Editörler : F16 Gökçen
03 Aralık 2011 21:19

Okurken Altını Çizdiğimiz Satırlar

Kitap,dergi ya da bir köşe yazısını okurken beğendiğimiz satırları tekrar tekrar okur, hatta altını çizeriz değil mi?

İşte altını çizdiğimiz bu cümleleri,sözleri burada paylaşmaya var mısınız?

----------

"Hayatın kelimelerden çıkarılabileceğini zannetmiştim.Oysa karşıladıkları nesneyi bile göstermiyorlar.Demek kelimeler hayattan çıkıyor, hayat kelimelerden değil." shf.13

Mor Mürekkep,Nazan Bekiroğlu


**GAYE**
Müsteşar
04 Aralık 2011 20:32

...Kendinden hiç hoşnut olmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da, bu sefer kendileri de, kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesi altına girmeyi kabullenmektir?

?Nietzsche Ağladığında?

Irvın D.Yalom


Afra2
Genel Müdür
04 Aralık 2011 21:52

Gariptir insanoğlu; yürümez, sevmez, mektup yazmaz, ağlamaz ve dua etmez..sonra da mutlu olamıyorum der!..

'Mavisini Yitirmiş Yaşamak' / Ali Çolak


NeYsE
Yasaklı
07 Aralık 2011 11:36

"Bitirmek İçin Yarını, Başkasına Anlatmak İçin bitirmeyi Beklemeyeceksin".

Kitabın arka kapağında yazıyor..

Adam Fawer-OlasıLıksız


burcuburcuburcu
Müsteşar
07 Aralık 2011 20:14

Bir insanın adını öğrenmek demek, hayatının yarısını bilmektir

(Elif Şafak - Araf) kelimesi kelimesine bulamadım malesef bakmama rağmen. Çok hoşuma gitmiş olmalı ki üstünden kaç kitap geçti hala aklımdadır.


cilginturk71
Başbakan Müsteşarı
07 Aralık 2011 20:49

"... içinden bir cehennem geçen ve bir cehennemin içinden geçen, cehennemi anlatmayı aklına getirmez."shf.24

Mor Mürekkep,Nazan Bekiroğlu


**GAYE**
Müsteşar
08 Aralık 2011 09:58

??Uçmak istiyorsunuz, ama uçmaya uçmakla başlayamazsınız. Size önce yürümesini öğretmek zorundayım, ve yürümeyi öğrenmenin ilk adımı, kendi kuralları olmayan insanın başkaları tarafından yönetilmek zorunda kalacağını anlamaktır. Başkalarının kurallarına uymak, insanın kendisini yönetmesinden çok, hem de çok daha kolaydır??

?Nietzsche Ağladığında?

Irvın D.Yalom


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
09 Aralık 2011 12:18

"Yaptığım seçimler başkalarını tutsak ediyorsa ben o özgürlüğü seçmem." (Sayfa:317)

Nietzsche Ağladığında,İ.Yalom


emine çoruhlu
Kapalı
09 Aralık 2011 21:53

Düşünüyorum o halde varım

Rene Descartes


**GAYE**
Müsteşar
14 Aralık 2011 09:41

? Gelenek , dinî bir fikir veya espriyi kurumlaştırarak nesiller arasında tecrübe intikalini sağladığı için bir kıymet ifade eder; gelenek sadece gelenek olduğu için değer taşımaz ve gelenek adına bir şeyler yaparken onun anafikrini unutmak doğru değildir?

?Yatağına Kırgın Irmaklar?

Ahmet Turan Alkan


**GAYE**
Müsteşar
24 Aralık 2011 09:17

?Önce zorunlu olanı istemek, sonra da istenileni sevmek gerekiyor?

?Nietzche Ağladığında?

Irvın D.Yalom


**GAYE**
Müsteşar
31 Aralık 2011 12:13

...Özrün yüzünde bile kalsa, ben görünenle hükmetmek zorundayım...

"Bozkırın Sırrı"

Ahmet TURGUT


**GAYE**
Müsteşar
01 Ocak 2012 20:27

...Hata görmek istersen, senin de hatanı görürler. Derman olmak istersen, dermanın olurlar...

"Bozkırın Sırrı"

Ahmet TURGUT


liyaz
Aday Memur
02 Ocak 2012 08:37

Doğan Cüceloğlu: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?

Bir katılımcı: Allah?a şükür, hocam, bildiğimiz kadarıyla yok.

...

Doğan Cüceloğlu: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz?

Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar: Ölüm.

Doğan Cüceloğlu: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Başka hiçbir şey insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi?Katılımcılar burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır?

Doğan Cüceloğlu: Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?

Katılımcılar: Hayır

Doğan Cüceloğlu: Bu saniye içinde olma olasılığı var mı?

Bir katılımcı: Var.

Doğan Cüceloğlu: Yarın?

Bir katılımcı: Evet.

Doğan Cüceloğlu: 30 yıl sonra?

Bir katılımcı: Olabilir.

Doğan Cüceloğlu: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz?

Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.

Doğan Cüceloğlu: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? Var mıdır böyle bir garanti?

Bir katılımcı: Yoktur Hocam.

Doğan Cüceloğlu: Peki nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini?

Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlar.

Bir katılımcı: Hocam konuyu değiştirsek?

Doğan Cüceloğlu: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?

Bir katılımcı: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.

Doğan Cüceloğlu: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı konular, tartışma ya da gerginlik yaratır mıydı? Yoksa önemsiz hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona, yüreğinizin derininden gelen bir ?Seni gerçekten çok seviyorum? demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı?

Burada bazı katılımcılar ağlıyordur. Belli ki dün akşam yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark etmişlerdir.

Doğan Cüceloğlu: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde ?Şimdi kalbini kırdım, ama zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim? diye kendi kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı?

Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?


**sude**
Başbakan Müsteşarı
06 Ocak 2012 09:53

?Alemde sevgiden büyük bir umut da, sevgiden öte bir korku da yoktur. Sevgiliden korkmak, korkunun en yüksek derecesi, sevgiliden umut etmek umudun en yüksek kertesidir. Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir.? Sayfa 20.

*

??dünyaya eser bıraktığını zannediyordu ama hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan,sonunda hiç yaşamamış gibi ölen adamlardan bir farkı yoktu..? Sayfa 5

İskender Pala/ Od


**GAYE**
Müsteşar
07 Ocak 2012 13:42

?Garipsediği de buydu zaten.

Huyların değişmesi canların çıkmasından daha zordu nedense. Zalim ve mazlum, gaddar ve mağrur, ateşle toprak gibi ayrışamıyordu yekdiğerinden. Bu yüzden kızıyordu insanlarına?

?Bozkırın Sırrı?

Ahmet TURGUT


efruzz
Aday Memur
07 Ocak 2012 14:24

Fukaradaki ihtiyaç zenginlerdeki mürüvvetten fazladır.

V. Hugo(Sefiller)


burcuburcuburcu
Müsteşar
15 Ocak 2012 14:09

''Bütün erkekler söyleyecek başka bir şey bulamadıklarında ve sıkıldıklarında evlenme teklif eder''

:D

Agahta Christie -Köşkteki Esrar

Sayfa 208

...ve hiçbir kadın başarısız bir erkeğe saygı duymaz

Agahta Christie - Köşkteki Esrar

Sayfa 219


öz-nur
Müsteşar Yardımcısı
15 Ocak 2012 23:10

"Berlin'de yalnızsınız değil mi ?" dedi.

"Ne gibi ?"

"Yani...Yalnız işte.. Kimsesiz..Ruhen yalnız...Nasıl söyleyeyim..Öyle bir haliniz var ki..."

"Anlıyorum ,anlıyorum...Tamamen yalnızım..Ama Berlin'de değil..Bütün dünyada yalnızım..Küçükten beri.."

"Bende yalnızım.."dedi."Boğulacak kadar yalnızım.." diye devam etti,

"hasta bir köpek kadar yalnız"....

SABAHATTİN ALİ -KÜRK MANTOLU MADONNA


**sude**
Başbakan Müsteşarı
16 Ocak 2012 14:25

?Şiir sözün unutulmayanıydı, ölümün elinden bir şeyler kurtarmak demekti. En güzel sözler şiir biçiminde söylenen sözlerdi ve gök kubbenin altında en uzun yaşayan sözler de şiir kalıbına girerse yaşayabiliyordu.? Sayfa 255.

İskender Pala/Od


**GAYE**
Müsteşar
16 Ocak 2012 21:13

...Hareketin en yüksek kertesi, hareketsizliktir. Belâgatin en yüksek kertesi hiç konuşmamaktır. Ok atmadaki en yüksek ustalık derecesi ise hiç ok atmamaktır...

"Yatağına Kırgın Irmaklar"

Ahmet Turan ALKAN

Toplam 218 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi