Editörler : Lanet
12 Mart 2012 07:44

Tahammül

Adı üstünde sınırı olan bir şey. Son nokta belki tahammülsüzlük. Aşılabilir bir durum mudur?

Alışılabilir, kabul edilebilir bir şey midir?

Ne kadar tahammülümüz var?

Bizden farklı düşünenlere, hoşlanmadıklarımıza, aynı frekansta olmadıklarımıza, hayat tarzlarını beğenmediklerimize, bizden daha başarılı olanlara, bizden daha hızlı öğrenenlere, bizden yavaşlara, bizden güzellere, iyilere, kötülere...


englshtchr
Genel Müdür
12 Mart 2012 15:53

Günümüzde hakim olan öğretiye göre hareket edersek tahammül sınırımız gittikçe daralacaktır aslında. Bırakın bizden farklı olanı, bizden olana bile tahammül edemeyeceğiz bu gidişle. Bireyselcilik derken birlik olmayı, başkasını da görmeyi, onu olduğu gibi kabul etmeyi unutacağız neredeyse. Halbuki dün bir zatın sözünü dinlemiştim: Onur, haysiyet gibi kavramların altına gizlenen bir benlik, ego olabilir ve biz iyi şeyler yaptığımızı zannederek aslında kötülüğün içinde olabiliriz.

Bir de elbette herkesin kırmızı çizgileri vardır. Ama bunlar şahsi olmaktan ziyade farklı mahiyette olmalı, mesela din, vicdan, hak, adalet, özgürlük, vs. için çizilmelidir. O zaman tahammül göstermeye bile gerek kalmaz belki de...


englshtchr
Genel Müdür
12 Mart 2012 16:04

Ayrıca hayat tahammülden ibarettir bir yönüyle. Hep birilerine tahammül ederiz, sevsek de ederiz, sevmesek de. Yazın sıcağa, kışın soğuğa tahammül ederiz. Sabah işe gitmeye, akşam trafiğe tahammül ederiz. En önemlisi de zamana tahammül ederiz; bazen hızlı bazen de çok yavaş akan zamana.

Aslında tahammüllüyüz insan olarak, sadece biraz farklılıklara tahammül etmeyi ve herkesi kendi konumunda kabul etmeyi öğrenmemiz lazım o kadar...


Itsnotfar
Kapalı
18 Mart 2012 10:37

Tahammül et tahammül et nereye kadar her şeyin bir sonu olduğu gibi tahammülün de sonu var...


İçimdeki_Cennet
Genel Müdür
18 Mart 2012 11:01

Herkes gidiyor bak kendi yoluna...

Ben yerimden kalkıp gidemiyorum...

Değil ki bir başka ademoğluna...

Kendime tahammül edemiyorum....

...

18.03.2012


pym
Daire Başkanı
18 Mart 2012 22:18

hayata anlam yukleyen nıcelerı farklı yorumları algılama gucluklerınden olsa gerek baskalarını anlayabılme yetılerını yıtırıverme derecesıne geldıklerınden, anlasılması guclesene tahammul gostermekte de yetersız kalıyorlar...

asıl sasırtıcı olan tahammul sınırlarını gecme rahatlıgı gosteren cogunlugun karsı tarafın kendısıne gosterdıgı tahammulu dahı yetersız bulup hosgoru beklemesı?

hosgoru, tahammul, tahammulsuzluk hayatın gerceklerı? dıger tum gercekler gıbı asıl amaclarına uygun yerde kullanılmadıklarında cırkın duruyorlar?


**sude**
Başbakan Müsteşarı
19 Mart 2012 10:54

Tahammülsüzlük had safhada genelde. Bizim gibi düşünmeyen ya da yaşamayan insanları istemiyoruz çevremizde. Bir şekilde onları yok edelim düşüncesi var çoğumuzda. Tahammül edemediğimiz kişilerin ya da olayların merkezine kendimizi koymuyoruz genelde. Sadece ben odaklı bir yaşamımız var. Bu yüzden diğer insanlar gözümüzde farklı bir yere sahip oluyor..

Yalnız bu yazdıklarıma istinaden birde tahammülün sınırı olmalı diye düşünüyorum. Herşeye tahammül etmekte, bazı değerlerimizden ödün vermek anlamına gelir. Bu yüzden kırmızı çizgilerimizi çiğnemeden tahammül etme olayında, biraz kendimizi sınamalıyız..


buşra
Müsteşar
19 Mart 2012 14:57

?Hikâyelerini bilmediklerimizdir en çok düşman olduklarımız? der Zîzêk. Anlamadan, dinlemeden, tahammül göstermeden ne de kolay düşman kesiliriz. Anlamaya çalışmaktan çok, suyun öteki yakasını görmeden yargılamakta kolayına gelir çoğumuzun.

İnsanın tahammül sınırı nedir acaba? Dilini, dinini, düşüncesini yargılamaya kalkmak kime verilmiş bir hak? Kendinden olmayana, ötekileştirilene; kendi gibi düşünmeyene ve hareket etmeyene nedir bu tavır? Kapalı kapılar ardında incir çekirdeğini doldurmayacak durumlar için bu kadar kin gütmenin alemi ne?

Farklılıkları görme tahammülü göstermek zor olmasa gerek. Farklıyı ?farklı? kabul edip aynılıktan kurtulmak varken, aynı tempoda aynı nakaratı tutturmanın faydası ne?

Bu sorulara verilecek cevaplar olduğu sürece, tahammülden bahsetmek keyif verecektir sanırım.

Sınırlarımızı hak ettiği/edildiği şekilde genişletelim ve;

Dinleyelim,

Anlayalım,

Ama yargılamayalım(!)


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
19 Mart 2012 21:15

Tahammül mülkünü yıkanı bir Hulagu Han sanırdım....

sen de yıktın Ey Sevgili...

sesin,uzak illerin esrarını taşıdı bana oluk oluk...

ben esrarkeşliğe soyundum yaşımdan utanmadan

suçlarımı yok saymadan....

benim tahammülüm kadereyken

sen bana tahammül etme Ey Sevgili....


dede ali 2
Şube Müdürü
19 Mart 2012 21:42

Alışılabilir, kabul edilebilir bir şey midir? demişsiniz...

ve ardından birçok örnek vermişsiniz,bu örneklerden çoğu tahammül ile alakalı değil...


İDAL*
Başbakan Müsteşarı
19 Mart 2012 21:53

"Alışılabilir, tahammül edilebilir bir şey midir?" dedim evet sayın dede ali 2.

Fikri farklılıkların olduğu, hoşlanmadığınız kişilerle aynı ortamı paylaşma zorunluluğu, ya da hayat tarzı, yaşama biçiminin size hiç uymadığı kişilerle aynı ortamı paylaşabilir olmak biraz da tahammül etmektir. Bu farklılıklara alışmak, kabul etmek bireyin iç dünyasında karmaşaya yol açabilmekte. Bu sebepledir örneklerin ve öncesinde alışabilmek, kabul edebilmek tahammül/tahammülsüzlükle ama yakın ama uzak ilgisi vardır. Değilse sizin için geçerli örnekler neler olabilir?


dede ali 2
Şube Müdürü
19 Mart 2012 22:32

Mesela, bu hayat çok zor kardeşim bir sürü sıkıntı var, ne yapalım tahammül edeceğiz...

Gibi bir düşünce uygun olur mu?...


çağındeniz
Müsteşar
20 Mart 2012 07:14

"Ne kadar tahammülümüz var?"

pek kaldığı söylenemez artık. kişisel durumlarda sabrımın tahammül noktamın sınırı sonsuz. ama şu "polisler karakollardan çıkmasın" demeçleri verip de, güzel ülkemin güzel şehrini yakıp yıkan , sonra da "nerede bu devlet" diye ağlayanlar yok mu?

tahammül edemiyorum işte. aldıkları nefese bile


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 10:16

İt ürür kervan yürür derler...


englshtchr
Genel Müdür
20 Mart 2012 10:44

"İt ürür kervan yürür derler...

dede ali 2"

Bu cümlenin açıklanmaya ihtiyacı var...


şehb@l
Başbakan Müsteşarı
20 Mart 2012 12:18

dedeali bizim dedeali mi diye düşünüyorum...


çağındeniz
Müsteşar
20 Mart 2012 12:25

it ????

kervan ?????????

20 Mart 2012 12:41

Tahammül güzel şey. Herkes istediğini söylesin. Yediğim son darbeden ölmediysem tahammül sayesindedir.

#


İDAL*
Başbakan Müsteşarı
20 Mart 2012 13:18

19 Mart 2012 22:32 Düzenle Sil

Mesela, bu hayat çok zor kardeşim bir sürü sıkıntı var, ne yapalım tahammül edeceğiz...

Gibi bir düşünce uygun olur mu?...

dede ali 2

...

Kime göre neyin uygunluğunu ölçüyoruz? Bu başlıkta esas alınacak olan nokta merkezinde insanı ele almak ve devamında olaylara, yaklaşımlara, hayata ve hatta kendine olan dayanıklılığı, katlanılabilirliğini konuşabilmek.

Bu kadar basite indirgenmemeli diye düşünüyorum.

Aslında başlık tam da ismiyle müsemma paylaşımları barındırmakta. Mesela tahammül sınırlarını zorlayan bir söz var burada, benim verdiğim örneklerden öte sizin yazmış olduğunuz sözün açıklanması daha yerinde olacaktır.

"İt ürür kervan yürür derler..."

dede ali 2

Evet sayın dede ali 2?


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 15:31

ülkü bacım doğrudur biziz,it ürür kervan yürür sözünüde bir önceki yoruma binaen yaptım,anlayan zaten anladı...

sayın İDAL,örneklerinizden birkaçı şöyle 'bizden daha başarılı olanlara tahammül,bizden daha hızlı öğrenenlere tahammül' bu örnekler tahammüllük haller değildir,kıskançlık vardır burda,hasetlik vardır...

diğer örneklerde öyle,bu örnekleri tahammül etme kapsamına nasıl sokabiliriz.İsterseniz her örneği ayrı ayrı muhasebe edelim,bu örneklerden tahammül çıkmaz...


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
20 Mart 2012 18:36

tahammül

Arapça

1. Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması.

2. İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma:

?Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi.? -A. H. Müftüoğlu

(http://tdkterim.gov.tr/bts/)

*

Kavramın tanımını da görelim.

Toplam 61 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi