içerlermiş. Demek ki iyi insanlar değilmiş. Dolayısıyla temsil ettikleri değerler de böyleymiş. Gerçeği öğrenin!". İkinci ihtimal, "Bakın, dindarlıkları herkesçe malum olan Osmanlı padişahları bile içki içmiş. O halde siz de inad etmeyin, yolunda olduğunuzu söylediğiniz padişahlar gibi yapın!" Görülüyor ki bunlar abesle iştigalden başka bir şey değil. Her şey biraz da Osmanlı padişahlarını her istediğini yapabilen Avrupa krallarına benzetmekten kaynaklanıyor. El-insaf!

Son devir ulemâsının büyüklerinden Seyyid Abdülhakim Efendi hazretleri dermiş ki: "Osmanlı padişahları, kendilerinden önceki hükümdarlar gibi değildir. Hepsi dindar insanlar idi. Dini muhafaza ettiler. Dinin direği idiler. İçlerinde bir tane kötü yoktur. Ama aralarında derece farkı vardır." Sevdiği ve büyük bildiği atalarına hakaret edilmesi, insanları incitmez mi? O halde müslümana düşen hüsnü zan etmektir. Kendilerini savunacak durumda olmayan tarihî şahsiyetler hakkında ileri geri konuşmak insana yakışmaz. Hele dedikodu ve iftirâdan kaçınmak, sadece dinî değil, herkesin uyması gereken ahlâkî bir vecibe olduğu unutulmamalıdır.

Kaynak : Prof. Dr. Ekrem Ekinci (marmara üniversitesi türk hukuk tarihi profesörü. )


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
21 Temmuz 2011 20:42

Hepsi dindar insanlar idi. Dini muhafaza ettiler. Dinin direği idiler. İçlerinde bir tane kötü yoktur. Ama aralarında derece farkı vardır." Sevdiği ve büyük bildiği atalarına hakaret edilmesi, insanları incitmez mi? O halde müslümana düşen hüsnü zan etmektir. Kendilerini savunacak durumda olmayan tarihî şahsiyetler hakkında ileri geri konuşmak insana yakışmaz. Hele dedikodu ve iftirâdan kaçınmak, sadece dinî değil, herkesin uyması gereken ahlâkî bir vecibe olduğu unutulmamalıdır.

***************

Padişahlaet içki içer miydi

Padişahların kaç halemi vardı

Padişahlar falan yapar mıydı

filan yer miydi?

*****

Padişahlar androit miydi insan mıydı diye sormalı önce...

21 Temmuz 2011 22:42

Tarihimiz'i yalan yanlış kalemlerden öğrenmek ve ecdadımız'a hak etmedikleri söylemlerle hak etmedikler sıfatlar yakıştırmak doğru degil diye düşünüyorum ayrıca kimse hatasız değildir onların alkol alıp almamalarından ziyade tarihe vurdukları damga önemli tabii bazı düşünceler birazda yaş ilede ilintili insan yaşı ilerledikçe daha mantıklı düşünmeye başlıyor.

Biz osmanlıyı eleştirmekten vazgeçip yakın tarihimiz'e bir göz atsakta yarınlarımızda bu hataları devam ettirmesek nasıl olur?


tarihci09-82
Yasaklı
21 Temmuz 2011 22:58

herhalde size göre padişahlar insan değil androitti.

illa insanüstü özellikler yüklücez diye kasım kasım kasılmanın alemi yok.gerçek neyse öyle kabul edin işte.sonuçta özel hayattır.

hangi türde ve hangi çağda olursa olsun lider bir siyasetçinin görevi halkı barış huzur ve refah içinde yaşatmasıdır.bunu sağlamışsa içki içsede bişey demeyiz,karısının üstüne gül koklamışsa da bişey demeyiz diyemeyiz.

bizi asıl onların izlediği politikalar ve halk için aldığı kararlar ilgilendirir.özel hayatlarını ise sadece merak ettiğimiz için öğrenmek isteriz.insan üstü varlıklar olmadığından emin olmak için gerçeği öğrenmek isteriz.

nedense en küçük bir farklı bakışa bile tahammül edemiyorsunuz.sanki biz bu ülkeden değiliz.

sanki biz bu ülkeyi ve insanını sevmiyormuşuz gibi değerlendirmeler yapmaya kalkmayın.emin olun ben sizden çok seviyorum bu ülkeyi...

21 Temmuz 2011 23:12

Hayır asıl anlayamadığım nokta şu;içiyordu iseler bundan kime ne?

Neden bu kadar üzerine düşülüyor bu konunun ve neden sadece bu yönleri vurgulanmaya çalışılıyor,padişah içki içmez diye bir kural mı vardı?

İnsan olan herkes'in zevk aldıgı şeyler başkadır ilgi alanları başladır başarılı oldukları alanlar daha başkadır bu nedenle bu olagan üstü gösterme çabasından yada sürekli eleştirmekten artık vazgeçilmelidir!


ceyhanli
Yasaklı
22 Temmuz 2011 00:28

hala zırvalıklar, başka bir başlıkta içki içtiğini iddia eden sizlerdiniz.

şimdi söylediklerinizin palavra olduğu ortaya çıktı. kıvırmaya başladınız. yok içse ne içmese ne.. sizin gibi insanlar için içki içmek önemsiz birşey olabilir. fakat bizim gibi insanlar için cok önemli..

hele hele 3 kıtaya islamiyeti yaymış islamiyet için yaşamış ve ölmüş ecdadımız, islamiyete bu kadar bağlıyken, islamiyetin kesinlikle yasak ettiği birşeyi yaptığını iddia ediyor ve haince bunla suçluyor ve iftira atıyorsunuz biz ve bizim gibiler karşınıza cıkar.

DUR der..

HADDİNİZİ bilin der..

hadi defolun şimdi laf salatası yapmayın.


tarihci09-82
Yasaklı
22 Temmuz 2011 00:59

laf salatası ve zırvalıklar senin işin.

haddini bilmesi gereken sensin aptal aptal konuşuyorsun.sanki biz ingiliz veya yahudiyiz.

bende bu ülkenin bir vatandaşıyım.kökenimi araştırsak senden daha has Türk çıkacağıma eminim.Aydınlıyım efeyim.

ancak bu benim osmanlıya tapar olmamı gerektirmez.Türk tarihini akıl dışı bilim dışı gerçeklik dışı bir şekilde ele almamı gerektirmez. ben ayağımız yere bassın isterim sadece.en iyi gelecek öyle olur bir millet için...


ceyhanli
Yasaklı
22 Temmuz 2011 01:13

ya hala salata hala salata...tabi bi dayanağın kalmadı.. arkasına svunduğun iftiralar cürüdü şimdi ajitasyon..hadi başka kapıya.. ayrıca yayınladığın o yazıyı yahudi asıllı biri yazdı senin ondn ne farkın kaldı


tarihci09-82
Yasaklı
22 Temmuz 2011 01:39

benim dayanağım aklımdır mantığımdır. sen bi tane salakça bi makale paylaştığın diye niye dayanak kalmamış olsun.bence soner yalçının yazdıkları gerçek.üstelik kaynaklarda belirtilmiş.ve muhtemelen tarafsız kaynaklar onlar.illa senin istediğin tarzda yazıp yorumamayınca insanlara saldıracak yer arıyorsunuz.

sen osmanlı padişahlarının etnik kökenini araştırdın mı peki?

acaba Türk ve müslüman anneden doğan padişah varmıydı?


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
22 Temmuz 2011 11:57

Padişahlar içki içer miydi?

kimileri içerdi...

Bir çok hanımları var mıydı?

vardı...

*

*

*

Bunlar inkar edilemez gerçekler...

ama Padişahlarımız içinde evliya gibi olanlar yok muydu?

*

Tarih,padişahların nefsani duygularıyla değil altında imzası olan olaylarla hemhaldir...

Vakaların seyri, sayfalar dolusu işlerinirken,padişahların nefsaniyetine bir iki cümleyle yer verilirse verilir...

ama ne hikmetse bir millet olarak vakaların seyriyle değil,alalade bir iki cümleye takılıp kalırız....

Diyeceksiniz ki tarihte teferruat önemlidir....

evet önemlidir...

ama vakaların teferruatı önemlidir;padişahların kaç duble içtiğinin teferruatı değil....

gereksiz ayrıntıların tarih hafızasında karmaşaların yaratacağını düşünüyorum


*nehar*
Daire Başkanı
22 Temmuz 2011 12:01

Katılıyorum Şehbal :)


tarihci09-82
Yasaklı
22 Temmuz 2011 12:32

bunlara benzemez ne kadar gereksiz ayrıntı var ki tarih diye bildiğimiz şeyde.

bence padişahların kişilik özellikleri hakkında da bilgilerimizin artması yararlı olur.yoksa dünya üstü bir varlık sananlar olabiliyor.herşeyi çok fazla abartanlar olabiliyor.iyisiyle kötüsüyle bilmek gerekir.tarafsız kaynaklardan araştırırsan bunlar karmaşa yaratacak olaylar olmaz.ön yargılardan arınırsanız bunun aslında doğal bir durum olduğunu anlayabilirsiniz hatta...


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
22 Temmuz 2011 12:53

Nihayetinde insan olandan herşeyi beklemek gerekir...

çünkü şeytan tatil yapmaz...

***

Mustafa Kemal için de içki içerdi,

inancı zayıftı

kadınlara düşkündü

gibi kelamlar edilir her zaman...

yahu bu vatana hizmeti olmuş mu bir bak?

senin inancın için,özgürlüğü için hatta nefes alman için nefesinden olmayı göze almı mı ona bak...

Yıldırım Beyazıt döneminin Osmanlı için ne menem bir dönem olduğu malum....

Yıldırım Beyazıt,Osmanınlının en sufiyane,ne erdemli ve münevver padişahlarındandır...işin bu kısmı yalnızca zatına dairdir ve zatına hizmettir....

Beyazıt'ın yöneticiliği ile Cem Sultan ın idareciliği ve stratejistliği karşılaştırıldığında arada ciddi farklar olduğu görülür ki bu noktada söz konusu olan,zata hizmet değil avama ve devlet i aliye hizmettir...


tarihci09-82
Yasaklı
22 Temmuz 2011 13:10

aynı durum Mustafa Kemal içinde geçerli tabi.biz onun içki içmesine ve özel hayatına değil lider bir insan olarak bu memleket için yaptıklarına bakacağız elbette.

Atatürk'ü seviyorum diye ona tapacak onun yaptıklarıyla yatıp kalkacak değilim.ben daha ileriyi düşünmeliyim ve zaten onunda istediği gibi inkılapçı bir kişi olmalıyım.

Atatürkü veya başka tarihi şahsiyetleri sevip sayacağız ama onları putlaştırmayacağız.

bu millet sanki ilkokul seviyesindeymiş gibi onların fikirlerini ve yaptıklarını anlatmayıp sadece heykellerine tapın denmesine karşıyım.


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
22 Temmuz 2011 13:25

Mustafa Kemal için heykeller dikilip,o heykelin önünde saygı duruşunda bulunmak da yanlıştır ve bence Mustafa Kemal'in aziz hatırasına yapılan en büyük eziyettir...


ceyhanli
Yasaklı
22 Temmuz 2011 13:33

tarihcinin bilimsel dayanağına bak aklıymış peh peh peh..

senin o kıt aklın daha okuduğunu anlamakta aciz... salakca makale dediğin şey senin o gercek diye yayınladığın safsatayı çürütüyor.. sen hala soner yalcın gercek diyosun.. e tabi sana göre o gercek cünkü sen ona inanıyorsun...

ben senin yayınladığın safsatayı cürüttüm.. eğer elinde başka bilimsel bir kaynak yoksa gerzek gerzek konuşma..

eğer tarihten anlıyorsan bilirsinki tarihte banagöre sana göre veya akla mantığa göre olmaz.. deliller ispatlar vardır ona göre olur..

senin delil dediklerinin hepsi iftiradır. soner yalcın gibi bir dönmenin siyonistin iftiralarıdır.. hocamızda o iftiraları cürütmüştür.. hemde bilimsel olarak..

şimdi hadi ikile...


yük.mak.müh.
Kapalı
22 Temmuz 2011 21:00

yırdırım bayezıttın da içki içtiği kaynaklarda belirtilir. Bunun dışında içkiyle en çok anılan padişah 4. murattır. ama tarih değerlendirilirken zamna göre değerlendirilmelidir.

Hiç bir osmanlı padişahı 4 muratın çektiği kadar sıkıntı çekmemiştir hemde bu sıkıntı daha çok çok küçükken başlamıştır. 0 yaşlarında tahta olmasına rağmen en yakın sırdaş arkadaşlarını yeniçerilerin kanlı ellerine vermek zorunda kalmıştır. entrikacı annesini biçare oğlu durumuna düşmüştür. Bütün bunların onu alkole yönettiği söylenir. Ayrıca bu cihanmert padişahımız ölene kadar kefeni üstünde olmadan tek bir gün geçirmediği dönemin kaynaklarında belitilir.kardeşi 2. osmanın trajik öldürülmesi onu her an öldürülecek korkusu içinde bırakmıştır. Bu korku insanı ya alkolik yapar yada deli (kardeşi deli ibrahim)1. ibrahim) bu yüzden bazı sinirsel problemler yaşadığı bilinirç)Bu padişahımız henü zbenim yaşımda (28) vefaat etmiştir. Kanuni gibi eksik eteklerin etrikalarına kapılmamış. Devleti düzlüğe çıkarmaya çalışmıştır. allah hepsinden razı olsun ve rahmet eylesin


ceyhanli
Yasaklı
22 Temmuz 2011 21:48

ya birini susturursun diğeri gelir.

hangi kaynaklarda geçermiş?

nerde hani o kaynaklar?

kim yazmış o kaynakları?

neye göre yazmış?

nerde ne yazmış?

ne zaman yazmış?

nasıl yazmış?

varmı bu soruların cevabı?

yoksa bi zahmet defolun...


yük.mak.müh.
Kapalı
22 Temmuz 2011 22:02

ceyhanlı bunları bana demiyorsun sanırım bu sözleri

kaynaklar

hammerin osmanlı tarihi

Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire (1977)

Evliya çelebi seyahatname

4.Takvîm-üt-Tevârîh katip çelebi

Fezleket-üt-Tevârîh: katip çelebi

Fezleke: Fezleket katip çelebi

BİZANS TARİHİ * DUKAS

ve şuan hatırlayamadığım gezginlerin notları hatırlarsam eklerim ben bunların hepsini okudum


ceyhanli
Yasaklı
22 Temmuz 2011 23:20

kafirlerin yazdıklarını geç.. bir kafirin ecdadımız hakkında doğrularını yazmasını beklemem.hele bide bizans tarihinden osmanlı öğrenmek??

komedi ötesi bir durum.. bunu kaynak olarak göstermek bile ayrı bi saçmalık.. tabiki kafir iftira atacak. bizansı yıkıp istanublu almışız ellerinden..

evliya çelebiye gelince...

öyle rasgele evliya çelebi yazmış demekle olmaz..

evliya celebinin hangi kitabının kaçıncı baskısının kaçıncı sayfasında yazıyor osmanlı padişahlarının içki içtiği... bu kitap nerde? hangi kütüphanede? kaç yılında kim tarafından basılmış? o kitaplarn orjinali nerde?

sen gidip tek tek okudunmu evliya çelebinin kitaplarını?

bu sorulara cevap veremeden osmanlı padişahları içki içerdi şöylelerdi böylelerdi demen koca bir iftiradan başka birşey değil..


yük.mak.müh.
Kapalı
22 Temmuz 2011 23:35

ANLAŞILAN SEN OKUMUYOE-SUN . iŞTE SENİN YAKLAŞIMIN YÜZÜNDEN YENİÇERİLİLER BAĞDAT SEFEİNİ DEVLETİ MAHVETTİ. bAK GÜZEL KARDEŞİ EVLİYA CELEBİ ANLAGTIĞ SEYAHATNAMESİNDE (BEN KİTABI OKUYALI YILLA R OLDU KUSRA BAKMA SAYFA NUMARASINI SANA SÖYLEYEBİLECEK KADAR HAFIZAM GÜÇLÜ DEĞİL) 4. MURAT İLE İLGİLİ TASVİRLERE YER VERMİŞTİR AYRICA KATİP CELEBİ NİN BİLE YAZDIĞI ESERLERDE TOPLUMSAL DURUMU TASVİR ETMİŞTİR. (O DA 4. MURAT ZAMANINDA YAŞAMIŞTIR) O

HERKEZİ KENDİN GİBİ DÜŞÜNME

GAVUR DEDİĞİN ADAMALRIN HAYATLRINA İYİ OKU BU ADAMLARDAN LORD KİNDROSS ATATÜRKÜN BİYOGRAFİSİNİ YAZAN DOSTLARINDAN BİRİDİR. MEVCUT TARİHÇİLERİMİZDEN Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı

Halil İnalcık burada padişahlarla ilgili notları iyi oku

Osmanlı?yı Yeniden Keşfetmek-1 ilbey oltaylı

SANIRIMSENİN BU TARİHÇİLERİMİZE DE İTİMATI YOK

BAK BENİM YAZDIKLARIMI İYİ OKU BEN BAZI PADİŞAHLARIN İÇTİĞİNİ SÖYLÜYORUM..GEREKÇELERİNİ YAZIYORUM.. SEN SADECE YALAN DİYORSUN BEN SANA KAYNAK VERİYORUM İSPATLIYORUM PEKİ GÜZEL KARDEŞİM SEN NEYE DAYANARAK BUNALRIN YALAN OLDUĞUNU OSMANLI PADİŞAHLARININ İÇKİYİ AĞZINA ALMADIĞINI İDDİA EDEBİLİYORSUN. OKUDUĞUN KAÇ KİTABA DAYANDIRIYORSUN BUNU.İNAN BEN SENİN HAKKI OLMANI CANI GÖNÜLDEN İSTERDİM YEMİN EDRİM AMA GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ. PADİŞAHLARDA İNSANDI VE PEK ÇOK HATALAR YAPTI KANUNİNİ YAPTIĞI GİBİ

Toplam 109 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi