Üç yıldır, yaklaşık altı yıllık ilişkimi bitirip yeni bir başlangıç yapmak istiyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum... Evdeki hesap çarşıya uymaz, yapamam, beceremem, kendi başıma olmaz vs.
Sonunda olgun şartlar oluşmasa da mecburi şartlar beklenen sonu hazırladı ve dört ay önce kesin kararı verip bir buçuk ay önce de bu işi bitirdim...
Üzerimden büyük bir yük kalkmadı... Hemen yeni bir şeyler isteyen biri için aksine yüküm daha da ağırlaştı... Eskiden iyi kötü tek seçenek, eskilerin deyimi ile tangır tungur gidiyorduk... Şimdi seçenekler arttı, uykularım kaçıyor, hiç bir şeye, hiç birine yoğunlaşamıyorum... Birinde eksik olan, diğerinde fazla, fazla olanın bir yanı "asla!" dediklerim arasında...
Gecenin bir yarısı uyanıp birini düşünüyorum, olmadı bir başkasına ileti yazıyorum, sabah kahvaltı yapmadan arıyorum birini, aradığımı unutup aynısını bir daha arıyorum...
Ve hatta keşke yenisini garantileyip eskisini öyle çıkarsaydım hayatımdan da demedim değil... Araştırmaktan yorulmama rağmen önümde bir dört ay olsa yine araştırırım ama artık okulların da açılmasıyla iş aciliyete bindi...
Bu acele ne demeyin... Efendim kullananlar bilir, insanın otomobili teşbihte hata olmaz 3. ve en çok kullandığı ayağı gibi... Evden dışarı çıkamaz oldum... Suyu bile itidal üzere kullanıyorum; aman bitmesin, şimdi marketten kim getirecek!..
Önceki gün kahvaltısız akşamı dışarda bulup dönerken gözlerim karardı, başım döndü... Peki neden?.. Yemek yemeyle vakit harcamayıp bir an önce ve en sağlıklı bir şekilde bu işi sonuçlandırmak için...
Bunları yaparken aklıma bizim boşanma başlığı geldi...
Acaba dedim, acaba insanlar evlenirken bu kadar düşünüyor mu?.. Bu, çocuklarıma iyi bir anne/baba olur mu? Bana karşı iyi bir eş, evime, hanım/bey, hayatıma arkadaş, derdime sırdaş, halime haldaş, yoksulluğumda yoldaş, öfkeme sükunet, yalnızlığıma vuslat, yorgunluğuma saadet...
Sorulara cevap vermek haddim değil... Çünkü her hikâye tek ve biriciktir ve yalnız yaşayan bilir... Yaşayan bilir "ama" ben de bu milletin yaşayanlarından biri olarak iyi gözlemleyebilirim...
Ve acaba insanlar ruhu, duygusu, düşüncesi olmayan, kışın soğuğu, yazın sıcağı gecenin karanlığı demeden içeri bile almadıkları, ilk fırsatta değiştirip daha iyisi ve daha yenisini alabileceklerini bildikleri basit bir demir yığınını hayatlarına dahil ederken gösterdikleri titizliği ve seçiciliği, hayatının sonuna kadar birlikte olma niyetiyle yola çıktıkları hayat arkadaşlarına gösteriyorlar mı?..
Üç yıldır, yaklaşık altı yıllık ilişkimi bitirip yeni bir başlangıç yapmak istiyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum... Evdeki hesap çarşıya uymaz, yapamam, beceremem, kendi başıma olmaz vs.
Sonunda olgun şartlar oluşmasa da mecburi şartlar beklenen sonu hazırladı ve dört ay önce kesin kararı verip bir buçuk ay önce de bu işi bitirdim...
Üzerimden büyük bir yük kalkmadı... Hemen yeni bir şeyler isteyen biri için aksine yüküm daha da ağırlaştı... Eskiden iyi kötü tek seçenek, eskilerin deyimi ile tangır tungur gidiyorduk... Şimdi seçenekler arttı, uykularım kaçıyor, hiç bir şeye, hiç birine yoğunlaşamıyorum... Birinde eksik olan, diğerinde fazla, fazla olanın bir yanı "asla!" dediklerim arasında...
Gecenin bir yarısı uyanıp birini düşünüyorum, olmadı bir başkasına ileti yazıyorum, sabah kahvaltı yapmadan arıyorum birini, aradığımı unutup aynısını bir daha arıyorum...
Ve hatta keşke yenisini garantileyip eskisini öyle çıkarsaydım hayatımdan da demedim değil... Araştırmaktan yorulmama rağmen önümde bir dört ay olsa yine araştırırım ama artık okulların da açılmasıyla iş aciliyete bindi...
Bu acele ne demeyin... Efendim kullananlar bilir, insanın otomobili teşbihte hata olmaz 3. ve en çok kullandığı ayağı gibi... Evden dışarı çıkamaz oldum... Suyu bile itidal üzere kullanıyorum; aman bitmesin, şimdi marketten kim getirecek!..
Önceki gün kahvaltısız akşamı dışarda bulup dönerken gözlerim karardı, başım döndü... Peki neden?.. Yemek yemeyle vakit harcamayıp bir an önce ve en sağlıklı bir şekilde bu işi sonuçlandırmak için...
Bunları yaparken aklıma bizim boşanma başlığı geldi...
Acaba dedim, acaba insanlar evlenirken bu kadar düşünüyor mu?.. Bu, çocuklarıma iyi bir anne/baba olur mu? Bana karşı iyi bir eş, evime, hanım/bey, hayatıma arkadaş, derdime sırdaş, halime haldaş, yoksulluğumda yoldaş, öfkeme sükunet, yalnızlığıma vuslat, yorgunluğuma saadet...
Sorulara cevap vermek haddim değil... Çünkü her hikâye tek ve biriciktir ve yalnız yaşayan bilir... Yaşayan bilir "ama" ben de bu milletin yaşayanlarından biri olarak iyi gözlemleyebilirim...
Ve acaba insanlar ruhu, duygusu, düşüncesi olmayan, kışın soğuğu, yazın sıcağı gecenin karanlığı demeden içeri bile almadıkları, ilk fırsatta değiştirip daha iyisi ve daha yenisini alabileceklerini bildikleri basit bir demir yığınını hayatlarına dahil ederken gösterdikleri titizliği ve seçiciliği, hayatının sonuna kadar birlikte olma niyetiyle yola çıktıkları hayat arkadaşlarına gösteriyorlar mı?..