399, İHS, Taşeron Çağın gereklerine göre kendisini yenilediğini ve bu sürecin devam ettiğini, hizmet noktasında hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığını, uluslararası arenada zirvelere oynadığı beyan eden PTT maalesef personel politikasında aynı duyarlılık ve gereksinimi gösterememiştir. Öyleki söylemleri göz boyamaktan öteye geçemezken nasıl olurda personel politikasında gerçekçi bir yaklaşım beklenebilir. Üç farklı istihdam şeklini bünyesinde barındıran PTT (399,İHS,Taşeron) istihdam şeklinden kaynaklı adaletsiz ve kar odaklı (doğal olarak insan odaklı olmayan) bir yönetim anlayışını benimsemiş görünüyor. Aynı işi yaptığı halde farklı özlük hak ve ücret karşılığı çalışan personellerin sesi ise mobbing ve tehdit ile (özellikle taşeron personel) susturulmaya çalışıyor. Bugün gelinen son noktada, en önemli mesele olması gerekirken ısrarla görmezlikten gelinen personel politikasında ciddi anlamda revizyona ve güncellemeye ihtiyaç olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Peki çözüm nedir? Öncelikle tek tip istihdam modelini hayata geçirip, taşeronları da aynı kadroya alarak personel arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırıp iş yerlerindeki adaletsizliğe bağlı çatışma ortamını ortadan kaldırmak şarttır. Performans sistemini güncelleyerek performansa dayalı verimi artırma yoluna gidilmeli. Görevde yükselme ve kariyer konusunda daha ciddi ve gerçekçi yaklaşımlar değerlendirilmeli. Yani demem o ki sadece kar değil insan odaklı da meseleye bakabilmeli. Bir zamanlar PTT çalışanlarında aidiyet duygusu varmış, şimdi ise yabancıdan farkı yok. Önceliğimiz adaleti tesis etmek olmalı, bu sadece yöneticiler için değil, çalışan personel içinde geçerli, adaleti eğip bükmeye başlamaya gör artık düzelmesi için Hz. Ömerler gerekir. Bugünün penceresinden baktığımız zaman Hz. Ömer gibi birini bulmak pek mümkün görünmüyor. Sağlıcakla kalın...
399, İHS, Taşeron Çağın gereklerine göre kendisini yenilediğini ve bu sürecin devam ettiğini, hizmet noktasında hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığını, uluslararası arenada zirvelere oynadığı beyan eden PTT maalesef personel politikasında aynı duyarlılık ve gereksinimi gösterememiştir. Öyleki söylemleri göz boyamaktan öteye geçemezken nasıl olurda personel politikasında gerçekçi bir yaklaşım beklenebilir. Üç farklı istihdam şeklini bünyesinde barındıran PTT (399,İHS,Taşeron) istihdam şeklinden kaynaklı adaletsiz ve kar odaklı (doğal olarak insan odaklı olmayan) bir yönetim anlayışını benimsemiş görünüyor. Aynı işi yaptığı halde farklı özlük hak ve ücret karşılığı çalışan personellerin sesi ise mobbing ve tehdit ile (özellikle taşeron personel) susturulmaya çalışıyor. Bugün gelinen son noktada, en önemli mesele olması gerekirken ısrarla görmezlikten gelinen personel politikasında ciddi anlamda revizyona ve güncellemeye ihtiyaç olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Peki çözüm nedir? Öncelikle tek tip istihdam modelini hayata geçirip, taşeronları da aynı kadroya alarak personel arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırıp iş yerlerindeki adaletsizliğe bağlı çatışma ortamını ortadan kaldırmak şarttır. Performans sistemini güncelleyerek performansa dayalı verimi artırma yoluna gidilmeli. Görevde yükselme ve kariyer konusunda daha ciddi ve gerçekçi yaklaşımlar değerlendirilmeli. Yani demem o ki sadece kar değil insan odaklı da meseleye bakabilmeli. Bir zamanlar PTT çalışanlarında aidiyet duygusu varmış, şimdi ise yabancıdan farkı yok. Önceliğimiz adaleti tesis etmek olmalı, bu sadece yöneticiler için değil, çalışan personel içinde geçerli, adaleti eğip bükmeye başlamaya gör artık düzelmesi için Hz. Ömerler gerekir. Bugünün penceresinden baktığımız zaman Hz. Ömer gibi birini bulmak pek mümkün görünmüyor. Sağlıcakla kalın...