en umutsuz köle, köleliğinin farkında olmayan köledir. köle olduğunu bilmiyor ki kurtulsun, kurtulmaya teşebbüs etsin.
köle çalışıyor, kazanıyor, kendi asli zaruri ihtiyaçlarından bile kısıp kazancını götürüp kendi elleriyle efendisine veriyor. hala daha köle olduğunun farkında değil.
*
köle kutunun (bir çiftlik-piyasa her neyse) içinde. efendi kutunun içine "hey arkadaşım biliyorum ki zor durumdasın veya senin işlerini daha büyütmen gerektiğini biliyorum. sana iyilik yapıyorum bak sana ihtiyacın olan parayı veriyorum." diyor 100 TL atıyor kutuya. bana her ay 10 TL verirsin bir yıl boyunca diyor. köle seviniyor. (ahmak köle kutunun içinde 100 var. nasıl 120 vereceksin. düşünsene)
çalışıyor köle, köle sevinçli, ekiyor biçiyor üretiyor. her ay 10-10 getirip vermeye başlıyor.
efendi eline geçen ilk 10 TL ile kölenin ekip biçtiklerinden bir yıllık ihtiyacını alıyor. (sen çalış ben yiyeyim.)
şimdi kölenin elinde 100 yine var. ama 110 daha ödemesi lazım. ay ay ödedikçe, sene sonuna doğru para bitiyor. fazlalık kalan 10 TL yi veremiyor.
efendi diyor ki, üzülme ben sana yine 100 veririm. ben seni destekliyorum...
hasılı köle çalışıyor, efendi yiyor. hem de hiç çalışmadan.
köle anlamıyor, köle olduğunu. bu köleye nasıl anlatmalı faizin ödenmesi mümkün olmayan fazlalık olduğu, köle olduğuna nasıl ikna edilmeli?
*
ey köle.. sen mal ve hizmet ürettiğin gibi parayı da sen üremeliydin. para sadece bir araç. para üretimini neden başkasına bıraktın ki? sen ne üretirsen üret para üretemeyeceğin için senin borcun hiç bitmez. anlamıyor musun? faizi neden kabul ettin? bu işe derhal son vermezsen ebediyyen köle olarak kalacaksın!
köle diyor ki, yok o benim iyiliğimi düşünüyor bana yardım ediyor. hem şimdilik ona çalışıyorum gibi görünsem de zamanla yavaş yavaş azaltacağım..
yahu köle nasıl azaltacaksın, sen artık efendinin iki dudağı arasındasın. o ne diyorsa yapmak zorundasın.
en umutsuz köle, köleliğinin farkında olmayan köledir. köle olduğunu bilmiyor ki kurtulsun, kurtulmaya teşebbüs etsin.
köle çalışıyor, kazanıyor, kendi asli zaruri ihtiyaçlarından bile kısıp kazancını götürüp kendi elleriyle efendisine veriyor. hala daha köle olduğunun farkında değil.
*
köle kutunun (bir çiftlik-piyasa her neyse) içinde. efendi kutunun içine "hey arkadaşım biliyorum ki zor durumdasın veya senin işlerini daha büyütmen gerektiğini biliyorum. sana iyilik yapıyorum bak sana ihtiyacın olan parayı veriyorum." diyor 100 TL atıyor kutuya. bana her ay 10 TL verirsin bir yıl boyunca diyor. köle seviniyor. (ahmak köle kutunun içinde 100 var. nasıl 120 vereceksin. düşünsene)
çalışıyor köle, köle sevinçli, ekiyor biçiyor üretiyor. her ay 10-10 getirip vermeye başlıyor.
efendi eline geçen ilk 10 TL ile kölenin ekip biçtiklerinden bir yıllık ihtiyacını alıyor. (sen çalış ben yiyeyim.)
şimdi kölenin elinde 100 yine var. ama 110 daha ödemesi lazım. ay ay ödedikçe, sene sonuna doğru para bitiyor. fazlalık kalan 10 TL yi veremiyor.
efendi diyor ki, üzülme ben sana yine 100 veririm. ben seni destekliyorum...
hasılı köle çalışıyor, efendi yiyor. hem de hiç çalışmadan.
köle anlamıyor, köle olduğunu. bu köleye nasıl anlatmalı faizin ödenmesi mümkün olmayan fazlalık olduğu, köle olduğuna nasıl ikna edilmeli?
*
ey köle.. sen mal ve hizmet ürettiğin gibi parayı da sen üremeliydin. para sadece bir araç. para üretimini neden başkasına bıraktın ki? sen ne üretirsen üret para üretemeyeceğin için senin borcun hiç bitmez. anlamıyor musun? faizi neden kabul ettin? bu işe derhal son vermezsen ebediyyen köle olarak kalacaksın!
köle diyor ki, yok o benim iyiliğimi düşünüyor bana yardım ediyor. hem şimdilik ona çalışıyorum gibi görünsem de zamanla yavaş yavaş azaltacağım..
yahu köle nasıl azaltacaksın, sen artık efendinin iki dudağı arasındasın. o ne diyorsa yapmak zorundasın.