Editörler : Lanet
27 Ekim 2011 11:20

Kariyer, para ve güç odaklı "başarı" hikayeleri!

Günlerimizi değil, aylarımızı değil yıllarımızı, belki de onyıllarımızı neye feda ediyoruz?

Okumaya, mezun olmaya bile değil, sadece ve sadece "sınav kazanmaya"!

iyi bir okulu kazanmak, iyi bir mesleğe girmek, iyi bir işe kapağı atmak, iyi maaş almak, mortgage kredisiyle ev sahibi olup ihtiyaç kredisiyle evlenmek, otomobil kredisiyle araba sahibi olup tüm harcamalarımızı kredi kartlarıyla yapmak....

başka?

başka ne var hayatlarımızda?

hep bir yere odaklı hep heyecanlı hep bir şeylere "ulaşmak" isteyen agresif, hırslı, öfkeli kişiler haline geliyoruz birer birer!

tv alıyoruz plazması çıkıyor, onu alıyoruz lcd çıkıyor, onu alıyoruz led çıkıyor, onu alıyoruz.... reklamda dediği gibi, onu alırsın hevesin kaçar...

şimdi al mart 2012'de ödemeye başla...

sonra?

gerçekten neye ihtiyacımız var?

bugün ihtiyaç sayılan kaç "eşya"mız aslında tamamen "lüks"!

eşyaya bu kadar bağımlı, paraya bu kadar tapılan başka bir çağ yaşanmadı bu dünyada!

hep daha yeni, daha ileri daha gelişmiş ürünler..

sonu yok.

nereye kadar bu koşu?

bir sınav ilanı veriliyor, maaşı kaç? özlük hakları neler? lojmanı var mı? merkez mi taşra mı?

sen ne yapmak istiyorsun, bu hırs nedir?

kim iteliyor seni? pijamalarını çıkarmadan kaç ay ders çalıştın? gün yüzü görmeden kaç hafta eve kapandın? ne için? bir sınav kazanmak, diğerlerinden daha fazla maaş almak, daha yüksek bir statüye sahip olmak için...

diğerlerinin önüne geçtiğinde yetinecek misin?

için rahatlayacak mı? duracakmısın?

şu anda türkiyede dünyaya gelen bir insan ortalama iki yılda bir ülkedeki tüm akranlarının katıldığı bir sınava giriyor?

"seviye"leri tespit edilsin diye...

sütünüze bakacaklar, etinize bakacaklar, tadınıza bakacaklar, işlerine yarıyorsanız sizden faydalanacaklar.

karşılığında size dolgun bir maaş verecekler ve siz neyin kölesi olduğunuzu bilmeden köleleşeceksiniz.

siz sınav ilanlarının kölelerisiniz.

siz paranın kölelerisiniz.

siz kariyer kölesisiniz.

siz güç delisisiniz.

farkındamısınız, çürüyorsunuz!


karanfiller
Şube Müdürü
27 Ekim 2011 11:49

Başka bir yol göster o zaman Türkiyede yaşıyorsun farkında mısın?


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
27 Ekim 2011 13:24

...Ve biz ölçünün ne olduğunu unutalı beri, umutsuzluğun ne olduğunu bilir olduk...

"Bir insan ömrünü neye vermeli?"

Mevlana "insan aradığı şeydir" der. Ve insan aynı paralelde ömrünü verdiği şeydir de denebilir.

Paraya önem veriyorsan; paran kadarsın. Kariyere önem veriyorsan; kariyerin kadarsın, tipine boyuna bosuna, soyuna sopuna önem veriyorsan da yine o kadarsın... Fakat bunların dışında bir arayışın varsa ve fakat bunlardan da kopmuyorsan, hedefe varmasan da işte yine aradığın şey kadarsın.

M. Bozdağ, Düşün ve Başar?da diyor ki "bir merdivenin yukarısına baktığınız zaman çıkacağınız yeri tahmin edersiniz." Çıkmasak, çıkamasak bile çıkacağımız yeri tahmin edebiliriz. Çıkacağın yer önceliğindir. Peki, önceliğindeki öncelik nedir? O ölçüyü neye göre belirledin/belirlemeliydin?

Başka bir yazar da "kelimeler doğuşu itibariyle tabula rasa gibidir. Onlara her türlü anlamı yükleyen bizleriz" der. Para ne demek?

Biz lisedeyken biraz daha bilinçsiz miydik, neydik? Şahsen hep istediğim bir mesleği yapmak istedim. Bundandır ki SML'yi bitirmekle alakalı hiçbir hayalim olmadı.

12. sınıflarda mesleki rehberlik ile alakalı bir şeyler konuşurken "hocam neden ilk mesleğinizi yapmadınız, daha çok kazanırdınız?" dediklerinde her iki mesleğin de benim için ne ifade ettiğini anlatıp, "siz olsanız hangisini seçerdiniz?" dediğimde hiçbir ekleme yapmıyorum, samimi cevapları; "hangisinde çok para varsa onu" oldu. Oysaki öncesinde de seçimlerinde dikkatli olmaları açısından şunları söylemiştim; "işiniz eşinizden çok daha önemlidir. Eşinizle anlaşamadığınızla bir celsede boşanırsınız. Fakat işinizle anlaşamadığınızda bunun için bir dört yıl ve bir fakülte daha gerekebilir."

Bu mantık ölçünün değiştiğinin mantığıdır. Bu mantık önceliklerin değiştiğinin mantığıdır ve umut gibi görünse de umutsuzluğun, ileride zengin ama mutsuz bir geleceğin habercisidir.

Kimse kendi gerçeklerini unutmasın, yaşadığı ülkenin gerçeklerini de... Ama sonrasını da...

28 Ekim 2011 09:33

Hırsa dönük yaşam...


otuz
Kapalı
28 Ekim 2011 22:46

dünya kapitalisttir, tüm sorularınızın cevabıda ondadır.

o t u z

28 Ekim 2011 23:03

siz sınav ilanlarının kölelerisiniz.

siz paranın kölelerisiniz.

siz kariyer kölesisiniz.

siz güç delisisiniz.

farkındamısınız, çürüyorsunuz

**************************************************************

Ve tüm bunları başardıgınızı düşündügünüz halde tutunamayanlar kategorisindesiniz neden acaba?

Ve başlık sahibi siz;bunlar başkaları için maddeler halinde sıralamışken ,siz bunları yapmıyormusunuz?


furtuna
Genel Müdür
31 Ekim 2011 10:12

Öncelikle belirtmem gereken husus, yazımda bir sistem eleştirisi yapıldığıdır.

bu eleştirinin kişilere dokunan yönünde ise, ilk sırada yazarı olarak ben varım.

suçlayıcı bir üsluptan ötürü yanlış anlaşılmış olabilirim.

burada en büyük eleştiri kendimedir, bilinsin isterim.


!!EsMeR!!!SeKeRiM!!
Müsteşar Yardımcısı
10 Kasım 2011 16:46

Sayın Futuna,

Öncelikle yazınıza isinaden bilinen bir Nasreddin Hoca anektodu paylaşmak isterim.

...

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:

?Kimsin??

?Hiç? demiş Hoca, ?Hiç kimseyim.?

Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:

?Sen kimsin??

?Mutasarrıf? demiş adam kabara kabara.

?Sonra ne olacaksın?? diye sormuş Nasrettin Hoca.

?Herhalde vali olurum? diye cevaplamış adam.

?Daha sonra?? diye üstelemiş Hoca.

?Vezir? demiş adam.

?Daha daha sonra ne olacaksın??

?Bir ihtimal sadrazam olabilirim.?

?Peki, ondan sonra??

Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:

?Hiç.?

?Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:

"Hiçlik makamında!?

..

Hemen hemen hepimizin söylemidir ölümlü dünyada değer mi ? söylem bu peki ya eylem ? sizinde serzenişlrinizde altını çizdiğiniz kkuşmuş sistemin için kendimizle çelişiyor ve savaşıyoruz.

Onlarca sınav girdim başarılı olduklarım olamadıklarım.. yetiştiklerim yetişemediklerim.. beni yıpratırken şunu yapamadı benden beni çalamadı bn ben olmaya devam ettim yinede zyan oln yılarımı geri alamadım !

Güzel bir söz ile ağlayayım " ne oldum değil ne olacaım demeli" belli mi olur heplikten hiçliğe giden bu ömür birgün hiçken hep olur..

saygılar


samal
Aday Memur
02 Şubat 2012 16:57

furtuna çok güzel ifade etmişsin hastalıklarımızı. sınavlar hırslar tüketti bizi. yaratılış amacımızı unuttuk.hatta sadece bu sınavlar ve bir yerlere ulaşamamalar başkalarından üste çıkmak için hırs yapmalar "tutunamayanlar"ın sayısını bir hayli yükseltti.ben üniversite sınavından sonraki hiçbir sınavı kazanamadım çünkü içimde bir ses hiçbir sınava girme diyor. sadece üç defa kpss ye girdim bu sınavlardan ilkini sınav hakkı diye girdim sonraki sınava toplum ne der sıkıntısından girdim en son sınava da evdekilerin baskısına dayanamadım girdim. lanet olsun sınavlara, kariyerlere diyen isyanımı hiç dindiremedim.ve toplum olarak bizi içine çeken köleleştirme sisteminin kurbanları olduk. dizilerin kurbanıyız kariyerlerin paranın kurbanıyız. rahat konforlu yerlerin adaylarıyız artık. nice arkadaşım memur bazıları para içinde yüzüyor hemen göbek bağlamaya başladı. akşam misafirliğe gelelim mi diye soramıyorsunuz kaçıyorlar çünkü kendilerini hem entellektüel hem çok zeki hem üstün bir sınıf olarak algılıyorlar.arkadaş değiliz artık sadece Facebooklarda "aa doğum günün kutlu olsun" diyecek kadar bir yakınlığımız kaldı. şimdi ne işler yapıyorsun diye sorduklarında taşeron firmalarda temizlikçilik özel sektörde hamallık yapıyorum dediğimde saygıdan bir şey söylemeseler de bir daha sana telefon açmıyor bir daha yanına gelmiyorlar. ben hayatım boyunca tutunamayanlara kendimi yakın buldum.kendim de tutunamadım. bundan da o kadar üzülmüyorum. hatta tutunanları da eleştirmiyorum niçin tutundunuz diye sadece eleştirim tutunduktan sonraki tutumlarının kötü yönde değişmiş olması. yoksa Allah katında kariyerlerimizle ölçülecek değiliz. keşke sınavlar hayatımızı kaplayacağına sadece Fatihanın ayetleri kaplasaydı. sınav değil de hikmet toplumu olsaydık.

02 Şubat 2012 17:47

Hayatın 4 işlemi vardır: Başarı,insanı toplar. Başarısızlık eksiltir. Aşk,çarpar. Ayrılık böler. Geriye sadece sen kalırsın!


tarihci09-82
Yasaklı
10 Şubat 2012 19:08

http://www.facebook.com/frtnsamano

?Devletlerin hafızasını kendi hafızamız olarak kabullenmemeliyiz. Uluslar ortak çıkarlara sahip topluluklar değildir ve hiçbir zaman da olmadılar. Bir ailenin tarihi olarak sunulan herhangi bir ülkenin tarihi, fatihler ve fethedilenler, efendiler ve köleler, kapitalistler ve işçiler, egemen ırk ve egemen cins ile ezilenler arasında -bazen su yüzüne çıkan ama çoğunlukla bastırılan- şiddetli çıkar çatışmalarını gizler. Ve böylesi bir çatışma dünyasında, bir kurbanlar ve cellatlar dünyasında, düşünen insanların görevi cellatlar tarafında yer almamaktır. Dolayısıyla tarih içindeki seçimimden veya vurgularımdan kaynaklanan bu kaçınılmaz yer alışımda, ben Amerika?nın keşfini Arawakların-(İspanyolların Kuzey Amerika?ya geldiklerinde karşılaştıkları ilk yerli kabilelerden)- bakış açısıyla anlatmayı tercih ediyorum; anayasayı kölelerin bakış açısıyla, Andrew Jackson?u Cherokeelerin (en zengin topraklara sahip olan ve yerlileri temizleme operasyonunda nüfusunun üçte birini kaybeden Amerikan yerli kabilesi) açısından, Amerikan İç Savaşı?nı New York Iris?a göründüğü gibi, Meksika Savaşı?nı Scott?un ordusundan firar eden askerlere, sanayinin yükselişini Lowell tekstil atölyelerindeki genç kadınlara, İspanyol-Amerikan Savaşı?nı Kübalılara, Filipinler?in fethini Luzon?daki siyah askerlere, Yaldızlı Çağı güneyli çiftçilere, Birinci Dünya Savaşı?nı sosyalistlere, İkinci Dünya Savaşı?nı pasifistlere, New Deal politikalarını Harlem?deki siyahilere, savaş sonrası Amerikan imparatorluğunu Latin Amerika?daki gündelikçilere göründüğü gibi anlatmayı tercih ediyorum...?

Howard Zinn

Kötü zamanlarda umutlu olmak aptalca romantizm değildir. Bu, insanlık tarihinin sadece acımasızlığın değil, merhametin, fedakârlığın, cesaretin, nezaketin tarihi olduğu gerçeğine dayanır. Hayatlarımızı, bu karmaşık tarihte neyi vurgulamayı tercih ettiğimiz belirleyecek. Sadece en kötüyü görürsek, bir şeyler yapma kapasitemizi yok eder. İnsanların göz kamaştırıcı bir şekilde davrandığı dönemleri ve yerleri (ki sayıları hiç az değildir) hatırlarsak, bu bize harekete geçme enerjisi, en azından dünyanın dönüş istikametini değiştirme ihtimalini verir. Ve ne kadar küçük çaplı olursa olsun, eyleme geçersek büyük ütopyaları beklemek zorunda kalmayız. Gelecek şu an var olanların sonsuz devamıdır ve şu an, çevremizdeki bütün bu kötülüklere direnerek, insanların yaşaması gerektiğini düşündüğümüz şekilde yaşamak kendi içinde muhteşem bir zaferdir.?

Howard Zinn


tarihci09-82
Yasaklı
21 Şubat 2012 23:55

Patagonya Maymunistan Cumhuriyeti

http://www.youtube.com/watch?v=b4QRBnQnx4U

Maymunlar Cehennemi: Başlangıç - Türkçe Altyazılı Fragman (2011) HD

http://www.youtube.com/watch?v=OCVVbS4e_hY


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
10 Ocak 2013 19:57

forum.memurlar.net/konu/1732059/


Gülece
Şef
14 Ocak 2013 19:51

Sayın Furtuna

Tebrik ederim çok güzel bir yazı

Bazen sevgilinin omzunda, çocuğunuzun gülüşünde, çok basit şeylerdedir hayatın anlamı.


Kontrol F
Şube Müdürü
25 Kasım 2014 07:18

Toplam 14 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi