Bende tüm yorumları okudum herkes kendince haklı ama bence okulöncesi öğretmeni olmadan, anne baba olmadan yorum yapmak yapmak empati eksikliğine yol açabilir o yüzden her iki tarafıda iyi dinlemeden yorum yapmamak en doğrusu.
Sevgili kyra83 hocam maşallah Allah daha uzun süre bu mesleği yapmayı nasip etsin inşallah. Belliki sınıf öğretmenisiniz. Gerçekten sınıf öğretmenliğini sabırla ve zevkle yapmak zor. Aslında tüm öüretmenlikler için bu geçerli. Daha önce Neden Öğretmen olmak ister ki insan diye bir yazı yazmış, sitemde yayınlamıştım. yazı bizi iyi anlatıyor olmalı ki üzerinden epey zaman geçiş olmasına rağmen hala yazıya yorumlar geliyor bence bu yazının tam zamanı ve tam yeri burası;
Neden mi öğretmen olur insan ?
Zor ve yorucu bir günün ardından tekrar evimde bilgisayarımın başındayım. Öğretmenliğimin 5. yılında bu soruyu soruyorum kendime; ?Neden öğretmen olmak ister ki insan ?? hayatta kendine çizilen kader çizgisinde bunu yaşayacak olmasındadır kesin ama seçilmişler arasından biri olduğu için mi acaba ? Çünkü öyle bir meslek, öyle bir tutuku ki bu kendinizden, zamanınızdan gençliğinizden ,kısacası 3 günlük dünyanızın 2 gününden fedakarlık yapmanız gereken bir meslektir o.
Öyle bir meslek ki susuzluktan yanıp , damağınızın yapıştığını hissettiğiniz bir anda bir çeşme önüne koşup kana kana su içerken tamam yeter doydum dediğiniz ama birkaç dakika sonra tekrar o doyumsuz sudan içtiğiniz bir meslek. Böyle olmasaydı acaba gün sonunda gerçekten tükenip yorulduğunuzu hissettiğiniz anda kendinizi bırakıp ertesi gün tekrar aynı sınıfa bu kadar büyük bir heyecanla girebilir miydiniz?
Bir bahçıvanın en büyük tutkusudur çiçek ekmek. Aslında çiçek ekmekten çok ektiği çiçeklerin tomurcuklanması ,bahçesini güzelleştirmesidir onun bu vazgeçilmezi. Çiçeklerine bakıp iyi bir iş çıkardığını düşünürken burnuna gelen gül, yasemen, papatya, hanımeli konuları onu uçsuz bucaksız bir hayal alemine sürükler durur. Ama kendine geldiğinde çiçekleri her zamanki güzellikleriyle bahçesinde beklemektedir onu. Bir yıllık ömürleri olsa da , onları sadece bir yıl görecek, koklayacak parmakları arasına alıp seveceksede vazgeçmeden sıkılmadan eker, sular besler, çiçeklerini. Sizde bir bahçıvan değil misiniz? Yıllarca farklı okullarda farklı renk ve kokulardaki çiçekleri sevginizle hayata ve geleceğe ekmiyor musunuz ? bazen sadece bir yıl, bazen yıllarca o okul bahçesinde onlarla birlikte aynı havayı solumuyor musunuz ? Çiçeklerinizin serpilip büyümeleri sizinle konuşmaları sizi hayal dünyasına itmiyor mu ?
Herkes bunu yaşıyor işte. Öğretmenlik dediğimiz bu çetrefilli, fedakarlık isteyen meslekte her yıl milyonlarca çiçek ekiyoruz aslında ve bu çiçekler etraflarına saçtıkları neşe kıvılcımlarıyla ışıtıyorlar hayatımızı. Hangi meslek bu güzelliği yaşatabilir insana bilmiyorum. Bildiğim tek şey tüm öğretmenlerin yaz tatilinde görmedikleri çiçeklerini özlemeleridir. Her yeni öğretim yılında okul zilini bir an önce duymak için okula herkesten önce gitmek isteyişleridir. İşte bu yüzden öğretmen olur insan. Dertlerinizi kapıda bırakıp içerdeki sınıfa ders anlatmak zorunda olduğunuz, hayatın maddi yüklerinin üzerinize bindiğini herkesin görmesine rağmen bu yükün üstüne birde sınıfınızdaki çocuklarınızın hayallerini yüklediğiniz ağır bir meslektir öğretmenlik.
Yıllar sonra tebeşir tozundan alerji olmuş ciğerleriniz öksürtse de sizi, ayaklarınız etkili ders anlatmak için sürekli ayakta durduğunuz için varis olsa da, öğrencileriniz daha başarılı olsun diye geceler boyu çalışıp uykunuzdan fedakarlık ettiğiniz için daha erken yaşlanmış olsanız da, eşiniz siz 50 li yaşlara geldiğinizde geçmişte çocuklarınızla sürekli çocuklaştığınızdan ona çocuklar gibi küstüğünüz için sebebini anlayamasa da, üstünüzden hiçbir zaman çıkarıp dolaba asamayacağınız , siz nereye giderseniz gidin izlerinizin bir gün bir sokak ortasında ?öğretmenim beni siz okutmuştunuz ben şimdi bir öğretmenim,avukatım,doktorum, işçiyim, memurum? deyip elinizi öptüğünde gözünüzden sayısızca yaş damlası gelecek bir meslektir.
Öğretmenlik Öğretmenliktir işte. Onu anlamak öğretmenini sevmekten, öğretmenine değer vermekten, öğretmen gibi yaşamaktan geçer. Yaşadığınız her gün geleceğe yaptığınız bir yatırımdır öğretmenim. Siz yaşayın ki Ülkemin yatırımı hiç bitmesin, siz yaşayın ki Ülkemi aydınlatan, ülkeme neşen saçan çocuklarım hep gülsünler. Çünkü onlar güller ve hep gülmeliler.
Tüm meslektaşlarıma kucak dolusu selamlar.
Bende tüm yorumları okudum herkes kendince haklı ama bence okulöncesi öğretmeni olmadan, anne baba olmadan yorum yapmak yapmak empati eksikliğine yol açabilir o yüzden her iki tarafıda iyi dinlemeden yorum yapmamak en doğrusu.
Sevgili kyra83 hocam maşallah Allah daha uzun süre bu mesleği yapmayı nasip etsin inşallah. Belliki sınıf öğretmenisiniz. Gerçekten sınıf öğretmenliğini sabırla ve zevkle yapmak zor. Aslında tüm öüretmenlikler için bu geçerli. Daha önce Neden Öğretmen olmak ister ki insan diye bir yazı yazmış, sitemde yayınlamıştım. yazı bizi iyi anlatıyor olmalı ki üzerinden epey zaman geçiş olmasına rağmen hala yazıya yorumlar geliyor bence bu yazının tam zamanı ve tam yeri burası;
Neden mi öğretmen olur insan ?
Zor ve yorucu bir günün ardından tekrar evimde bilgisayarımın başındayım. Öğretmenliğimin 5. yılında bu soruyu soruyorum kendime; ?Neden öğretmen olmak ister ki insan ?? hayatta kendine çizilen kader çizgisinde bunu yaşayacak olmasındadır kesin ama seçilmişler arasından biri olduğu için mi acaba ? Çünkü öyle bir meslek, öyle bir tutuku ki bu kendinizden, zamanınızdan gençliğinizden ,kısacası 3 günlük dünyanızın 2 gününden fedakarlık yapmanız gereken bir meslektir o.
Öyle bir meslek ki susuzluktan yanıp , damağınızın yapıştığını hissettiğiniz bir anda bir çeşme önüne koşup kana kana su içerken tamam yeter doydum dediğiniz ama birkaç dakika sonra tekrar o doyumsuz sudan içtiğiniz bir meslek. Böyle olmasaydı acaba gün sonunda gerçekten tükenip yorulduğunuzu hissettiğiniz anda kendinizi bırakıp ertesi gün tekrar aynı sınıfa bu kadar büyük bir heyecanla girebilir miydiniz?
Bir bahçıvanın en büyük tutkusudur çiçek ekmek. Aslında çiçek ekmekten çok ektiği çiçeklerin tomurcuklanması ,bahçesini güzelleştirmesidir onun bu vazgeçilmezi. Çiçeklerine bakıp iyi bir iş çıkardığını düşünürken burnuna gelen gül, yasemen, papatya, hanımeli konuları onu uçsuz bucaksız bir hayal alemine sürükler durur. Ama kendine geldiğinde çiçekleri her zamanki güzellikleriyle bahçesinde beklemektedir onu. Bir yıllık ömürleri olsa da , onları sadece bir yıl görecek, koklayacak parmakları arasına alıp seveceksede vazgeçmeden sıkılmadan eker, sular besler, çiçeklerini. Sizde bir bahçıvan değil misiniz? Yıllarca farklı okullarda farklı renk ve kokulardaki çiçekleri sevginizle hayata ve geleceğe ekmiyor musunuz ? bazen sadece bir yıl, bazen yıllarca o okul bahçesinde onlarla birlikte aynı havayı solumuyor musunuz ? Çiçeklerinizin serpilip büyümeleri sizinle konuşmaları sizi hayal dünyasına itmiyor mu ?
Herkes bunu yaşıyor işte. Öğretmenlik dediğimiz bu çetrefilli, fedakarlık isteyen meslekte her yıl milyonlarca çiçek ekiyoruz aslında ve bu çiçekler etraflarına saçtıkları neşe kıvılcımlarıyla ışıtıyorlar hayatımızı. Hangi meslek bu güzelliği yaşatabilir insana bilmiyorum. Bildiğim tek şey tüm öğretmenlerin yaz tatilinde görmedikleri çiçeklerini özlemeleridir. Her yeni öğretim yılında okul zilini bir an önce duymak için okula herkesten önce gitmek isteyişleridir. İşte bu yüzden öğretmen olur insan. Dertlerinizi kapıda bırakıp içerdeki sınıfa ders anlatmak zorunda olduğunuz, hayatın maddi yüklerinin üzerinize bindiğini herkesin görmesine rağmen bu yükün üstüne birde sınıfınızdaki çocuklarınızın hayallerini yüklediğiniz ağır bir meslektir öğretmenlik.
Yıllar sonra tebeşir tozundan alerji olmuş ciğerleriniz öksürtse de sizi, ayaklarınız etkili ders anlatmak için sürekli ayakta durduğunuz için varis olsa da, öğrencileriniz daha başarılı olsun diye geceler boyu çalışıp uykunuzdan fedakarlık ettiğiniz için daha erken yaşlanmış olsanız da, eşiniz siz 50 li yaşlara geldiğinizde geçmişte çocuklarınızla sürekli çocuklaştığınızdan ona çocuklar gibi küstüğünüz için sebebini anlayamasa da, üstünüzden hiçbir zaman çıkarıp dolaba asamayacağınız , siz nereye giderseniz gidin izlerinizin bir gün bir sokak ortasında ?öğretmenim beni siz okutmuştunuz ben şimdi bir öğretmenim,avukatım,doktorum, işçiyim, memurum? deyip elinizi öptüğünde gözünüzden sayısızca yaş damlası gelecek bir meslektir.
Öğretmenlik Öğretmenliktir işte. Onu anlamak öğretmenini sevmekten, öğretmenine değer vermekten, öğretmen gibi yaşamaktan geçer. Yaşadığınız her gün geleceğe yaptığınız bir yatırımdır öğretmenim. Siz yaşayın ki Ülkemin yatırımı hiç bitmesin, siz yaşayın ki Ülkemi aydınlatan, ülkeme neşen saçan çocuklarım hep gülsünler. Çünkü onlar güller ve hep gülmeliler.
Tüm meslektaşlarıma kucak dolusu selamlar.