Editörler : Lanet


Kapalı
27 Temmuz 2012 23:23

İnadım İnat!...

Nurbahar AYDIN

- Ya kanka şu fizikçinin takıntılarına hastayım ha!

- Ne var kızım hoca haklı. Sen de derste ikide bir sakız çiğneme artık.

- İyi de o çiğneme dedikçe daha çok çiğneyesim geliyor!

- Hadi ya? Bende de oluyo bazen. Annem ?Kalk artık internetin başından!? dedikçe ben daha çok yapışıyorum. Sanki ?Otur kızım devam et? der gibi geliyor :)

Cümleler bir çoğumuz için tanıdık olsa gerek. Ne de olsa inatçılık az ya da çok hepimizin taşıdığı karakter özelliklerinden biri. Bazımızda normal boyutlarda olabiliyorken bazımız ise inatçılıkta keçilerle rekabette sınır tanımıyor. Düşüncelerinde ısrarcı olan, ?Dediğim dedik çaldığım düdük, illa da benim dediğim olacak? diyenlerin sayısı hiç de az değil. Bu tip insanlar hem çevresine hayatı zindan ederler, hem de karşıdaki ile mücadele etmenin verdiği sıkıntı nedeniyle kendilerini yiyip bitirirler. Hatta bazı arkadaşlar bu huyunun farkında bile değillerdir.

Aslına bakarsanız, inatçılık düşüncede ve davranışlarda esnekliğin olmaması, alternatifli düşünememe, hareket edememe, kendi düşünce kalıbının içine sıkışmış bir kişilik yapısını çağrıştırır. Karşısındaki kendi düşüncesine ters bir şey söylerse hemen itiraza başlar, kendi görüşünü kabul ettirene kadar savaşır durur. Sadece kendi aklının doğruluğuna inanan kişi, ne karşısındakinin farklı fikirlerini dinlemekte sabır gösterir, ne de çevresine yeterince uyum sağlayabilir. İnatçılığın sonu bir köprüde karşılaşan iki keçi misali suya düşüp boğulmaktır.

İNATÇILIK GÜÇLÜLÜK ANLAMINA GELMEZ

Gençlikte her şeye itiraz etmek bazılarının hayat anlayışıdır. Sanki diğerlerinin düşüncelerini onaylasa kişiliksiz ve güçsüz hale gelecektir. Bu yüzden kolay kolay evet demez. Hatta her söze ?Hayır? ile başlar. Sanki biri ona bir ara ?Ağzını hayır?a aç? demiştir de o, yanlış anlamıştır. Ağzını, hayırlı konuşmak için açacağına ?Hayır!? ile başlayan cümleler kurar. Öte yandan kendisine itiraz edilmesini, hele hele inatlaşılmasını hiç sevmez. Bu tip arkadaşlar katı fikirli olmanın güçlü olmak demek olduğunu düşünürler. Oysa çevresindekilerce güçlü bilineceklerine; can sıkıcı, yardıma kapalı, aksi insanlar olarak tanınırlar.

Bu sebeple fazla arkadaş edinemezler. Düşünsenize inatçı biriyle arkadaşlık yapan kişinin halini! Kendisini hiçe sayan, fikirlerine önem vermeyen, sürekli didişen biriyle nasıl arkadaşlık kurabilir? Yakınlarını inciten ve yalnız kalan inatçı karakterli kişiler aynı zamanda kontrolün kendilerinde olmasını ve güçlü görünmeyi severler. Ciddi bir ego kabarması sorunuyla karşı karşıyadırlar.

İNATÇILIĞIMA NE SEBEP OLUYOR?

Gençlerde inat huyunun ortaya çıkmasında biraz geriye giderek tahlil yapmak gerekiyor. İnatçılığın temellerinin aslında çocuklukta (2,5-5 yaş arası) atıldığını ve zamanla nasıl beslenip büyüdüğünü Biltek Koleji Rehber Öğretmeni Psikolog Melike İlerisoy şöyle ifade ediyor: ?İnatçılığı körükleyen tutumlar; aşırı baskıcı, cezalandırıcı, otoriter bir aile tutumudur. Bu  tutum birbirine zıt iki davranış örüntüsünü barındırır içinde. Aile ya ilgisizdir, büyüyen çocuğun ihtiyaçlarını, sorularını göz ardı eder ve genç yanlış yaptığında da sert ve cezalandırıcı, küçük düşürücü bir tavır sergiler.

Diğer yandan aile aşırı koruyucu bir şekilde yaklaşarak, çocuğun öz bakımından (yeme, içme, banyo vb.) arkadaş seçimine kadar her alanına müdahale eder, doğruyu göstermek adına ardı arkası kesilmeyen nasihatler verir, çocuğun büyümesine paralel olarak belli sorumlulukları ona yükleyerek güvendiğini hissettiremez ve tüm bunları da çocuğunu korumak adına yapar. Sıklıkla tekrar eden bu iki tutum da, öfkesini içine hapsetmiş, intikam alma duyguları ağır basan, kendisine denilenin tersini yapma eğiliminde olan bir kişilik yapısına zemin hazırlar.?

Çevremizde her istediğini ağlayarak, tepinerek söyleyen çocuklara rastlamışızdır. Çünkü bu şekilde hareket etmezlerse çocuğun istediği yapılmamaktadır. Uzmanımızın da belirttiği gibi ebeveynlerin bir hatası da çocuklarıyla inatlaşmasıdır. Eğer çocuğumuzla inatlaşıp, emreder tarzda konuşursak kendisine saldırıldığını düşünmeye başlar ve savunmaya geçer. ?Yemek yemek istemiyorum anne? diyen bir çocuğa anne ?Yemek zorundasın!? diye çıkışıp inatla yaklaşırsa çocuk o an belki denileni yapar ancak anneyi sinirlendirmek için de elinden geleni ardına koymaz. Mesela aheste aheste yer yemeğini. Başka şeylerle uğraşıp bir türlü tabağını bitirmez. Anne de tabi çıldırma modunda etrafında dört döner. İşte bu tip davranışlar inatçılığı besler ve kişiyi savunmacı yapar. Bu savunma halini yaşaya yaşaya artık hayatına geçiren çocuk, ileride sürekli savunmaya geçerek kendini ifade eden bir birey haline gelir.

İNATÇILIK DÜZELİR Mİ?

Hayatı çekilmez hale getiren inatçılık eğer davranış biçimi ise değişebiliyor. Ancak kişilik bozukluğu ise düzelmesi zor. Bu kişiler inatçılığı öyle ileri boyutlara taşıyor ki, artık kendine bile zarar verebiliyor.  Üretkenliğe ve kendini geliştirmeye de mani olan bu huy, kişinin kendi öz eleştirisini yapabilmesi ile düzelme yoluna girebiliyor. İç keşif yolculuğuna çıkarak yanlışlarını fark etme erdemini göstermek, başlangıç için en güzel adım. Kişinin iyi bir gözlemci olması, çevresinden gelen uyarılara kapalı olmayıp nasihatleri dinlemesi ve ?Ben artık oldum? dememesi, kendini düzeltmesi için gerekiyor.

Belki de en kötüsü inatçılığının farkında olmamak. ?Esas cahil cehlini bilmeyendir? der büyükler. Bu sebeple kendini bilmek ve inatçılığını itiraf etmek düzelme yoluna girmek için şart. Melike İlerisoy?un bu noktada tespitleri çok önemli:

?İkili ilişkilerinde inatçılık nedeniyle sorunlar yaşayan bir genç bunun az da olsa farkına varıp, kendi kritiğini yapıyorsa, zaten değişim sürecine girmiş demektir. Böyle bir özeleştiri her yaş grubundaki birey için son derece önemlidir. Zaman zaman insan başkalarıyla ilişkilerini gözden geçirmeli, hangi durumlarda aşırı tepkiler verdiğini, çözümsüzlüğe sürüklendiğini tespit etmeye çalışmalıdır. İlişkiler aynasından kendini biraz olsun görmeyi başarabilen bir kişi için değişimin yolu açılmış demektir. Sabit fikirlilik ve esnekliğin olmayışı nedeniyle hem ikili hem diğer sosyal ilişkilerinde sorun yaşayanların profesyonel destek almasını tavsiye ediyorum.?

Kişilik yapısı değişmese de kötü huylarımız iyi huylarla değişebilir. İnatçılık da iyi ve güzel amaçlar doğrultusunda kullanılarak üretkenliğe dönüştürülebilir. Böylece yanlışta ısrar yerini doğruda, hakta ısrara bırakır. Annesini kızdırmada inat eden, öğretmenin dediğinin aksini yapan genç artık daha hayırlı işlerde hırslı ve kararlı hale gelecektir. İnatçılığını sigarayla mücadelede, ders çalışmada, dinin emir ve yasaklarını yerine getirmede ısrarcı olmak gibi güzel davranışlar edinmeye çevirebilir.

İyisi mi adımız inatçı keçiye çıkmadan şu huyumuzu düzeltmek. ?Can çıkar huy çıkmaz? sözüne kulak asılmamalı. Eğer öyle olsaydı kötü huyları güzel huylarla değiştiren tasavvuf mekteplerine lüzum olmazdı. Hz. Peygamber?in (s.a.v) güzel ahlaklı olmamız yolundaki emirlerini O?nun varisi Allah dostları şiar edinmiş ve bu yolda uğraş vermektedirler. Öyleyse biz de inatçılık dahil olmak üzere tüm kötü huylarımızı düzeltebilir, yerlerine güzel ahlak ve faziletli davranışları yerleştirebiliriz.

İNAT ETMEYİP ŞURAYI OKUR MUSUNUZ?

Anne babanız bir şeyi yap dediğinde tam tersini yapıyorsanız ?çocuk gibi inatçı?lık kategorisinde önemli bir yerde duruyorsunuz demektir.

Tartışmalarda son sözü söyleyen hep siz olmak istiyor ve bir şekilde oluyorsanız inatçılığın kitabını yazabilirsiniz demektir.

Her zaman haklı olduğunuzu düşünüp, eleştirilere tahammül edemiyorsanız, çevrenizdekilerin fikirlerini umursamıyorsanız inatçılıkta zirveye oynuyorsunuz demektir.

?Sen inatçısın? diyen birine ?Yok öyle bir şey? diyorsanız; sağlam inatçılardansınız demektir. Ama ?Yok öyle bir şey, nereden çıkarıyorsun bunları kuzum?? diyorsanız; çözüm arayışında olan bir inatçısınız demektir. En azından nedenini merak edip konuyu tartışmaya açabiliyorsunuz çok şükür.

Semerkand Aile Dergisinden Alınmıştır.


CEGET
Genel Müdür
04 Eylül 2013 02:37

inatcılık kalıcıdır zamanla değişmez, insanı yer bitirir. neyseki fazla inatcı değilim.

siz inatcımısınız?

okuyan cevap versin arkadaşlar

e / h yeterli


berfin*meb
Kapalı
04 Eylül 2013 18:51

Aksi ispatlanana kadar inadımdan vazgeçmem..

Toplam 2 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi