Sn sevdalı1:
Nerede görev yaptığını biliyoruz, mevzuatınızı da biliyoruz... Ama emre atama yada benzeri görevlendirmelerle kimin nerey nasıl çekilebildiğini de biliyoruz benzer şekilde lazım olan adamı kurs görevlendirmesi adı altında bile istediniz yere çekersiniz kimsenin ruhu dahi duymaz...
Da personel başkanı ile kuvvet komutanın geçen yılki tayinlerin geç açıklanmasının kök nedenlerini de irdelemek istersen dinleriz...
Gelelim karbonmonoksit meselesine...
Solunan karbondioksitin kaynağını kim neye göre yorumladı?
Yangın varyasyonu ile ilgili bildiğini sandığın şey de doğru değil... Her yanma farklı yanma gazları çıkarır... Ortak olan CO CO2 ve H2O olur... Kükürtlü yanlamarda sülfür dioksit çıkar yanan malzeme hakkında bir şey konuşmadık... Yanan malzeme helikopter yakıtı ise çıkan yanma gazı sülfür içermez... Bu durumda yangın boğulması yada eksoz boğulması yada saf CO boğulması olduğunu ayıramayabilirsin...
Tahminen düşen helikopterin içine hasar sonrası eksoz gazı dolmuş olabilir.. Yani koltuk döşeme tutuşmazsa co2 soluması eksoz dumanı yada yakıt ile de olabilir...
Ha şunu diyebilirdin... Düştüklerinde ölmüş ve solunum durmuş... Velakin biliyoruz ki düştüklerinde hala nefes alıyorlardı...
Ona da itiraz edeceksen... Telefon kayıtlarına göz at...
Her neyse...
Dünya alem söktüklerini biliyor derken bu genel bir prosedür de biz bilmiyoruz sanırım...
Düşen her sivil helikopterin uçuş ekipmanını asker sökmesi gelenek midir?
Mesala boğaza düşen polis helikopterinin ekipmanını da sökmeye giden askeri personel oldu mu?
Hani dünya alem biliyo bu işi bir ben bilmiyorum da...
Olmuştur haberdar değilimdir aydınlatırsanız sevinirim...
Son olarak dönelim şu generaller mevzuuna...
Basitçe tahmin edemezsin vs derken ortada bir organize faaliyet varsa bunlar yetkiler çerçevesinde yapılmışsa bundan bir kaç yıl sonra ne yapılacağı kimin ne göreve getirileceğinin konuşulması yada tahmin edilmesi kadar doğal bir durum yoktur...
Yine benzer şekilde...
Planlarda geçen, cemaat ve dini liderlere saldırı konularının benzerleri de...
Hrant dink olayı, rahip santaro olayı, ismail ağa cemaatinin liderinin camide öldürülmesi gibi olaylarda açıkça görülebilmektedir...
Yine güney doğuda adı lazım değil bir kitap evini bombalarken yakalanan enteresan bir ekibi de düşünürsek...
Yapılan faaliyetler düzen sağlamaktan ziyade infial çıkarmaya yönelik gibi görünmekte...
Ha ben bir şeyleri görmezden geliyor görünüyorken siz bunları hiç görmezden geliyorsanız takdir sizin...
De yemezler...
Salt TSK düşmanı arayıp, insanları yaftalayıp akabinde de savunmaya çalışmanız ne kuruma ne size nede bize fayda sağlamaz...
1'inci ordunun fişleme listesine baktınız mı? O dönemde orada görev yapanlar üzerine bir fişleme... Varsayalım düzmece... Bunca adamın nerde görev yaptığının listesinin kimde olması ihtimali var?
Birini gitmiş zaman okur diye fişlemiş, bir diğerini ülkücü diye bir başkasını da namaz kılar diye...
Adamlardan tanıkları soruşturuyorum... Yarısının anlatılanla alakası bile yok...
Yani bunlar yapılmamış olmamış işler biz buluttan nem kapıyoruz...
Orgeneral seviyesinde bir generalin uçağı düşmüş, cumhur başkanı ölmüş, bir gazetecinin aracı bombalanmış, bir milletvekilinin aracı kaza yapmış 33 er şehit edilerek halkta infial yaratılmış, karakol basılmış ve bunların hepsi 1 yıl içinde yani 1993 yılında meydana gelmiş... Buna dahi kimse şaşırmamış bir ülkede yaşıyoruz...
Bundan ötürü dür ki... Bazan olaylara bu kadar düz ve savunmacı bakarken hakikaten faydalı bir iş yaptığınıza inanıyormusunuz merak ediyorum...
Şu dava esnasında birden kanser olup ölen, birden hastalanıp ölen, intihar eden kişi sayısını hiç takip edebildiniz mi?
Ne oldu bu adamlar kahrından mı öldü sizce?
Bir örgütlenme olduğu ve bundan dolayı konuşma ihtimali olacakların devre dışı bırakılmaya çalışıldığı ihtimali size neden uzak anlamadım...
Size göre normal olan bir çok tuhaflık ortada kol geziyor...
Yine alakasız gibi görünen fuhuş davası neticesinde tutuklu yargılanan sayısına bakarsanız fuhuş ve casusluktan şüpheli bayanla kaç personelin ilintisi olduğuna ve kaçının şantaja maruz kaldığına...
Uluslararası operasyona bile maruz kaldığımız söylenebilir...
Benim devletimin ülkemin gizli sırları onun bunun afedersiniz fahişenin bilgisayarında geziyor...
Savcı kirazlıdereye kozmik odaya girdi diye bozuk atarken, milletin elindeki bilgilere ve davaya dair gık duymadım...
Bakın bulabilirseniz yazılarımda arayın... Cüppeli ahmet hoca kimdir nerden çıktı bu adam dedim adam tık içerde...
Neden artık herkes herşeyin farkında... Bi amcam konuşacak arkasından irtica hortladı sanki devlet yada hükümetler cüppelinin ortağı...
Artık şu operasyonları görün...
Bir genel kurmay başkanı devam eden bir davada, çıkıp müdahil olarak boruydu kağıttı demez... Gerekli makamlar gerekli araştırmayı yapıyor hukuka saygılıyız personelimizin bu olaylarla anılması bizi üzmüştür... Varsa şahıs hataları cezalandırılsın ama suçsuz personelin de bir an önce ayıklanması temennimizdir diye bir açıklama yapmak dururken olaya taraf olması kadar tuhaf bir şey olabilir mi?
Batı çalışma grupları, encümen-i daniş ler gibi garip garip yapılanmalar varmış ve biz ancak bunları sonradan davalarda öğreniyoruz...
Hatta bu encümen-i daniş, cumhurbaşkanlarına tavsiye mektubu yazar nitekiteymiş... Açın interneti karıştırın okuyun....
Bunlar yok yada tesadüf müş gibi davranmamın manası yok...
Kimse top yekün kurumları suçlamasın şahsi yada uluslarası destekli operasyonlar da olabilir bunlar... Bazıları şantajla bazıları tehditle bazıları kendi isteği ile bu işlere girmiş yada bulaştırılmış olabileceği gibi suçsuz da olabilirler...
Komiktir ki ülkenin hava sahasının güvenliğini sağladığını iddia eden kurumun bir helikopterin düşün anındaki dört dakikalık radar kayıtları na mevcuttur... Ve bu na mevcudiyet arıza ile açıklanmaya çalışılmaktadır...
Neresinden tutsam sapır sapır dökülen vakaları hala ne diye savunma çabasındasınız anlamıyorum...
Devlet memurlarının etik davranışları ile ilgil bir kanun çıkıp bu etik ilkelerden TSK ve yargı gibi kurumlar muaf tutulur mu?
Gerçi TSK her yerde hariç tutturmuştur kendini... Ne yargıya ne denetime nede başka bir üçüncü kontrole hep soğuk bakmıştır...
Ve siz hala kurum aidiyeti duygusuyla bunları görmezden gelme taraftarısınız...
Üzücüdür ki o inkar edilen olaylarda ses kayıtları ortaya çıkmaya başlamış ortada gezen ses kayıtları zaten inkar edilen içler acısı tabloyu gözler önüne sermektedir...
Ülkenin eğitimli becerikli adamlarının kayıtlardaki sözlerine küfürlerine bakıyorsunuz puh sizin kalıbınıza diyesiniz gelmiyorsa benim zaten söyleyecek lafım yok...
Aslında bu konuda hükümete de bir iki çift eleştirim var... Bu konuda yeni düzenleme yapmış ve ses kayıtlarının yayınlanması yada referans göstermesine dahi ağır yaptırımlar getirmeye çalışmıştır ki bu üzücü durum kafaları kuma gömmekten başka bir şey değildir...
Bir ülkede ülkenin ali menfaatleri için halktan bilgi saklanmaz... Saklanıp akabinde bu bilgi ortaya dökülünce oslo da çuvalladığı gibi çuvallatırlar adamı...
Bir şeyi halkından gizlemeye kalkıyorsan arkadandaki desteğe güvenmiyorsun demektir... Demekki yapacağın işi halk desteklemeyecek ve gizlemeye çalışıyorsun.... Yada güveniyoran gizlemene gerek kalmaz... Yani halkın iradesi ve isteği dışında bir şeyler yapmak doğru değildir...
Bu gibi durumlar da şükür ki internet ortamında çatır çatır yayınlanacak... Kanun da engelleyemez bu işleri... Yayınlayan adamın ülke bağı yoksa yada başka bir ülkede ise istediğinizi yapın... Wikileaksçiler gibi susturamazsınız o da ayrı mevzu...
ABD nin susturmadığını burası zor susturur da....
Bunca parametre varken hala salt savunmacı yada yokcu davranmak bu ülkeye hiç bir fayda sağlamayacaktır...
Siz hala bildiğinizi okuyun sorun değil...
Sn sevdalı1:
Nerede görev yaptığını biliyoruz, mevzuatınızı da biliyoruz... Ama emre atama yada benzeri görevlendirmelerle kimin nerey nasıl çekilebildiğini de biliyoruz benzer şekilde lazım olan adamı kurs görevlendirmesi adı altında bile istediniz yere çekersiniz kimsenin ruhu dahi duymaz...
Da personel başkanı ile kuvvet komutanın geçen yılki tayinlerin geç açıklanmasının kök nedenlerini de irdelemek istersen dinleriz...
Gelelim karbonmonoksit meselesine...
Solunan karbondioksitin kaynağını kim neye göre yorumladı?
Yangın varyasyonu ile ilgili bildiğini sandığın şey de doğru değil... Her yanma farklı yanma gazları çıkarır... Ortak olan CO CO2 ve H2O olur... Kükürtlü yanlamarda sülfür dioksit çıkar yanan malzeme hakkında bir şey konuşmadık... Yanan malzeme helikopter yakıtı ise çıkan yanma gazı sülfür içermez... Bu durumda yangın boğulması yada eksoz boğulması yada saf CO boğulması olduğunu ayıramayabilirsin...
Tahminen düşen helikopterin içine hasar sonrası eksoz gazı dolmuş olabilir.. Yani koltuk döşeme tutuşmazsa co2 soluması eksoz dumanı yada yakıt ile de olabilir...
Ha şunu diyebilirdin... Düştüklerinde ölmüş ve solunum durmuş... Velakin biliyoruz ki düştüklerinde hala nefes alıyorlardı...
Ona da itiraz edeceksen... Telefon kayıtlarına göz at...
Her neyse...
Dünya alem söktüklerini biliyor derken bu genel bir prosedür de biz bilmiyoruz sanırım...
Düşen her sivil helikopterin uçuş ekipmanını asker sökmesi gelenek midir?
Mesala boğaza düşen polis helikopterinin ekipmanını da sökmeye giden askeri personel oldu mu?
Hani dünya alem biliyo bu işi bir ben bilmiyorum da...
Olmuştur haberdar değilimdir aydınlatırsanız sevinirim...
Son olarak dönelim şu generaller mevzuuna...
Basitçe tahmin edemezsin vs derken ortada bir organize faaliyet varsa bunlar yetkiler çerçevesinde yapılmışsa bundan bir kaç yıl sonra ne yapılacağı kimin ne göreve getirileceğinin konuşulması yada tahmin edilmesi kadar doğal bir durum yoktur...
Yine benzer şekilde...
Planlarda geçen, cemaat ve dini liderlere saldırı konularının benzerleri de...
Hrant dink olayı, rahip santaro olayı, ismail ağa cemaatinin liderinin camide öldürülmesi gibi olaylarda açıkça görülebilmektedir...
Yine güney doğuda adı lazım değil bir kitap evini bombalarken yakalanan enteresan bir ekibi de düşünürsek...
Yapılan faaliyetler düzen sağlamaktan ziyade infial çıkarmaya yönelik gibi görünmekte...
Ha ben bir şeyleri görmezden geliyor görünüyorken siz bunları hiç görmezden geliyorsanız takdir sizin...
De yemezler...
Salt TSK düşmanı arayıp, insanları yaftalayıp akabinde de savunmaya çalışmanız ne kuruma ne size nede bize fayda sağlamaz...
1'inci ordunun fişleme listesine baktınız mı? O dönemde orada görev yapanlar üzerine bir fişleme... Varsayalım düzmece... Bunca adamın nerde görev yaptığının listesinin kimde olması ihtimali var?
Birini gitmiş zaman okur diye fişlemiş, bir diğerini ülkücü diye bir başkasını da namaz kılar diye...
Adamlardan tanıkları soruşturuyorum... Yarısının anlatılanla alakası bile yok...
Yani bunlar yapılmamış olmamış işler biz buluttan nem kapıyoruz...
Orgeneral seviyesinde bir generalin uçağı düşmüş, cumhur başkanı ölmüş, bir gazetecinin aracı bombalanmış, bir milletvekilinin aracı kaza yapmış 33 er şehit edilerek halkta infial yaratılmış, karakol basılmış ve bunların hepsi 1 yıl içinde yani 1993 yılında meydana gelmiş... Buna dahi kimse şaşırmamış bir ülkede yaşıyoruz...
Bundan ötürü dür ki... Bazan olaylara bu kadar düz ve savunmacı bakarken hakikaten faydalı bir iş yaptığınıza inanıyormusunuz merak ediyorum...
Şu dava esnasında birden kanser olup ölen, birden hastalanıp ölen, intihar eden kişi sayısını hiç takip edebildiniz mi?
Ne oldu bu adamlar kahrından mı öldü sizce?
Bir örgütlenme olduğu ve bundan dolayı konuşma ihtimali olacakların devre dışı bırakılmaya çalışıldığı ihtimali size neden uzak anlamadım...
Size göre normal olan bir çok tuhaflık ortada kol geziyor...
Yine alakasız gibi görünen fuhuş davası neticesinde tutuklu yargılanan sayısına bakarsanız fuhuş ve casusluktan şüpheli bayanla kaç personelin ilintisi olduğuna ve kaçının şantaja maruz kaldığına...
Uluslararası operasyona bile maruz kaldığımız söylenebilir...
Benim devletimin ülkemin gizli sırları onun bunun afedersiniz fahişenin bilgisayarında geziyor...
Savcı kirazlıdereye kozmik odaya girdi diye bozuk atarken, milletin elindeki bilgilere ve davaya dair gık duymadım...
Bakın bulabilirseniz yazılarımda arayın... Cüppeli ahmet hoca kimdir nerden çıktı bu adam dedim adam tık içerde...
Neden artık herkes herşeyin farkında... Bi amcam konuşacak arkasından irtica hortladı sanki devlet yada hükümetler cüppelinin ortağı...
Artık şu operasyonları görün...
Bir genel kurmay başkanı devam eden bir davada, çıkıp müdahil olarak boruydu kağıttı demez... Gerekli makamlar gerekli araştırmayı yapıyor hukuka saygılıyız personelimizin bu olaylarla anılması bizi üzmüştür... Varsa şahıs hataları cezalandırılsın ama suçsuz personelin de bir an önce ayıklanması temennimizdir diye bir açıklama yapmak dururken olaya taraf olması kadar tuhaf bir şey olabilir mi?
Batı çalışma grupları, encümen-i daniş ler gibi garip garip yapılanmalar varmış ve biz ancak bunları sonradan davalarda öğreniyoruz...
Hatta bu encümen-i daniş, cumhurbaşkanlarına tavsiye mektubu yazar nitekiteymiş... Açın interneti karıştırın okuyun....
Bunlar yok yada tesadüf müş gibi davranmamın manası yok...
Kimse top yekün kurumları suçlamasın şahsi yada uluslarası destekli operasyonlar da olabilir bunlar... Bazıları şantajla bazıları tehditle bazıları kendi isteği ile bu işlere girmiş yada bulaştırılmış olabileceği gibi suçsuz da olabilirler...
Komiktir ki ülkenin hava sahasının güvenliğini sağladığını iddia eden kurumun bir helikopterin düşün anındaki dört dakikalık radar kayıtları na mevcuttur... Ve bu na mevcudiyet arıza ile açıklanmaya çalışılmaktadır...
Neresinden tutsam sapır sapır dökülen vakaları hala ne diye savunma çabasındasınız anlamıyorum...
Devlet memurlarının etik davranışları ile ilgil bir kanun çıkıp bu etik ilkelerden TSK ve yargı gibi kurumlar muaf tutulur mu?
Gerçi TSK her yerde hariç tutturmuştur kendini... Ne yargıya ne denetime nede başka bir üçüncü kontrole hep soğuk bakmıştır...
Ve siz hala kurum aidiyeti duygusuyla bunları görmezden gelme taraftarısınız...
Üzücüdür ki o inkar edilen olaylarda ses kayıtları ortaya çıkmaya başlamış ortada gezen ses kayıtları zaten inkar edilen içler acısı tabloyu gözler önüne sermektedir...
Ülkenin eğitimli becerikli adamlarının kayıtlardaki sözlerine küfürlerine bakıyorsunuz puh sizin kalıbınıza diyesiniz gelmiyorsa benim zaten söyleyecek lafım yok...
Aslında bu konuda hükümete de bir iki çift eleştirim var... Bu konuda yeni düzenleme yapmış ve ses kayıtlarının yayınlanması yada referans göstermesine dahi ağır yaptırımlar getirmeye çalışmıştır ki bu üzücü durum kafaları kuma gömmekten başka bir şey değildir...
Bir ülkede ülkenin ali menfaatleri için halktan bilgi saklanmaz... Saklanıp akabinde bu bilgi ortaya dökülünce oslo da çuvalladığı gibi çuvallatırlar adamı...
Bir şeyi halkından gizlemeye kalkıyorsan arkadandaki desteğe güvenmiyorsun demektir... Demekki yapacağın işi halk desteklemeyecek ve gizlemeye çalışıyorsun.... Yada güveniyoran gizlemene gerek kalmaz... Yani halkın iradesi ve isteği dışında bir şeyler yapmak doğru değildir...
Bu gibi durumlar da şükür ki internet ortamında çatır çatır yayınlanacak... Kanun da engelleyemez bu işleri... Yayınlayan adamın ülke bağı yoksa yada başka bir ülkede ise istediğinizi yapın... Wikileaksçiler gibi susturamazsınız o da ayrı mevzu...
ABD nin susturmadığını burası zor susturur da....
Bunca parametre varken hala salt savunmacı yada yokcu davranmak bu ülkeye hiç bir fayda sağlamayacaktır...
Siz hala bildiğinizi okuyun sorun değil...