Editörler : E.Kayı Han
22 Temmuz 2013 14:32

Kur'an Müslümanlığı İddiası

Asıl Müslümanlık, gerçek İslam; Allah Rasulü'nün (s.a.v.) Kur'an ayetlerinin yanı sıra kendi ifade ve beyanlarıyla da tebliğ ettiği, sonra da mükemmel bir temsille ortaya koyduğu ve ashab-ı kiram efendilerimizin de Peygamber Efendimizden (s.a.v.) öğrenip uyguladıkları Müslümanlıktır.

---

İslam ümmeti içinde ortaya çıkacak bazı yanlışlıklara Kur'an işaret etmiş ve bu konuda Müslümanları uyarmıştır. Bu yanlışlıklardan birisi de Kur'an'ı açıklamada Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hadislerini devre dışı bırakma sapkınlığıdır.

Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'i bir ağaç kovuğuna indirmedi veya gökten kağıt sayfalar halinde yağdırmadı. Peygamber olarak seçtiği müstesna bir Zat'ın kalbine vahyetti. O da bu vahyi diliyle söyleyip etrafındaki insanlara yazdırdı, tebliğ etti, açıkladı ve nasıl tatbik edeceklerini gösterdi.

---

Allah Rasulüne uymak farzdır, Allah'ın emridir. "Peygamber size ne verirse onu alın, neyi men ederse onu bırakın." (Haşr-7) daha pek çok ayet var.

Buna rağmen hicri 1. asrın sonlarında "Kur'an Müslümanlığı" iddiası ortaya çıkar. Ama o dönemde henüz hayatta olan birkaç sahabi vardır. Bu fitneye karşı müslümanları uyarırlar.

İslam devleti genişledikçe bazı bölgelerde Kur'an'ı yüzeysel olarak anlamaya meyilli bazı kişiler şöyle demeye başlarlar;

1. İDDİA: "Kur'an'da gerekli olan her şey bildirildiğine, ayetlerinin iyice açıklandığına, rehber olarak yeterli olduğuna dair ayetler vardır. Bunlar, Kur'an dışında bir kaynağa ihtiyaç olmadığını gösteriyor."

Ayrıca şu mesele var;

2. İDDİA: "Kur'an'ın metni kesindir. Hadislerin ise kesin değildir. Kesin hadislerin sayısı 20'yi bile bulmaz. Kesin olmayan hadislerle de Kur'an'ı açıklamak doğru olmaz."

---------

Bu iddialar tamamen temelsizdir.

1. İddia ayetlerin anlamlarını çarpıtmaktan başka bir şey değildir. Evet, Kur'an elbette ki her şeyi açıklamıştır ancak açıklaması gerektiği kadar açıklamıştır. Namazdaki rekat sayılarını açıklamadığına göre demek ki her şeyi en ince ayrıntısına kadar değil, bazı şeylerin açıklanmasını Rasulüne bırakarak açıklamıştır. Dolayısıyla "Kur'an yeter" diyenlerin namaz kılarken ya rekat sayılarına dikkat etmemeleri gerekir ya da illa ki Sünnet'e müracaat etmeleri gerekir. Yanlış anlaşılmasın, bu durum Kur'an'da eksik vardır anlamına gelmez. Kur'an, bilerek bu konuların ayrıntılarını Sünnet'e bırakmıştır.

2. İddia zaten saçmalığın daniskası. Hadislerin nasıl yazıldığı, nasıl kaydedildiği, nasıl derlenip bugünlere getirildiği az buçuk bu alanda bir şeyler okumuş herkesin malumudur. Dolayısıyla "hadislerin hiçbirisi kesin değildir" demek ya cehalettir ya da düpedüz bu dine ihanettir.

---------------

Hadisleri kabul etmemek, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) risaletini iptal etmek, onun ile Allah arasındaki münasebeti kesmek manasına gelir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu tehlikeyi şu hadis-i şerifiyle haber vermiştir.

" Şunu kesin olarak biliniz ki bana Kur'ân ve onun bir misli daha verildi. Karnı tok bir hâlde rahat koltuğunda kurularak: "Şu Kur'ân'a sarılınız; onda helâl olarak ne görmüşseniz onu helâl kabul ediniz, neyi de haram görmüşseniz onu haram biliniz." diyecek bazı kimseler çok geçmeden gelecektir." (Ebu Davud-Sünen)

--------------


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 14:38

Hadisleri kabul etmeme düpedüz şu anlama gelir; "Allah Rasulü (s.a.v.) 23 sene boyunca susmuştur, nakledilecek hiçbir söz söylememiş, hiçbir iş yapmamıştır, sadece Kur'an ayetlerini etrafındakilere söylemiş ve yazdırmış, geri kalan hayatında İslam'a ve Kur'an'a dair hiçbir iş yapmamıştır..."

Bu elbette ki kabul edilemez. 23 yılda (peygamberlik dönemi) aşağı yukarı (yılı 360 gün desek) 8.000 gün var. Bu kadar gün içinde müsaade edin (!) Allah Rasulü (s.a.v.) Kur'an'ı açıklama, ondaki ayrıntıları anlatma, insanlara karşılaşacakları sorunlarda uygulayacakları yöntemleri öğretme, ibadetleri anlatma adına bir şeyler söylesin!

kaba bir hesapla günde 5 cümle söylese aşağı yukarı 40.000 hadis eder. bu hadisler yüzlerce sahabiden naklediliyor. Tekrarları ve diğer unsurları da düşünelim. Yine fazla bir hadis kalmıyor. 10.000 tane hadis olsa yine normaldir.

---------------


lal l
Yasaklı
22 Temmuz 2013 15:00

çarpıtmanın bu kadarı pes!

şuraya bir tane doğru düzgün ayet yaz da göreyim!

hadis iddianı bile hadislerle ispat etmeye çalışıyorsun ne yaman çelişki hoca efendi!

kitabı ağaç kovuğuna indirme gibi bir usulü olsaydı Allah ağaç kocuğuna indirirdi. ama usulü elçi seçmek. elçi de 23 sene boyunca konuşmuş. kah elçi olarak kah nebi, normal insan olarak.

elçi olarak konuştukları korunmuş diğerleri korunmamıştır.

ne mutlu haşr 7 ayetini vermişsin. aç oku bakalım tekrar ne diyor. ama o çok övdüğün arapçasından oku!

"RESUL size neyi verirse onu alın...."

bunu 50 defa söyledik 51 olsun.

nebi denmiyor, muhammed denmiyor, peygamber denmiyor, Resul deniyor. Allahın nebi dediği ayet de var.. mesela "hiç bir nebiye savaş ağırlıklarını bırakmadan esir almak yaraşmaz" veya "ey nebi Allahın sana helal ettiğini niçin sen kendine haram ediyorsun" gibi.. Muhammed ismini de kullanır.. mesela "muhammed de tıpkı sizin gibi bir beşerdir"

fakat Allah itaat hususunda Resul sıfatını kullanır.

Resul elçi demektir.

Elçi, yalnızca kendisini elçi seçenin sözünü söyler.

bu yüzden elçiye itaat eden aslında Allaha itaat etmiş olur. oldu?

hz muhammed 7/24 elçi değildir. vahyi tebliğ ederken elçidir ve bu yüzden "elçiye itaat Allah a itaattir"..

diğer ayetleri de yazın göreceksiniz.

Kuranda namazın iğpneden ipliğe her şeyi anlatılır. abdest, ne okuyacaksın, ne zaman kılacaksın nasıl kılacaksın v.s abarttığınız rekat meselesi ise serbesttir. dileyen 3 kılar dileyen 5. savaşta kısaltma meselesi olduğu için en az 2 olması gerektiği kendiliğinden çıkıyor zaten ortaya.

son olarak yazdığınız hadis muhtemelen Ebu Hanife ve onun gibi ehli Kuran için uydurulmuş, onların katline neden olmuş uydurmalardan biridir!

neyse yeter.


lal l
Yasaklı
22 Temmuz 2013 15:06

http://www.youtube.com/watch?v=CAEOutUdV2I

hocam bırak bu adamı artık yeter. en azından yanlışlarına yanlış de.

"adam diyor ki Kuran müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı! halbuki usuluddin uleması, hadisin kurana ihtiyacından çok, Kuranın hadise ihtiyacı vardır derler"

ya şunu yahudi söylemez ya ayıptır günahtır rezalettir!


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 15:26

İŞİN TARİHSEL SEYRİ:

hadisleri reddetmek modası Hariciler gibi Allah Rasulü ve Sahabilerinin uyguladığı İslam'ı beğenmeyen bazı aşırı gruplar tarafından başlatıldı.

O dönemde yaşayan alim sahabiler ve tabiinin uleması tarafından bu fitnecilerin sapkın görüşleri çürütüldü.

en son Hicretin 2. ve 3. asırlarında önde gelen alimler tarafından da delilleriyle çürütüldü.

3. asırdan sonra Sünnet'i reddeden Müslümana rastlanılmaz.

Yüzyıllarca böyle devam etti.

19. yüzyıla gelinceye kadar...

19. yüzyılda sömürgeci batı devletleri Müslümanları zayıflatma ve fikrî alanda da birbirine düşürme planlarının ürünleri olarak ihtilaflı meseleleri kurcalamaya giriştiler.

Kendi ülkelreinde yetiştirdikleri oryantalistler bu konuda gerekli malzemeleri sundu.

Mesela Aloys Sprenger hadis ilminin kuşkularla dolu bir alan olduğuna dair kafa karıştırıcı çalışmalar yaptı. hadislerin reddedilmesine ciddi zemin hazırladı ve kendisi de hadisleri reddetti.

Abraham Geiger, İ. Goldziher, L. Caetani, H.Lammens, D. Margoliouth, R. Nicholson, J. Schacht, Ph. Hitti gibi oryantalistler de bu iddialara destek vererek öncü haline gelmişlerdir.

Hindistan, Mısır, Suriye, Türkiye gibi İslâm ülkelerinde 19. yüzyıldan beri dinin tek kaynağının Kur'ân olduğunu ileri sürüp Sünnet'i saf dışı bırakmak isteyen iddialar çıkmaya başladı.

Pakistan'da bakan yardımcılığı yapmış ve Karaçi'de Tuluu İslâm Araştırma Merkezi'nde çalışan Ğulam Ahmed Perviz Kur'ân tefsirinde hadîslerin değer taşımadığını iddia etmesiyle kötü bir şöhret sahibi olmuştur. Makam-ı Hadîs adlı iki ciltlik eseri (1953) ile bu iddiasını revaçlandırmaya çalışmıştır.

Mısır'da Muhammed Ebu Zeyd, Kur'ân-ı Kerîm'i Kur'ân âyetleriyle tefsir etme iddiasıyla ortaya çıkmış, el-Hidaye ve'l-irfan fi tefsiri'l-Kur'âni bi'l-Kur'ân (1931) kitabını yayımlamış, aşırı görüşleri sebebiyle Ezher uleması tarafından din dışına çıkmakla itham edilmiştir.

Bu iddiada bulunanlar sayı olarak son derece az. Fakat aykırı olmaları sebebiyle merak uyandırıyorlar. Marjinallik her zaman dikkat çekici olmuştur. Bu nedenlerle sesleri gürültülü çıkıyor ve dikkaç çekiyorlar. başka da bir numaraları yok.

Aslında bu rafıziler, alimlerin güçlü delilleri karşısında tesirli olamayıp ortadan kayboldular. Fakat o zamandan beri günümüze kadar bu konunun arada bir yeni isimler tarafından tekrar ısıtılıp gündeme getirildiğini görüyoruz. Bu da dış tesir ihtimalini artırıyor. Yabancılar da bu iddianın Müslümanlar arasında yerleşemeyeceğini biliyorlar. Ama hiç değilse bir fitne çıkarıp Müslümanları hayatî meseleleri ile meşgul olmaktan bir süre için de olsa engellemeleri ve onları ihtilafa düşürmeleri onlara kâfi gelmektedir.

Maalesef her dönemde kulaklarına üflenecek beş-on gafil bulmak kendileri için zor olmuyor.


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 16:02

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Kur'an

Peygamberimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem), Kur'ân-ı Kerîm hakkında üç görevi vardır:

1-Tebliğ: Aktarmak (araya kendi sözleri dahil başka hiçbir şey karıştırmadan olduğu gibi, yani vahiy kalbine geldiği gibi aynı lafızlarla aktarmak) "Ey Resûl! Rabb'in tarafından sana indirileni tebliğ et (belliğ)" (Maide 67)

2-Tebyin: Açıklamak (Yani umumi olan ifadelerin hususi hangi durumları kapsadığını, ayrıntı verilmeyen konuların ayrıntılarını vb.. iyice açıklamak) "Biz sana Zikr'i (Kur'ân'ı) indirdik. Ta ki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıklayasın ve ta ki insanlar fikirlerini iyice kullansınlar." (Nahl 44)

3-Tatbik: Uygulama. (Kur'an'ın pratik hayata nasıl yansıyacağını kendi yaşayışıyla gösterme) "Peygamber size ne verirse onu alın!" (Kıyame 19)

----

BİR ÖRNEK:

Kur'an'ın emrettiği en temel ibadet Namazdır. Ama hadisler olmaksızın bu farzın nasıl uygulanacağı, kıyam, kıraat, rüku, sücud gibi rükünlerin nasıl yapılacağı, rekatın ne demek olduğu, ne miktarlarda yapılacağı gibi soruların cevabını bulmak mümkün değildir.

Bu durumda -haşa- Kur'an yetersiz mi oluyor?

Aslında evet, yetersiz oluyor. Ama bu yetersizlik Kur'an'ın kendi tercihidir. Yani ayrıntı vermemek, ayrıntıları Sünnet'e bırakmak Allah'ın (c.c.) kendi muradıdır. Bu nedenle bu yetersizlik, bir beşeri zaaf gibi görülebilecek bir yetersizlik değildir. Bilinçli bir yönlendirme vardır ortada.

Bir başka örnek; ZEKAT

Kur'an "zekat verin" buyurur. Ama nisab miktarını bildirmez. Hadis olmasa elde olan her şeyin zekatını vermek gerekirdi. Mülkiyetin üzerinden 1 sene geçmesini de hadislerden öğreniriz. Aksi halde süreye de bakmadan zamanını da bilmeden ne zaman ne miktarda zekat vereceğimizi şaşıracaktık.

Bu durumda Kur'an, ayrıntı vermediği bir konuda açıkça Sünnet'e yönlendirmiştir.

BİR ANEKDOT

"Peygamber size ne verirse onu alın, neyi men ederse onu bırakın!" emrini hatırlayalım ve bir kenara yazalım.

Beni Esed kabilesinden bir kadın İbn Mesud'a (r.a) gelip şöyle dedi:

"Ey Ebû Abdurrahman! Senin dövme yaptırana ve yapana, yüzündeki kılları aldırana ve dişlerini güzellik için birbirinden ayırana, yani seyreltene lânet ettiğini duydum."

İbn Mes'ud (r.a) şu cevabı verdi: "Ben kim oluyorum ki Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) lânet ettiğine ve Kur'ân'da belirtilene lânet etmeyeyim?"

Kadın cevaben: "İki kapak arasındaki Kur'ân'ı (Kur'ân'ın tamamını) okudum. Fakat böyle bir şeye rastlamadım."

İbn Mes'ud'un cevabı şöyle oldu: "Eğer layığı veçhiyle okusaydın bulurdun. Zîrâ Allah Teâlâ buyuruyor ki: "Peygamber size ne verirse onu alın, neyi men ederse onu bırakın!"

Kur'an ayetlerinde açıkça dövme yaptırana, dişlerini seyreltene vb. lanet edilmemiştir. böyle bir konuya temas edilmez. Ama Kur'an'da genel olarak "Peygamber size ne verirse alın, neyi men ederse onu bırakın" denilmiş. Bu durumda Peygamber'in dövme yaptırana lanet etmesi, dövmenin haram olduğuna delildir. Yani hem hadisten, hem de yukarıdaki ayete göre Kur'an'dan delildir.

Dolayısıyla hadis'in yasakladığını aynı zamanda Kur'an da yasaklamaktadır.

Bu inceliği anlayamayanların kendi sorunları...

Şu hâlde Sünnet'in öngördüğü bütün davranışlar, temelde Kur'ân'ın istediklerini yerine getirmektir.

İşte, Allah'ın yarattığını değiştirmeyi men eden Nisâ, 119 âyetinin maksat ve kapsamını ancak Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) anlayışı ve uygulamasıyla öğrenebiliyoruz.

---------


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 16:05

SONUÇ:

Hadisleri inkar etmek imkansızdır.

Hadisleri inkar etmek, Kur'an'ın kapsamını daraltmak veya herkesin kenid kafasına göre yorumlayacağı bir felsefe kitabı haline getirmektir.

Hadisler olmadan Kur'an'ı anlamaya çalışmanın sonucu, Hz. İsa'nın (a.s) sünnetini terk eden hıristiyanların zamanla İncil'i tahrif ettikleri gibi, İslam dinini tahrip etmektir.

Hadisler olmadan Kur'an tek başına yaşanılabilir bir kitap değildir. Çünkü bu durum bizzat Allah'ın (c.c.) kendi muradıdır. Öyle olmasını dilemiştir. Ya değilse kendi kitabını hiçbir açıklamaya ve tefsire ihtiyaç bırakmadan her ayrıntıyı kendisi açıklardı. Ne namazların rekatı, ne zekatın miktarını başka yerde aramazdık. Demek ki Allah (c.c.) Kur'an'da açıkça yer almayan yerlerde işi Efendimiz'e (s.a.v.) havale etmiştir. Bu da O'nun hikmetinden ve lütfundandır.


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 16:15

sabredemedin girdin araya :) neyse şimdi sana gelelim hocam.

---

Hadisleri istediğiniz kadar reddedin, Hz. Peygamber'i (s.a.v.) istediğiniz kadar sadece sıradan bir postacı olarak görün. Bunu yapmakla kendi kendinizle çelişiyorsunuz.

Haşr 7'ye baktık tekrar. Rasul, Nebi, Beşer ayrımını da bir yere kadar kabul ettik diyelim.

Senin dediklerin yorumdur.

Sahabenin uygulamaları da yorumdur.

Şimdi bana şunu söyle, gayet basit bir mantık; Senin iddiana göre Sahabenin yaptığı yanlış, senin söylediklerin doğru.

Sahabeyi sana tercih etmemize neden olacak delilin nedir?

Kur'an ayetlerini Allah Rasulünden direk öğrenen sahabe bize bahsettiğimiz gibi öğretmiş ve biz de öyle iddia ediyoruz.

Sen tersini iddia ediyorsun.

Böylece sahabenin yanlış anladığını, yanlış yaptığını iddia ediyorsun.

Tekrar ediyorum; Sahabenin yanlış, senin doğru olduğuna delilin nedir?

----

Namaz rekatlarını dileyenin 3 dileyenin 5 kılmasına delilin nedir?

"Beni nasıl görüyorsanız öyle namaz kılın, namazı benim kıldığım gibi kılın" diyen Peygamber sözüne itibar etmeyelim de senin sözüne niye itibar edelim.

Rasulullah'ın yapmadığı, Sahabenin yapmadığı, ilk dönem müslümanlarının hiçbirisinin yapmadığı "rekatı kafana göre ayarla" mantığını neden kabul edecekmişiz?

Savaş gibi özel bir durumu her duruma genellememizi istiyorsan bu genellenebilirliğin delilini getireceksin, Peygamber ve ashabına isyan edip ormana aykırı gitmek dile kolay. Delil getir.

--------------

Bu dinin ayrıntılarını Peygamber ve ashabı yerine sizden öğrenmeye mi davet ediyorsunuz?

Sizi kim yetiştirdi arkadaş?

lal l, 11 yıl önce

çarpıtmanın bu kadarı pes!

şuraya bir tane doğru düzgün ayet yaz da göreyim!

hadis iddianı bile hadislerle ispat etmeye çalışıyorsun ne yaman çelişki hoca efendi!

kitabı ağaç kovuğuna indirme gibi bir usulü olsaydı Allah ağaç kocuğuna indirirdi. ama usulü elçi seçmek. elçi de 23 sene boyunca konuşmuş. kah elçi olarak kah nebi, normal insan olarak.

elçi olarak konuştukları korunmuş diğerleri korunmamıştır.

ne mutlu haşr 7 ayetini vermişsin. aç oku bakalım tekrar ne diyor. ama o çok övdüğün arapçasından oku!

"RESUL size neyi verirse onu alın...."

bunu 50 defa söyledik 51 olsun.

nebi denmiyor, muhammed denmiyor, peygamber denmiyor, Resul deniyor. Allahın nebi dediği ayet de var.. mesela "hiç bir nebiye savaş ağırlıklarını bırakmadan esir almak yaraşmaz" veya "ey nebi Allahın sana helal ettiğini niçin sen kendine haram ediyorsun" gibi.. Muhammed ismini de kullanır.. mesela "muhammed de tıpkı sizin gibi bir beşerdir"

fakat Allah itaat hususunda Resul sıfatını kullanır.

Resul elçi demektir.

Elçi, yalnızca kendisini elçi seçenin sözünü söyler.

bu yüzden elçiye itaat eden aslında Allaha itaat etmiş olur. oldu?

hz muhammed 7/24 elçi değildir. vahyi tebliğ ederken elçidir ve bu yüzden "elçiye itaat Allah a itaattir"..

diğer ayetleri de yazın göreceksiniz.

Kuranda namazın iğpneden ipliğe her şeyi anlatılır. abdest, ne okuyacaksın, ne zaman kılacaksın nasıl kılacaksın v.s abarttığınız rekat meselesi ise serbesttir. dileyen 3 kılar dileyen 5. savaşta kısaltma meselesi olduğu için en az 2 olması gerektiği kendiliğinden çıkıyor zaten ortaya.

son olarak yazdığınız hadis muhtemelen Ebu Hanife ve onun gibi ehli Kuran için uydurulmuş, onların katline neden olmuş uydurmalardan biridir!

neyse yeter.


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 16:19

gene demagoji...

Hadisin Kur'an'a ihtiyacı veya Kur'an'ın hadise ihtiyacı ibareleri çarpıttığınız manada değil.

Kur'an'ın hadise ihtiyacı var demek, Kur'an'ı tam anlayabilmemiz için bizim hadis-i şeriflere ihtiyacımız var demektir. Aklı başında her Müslüman da bunu böyle anlar. Ya değilse Kur'an'ın sahibi olan Cenab-ı Hakk'ın (c.c.) Peygambere ihtiyacı varmış gibi bir saçmalığı zaten kimse kabul etmez. Anlamları çarpıtmayı bırakın. İnsanların kafasını bulandırmakla anlatmak istediklerinizi anlatamazsınız.

lal l, 11 yıl önce

http://www.youtube.com/watch?v=CAEOutUdV2I

hocam bırak bu adamı artık yeter. en azından yanlışlarına yanlış de.

"adam diyor ki Kuran müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı! halbuki usuluddin uleması, hadisin kurana ihtiyacından çok, Kuranın hadise ihtiyacı vardır derler"

ya şunu yahudi söylemez ya ayıptır günahtır rezalettir!


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
22 Temmuz 2013 16:24

"Size, ayetlerimizi okuyacak, sizi kötülüklerden arındıracak, kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik. (Bakara 151)

Buradaki 'hikmet" sünnettir.

Ya değilse "Kitabı ve Hikmet'i" diye iki ayrı şeyden bahsedilmezdi.

"Bana Kur'an verildi, onun bir misli daha (hikmet) verildi. Karnı tok bir halde rahat koltuğunda kurularak: "Şu Kur'ân'a sarılınız; onda helal olarak ne görmüşseniz onu helâl kabul ediniz, neyi de haram görmüşseniz onu haram biliniz." diyecek bazı kimseler çok geçmeden gelecektir." hadisi şerifinde bildirilen tayfaya Allah hidayet versin.

Ne Kur'an'ı anlamışlar ne Peygamberi.


Vesile60
Kapalı
23 Temmuz 2013 10:15

Televizyonların karşısında akademik yüksek payelerine dayanarak makam ve mevki sahibi bazı kişiler, bir takım uygulamaların Kuranda olmadığı gerekçesiyle hadisleri reddediyorlar. Hâlbuki peygamberimiz bakınız ne diyor:

Dikkat edin, bana Kitap ve onun bir benzeri olan (sünnet de) verildi. Dikkatli olun! Karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak size: Sadece şu Kurana uymanız gerekir. (Bilmeyiz. Biz sadece Allah?ın Kitabında bulduğumuza uyarız.(Ebu Davud)
Kuranda olanlar helâl, olmayanlar haramdır/ başka kaynağa ihtiyacınız yoktur.?demesi pek yakındır. Dikkatli olun. Allahın elçisinin haram kıldıkları, Allah?ın haram kıldıkları gibidir. Dikkatli olun. (Kuranda olmadığı halde) size evcil eşek eti haram kılındı.
(Ebu Davud,Tirmizi,İbn Mace)

İ


Orta Anadolu
Kapalı
16 Ağustos 2013 18:27

Tevbe Suresi 34 ve 35 inci ayetler :

Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. (34) O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, "İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı"! denilecek.

-------------------------------------------------

Zekat vermeyenler ve mal biriktirerek bunları Allah yolunda harcamayanlar, işte bu ayetlerde belirtildiği gibi cezalandırılacaklar.

Peki, zekat vermeme suçunun maddî unsuru nedir? Zekat vermenin şartları nelerdir? Yani bir müslüman neye aykırı davrandığında zekat vermemiş olur? Bildiğim kadarıyla Kur'an'da zekat oranının ne olduğu ve zekatın hangi periyotlarla (Yılda bir mi, 6 ayda bir mi, 5 yılda bir mi ...) verilmesi gerektiği belirtilmiyor.

İşte bu gibi bilgileri sünnet-i seniyyeden alırız. Bu husus, dîne yeni bir hüküm eklenmesi anlamına gelmez. Sadece, var olan hükümlerin tavzîhidir, detaylı açıkklamasıdır.

Aksi takdirde, sünneti seniyyeye hiç bakmazsak, zekat ylda bir mi verilecek, 5 yılda bir mi verilecek? Hangi periyotlarla verilecek? Zekat oranı nedir? Hangi oranda verilecek? Bunlar netleşmez.

Sünneti seniyyeye göre hareket etmeyen bir müslüman, farz edelim ki 5 yılda bir zekat verdi? Veya başka bir müslüman yüzde 2,5 oranında değil de, binde bir oranında zekat verdi? Bu kişi yukarıdaki ayetlerde belirtilen cezaya çarptırıldığında şunu demez mi?

"Yüce Allahım, Sen zeat ver diye emrettin. Ben de 5 yılda bir zekat verdim. Çümkü Kur'an'da her yıl yazmıyordu. Ben de kendimce 5 yıl olarak değerlendirme yaptım." Veya, "Kur'anda zekat yüde 2,5 oranındadır. diye yazılmadığı için ben de bunu 1/1000 olarak değerlendirdim ve binde bir oranında zekat verdim."

SONUÇ: Kur'an'ın, detayını sünnete bıraktığı hususlarda sünnet ile yapılan tavzih ve detaylandırma, dine yeni bir hüküm ilave etme olarak değerlendirilemez. Bil'akis sünnete başvurulmadığı zaman, işte asıl o zaman her müslüman kendi kafasına göre bir zekat oranına hükmeder. veya kendi kafsına göre bir zekat periyoduna hükmeder. Birisi 5 yılda bir zekat verilmelidir der, bir başkası ise 10 yılda bir der. Birisi zekat oranı 1/1000 der birisi 1/100 der ...vs

Hac da hâkeza, Kur'anda hac periyodu yazmıyor. Ömürde bi mi gidilecek, 10 yılda br mi gidilecek? BU bilgileri sünnetten alırız.

Günümüzde de öyle değil midir? Kanun bir müessese öngörür, o müessesenin detayları yönetmelikle belirlenir der. O konuda detaylı hükümler, yönetmelikle düzenlenir.


cvlstudnt
Müsteşar Yardımcısı
17 Ağustos 2013 01:17

BAKARA SURESİ

67. Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek bogazlamanizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mi ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a siginirim."
68. Söyle konustular: "Çagir Rabbine bizim için, açiklasin bize neymis o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettigim ne yaslidir ne de körpe. Ikisi arasi bir inektir." Hadi size emredileni yapin!
69. Söyle dediler: "Çagir Rabbine bizim için, neymis onun rengi açiklasin bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettigim, sari, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir."
70. Söyle dediler: "Dua et Rabbine, açiklasin bize neymis o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde baskalariyla karisti. Ve biz, Allah dilerse, dogruya ve güzele elbette kilavuzlanacagiz."
71. Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettigim, boyunduruk yememis bir inektir; topragi sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandir. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "Iste simdi gerçegi getirdin." Ve ardindan onu bogazladilar, az kalsin yapmayacaklardi.

alabildiğine detay istiyorsunuz .. tabi kur'anın ölçüleri size yetmez ..


pisinav
Aday Memur
17 Ağustos 2013 13:19

kuran ben detaylıyım tafsilatlıyım diyor siz hayır kuran hadislere muhtaç !!diyorsunuz

kuran ben mübinim apaçığım diyor siz hayır kuran eksiktir hadisler olmadan anlaşılmaz!! diyorsunuz

ayrıyeten kuran TEK kaynağımda diyordu değilmi....!!!

peygamberin sözleri kuranın taa kendisidir ayetini vardı pardon unuttum onu??


Diego de Leite
Genel Müdür
17 Ağustos 2013 13:29

Şu hadislere karşı çıkanların kaçı namazını bile tam kılıyor acaba


pisinav
Aday Memur
17 Ağustos 2013 13:34

öncelik bekide namaz değildir belkide namazı (salat) hadisler(peygambere atılan iftiralar..bazen güzel şeylerde var inkar etmemek lazım) özünden uzaklaştırıp jimnastik hareketi haline getirmiştir..


Diego de Leite
Genel Müdür
17 Ağustos 2013 13:45

Ahahah beklediğim cevap geldi.

Evet evet namaz öncelik değil, o yüzden bazı alimler namaz kılmayanın kafir olacağını bile buyurmuşlar.

Peygamber(a.s.) : "Namaz dinin direğidir, onu terkeden dini yıkar" buyuruyor, Salat kelimesinden namazı anlıyor da bir siz namaza dua anlamı veriyorsunuz.

Madem Kur'anı bu kadar iyi biliyorsunuz, tek kaynağınız, Kur'an da dua ya bildiğiniz 'dua' dendiğini neden bilmiyorsunuz ? Ve namaza salat dendiğini ?

...ve mâ duâul kâfirîne illâ fî dalâl (Mü,min, 50),

...kafirlerin duası boşunadır.

Basbayağı dua diyor, salat falan değil, açık açık, dua = dua.

Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekimis salât(Ankebut, 45)

Kitaptan sana vahyedileni oku ve salatı ikame et..

Dua ikamet edilen birşeydi de bilmiyor muyduk ? Peygamber(a.s.) ve ashabı salat denilince namaz kıldı, Kur'an dua ve Salat'ın anlamlarını ayırdı da salat sizin hevanıza göre namaz olmaktan çıkıp dua oldu öyle mi ?

Rüku edin, secde edin ayetleri neler, dua mı onlarda ?

Neyse zaten, daha namazı düzgün kılmayıp gelip hadise karşı çıkıp, namaza öncelik değil diyen biriyle tartışmaya gerek yok.

pisinav, 11 yıl önce

öncelik bekide namaz değildir belkide namazı (salat) hadisler(peygambere atılan iftiralar..bazen güzel şeylerde var inkar etmemek lazım) özünden uzaklaştırıp jimnastik hareketi haline getirmiştir..


tabor1
Daire Başkanı
17 Ağustos 2013 13:52

Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve Yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler dedik. Hz. Peygamber: Allah ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.
El Hatib, Takyid 33

evet namutedil açıkla bize kardeş rivayete göre peygamber mealen diyor ki Allah ın kıtabının yanında kendi sözlerinin de yazılması yoldan çıkmanıza neden olabilir bunun örnekleri geçmişte vardır..yani açıkça kendi sözlerinin yazılmasının bizzat yoldan çıkma nedeniniz olabieceğini söylüyor...herhalde peygamberimiz böyle demişse kendi sözleri yalan uyurmadır benim sözlerimi dinlemeyin diye böyle demiyor...işin arkasında başka bir şey olduğu belli...


Diego de Leite
Genel Müdür
17 Ağustos 2013 14:44

Ben de sana Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yanlarında da hadis kitabı bulunduğunu, Peygamber(a.s.) ın sonradan yazımına izin verdiğini söyledim kaynaklarıyla ama...hahah inkar ettiğin hadisleri nasıl kullanıyorsun işine gelince. Senin hadis yazmaman lazım, mantığınla açıklayacaksın savunduğun şeyi :D

tabor1, 11 yıl önce

Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve Yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler dedik. Hz. Peygamber: Allah ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.
El Hatib, Takyid 33

evet namutedil açıkla bize kardeş rivayete göre peygamber mealen diyor ki Allah ın kıtabının yanında kendi sözlerinin de yazılması yoldan çıkmanıza neden olabilir bunun örnekleri geçmişte vardır..yani açıkça kendi sözlerinin yazılmasının bizzat yoldan çıkma nedeniniz olabieceğini söylüyor...herhalde peygamberimiz böyle demişse kendi sözleri yalan uyurmadır benim sözlerimi dinlemeyin diye böyle demiyor...işin arkasında başka bir şey olduğu belli...


cvlstudnt
Müsteşar Yardımcısı
17 Ağustos 2013 15:35

Yahu adam diyo ki senin tapındığın emevi/abbasi süzüntüsü hadis kitaplarında aksini iddia eden sözler de var..

Neden ötekini alıyosunda bunu görmezden geliyosun, delilin ne ?

Eğer iki zıt düşünce olurda birini tercih edersen ve terch ettiğin şeye din diye sarılırsan diğerini reddetmek için sağlam bir deliil gerekli. İşte o delil ne ?

Diego de Leite, 11 yıl önce

Ben de sana Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yanlarında da hadis kitabı bulunduğunu, Peygamber(a.s.) ın sonradan yazımına izin verdiğini söyledim kaynaklarıyla ama...hahah inkar ettiğin hadisleri nasıl kullanıyorsun işine gelince. Senin hadis yazmaman lazım, mantığınla açıklayacaksın savunduğun şeyi :D


namutedil-albatros
Müsteşar Yardımcısı
17 Ağustos 2013 16:34

birader, hadislerin ilk dönem yazılmadığını zaten biliyoruz. getirdiğin hadis ilk dönemler için.

ayrıca birkaç tane çocuk yaştaki sahabiye "yazmayın" dediği de olmuştur. o da herkese değil, birkaç kişiye.

dahası, Kur'an sahifelerinin yanına ayetleri tefsir için hadis yazanları da bundan menetmiştir.

ama bunların hiçbirisi "hadislerimi kesinlikle yazmayın, benden geriye Kur'an ayetlerinden başka bir şey kalmasın" anlamına gelmez. Çünkü verdiğin hadislerin bağlamları başka, sizin çıkardığınız hüküm başka.

kısaca; hadislerin yazılmamasına dair hadisler genel olarak yazılmamasını söylemez.

bu kadar basit.

Ya değilse Hz. Ali gibi birisi bile hadis defteri tutmuştur.

ne yani, Hz. Ali peygamberin sözüne karşı mı gelmiş oluyor?

tabor1, 11 yıl önce

Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve Yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler dedik. Hz. Peygamber: Allah ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.
El Hatib, Takyid 33

evet namutedil açıkla bize kardeş rivayete göre peygamber mealen diyor ki Allah ın kıtabının yanında kendi sözlerinin de yazılması yoldan çıkmanıza neden olabilir bunun örnekleri geçmişte vardır..yani açıkça kendi sözlerinin yazılmasının bizzat yoldan çıkma nedeniniz olabieceğini söylüyor...herhalde peygamberimiz böyle demişse kendi sözleri yalan uyurmadır benim sözlerimi dinlemeyin diye böyle demiyor...işin arkasında başka bir şey olduğu belli...

Toplam 150 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi