Editörler : Lanet
03 Kasım 2006 23:28

Hüzün / Hazan Mevsimi

şimdi pencerelere koşup, kaybettiklerimize seslenme vaktidir.

şimdi soğuk ve kirli bir akşamüstü, şehri uzaktan gören tenha bir yolda kaybolmuşçasına yürüme vaktidir.

şimdi çıkıp ıssız dağ başlarına hıçkıra hıçkıra ağlama vaktidir.

şimdi içimizde bağıran azgın bir canavarı susturmak vaktidir.

şimdi içimizde uyuyan yarım bırakılmış bir çocukluğu uyandırmak vaktidir.

adı sonbahar,

hüzün ve acı bir haz getirdi

hissedenlere...


musgir
Müsteşar
03 Kasım 2006 23:37

şimdi uzun ağrılı ve gergin

uyku tutmaz gecelerde ayrılığın sazıyım

bir türküyü çoğaltıyorum

adına ve yarasına güvenen bir sızıyım


tahassür
Daire Başkanı
03 Kasım 2006 23:39

Teselliden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda

Bugün bir hânümânsız serseriyim öz diyârımda?( M.Âkif )


musgir
Müsteşar
03 Kasım 2006 23:41

aynı nehrin yatağında iki çakıldık

alnımızda kırkikindi yağmurları öpüşür

pul pul dökülürdü yıldızlar

ne varsa günlerin sofrasında

başdaş kurup bölüşürdük


kırkikindi
Aday Memur
03 Kasım 2006 23:57

.................

Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda

Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için

Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla

Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu

Senin baharda doğuşunun anısına

...................

Sezai Karakoç


musgir
Müsteşar
04 Kasım 2006 00:56

hayat kafasını öğretmekle bozmuş,

ona şükretmedikçe, illet kesildi,

kendinden mahrum etmek için

insanı musallat etti insana,

ve ben öğrendim ki tutku en büyük yanılgıymış


sieg
Kapalı
04 Kasım 2006 13:56

Rüyamda bin yıllık bir Hasret yaşatıyorum

Rüyamda bin yıllık bir Hasret?e tutuklu kalıyorum

Rüyamda bin yıllık bir Hasret?e ağlıyorum

Rüyamda bin yıllık bir Hasret arıyorum


sieg
Kapalı
04 Kasım 2006 14:08

büyüdükçe,

sentetik zamanlara

kangren ayaklar bastım,

izi kaldı

ömrümün...

kara çaldılar yüzüme

bütün kara parçalarında

elbette

"afrika dahil"

parça başı çalışan

kiralık katildi zaman

gülüşüm sivas yangını

ağlarsam kızma...

ölmek bile

yakışıyor bazı adama...


kırkikindi
Aday Memur
04 Kasım 2006 14:56

şimdi buğulu bir camın ardından, siyah beyaz bir şehre buğulu gözlerle bakmak vaktidir.


" Che Guevara"
Kapalı
04 Kasım 2006 15:02

hüzünden kaleler yapıyorum

kac zamandır...

suya resmiN cizmek

ütopik deil inan...

karanlık bir yerde bitiyor

ben bitmez maviliklere

ucurtmalar ucuruyorum yine

ucurtmalarımı günesten dikiyorum

rennkler kan kızılı

ve masum bir

intihar ortasında gözlerini arıyorum

o masum okatil o umursamaz gözlerini

sen eger bendeysen benimsen

hep aynı yerde olacaksın

ben seninsem ve senden ayrı düsmüssem

gitmeli miyim yoksa

ucurtmalarımı baska mevsimlerin yagmurlarınamı

sürmeliyim....

hüzünden kaleler yapıyorum kac zamandır

sen yoksun ama

belki yoksullugunla anlam buluyorum...bu hüzünden kalelerde.


sieg
Kapalı
04 Kasım 2006 17:32

Şimdi sen gideceksin, git

Güzelliğini, ulaşılmazlığını al ve git.

Bırak beni eski kışımda

Yarınımı götür.

Gençliğin o yara almaz bencilliğine git.

İçinde gitgide büyüyen o yalnızlık kurdunu

Güzelliğine dadanan o hastalıklı hüznünü

Bırak ve git...

Kibirli arzularına, altın gölgedeki kusursuz yüzüne...

Yıllar sonra yaşayacağın

Unutuluşları, o acımasız kışları bırak ve git...


kırkikindi
Aday Memur
04 Kasım 2006 18:01

şimdi eski fotoğraflarda yana yana dost arama vaktidir.


sieg
Kapalı
04 Kasım 2006 18:03

Şu senin alçaktan sesin war ya

Pencereler war burnumun kemiğinde sızı


kırkikindi
Aday Memur
04 Kasım 2006 18:10

bir ekim sabahı

yağmur düştü toprağa

ve biz toprağın çocukları

sarı saçlı, soluk benizli,

biraz telaşlı,

şaşkın ve ürkek,

hatta gülerek,

bu yabancı şehri seyrettik

yağmur

kesilene dek.


kırkikindi
Aday Memur
05 Kasım 2006 00:12

şimdi, yıllardır düşünde yaşattığın o kadının hiç gelmeyeceğinin farkına varma vaktidir.


ruzgaryy
Genel Müdür
05 Kasım 2006 00:58

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,

O hüzün yüzündendir olsa olsa

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,

İçimde örülen düşmüştür çatladıysa....


evita
Kapalı
05 Kasım 2006 01:48

Ellerle güler, eğlenirsin

pür neşe

Dalgın, donuksun

benim yanımda.

Gizli bir sevda mı,

düştün mü ateşe?

Yoksa küçük görmenin

izleri mi bakışlarında


kırkikindi
Aday Memur
05 Kasım 2006 02:06

şimdi (gecenin bir yarısı) duvardaki akreple yelkovanın ayrılışını izleme vaktidir.


sieg
Kapalı
05 Kasım 2006 22:07

Bana bir şarkı söyle içinde hüzün olsun

Bana bir şarkı söyle içinde yüzün olsun

Başına kuşlar konsun sonunda gurbet olsun

Yare doymamak olsun bana bir şarkı söyle

İçinde toprak olsun sararmış yaprak olsun

Dillerde bayrak olsun bana bir şarkı söyle

Zemheride güller açsın ağustosta karlar yağsın

Yarınlara umut kalsın bana bir şarkı söyle

Bana bir şarkı söyle içinde hüzün olsun

Bana bir şarkı söyle içinde hüzün olsun

Nemrut dağı gülün olsun herbir atın teli olsun

Coşkun bahar seli olsun bana bir şarkı söyle

Bana bir şarkı söyle içinde hüzün olsun

Bana bir şarkı söyle içinde yüzün olsun

Başına kuşlar konsun sonunda gurbet olsun

Yare doymamak olsun

İçinde toprak olsun sararmış yaprak olsun

Dillerde bayrak olsun bana bir şarkı söyle


sieg
Kapalı
05 Kasım 2006 23:18

Sen yalancı olmasaydın

Sana aşık olmasaydım

Ve gerçeği bulmasaydım

(Hangisi doğru)

Sana bir şey sunmasaydım

Sevgiden dem vurmasaydım

Acılarla dolmasaydım, olmasaydım

Aynada bakan gözler ben miyim?

Sararıp solan güzler ben miyim?

Eskiden gülen yüzler biz miyiz?

Belki birdaha böyle sevmeyiz

(Belki... belki...)

Kimbilir kaç günün sabahında

Kimbilir daha kaç gece sensiz

Böyle daha mutlusun

Kimbilir belki bensiz

Kimbilir belki bensiz

(Belki... belki...)

Bir gönülden sana doğru

Uzanıyor aşkın yolu

Sen yanıtsın hayat soru

Bir tarafım gülbahar

Bir tarafım karakış

Yüreğim se sararmış

Hangisi doğru? Hangisi yanlış?

Aynada bakan gözler ben miyim?

Sararıp solan güzler ben miyim?

Eskiden gülen yüzler biz miyiz?

Belki birdaha böyle sevmeyiz

(Belki... belki...)

Kimbilir kaç günün sabahında

Kimbilir daha kaç gece sensiz

Böyle daha mutlusun

Kimbilir belki bensiz

Kimbilir belki bensiz


kırkikindi
Aday Memur
07 Kasım 2006 21:04

ve sonra, bir sabah beyazlar içinde görürsün pencerenden şehri.

huşu içinde yürürsün sokaklarda, kulağında uzak dağlardan gelen bir çoban kavalının ezgisi vardır. günlerdir daralan yüreğin açılıverir birden,

oysa o acı haz hala devam etmektedir.

şehre ilk kar düştüğünde

ilk sen düşersin aklıma.

sonra

şimalın sert rüzgarları düşer

acı zemheri gecelerinde çığlık çığlığa,

savurunca kuru kavak dallarını

ahşap evimizin damına

irkilirdik

lambadaki alev irkilirdi

hey gidi heybetli babam

nasıl da belli etmezdi

irkilişlerini.

Toplam 61 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi