Editörler : E.Kayı Han


Yasaklı
20 Mart 2012 17:52

Kutsal kitaplarda "yıldız kayması"!

Halk arasında yıldız kayması diye tanımlanan bu olayın aslında yıldızlarla hiç bir ilgisi yoktur. Yıldızlar dünyadan milyarlarca kilometre ötedeki uzak güneşlerdir. Güneş Sistemimizin içinde Güneş ve gezegenlerin çekim kuvvetleri arasında bir oraya bir buraya gezinen sayısız göktaşı vardır. Bunlardan Dünyanın yakınından geçerken çekim alanına girenler, hızla atmosfere dalarlar. Sürtünmeden dolayı ısınırlar, yanarlar ve arkalarında parlak, çizgi gibi bir iz bırakırlar. Sonunda tamamına yakını, düşüşün son anında görülen parlamayı takiben yok olurlar.

Acaba insanların çıplak gözle geceleri görmüş oldukları bu olay kutsal kitaplarda nasıl anlatılmaktadır?

Tevrat ve İncil?de her biri birer güneş gibi olan hatta ondan daha büyükleri de söz konusu olabilen yıldızların ?yeryüzüne düşürülmesinden? bahsedilir.

?Göklerin ordusuna erişinceye dek büyüdü. Gökteki ordudan ve yıldızlardan bazılarını yeryüzüne düşürdü, ayakları altına alıp çiğnedi.? (Tevrat Daniel 8-10)

?İncir ağacı, güçlü bir yel tarafından sarsıldığında nasıl ham incirlerini yere dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü?. Dünyanın kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, bütün köleleri ve özgür kişileri, mağaralarda ve dağların kayaları arasında gizlendiler? (İncil, Yedi Müdür)

İncilin kıyamet alametlerinden bahsettiği yukarıdaki ayetine göre yıldızlar yeryüzüne düşüyor ve insanlar mağaralara saklanıyor. Bırakın yıldızların üzerine düşmesini o yıldızlardan sadece birisine yaklaşmak dahi yeryüzündeki her şeyi mahvetmeye yeter.

İncil ve Kuran?da ayrıca ?yıldız kayması? olarak bilinen gökyüzündeki bu hadise, tamamen gerçekten uzak bir şekilde Tanrının, kendi meclisini gizlice dinlemeye gelen şeytanlara attığı taşlar olarak açıklanmıştır.

İncil :

?Yetmişler sevinç içinde döndüler. "Ya Rab" dediler, "Senin adını andığımızda cinler bile bize boyun eğiyor." İsa onlara şöyle dedi:"Şeytan'ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm. Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir. Bununla birlikte, ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin, adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.? (Luka 10:17-20)

Kuran :

?Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik. Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür.? (Hicr 16-17-18)

?O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir. Andolsun ki biz, en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.? (Mülk 3-4-5)

?Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.? (Cin 8-9)

?Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar. Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.? (Saffat 6-7-8-9-10)

Yukarıdaki ayetlerde özellikle Mülk suresinin ayetlerinde ?gözünü çevir de bir bak? diyerek kast edilenin gözle görünebilen gökyüzü olduğu apaçık söylenmektedir. Bunun hemen devamında ise gözle görülen bu ?kandillerin? yani yıldızların şeytanlara atış taneleri olduğu ifade edilmektedir. Kısacası kurandaki ?yıldız kayması? diye bilinen olaylara ilişkin anlatımlar insanın gökyüzünde göremediği, kâinatın başka yerlerinde olup biten olaylar değildir.

İncil ve Kurandaki anlatımlar, ancak gökyüzü hakkında yeterli bilginin olmadığı çağlardaki insanların düşünebilecekleri türden yapılmış olan dinsel içerikli yorumlardır.

Uzayda sayısız gök taşı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları dünyamıza denk gelmekte çoğu ise denk gelmemekte ve uzayın boşluğunda ilerlemeye devam etmektedir. Dünyamıza denk gelenler ise atmosferden geçerken yok olmaktadır. Ayrıca, dünyamıza düşen her göktaşının yok olacağına dair bir kural da yoktur. Geçmişte dünyamıza düşen büyük göktaşlarının oluşturduğu kraterler bulunmaktadır.

Kısacası gökyüzünde gerçek anlamda ne bir yıldızın kayması veya düşmesi ne de herhangi bir şeytanın cezalandırılması ya da kaçan bir şeyin takibi söz konusudur.


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 18:01

İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir...NFK...


RTEman
Yasaklı
20 Mart 2012 18:48

Baba erenler birgün vaaz dinlemek için camiye gitmiş. Hoca, Tanrının 'nâmekan' olduğunu anlatmaya çalışıyormuş:

Hoca demiş ki;

- "O Ne yerdedir, ne göktedir, ne sağdadır, ne soldadır."

Oturduğu yerden bağırmış Bektaşi:

- "Hoca hoca, sen Tanrı yoktur demeye çalışıyorsun ama dilin varmıyor."


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 18:59

camiye gitmişse helal olsun ona...


hayatfani
Genel Müdür
20 Mart 2012 20:56

Bütün bunları yazarken acaba şu soru aklına takılmıyor mu?

Yahu uçsuz bucaksız bir gökyüzü,sınırları belli olmayan bir uzay boşluğu ve bu karanlık boşlukta minicik dünyamız neden sürekli aynı yörüngede ve hızda dönüyor?Yörüngesinden en ufak bir sapma bile insanın hayatını sürdürmesi için gerekli olan bütün dengeleri alt edebilirken neden bu sistemde en ufak bir bozulma,sapma olmuyor?

Neden dev gibi meteorlar, dünyamıza çarpıp da onu ve içindekileri paramparça etmiyor?Dünyayı ve içindeki canlıları bu sonsuz karanlık boşlukta sarhoş gibi dönerken koruyan güç nedir?

O'nu koruyan güç tabii ki yine onu yaratan ve belirlenmiş bir süreye kadar ona mühlet verendir.Süresi dolduğunda dönmesi de duracak,canlılığı da bitecektir.Herşeyin ne kadar planlı ve mantıklı olduğunu görebilmek bu kadar zor mu?gören gözler,çalışan akıllar için deliller ayan beyan ortada.


mustifafa
Yasaklı
20 Mart 2012 21:21

@hayatfani ;

1700'lü yılların bilimsel bulguları ile konuşuyorsun.

Yörüngeler sabit değil.

Her şey aynı hızda veya aynı durumda kalamıyor.Hiçbir şey stabil değil.Sürekli değişken.

Dünyaya hiç meteor çarpmamış gibi konuşuyorsun.

Ayrıca kim bilir nerelerde kaç meteor çarpışması oluşuyor.Yarın bir gün dünyaya da gelmesi muhtemel olabilir.

Yani senin anlayacağın bu kainatta kalıplaşmış bir düzen yok.Her şey değişiyor.Hem de her an


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 21:28

Kur'an'da "Ulul elbab" temiz akıl sahipleri...

diye geçiyor,şimdi merak ettim ateler nasıl akıl sahipleri...


mustifafa
Yasaklı
20 Mart 2012 21:32

Dinden çıkanları öldürmeye karşı olan

Zina yapanları öldürmeye karşı olan

İnsanlara dini ile değil insanlığı ile orantılı yaklaşan

Kendi değerlerine inanmayanları kafir,cehennemlik diye adlandırmayan

4 tane kadınla evlenmeyi yanlış bulan

Cariye edinmeyi ve köleliği yanlış bulan

.

.

.

.

PİS BİR AKLA sahibiz...Biz ateistler böyleyiz..Yapacak bir şey yok.Temiz bir akıl bize çok uzak bir durum :(


hayatfani
Genel Müdür
20 Mart 2012 21:41

Mustifafa, çarpacak zaten o meteor onun da adı kıyamet olacak(Allahu alem)


dede ali 2
Şube Müdürü
20 Mart 2012 21:44

Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce...NFK...

musti,için ferah olsun o aklını elbet su ile yıkarlar zamanı gelince...


hayatfani
Genel Müdür
20 Mart 2012 21:46

Yörüngelerin sabitliğinden kasıt dünyanın yörüngesinin bir başka gezegeninkine mesela marsınkine ya da jüpiterinkine karışmaması,her gezegenin kendisine has bir yörüngede seyretmesidir


ben marjinal
Yasaklı
20 Mart 2012 22:10

uzayda dolasan göktaşları dünyanın çekım gücüne kapılarak cok büyük bir hızla atmosfere giriş yaparlar

bu cok hızlı giriş atmosferle aşırı sürtünme yapar

hız o kadar yüksektırkı göktası ateş topuna dönüşür

pek çogu yere bile düşmeden yanarak kül olur

bilmem anlatabıldımmı

seytan falan taslandığı yok ortada

allah şeytana belırlı bır süreye kadar serbestlık verdi

allah sözünden dönmez


Nihall Atsız
Yasaklı
21 Mart 2012 14:44

Peki o yıldızlar hareket halindeyken taşlanıyor olamaz mı?


*çiğ tanesi
Genel Müdür
21 Mart 2012 14:55

Her şeyin başdöndürücü bir ahenk içerisinde seyredip durması asla kör tabiata veya tesadüflere verilemez...

Herşey O'nu anlatıyor, heryerde O'nun tecellileri. Bu muazzam ahenk insanın aklını elbette zorluyor ve sadece diyorum ki, Rabb'im Sana şükürler...


hafif_manyak
Müsteşar Yardımcısı
21 Mart 2012 15:51

---Baba erenler birgün vaaz dinlemek için camiye gitmiş.

"---camiye gitmişse helal olsun ona..."

:))


J.Raul Capablanca
Genel Müdür
21 Mart 2012 16:01

'Her şeyin başdöndürücü bir ahenk içerisinde seyredip durması asla kör tabiata veya tesadüflere verilemez...'

miş.Evrene baş döndürücü sıfatları yakıştırıyorsun,ve asla tesadüfe olasılıklara ihtimal vermiyorsun,e peki demezler mi adama ahnek içindeki evrende bile tesadüfe yer yokken onu yaratan ahenküstü ahenk şey nasıl olduda tesadüf eseri var olageldi.İhlas süresi,lokomotif vagon benzetmesinden başka akla yatkın bir şey var mı?


white dream
Yasaklı
21 Mart 2012 16:08

dam üstünde saksağan vur kafasına keseri:)))

yahu kardeşim az arapça bilseniz yine vallahi razı olacam:)

bırak arapçayı az türkçe mealleri bari daha dikkat etsek yine düzeltecez:)

Türkçe de sadece tek ışık kelimesi var ve her parlak şey için kullanılırç

ancak Kuran da güneş ışığına ziya denir ay kamer ışığınada nur denir.

ziya güneş gibi kendinden ışıklı cisimlerin ışığı

nur da ay gibi ışığı olmayıp yansıtan şeylerin ışığı için kullanılır.

Kur'an da yedi gökten bahsedilir.

en yakın yani dünyaya en yakın alt gök kandiller ile süslendi denir.

"Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik."

İnnâ zeyyennâ-ssemâe-ddunyâ bizînetin(i)lkevâkib

yıldız normalde arapça da necm dir.çoğulu nücum.

ancak burda direk necm kullanılmamış kevkeb çoğulu kevakib kullanılmış.

kevakib direk yıldız değildir.hz. yusuf rüyasında güneşi ayı ve 11 yıldızı gördüm derken

güneşte yıldız ama kuranda necm geçmez özel adı var şemstir.

demek Güneş sıradan bir yıldız değildir.özel görevli ve çok mühim evsaf ve hizmetler ile bezenmiş bir yıldızdır.

biz askeriyede genel sınıfa subay deriz.

en düşük rütbeli teğmende subay

genel kurmay başkanı orgeneral da subay.

Allah aşkına sınıfı aynı subay olan bu askerlerin rütbeleri aynımı

makamları güçleri hizmetleri aynı mı.

nerde umum ordu komutanı nerde küçük tabur komutanı.

necm evet yıldızların genel adı.

ancak özelde şems kevkeb şeyab seyyare ve bilmem ne isimler alır.

"Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık. mülk-5"

bu ayetin arapça metni:

"Ve lekad zeyyennâ-ssemâe-ddunyâ bimesâbîha ve cealnâhâ rucûmen lişşeyâtîn(i)(s) ve atednâ lehum azâbe-sse?îr(i)"

bi mesabiha misbah lamba demek. mesabiha lambanın çoğulu.

ayet mealinde olmuş kandil:)

kandil eskiden içine yağ konulur bir fitil takılır fitiln ucu ateş verilir ve o yağı fitil emerek aydınlatır. yağ biterse fitilde yanar kül olur.arapçada sirace kandil türü yakıştırmalar güneş içinde kullanılmıştır.

sanki mecaz manası var.

Allah güneşi yağsız yakıtsız yakar lamba gibi yer yüzünü aydınlatır.

kaç milyon yıldır o güneşin fitili yanıp kül olmadı.hala bir ilahi yağ onu besliyor.

misbah sabah kökünden türemiştir.

"İllâ meni-steraka-ssem?a feetbe?ahu şihâbun mubîn(un) hicr 18)

"Fakat kulak hırsızlığı yapan olursa, parlak bir ateş onu kovalar."

burdada ne necm ne kevkeb ne şems ne misbah geçer

ya ne geçer şihabun:))))9

rteman almış onu yıldız ve tane yapmış:)

sanır ki gök tek:)

oysa 7 gök ün en altındakilerin,n ziyneti süsü ve koruyucuları farklı farklıdır.

nasıl şira yıldızı var şems diye özel güneş var en alt gökte te şihab diye özel vazifeli bir yıldızın veya mahiyeti göğü ve dünyayı koruyan bir mahiyete bir mekanizmanın olduğu açkıtır.

nasıl gök yüzünde dünya çevresinde dönen insan uyduları haberleşmede düyayı görüntülemede kullanılır

buna benzer ilahi bir sistem adeta her türlü haberleşmeyi kontrol eder.ve aykırı durumlarda adeta ilahi bir akıllı füze sistemi gibi devreye girer.

burda ne yıldız ne meteor ne bilmem başka bir şey yoktur.

az okuyun:))


white dream
Yasaklı
21 Mart 2012 16:11

daha yazmayacam bu rtemana bıktım artık düzeltmekten:)

ilkokul düzeyi bulmacalardaki: kılın yağar üç harli iki harfi çıkmış:"KA" beyaz renkli soğuk maddde:bil bakalım nedir rteman:)))


white dream
Yasaklı
21 Mart 2012 16:13

Q klavyede ş ile L yan yana olduğu için kışın yağar yerine kılın yağar yazmışım pardon:))

rteman şimdi bunada takılıp düzeltmeye kalkmadan ben düzelttim:))


1LarathiaN
Yasaklı
21 Mart 2012 16:35

İhlas süresi,lokomotif vagon benzetmesinden başka akla yatkın bir şey var mı?

J.Raul Capablanca

:)))))))))))))))))))))

Çok yaşa sen emi :))))

Birkaç sure daha vardır emin ol :))


*çiğ tanesi
Genel Müdür
21 Mart 2012 17:17

"miş.Evrene baş döndürücü sıfatları yakıştırıyorsun,ve asla tesadüfe olasılıklara ihtimal vermiyorsun,e peki demezler mi adama ahnek içindeki evrende bile tesadüfe yer yokken onu yaratan ahenküstü ahenk şey nasıl olduda tesadüf eseri var olageldi.İhlas süresi,lokomotif vagon benzetmesinden başka akla yatkın bir şey var mı?" (J.Raul Capablanca)

***

Kusura bakmayın bu cümlelerden bişey anlayamadım. Anlayan arkadaşlar varsa buyursun lütfen...

Toplam 33 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi