Çok uzağa değil şöyle bir Ocak ayına kadar geri dönersek Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin 2 Ocak 2013 tarihinde ne demiş ona bakalım:
“Tepeyi Terk Etmeyenlere Selam Olsun” …
İsim vermeden yazılan bu yazının muhatabı “Cemaat” ti… Yani Aktif Eğitimciler Sendikası… Yapılan benzetmeleri yenilir yutulur cinsten değildi Murat Bilgin’in… Kulak verelim yazdıklarına:
“…yaşadığımız dönem bir dönüm noktası niteliğindedir. Geçmişten günümüze yaşanan tecrübelerden sonra yeni bir eşikte durduğumuzun bilincindeyiz. ‘Biz’ olmaktan vazgeçip, ‘ben’ olmayı tercih edenler, mücadele sürecinde cepheye gelmezken, bugün kendilerini yeni cephe olarak gösterenler; sendikal mücadelede de ne refikimiz ne de rakibimizdir. …”
Yani diyor ki Murat Bilgin: Siz ey cemaatçiler, ey Aktif Eğitimciler Sendikası, mücadele de cepheyi terk ettiniz, “ben” liğinize yenik düştünüz, sizler ne refikimiz (arkadaş, dost) ne de rakibimizsiniz artık…
Murat Bilgin’i okumaya devam edelim: “…Bulunduğumuz yer; Hz Peygamberin Uhud Dağı eteklerinde, “Üzerimize leş kargalarının konup kalktığını görseniz bile terk etmeyeceksiniz” dediği ve okçulardan bir bölümünün ganimet hevesiyle terk ettiklerinde oluşan zaafın giderilebilmesi için 70 sahabenin şehit olmasına neden olan tepedir.” …
“Bulunduğumuz bu tepe, milletin arkasını kollayan bir nöbet yeridir. Bu tepenin tahkimatına yardım etmeyenler, bu tepenin gözettiği zemini göremeyenler, hataları gidermek yerine derinleştirmek için çaba gösterenler, tepenin altına gecekondu yapmaya çalışıp okçuların zeminini kaydırmaya çalışanlar bunun vebalini ödeyemezler. Biz ne onları izana davet etmekten ne de izan davetine uymayanları bize imrendirecek kazanımlar üretmekten yorulmayız.” …
Çok uzağa değil şöyle bir Ocak ayına kadar geri dönersek Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Bilgin 2 Ocak 2013 tarihinde ne demiş ona bakalım:
“Tepeyi Terk Etmeyenlere Selam Olsun” …
İsim vermeden yazılan bu yazının muhatabı “Cemaat” ti… Yani Aktif Eğitimciler Sendikası… Yapılan benzetmeleri yenilir yutulur cinsten değildi Murat Bilgin’in… Kulak verelim yazdıklarına:
“…yaşadığımız dönem bir dönüm noktası niteliğindedir. Geçmişten günümüze yaşanan tecrübelerden sonra yeni bir eşikte durduğumuzun bilincindeyiz. ‘Biz’ olmaktan vazgeçip, ‘ben’ olmayı tercih edenler, mücadele sürecinde cepheye gelmezken, bugün kendilerini yeni cephe olarak gösterenler; sendikal mücadelede de ne refikimiz ne de rakibimizdir. …”
Yani diyor ki Murat Bilgin: Siz ey cemaatçiler, ey Aktif Eğitimciler Sendikası, mücadele de cepheyi terk ettiniz, “ben” liğinize yenik düştünüz, sizler ne refikimiz (arkadaş, dost) ne de rakibimizsiniz artık…
Murat Bilgin’i okumaya devam edelim: “…Bulunduğumuz yer; Hz Peygamberin Uhud Dağı eteklerinde, “Üzerimize leş kargalarının konup kalktığını görseniz bile terk etmeyeceksiniz” dediği ve okçulardan bir bölümünün ganimet hevesiyle terk ettiklerinde oluşan zaafın giderilebilmesi için 70 sahabenin şehit olmasına neden olan tepedir.” …
“Bulunduğumuz bu tepe, milletin arkasını kollayan bir nöbet yeridir. Bu tepenin tahkimatına yardım etmeyenler, bu tepenin gözettiği zemini göremeyenler, hataları gidermek yerine derinleştirmek için çaba gösterenler, tepenin altına gecekondu yapmaya çalışıp okçuların zeminini kaydırmaya çalışanlar bunun vebalini ödeyemezler. Biz ne onları izana davet etmekten ne de izan davetine uymayanları bize imrendirecek kazanımlar üretmekten yorulmayız.” …