1- Allah'ın (c.c.) bir şeyi ezeli ilmiyle bilmesi başka şey, bizim bir şeyle mükellef tutulmamız başka şey. Biz Allah'ın (c.c.) ezeli ilmine göre değil, kendi şartlarımız, sınırlılıklarımız ve sorumluluğumuz ölçüsünde hareket ederiz. Çünkü Allah'ın ilmi bize açılmamıştır, dolayısıyla "bu adam 20 yıl sonra iman edecek o halde tebliğe devam" gibi bir şey denilemeyeceği gibi, "bu adam kafir olarak ölecek, o halde tebliğin bir manası yok" gibi bir anlayış da İslam'da yok.
2- Allah'ın ilmi, yani bir şeyi varoluşundan önce bilmesi, insanın sorumluluğunu ortadan kaldıran bir durum değildir. Çünkü bilmek başkadır, yaratmak başkadır, irade etmek başkadır.
3- Yahudilerin müslüman olmasını diğerlerinden daha fazla istemek gibi bir şey yok. Var diyorsanız ve bundan eminseniz ilgili ayetler ve hadisleri isteriz.
Yahudiler de her gayr-i müslim gibi aynı şeylere itaatle mükellef ve aynı oranda sorumlular.
Amma yaklaşım farkları başka şeydir.
Mesela Kur'an hıristiyanlara daha farklı yaklaşır. "Müslümanlara sevgi olarak hıristiyanları daha yakın bulursun" ayeti var. reelde de öyle. "en düşman olarak da yahudileri bulursun" diyor.
bu fıtratla, karakteristik yapıyla alakalı bir şey. yahudilerin çoğu ırkçı ve dünya sevgisinden gözleri dönmüş yapıda insanlar. kin (ırkçılığın temeli) ve hırs (dünya sevgisinin temeli) bir araya gelince gerçekten rezil bir durum ortaya çıkıyor.
---
Ayrıca; Yahudiler İslam'a geçmeden önce Kur'an'ın üslubu nezih ve hoş idi, Yahudiler "biz müslüman olmayacaz" dedikten sonra Kur'an üslubunu bozdu, sertleştirdi" gibi bir durum da yok. Kur'an ayetlerinin iniş sürecini takip ederseniz bunu anlarsınız.
1- Allah'ın (c.c.) bir şeyi ezeli ilmiyle bilmesi başka şey, bizim bir şeyle mükellef tutulmamız başka şey. Biz Allah'ın (c.c.) ezeli ilmine göre değil, kendi şartlarımız, sınırlılıklarımız ve sorumluluğumuz ölçüsünde hareket ederiz. Çünkü Allah'ın ilmi bize açılmamıştır, dolayısıyla "bu adam 20 yıl sonra iman edecek o halde tebliğe devam" gibi bir şey denilemeyeceği gibi, "bu adam kafir olarak ölecek, o halde tebliğin bir manası yok" gibi bir anlayış da İslam'da yok.
2- Allah'ın ilmi, yani bir şeyi varoluşundan önce bilmesi, insanın sorumluluğunu ortadan kaldıran bir durum değildir. Çünkü bilmek başkadır, yaratmak başkadır, irade etmek başkadır.
3- Yahudilerin müslüman olmasını diğerlerinden daha fazla istemek gibi bir şey yok. Var diyorsanız ve bundan eminseniz ilgili ayetler ve hadisleri isteriz.
Yahudiler de her gayr-i müslim gibi aynı şeylere itaatle mükellef ve aynı oranda sorumlular.
Amma yaklaşım farkları başka şeydir.
Mesela Kur'an hıristiyanlara daha farklı yaklaşır. "Müslümanlara sevgi olarak hıristiyanları daha yakın bulursun" ayeti var. reelde de öyle. "en düşman olarak da yahudileri bulursun" diyor.
bu fıtratla, karakteristik yapıyla alakalı bir şey. yahudilerin çoğu ırkçı ve dünya sevgisinden gözleri dönmüş yapıda insanlar. kin (ırkçılığın temeli) ve hırs (dünya sevgisinin temeli) bir araya gelince gerçekten rezil bir durum ortaya çıkıyor.
---
Ayrıca; Yahudiler İslam'a geçmeden önce Kur'an'ın üslubu nezih ve hoş idi, Yahudiler "biz müslüman olmayacaz" dedikten sonra Kur'an üslubunu bozdu, sertleştirdi" gibi bir durum da yok. Kur'an ayetlerinin iniş sürecini takip ederseniz bunu anlarsınız.