yanlış anlaşıldıysam düzeltmek isterim birkaç noktayı.
öncelikle eleştiriyi yapan kişinin nitelikleri, alandaki hakimiyeti eleştirinin geçerliliğini kesinlikle etkiler. yani bu yöndeki fikrine katılmıyorum. 30 alan birisi 100 alan birisinin tartıştığı boyutta değerlendirmeler elbette yap(a)mayacaktır.
diğer yandan, sınav formatı, ösym'nin işleyişi ile ilgili değil benim eleştirim. gönül ister ki kitlelere hitap eden, daha çağdaş, çok yönlü bir ölçme aracı ile dil seviyeleri belirlensin ama eldeki sistem bu işte. bu arada ben de tecrübelerimi anlatırken kendimi "iyi dil bilen" değil, "delilik seviyesine varan bir test algısı, tecrübesi" ile nitelendirdim. yani aslında bu sınavlar, benim de dil seviyemi hakkıyla ölçmüyor olabilir. bu da eleştiriye açıktır...
son olarak da, bu sınavlar hazırlanırken belirli ilkeler göz önünde bulundurulur. sınav yer yer dil bilgisi, yer yer kelime bilgisi, yer yer de dil algısını (okuduğunu anlama) ölçer. o zaman soruyorum, bütün sınavda bilmediğim ya da tereddüt ettiğim tek bir kelime, tek bir kullanım, tek bir yapı yoksa ve hala yukarıdaki eleştirilerde bulunuyorsam bu "yerliyse at çöpe" zihniyeti midir? bence eleştirilere biraz daha hoşgörülü bakmalısın. elbette ayırıcı olmalı sınavlar, ama sırf daha öncesinde ipin ucunu kaçırdık diye irrasyonel biçimde kasmak da çok yerinde bir tavır değil ve ösym'de bu istikrarsızlık, tutarsızlık hep var!
yanlış anlaşıldıysam düzeltmek isterim birkaç noktayı.
öncelikle eleştiriyi yapan kişinin nitelikleri, alandaki hakimiyeti eleştirinin geçerliliğini kesinlikle etkiler. yani bu yöndeki fikrine katılmıyorum. 30 alan birisi 100 alan birisinin tartıştığı boyutta değerlendirmeler elbette yap(a)mayacaktır.
diğer yandan, sınav formatı, ösym'nin işleyişi ile ilgili değil benim eleştirim. gönül ister ki kitlelere hitap eden, daha çağdaş, çok yönlü bir ölçme aracı ile dil seviyeleri belirlensin ama eldeki sistem bu işte. bu arada ben de tecrübelerimi anlatırken kendimi "iyi dil bilen" değil, "delilik seviyesine varan bir test algısı, tecrübesi" ile nitelendirdim. yani aslında bu sınavlar, benim de dil seviyemi hakkıyla ölçmüyor olabilir. bu da eleştiriye açıktır...
son olarak da, bu sınavlar hazırlanırken belirli ilkeler göz önünde bulundurulur. sınav yer yer dil bilgisi, yer yer kelime bilgisi, yer yer de dil algısını (okuduğunu anlama) ölçer. o zaman soruyorum, bütün sınavda bilmediğim ya da tereddüt ettiğim tek bir kelime, tek bir kullanım, tek bir yapı yoksa ve hala yukarıdaki eleştirilerde bulunuyorsam bu "yerliyse at çöpe" zihniyeti midir? bence eleştirilere biraz daha hoşgörülü bakmalısın. elbette ayırıcı olmalı sınavlar, ama sırf daha öncesinde ipin ucunu kaçırdık diye irrasyonel biçimde kasmak da çok yerinde bir tavır değil ve ösym'de bu istikrarsızlık, tutarsızlık hep var!
johndoe61 , 11 yıl önce
kimyageer, aşırı tepkine anlam veremediğimden lisanım biraz sert olmuş dostum, kusura bakma. Hala aynı görüşteyim, birileri o soruları doğru yapacaktır ve rastgele yapanlardan ziyade çoğu iyi bildiğinden yapmış olacaktır emin ol.
Yabancı dili iyi olan arkadaşa cevaben de, senin KPDS'yi başarısız bulman ile puanı kötü olan birinin başarısız bulması arasında bir fark olmadığı gibi, puanı iyi ya da kötü olanların KPDS'yi başarılı bulması arasında da fark yok. Elbette şahsi kanaatleriniz birşeylerden hareketle bu yönde oluşmuştur, saygı duyarım. Ama ben burada insanlar neden eleştiriyor demiyor, sadece İngilizcesi olmayanların dahi bu sınavı eleştirebileceklerini zannetmelerine anlam veremiyorum. Nüans. Bu arada benim de İngilizcem iyi değil, konuşabilir anlaşabilirim ama İngilizce kitap yazamam. Ya da KPDS gibi sorular hazırlayamam.
Belki gerçekten çok iyi dil hakimiyetim olsa idi, bu sınavda eleştirilebilecek birşeyler bulacaktım. Buna diyecek birşeyim yok. Ama bu körü körüne eleştirme olayına karşıyım. Levent Kırca zihniyeti bu, yerliyse tukaka edelim, devlete sövelim prim yapalım. Daha even if nerede kullanılır bilmeyen insanlar çıkıp KPDS iptal edilsin demiyor mu, sinir oluyorum. KPDS hazırlayanlar veya OSYM amcamın oğlu değil, değişeceklerse değişsinler de buna biz çatpat İngilizceliler değil de profesyoneller karar versin olmaz mı?
İhtilafa düşülebilecek 5 soru vardı, onlarda akademik başarıdır bence. Mükemmel hazırlanmış, çatpat İngilizce ile değil kelimelerin tam manasıyla bilinmesiyle çözülebilecek sorulardı. E son 5 soruyu da bırakalım İngilizce uzmanları çözsün. Bu sınav çatpat İngilizceliler arasından kamuya adam yerleştirme sınavları değil, bu sınavlarla çok iyi mevkilere adam seçiliyor. Ha Fatih Terim İngilizcesiyle neden 100 alamadım diyorsa bir insan, asabım bozulur o zaman.
İhtilaflı olduğunu düşündüğünüz her soruya cevap bulmaya çalışalım, hadi buyrun. Şu ana kadar şu soru iki cevaplıydı dediklerinde cevabı bulunamayan bir soru hatırlamıyorum.
approved sorusu mesela, kesin bir geçmiş tarih verilmediği durumda, özellikle de mesele bir süreç ise perfect tense kullanmak uygundur. Şayet devam eden bir süreç ise - eylemin yapıldığı tarihten itibaren etkisi veya kendisi devam ediyorsa deriz ya - have/has + V3 kullanmak uygundur. Bu bakış açısıyla has approved olması daha uygundur kanaatindeyim. Zira bu yasak hala devam etmektedir. Belki de yanılıyorumdur, cevap açıklandığında eleştirecek bir olay buldum diye bakmaktansa yeni birşey öğrendim demeyi tercih edeceğime emin olabilirsiniz.
Bir kurumu bir durumu bir bireyi yermek, tukaka etmek, hele kendi yetersizliğimizden dolayı bunu yapmak, eski moda arkadaşlar. KPDS'den 30 alamayan adamlar çıkmış soruların hatalı olduğundan bahsediyorsa bir sorun vardır. Ha 100 alanlar mı konuşmalı sadece, elbette değil. Ama bunun bir uslubü bir dozajı olmalı.