Boşananlar, bu acı tecrübeyi yaşayanlar yazsın demiş bazı arkadaşlar, o yüzden bende bir kaç şey söylemek istedim. Ben boşandım demek burda dile getirmek isteyeceğim sanırım en son şey. Boşandığım için pişman oldugum için mi elbette hayır. Hayatımda verdiğim en doğru karardı diyebilirim. Akıllı olan hiçbir kadın yuvasının yıkılmasını istemez. Hele eften püften sebeplerle yuvasının yıkılmasını hiç istemez. Sözüm meclisten dışarı. Evliliği oyuncak gibi görüp, olursa olur olmazsa olmaz diyenlere değil lafım. Cidden evliliğin kutsallığına inanıp bu şekilde olması için dua edip didinen kadın ve erkeklere de değil lafım. Bu şekilde görüp yaşadığı eziyete katlananlar öyle çoğunlukta ki. Onları takdir mi etsem inanın bilemiyorum. Gelinliğimle kapıdan çıkarken babam karşına alıp, biz annen ve babanız ama artık kayınvaliden ve kayınpederinde annen baban. Bizi nasıl görüyorsan onlarıda öyle gör. Saygıda kusur etme demişti. Ben zaten bunun bilincindeydim. Öyle yetişmiştik çünki. Nasip işte, bazen karşınızdaki sizin gibi görmüyor, benimsemiyor. 2 sene normal geçen bir evlilik sonucu, kayınpederimi kaybettik. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Kayınvalidem ve 13 yaşında küçük görümcem yalnız kalacak, başlarında erkek yok başka diye, birlikte yaşayalım ne olacak, bana zararları yerine faydaları olur dedim ve evimize almak, birlikte oturmak için eşime ısrarda bulundum. Böylece azap başladı. Kendin kaşınmışsın diyenler olabilir, evet kendim istedim. Ben öyle yetiştim çünki. Benim annem babam olsa öyle yapardım ben. Eşimde benim canım değil mi, annesi annem kardeşi kardeşim değil mi.... Sen çalış, oğlum çalışamaz ağır gelir benim oğluma, dedimi hiç kayınvalideniz size. Eşi tarafından, maaşınızı annesine vermediniz diye 9 aylık hamileyken gece yarısı evden kovuldunuz mu siz. Her gece ağladınız mı sessizce. Herkes uyuduktan sonra gece kalkıp namaz kılıp dua ettiniz mi eşim kayınvalidem iyi davransın diye... Her ağladığınız da evladınızı kapı arkasına sinmiş ağlarken buldunuz mu hiç. Çalışıyorum diye kandırdımı eşiniz sizi, her gün evden çıkıp işe diye sonra yine annesinin yanına gelip evde keyif çattımı siz çalışırken... Maaşını şuna yatıralım dediğinizde, sen ne biçim kadınsın annemle aynı evdeyiz ona veriyorum maaşımı deyip tokatladımı sizi... Bayılıp düştüğünüz halde üstünüzden atlayıp gittimi eşiniz...
Boşanmak , kelime söylenişi çok basit olsa bile, anlamı öyle büyük ki. Nedenleri öyle farklı ki. Kimse kimsenin yaşadığını bilemiyor. Haklı mı haksız mı bilemiyor. Görmek istediği gibi görülüyor bazı şeyler. Bazı kadın ve erkekler, eşim bana seni seviyorum demedi diye bir çiçek almadı bir iltifat etmedi diye, acaba bizim evliliğimi monotonlaştı mı diye bunu boşanmaya kadar götürebiliyorlar. Bunun adına boşanmak değil oyun oynamak diyorum ben. Boşanmak kolay görülüyor artık. Mutsuzdum boşandım kurtuldum. Halbuki işin aslı öyle değil. Kadında erkekte bunun sıkıntısını eminim çok derinden yaşıyordur. Boşanırken vicdan rahatlığı çok önemli. Gerçekten ben elimden geleni hatta fazlasını yaptım diyebiliyorsa insan, denenmesi gereken herşeyi denemişse, ikinci bir şansı vermişse karşısındakine, yardım aldı ise, artık yapılacak cidden hiçbirşey kalmadı ise, o zaman düşünülecek birşey olur boşanmak. Yani son çare. Bu şekilde olursa pişmanlık yaşamıyorsunuz zaten. Ama her ne olursa olsun, BOŞANMAK İKİ ZOR YOLDAN BİRİDİR.
Boşananlar, bu acı tecrübeyi yaşayanlar yazsın demiş bazı arkadaşlar, o yüzden bende bir kaç şey söylemek istedim. Ben boşandım demek burda dile getirmek isteyeceğim sanırım en son şey. Boşandığım için pişman oldugum için mi elbette hayır. Hayatımda verdiğim en doğru karardı diyebilirim. Akıllı olan hiçbir kadın yuvasının yıkılmasını istemez. Hele eften püften sebeplerle yuvasının yıkılmasını hiç istemez. Sözüm meclisten dışarı. Evliliği oyuncak gibi görüp, olursa olur olmazsa olmaz diyenlere değil lafım. Cidden evliliğin kutsallığına inanıp bu şekilde olması için dua edip didinen kadın ve erkeklere de değil lafım. Bu şekilde görüp yaşadığı eziyete katlananlar öyle çoğunlukta ki. Onları takdir mi etsem inanın bilemiyorum. Gelinliğimle kapıdan çıkarken babam karşına alıp, biz annen ve babanız ama artık kayınvaliden ve kayınpederinde annen baban. Bizi nasıl görüyorsan onlarıda öyle gör. Saygıda kusur etme demişti. Ben zaten bunun bilincindeydim. Öyle yetişmiştik çünki. Nasip işte, bazen karşınızdaki sizin gibi görmüyor, benimsemiyor. 2 sene normal geçen bir evlilik sonucu, kayınpederimi kaybettik. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Kayınvalidem ve 13 yaşında küçük görümcem yalnız kalacak, başlarında erkek yok başka diye, birlikte yaşayalım ne olacak, bana zararları yerine faydaları olur dedim ve evimize almak, birlikte oturmak için eşime ısrarda bulundum. Böylece azap başladı. Kendin kaşınmışsın diyenler olabilir, evet kendim istedim. Ben öyle yetiştim çünki. Benim annem babam olsa öyle yapardım ben. Eşimde benim canım değil mi, annesi annem kardeşi kardeşim değil mi.... Sen çalış, oğlum çalışamaz ağır gelir benim oğluma, dedimi hiç kayınvalideniz size. Eşi tarafından, maaşınızı annesine vermediniz diye 9 aylık hamileyken gece yarısı evden kovuldunuz mu siz. Her gece ağladınız mı sessizce. Herkes uyuduktan sonra gece kalkıp namaz kılıp dua ettiniz mi eşim kayınvalidem iyi davransın diye... Her ağladığınız da evladınızı kapı arkasına sinmiş ağlarken buldunuz mu hiç. Çalışıyorum diye kandırdımı eşiniz sizi, her gün evden çıkıp işe diye sonra yine annesinin yanına gelip evde keyif çattımı siz çalışırken... Maaşını şuna yatıralım dediğinizde, sen ne biçim kadınsın annemle aynı evdeyiz ona veriyorum maaşımı deyip tokatladımı sizi... Bayılıp düştüğünüz halde üstünüzden atlayıp gittimi eşiniz...
Boşanmak , kelime söylenişi çok basit olsa bile, anlamı öyle büyük ki. Nedenleri öyle farklı ki. Kimse kimsenin yaşadığını bilemiyor. Haklı mı haksız mı bilemiyor. Görmek istediği gibi görülüyor bazı şeyler. Bazı kadın ve erkekler, eşim bana seni seviyorum demedi diye bir çiçek almadı bir iltifat etmedi diye, acaba bizim evliliğimi monotonlaştı mı diye bunu boşanmaya kadar götürebiliyorlar. Bunun adına boşanmak değil oyun oynamak diyorum ben. Boşanmak kolay görülüyor artık. Mutsuzdum boşandım kurtuldum. Halbuki işin aslı öyle değil. Kadında erkekte bunun sıkıntısını eminim çok derinden yaşıyordur. Boşanırken vicdan rahatlığı çok önemli. Gerçekten ben elimden geleni hatta fazlasını yaptım diyebiliyorsa insan, denenmesi gereken herşeyi denemişse, ikinci bir şansı vermişse karşısındakine, yardım aldı ise, artık yapılacak cidden hiçbirşey kalmadı ise, o zaman düşünülecek birşey olur boşanmak. Yani son çare. Bu şekilde olursa pişmanlık yaşamıyorsunuz zaten. Ama her ne olursa olsun, BOŞANMAK İKİ ZOR YOLDAN BİRİDİR.