Hilafet Ordusu ile Kuvay-ı Milliye Çatışması.. 1920 Nisan-Haziran

Kuvay-ı Milliyeci vatanperverlerle Hilafet Ordusunu yenen Ali Fuat Paşa, büyük bir paye sahibi olmuştur.

Hilafet Ordusu, hainlerin güruhu ve grubu idi.

Bu vatan hainleri asılmayı haketmişti ama ne çare?..

Gavurlar, Hilafet Ordusunu pis emelleri doğrultusunda kullanmışlardı. Pes!

Hilafet ordusunda ihanet yaşayanlara beddualar ederim.

Hilafet değil, sanki HAİNLER ordusuydu.

Hilafet Ordusu sanki Haçlı Ordusu gibi saldırıyordu.

Hilafet Ordusu adeta gavurlaştırılmıştı. Onlar gibi saldırıyorlardı.

Hilafet Ordusu ile İngilizleri öğle bir madara ettik ki, rezil ve kepaze, maskara oldular.

Hilafet Ordusu, o hain Haçlı Ordusu gibiydi.

Vatan kurtulunca, o hainlerin yaptıkları yanları kaldı.

Şimdi bir savaş olsa, PKK hainleri de aynını yapardı.

Hilafet Ordusu, gavur dediğimiz Haçlıların emrindeydi.

Hilafet Ordusu da gavurlaşıp çıkmıştı.

İngilizler ve Hilafet Ordusu bir ay içinde dağıtıldı ve tarumar edildi. İngilizler bir daha Türklerin karşısına çıkma cesareti gösteremediler. Yunanlılarla Ermeni ve Rumları, bizdeki vatan hainlerini ve padişahı, şeyhülislamı kullandılar.

Öyle Padişah-Halife olmaz olsun!.. Hainlerin hainiydi. Haçlıların emrindeydi.

Hilafet Ordusu da Haçlılar gibiydi. Canımıza okumaya andiçmişti.

Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, onu dualarla donatmıştı, amma?

Hilafet Ordusu, vatan hainlerinin ordusuydu.

Haçlılaşan o Hilafet Ordusuna gel de beddua etme bakalım?

Berekettir ki, 3 ay içinde İngilizlerle Hilafet Ordusunu madara edip, dağıtmıştık. Onlardan yana olan şeyhülislam'ın bunlara duası da boşa çıkmış oldu.