Öncelikle Edip Yüksel Reşat Halife'nin Resul olduğunu ve Allah'tan vahiy aldığını inkar etmediğini belirterek başlayalım:
SEDA: Sizin iddianıza göre bildiğim kadarıyla Reşat Halife Resul?dür? Öyle ise Allah tarafından mı görevlendirilmiştir? Vahiy almış mıdır. Vahiy almışsa Nebi olmalıdır almamış ise Resulluk görevini ona kim nasıl vermiştir?
EDİP: Reşad, akıllarına ve Kuran?a ihanet ederek hadis/sünnet/mezhep yoluyla islam dinini bir şirket dinine çevirenleri Tevhid?e dönmeleri çağrısı yapmış; ?Hadis, Quran, ve İslam? adlı kitabıyla ayetlerin anlamı üzerinde yüzyıllardır yapılan tahrifatı ifşa etmiş, ve Allah?ın 1974 yılında kendisine vahyederek sırrını 19×74 kameri yıl sonra ortaya çıkardığı ?büyüklerden biri? olan 19-kodlu sistem yoluyla Kuran?ın Allah kelamı oluşunun fiziksel ve matematiksel kanıtını sunmuş; böylece ilahi bir takdir ile zamanımıza gönderilen bu mucizeden söz eden 74′uncu surede haber verilen olaylar aynen tecelli etmiş; ve Kuran?ın mükemmel bir biçimde korunduğunu ve bu koruma işleminin hadisler, sünnetler ve mezhepler uyduran müşrikler yoluyla değil, bizzat Allah tarafından gerçekleştirildiğini aklını kullanan ve temiz bir kalbe/niyete sahip olanlara ispat etmiştir. (1)
Değerlendirme:
Görüldüğü gibi sorunun cevabına "hayır" demiyor , üstüne , Reşat Halife'nin Allah'tan Vahiy aldığını tasdikliyor..
*
Reşat Halife , başından geçen esrarengiz olayı şöyle anlatır (2) :
Videonun 45. saniyesinden itibaren:
...Her zaman ki yaptığım gibi Kur'an'ı tesadüfen tekrar açtım , şöyle deniyordu : "Kovuldun , sen bu görevi yapmayacaksın , sönüksün , sen bunun için yaratılmadın ve Cehenneme gideceksin " bütün gücümle Allah'a sığındım , secde ettim ve sonra tekrar Kur'an'ı açtım : "Kovuldun , Cehenneme gideceksin , cezalısın , sen bu görevi yapmayacaksın , yerine bu işi yapacak başka birini bulacağız " ve tekrar kapattım ,bu tesadüf olamazdı "...Gittikçe daha da kötüleşiyordu..
*
Değerlendirme:
Reşat Halife Kur'an'ı açtığı her defasında aynı manadaki , ama az-çok farklı kelime gruplarından oluşan korkutucu tehdit cümlelerinin karşısına çıktığını ve bunun tesadüf olamayacağını düşündüğünü anlatıyor..
Oysa Kur'an'da birebir bu cümlelerden oluşan bir ayet veya ayetler topluluğu yok..
Zaten olsaydı Kur'an'ı her açtığımda karşıma tesadüfen şu nolu surenin şu ayeti çıktı derdi.. Hele hele bu ayet/ayetler Allah'ın kendisini Resul tayin ettiği veya özel bir misyonla görevlendirdiği ayetler ise aynı İkra Suresi'nin Resulullah'ın (s.a.v.) Risalet görevine başlamasındaki önemi/anısal değeri gibi , mesaj olarak gösterilen o ayetler de kendisi için çok müstesna bir manevi mevkiye sahip olur ve bizzat numaralarıyla zikredilirdi...
Buradan 2 sonuç çıkıyor:
Reşat Halife, Musaf içinde farklı bir metin görüyor. Bu ya bir halüsinasyon , ya bir illüzyon veya zihin oyunu/bulanıklığı , ruh hastalığı veya şizofrenik bir arıza türünden bir şey olarak algılanması gerekirken öyle karşılanmıyor..
Aynı vaka sıradan birinin başına gelse , ilk yapacağı şey ya bir göz doktoruna muayene olmak veya Psikiyatrdan randevu olmak olur..
Oysa Reşat Halife deneyimli .
Art arda , anlam itibariyle birbirine yakın metinlerin kuran ayetlerin olması gereken yerlerinde gözüne görünmesine değil , bilakis sadece cümlelerin içerdiği mesaj ile irkiliyor..
Demek ki o bu türden psişik tecrübelere psikolojik olarak hazırlıklı biriydi...
Zaten olayın anlatımında daha evvel Allah'tan Resullük gelmişti diyor..
Metafizik , parapsikolojik v.s. şeylere aşina olduğu için Kuran sayfaları içinde gösterilen ve Kuran ayetlerinden olmayan o cümlelerin varlığıyla hiç ilgilenmiyor olabilir..
Şeytan/cinler demek ki önceden defaatla ziyaret ettiği bu zavallının ruhunu ele geçirmiş ve onunla pinpon topu gibi oynuyor(lar) , ama bu zavallı , şeytan oyununu kendisiyle Rabbi arasında sırlı bir haberleşme ve mucize zannediyor..
Edip Yüksel fazla hoşlanmayacak ama bu vaka bana İbni Sayyad hadisini hatırlattı (3)
(1) http://www.19.org/tr/2847/elcilik/
(2) http://www.youtube.com/watch?v=csLwjO3u5lE
(3) http://www.ilimdunyasi.com/suneni-ebu-davud/ibni-saidin-haberi/?wap2
Öncelikle Edip Yüksel Reşat Halife'nin Resul olduğunu ve Allah'tan vahiy aldığını inkar etmediğini belirterek başlayalım:
SEDA: Sizin iddianıza göre bildiğim kadarıyla Reşat Halife Resul?dür? Öyle ise Allah tarafından mı görevlendirilmiştir? Vahiy almış mıdır. Vahiy almışsa Nebi olmalıdır almamış ise Resulluk görevini ona kim nasıl vermiştir?
EDİP: Reşad, akıllarına ve Kuran?a ihanet ederek hadis/sünnet/mezhep yoluyla islam dinini bir şirket dinine çevirenleri Tevhid?e dönmeleri çağrısı yapmış; ?Hadis, Quran, ve İslam? adlı kitabıyla ayetlerin anlamı üzerinde yüzyıllardır yapılan tahrifatı ifşa etmiş, ve Allah?ın 1974 yılında kendisine vahyederek sırrını 19×74 kameri yıl sonra ortaya çıkardığı ?büyüklerden biri? olan 19-kodlu sistem yoluyla Kuran?ın Allah kelamı oluşunun fiziksel ve matematiksel kanıtını sunmuş; böylece ilahi bir takdir ile zamanımıza gönderilen bu mucizeden söz eden 74′uncu surede haber verilen olaylar aynen tecelli etmiş; ve Kuran?ın mükemmel bir biçimde korunduğunu ve bu koruma işleminin hadisler, sünnetler ve mezhepler uyduran müşrikler yoluyla değil, bizzat Allah tarafından gerçekleştirildiğini aklını kullanan ve temiz bir kalbe/niyete sahip olanlara ispat etmiştir. (1)
Değerlendirme:
Görüldüğü gibi sorunun cevabına "hayır" demiyor , üstüne , Reşat Halife'nin Allah'tan Vahiy aldığını tasdikliyor..
*
Reşat Halife , başından geçen esrarengiz olayı şöyle anlatır (2) :
Videonun 45. saniyesinden itibaren:
...Her zaman ki yaptığım gibi Kur'an'ı tesadüfen tekrar açtım , şöyle deniyordu : "Kovuldun , sen bu görevi yapmayacaksın , sönüksün , sen bunun için yaratılmadın ve Cehenneme gideceksin " bütün gücümle Allah'a sığındım , secde ettim ve sonra tekrar Kur'an'ı açtım : "Kovuldun , Cehenneme gideceksin , cezalısın , sen bu görevi yapmayacaksın , yerine bu işi yapacak başka birini bulacağız " ve tekrar kapattım ,bu tesadüf olamazdı "...Gittikçe daha da kötüleşiyordu..
*
Değerlendirme:
Reşat Halife Kur'an'ı açtığı her defasında aynı manadaki , ama az-çok farklı kelime gruplarından oluşan korkutucu tehdit cümlelerinin karşısına çıktığını ve bunun tesadüf olamayacağını düşündüğünü anlatıyor..
Oysa Kur'an'da birebir bu cümlelerden oluşan bir ayet veya ayetler topluluğu yok..
Zaten olsaydı Kur'an'ı her açtığımda karşıma tesadüfen şu nolu surenin şu ayeti çıktı derdi.. Hele hele bu ayet/ayetler Allah'ın kendisini Resul tayin ettiği veya özel bir misyonla görevlendirdiği ayetler ise aynı İkra Suresi'nin Resulullah'ın (s.a.v.) Risalet görevine başlamasındaki önemi/anısal değeri gibi , mesaj olarak gösterilen o ayetler de kendisi için çok müstesna bir manevi mevkiye sahip olur ve bizzat numaralarıyla zikredilirdi...
Buradan 2 sonuç çıkıyor:
Reşat Halife, Musaf içinde farklı bir metin görüyor. Bu ya bir halüsinasyon , ya bir illüzyon veya zihin oyunu/bulanıklığı , ruh hastalığı veya şizofrenik bir arıza türünden bir şey olarak algılanması gerekirken öyle karşılanmıyor..
Aynı vaka sıradan birinin başına gelse , ilk yapacağı şey ya bir göz doktoruna muayene olmak veya Psikiyatrdan randevu olmak olur..
Oysa Reşat Halife deneyimli .
Art arda , anlam itibariyle birbirine yakın metinlerin kuran ayetlerin olması gereken yerlerinde gözüne görünmesine değil , bilakis sadece cümlelerin içerdiği mesaj ile irkiliyor..
Demek ki o bu türden psişik tecrübelere psikolojik olarak hazırlıklı biriydi...
Zaten olayın anlatımında daha evvel Allah'tan Resullük gelmişti diyor..
Metafizik , parapsikolojik v.s. şeylere aşina olduğu için Kuran sayfaları içinde gösterilen ve Kuran ayetlerinden olmayan o cümlelerin varlığıyla hiç ilgilenmiyor olabilir..
Şeytan/cinler demek ki önceden defaatla ziyaret ettiği bu zavallının ruhunu ele geçirmiş ve onunla pinpon topu gibi oynuyor(lar) , ama bu zavallı , şeytan oyununu kendisiyle Rabbi arasında sırlı bir haberleşme ve mucize zannediyor..
Edip Yüksel fazla hoşlanmayacak ama bu vaka bana İbni Sayyad hadisini hatırlattı (3)
(1) http://www.19.org/tr/2847/elcilik/
(2)
http://www.youtube.com/watch?v=csLwjO3u5lE
VIDEO
(3) http://www.ilimdunyasi.com/suneni-ebu-davud/ibni-saidin-haberi/?wap2