Osmanlıda;
Yavuz sultan selim han çook büyük şairdir,öyle bir şiir yazmış ki soldan sağa yukarıdan aşağıya anlam ve sıralama değişmez,ilk defa yavuza nasip olan bir teknik....
1.) Sanma şahım/ herkesi sen/ sadıkhane / yar olur
2.) Herkesi sen/ dostum sandın/ belki ol/ ağyar olur
3.) Sadıkhane/belki ol/ alemde/ dildar olur
4.) Yar olur/ ağyar olur/ dildar olur/ serdar olur
Padişahlar ilahi olarak sefere tayin edilmeden sefere çıkmazlardı,yavuz sultan selim han mısıra seferine giderken,amasyadan elma behçelerinden geçtikten sonra,özellikle canının elma çektiğini söyleyip,askerin çantalarına baktırıyor,tek bir elma çıkmıyor heybelerden,bunun üzerine yavuz'' tamam diyor ben bu orduyla dünyayı feth ederim'' .
Gördüğü rüya üzerine sefere çıkan yavuz ,hasan canla beraber,2 yıl 8 ay sürecek olan sefer için, tokpkapı sarayından kayıkla ordunun toplandığı üsküdara geliyor,yolda yavuz hasan cana''yumurtayı nasıl seversin hasan can '' diyor,sefer bitiyor geri dönüşte aynı yerde hasan can cevap veriyor''haşlanmış severim sultanım'',bu olay şunu gösteriyor 2 dostun kalbi 2 yıl 8 ay aynı atmış,ve de aslında '' hasan can onca yer feth ettik,halife olduk ama biz buradan nasıl çıktıysak yine aynı adamız,değişmedik''
Yavuz şair adamdı demiştik,şair hikmete bir gün bir sebepten kızar,ve sürgüne yollar,şairde 'yavuz han nasılsa beni affedecek ,bende başka yere gideyimde kendimi aratayım' demiş,van'a gitmiş,kadının yanında katipliğe başlamış,hakkaten yavuzun celallliği geçince şairi geri çağırtmış,gidip bakmışlar şair yok,yavuz '' durun ben onu bulurum''demiş ve şiir yazmış
''bütün dünya benim olsa gamım bitmez acep nedendir'' diye şiir yazmış,tamamlayana ödül vereceğini ilan etmiş
aradan bir zaman geçtikten sonra van kadısı adıyla cevap gelmiş
'' çün ezelden türabı gamla yoğrulmuş bir bedendir bu''
yavuz şaiirin van'da olduğunu anlamış,emir vermiş
''kadıya 500 altın ödül verin,şairi bizi yollasın''
Diğerleri gibi Yavuz sultan selim han'ın tevazusu, sadeliği yazdığı şiirlerine yansımış,onlar sultanlığı ALLAH dostuna kölelikte bulmuşlar.
''Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş,
Bir veliye bende olmak cümleden a’la imiş ''
Yavuz sadeliği seven adamdır demiştik,oğlu kanuni çocukluktan beri biraz şatafatlı giyinmeyi severmiş,bir gün kanuniye'' oğlum anana ne kaldı demiş''
Mısıra girince mısırlı hanımlar camlardan bakarmış,yavuzu tanıyamamışlar,çünkü askerleri gibi giyinirmiş..
Yavuz mısır seferinden sonra bir müddet orada çadırda kalır,çadırını o çıktıktan sonra gelip temizleyen cariye nasılsa yavuzu 1-2 kez görür ve ona aşık olur,koskoca padişaha direk olarak söyleyemeyeceğine göre yatağın üzerine bir not yazıp bırakır.
''derdi olan neylesin''
akşama çadırına gelip bunu gören yavuz notu cariyenin yazdığını anlamış ve kağıda
''derdi neyse söylesin'' yazmış
ertesi notu gören cariye ümitlenerek
'' ya korkuyorsa neylesin'' yazar.
sonra ki gün 2. notu gören yavuzda
'' hiç korkmasın söylesin'' yazmış
bunun üzerine notu okuyan cariye yavuzu beklemeye başlamış
yavuz çadıra gelip '' buyur seni dinliyorum'' deyince
'' efendim ben size'' demiş oraya yığılıp canını teslim etmiş...
bunun üzerine yavuz orada bulunanlara ''gerçek aşk odur ki sevdiğinin yolunda olur ve ve bu yolda ölür'' demiş...
Yavuz sultan selim han ,kendisine aşık olan cariyenin aşkından ölmesi üzerine yazdığı şiirin o cariyenin kabrinin üzerine yazılmasını ister
'''Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi füzun eşkımı hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek'''
harika tek kelimeyle..
Osman Beyin Vasiyeti
Oğul!
Din işlerini her şeyden evvel ele alıp, yürütmek gayret ve esâsını dâimâ göz önünde bulundur ve bunu sakın gevşekliğe uğratma. Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur. Din gayretine sahip olmayan, sefahate düşkün olan, tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zirâ, Yaradanından korkmayan bir kimse, yarattıklarından da çekinmez. Zulümden ve hangisi olursa olsun bid'atten, yani İslâmiyet'e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bid'ate teşvik edip sürükleyenleri, devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler.
Nitekim bu ilk vasiyet tutulamayınca, Osmanlı yıkılmıştır.
Günümüzde Osmanlı'ya duyulan hayranlığa anlam veremiyorum. Ecdadımızın şanlı zaferleri, çağ kapatıp çağ açması elbette övünülecek şeyler ama bugünün Türkiye'sinden vazgeçip Osmanlı'ya geri dönmek, mantıksız. Osmanlı İmparatorluğu geri dönecek de ne olacak? Orta Doğu'ya yine hakim mi olacağız? Avrupa'nın yarısı yine bizim mi olacak? O topraklar çoktan kaybedildi. İnsanların zihinlerindeki hayallerin aksine, Osmanlı'nın bize bu saatten sonra getireceği tek şey, dönem cehaleti olur. Zaten Osmanlı'nın çöküşüne sebebiyet veren de bu kara cehalet değil miydi?
Yavuz han mısır seferi için manevi bir işaret beklemektedir,hasan can'a sorar ''rüya gördün mü bu gece'',''hayır sultanım'',cevaba yavuzun mahsunlaştığını gören hasan can saray halkını soruşturur,kapıcı başı hasan ağa rüyasında 4 büyük halifeyi gördüğünü,hz ali efendimizin ''resullahın selim hana selamı var,kalkıp gelsin,haremeynin hizmeti ona verildi''müjdesi üzerine sevinçten gözleri yaşarır.
Beklediği manevi işaret gelmiştir artık,çıkılan seferde mısır feth edilir,halep alınır,kutsal emanetler hazinei hümayuna devrolunur ,yavuz handa 73.islam halifesi olur
halebte kılınan cumaz namazında hatip hutbeyi yavuz adına okur
hutbedeki mekke ve medinenin hakimi ifadesini,mekke ve medinenin hadimi(hizmetçisi ) olarak değiştirtir.
Yavuz selim han mısır seferinde geçilmez denilen sina çölünü 13 günde geçmişti,40 derece sıcaklık, 400 km mesafe,düşman pususu,akrep yılan saldırısına rağmen hemde.
Birden bu çölde yavuz han atından inip yürümeye başlıyor,neden indiniz sultanım sorusuna;
''görmüyor musunuz fahri alem efendimiz önümüzde yürüyor,o yürürken ata binmek edepsizliktir''
hiç sultan inerde osmanlı askeri ata biner mi,onlarda atlarından inip yürümeye başlıyor...
Kuşları tehlikelerden, soğuklardan korumak için evlere han cami medrese ve benzeri yapıların yüksek yerlerine tercihen güney cephelerine kuş sarayları yapılırdı....
Osmanlıda; Padişahlar ilahi olarak sefere tayin edilmeden sefere çıkmazlardı,yavuz sultan selim han mısıra seferine giderken,amasyadan elma behçelerinden geçtikten sonra,özellikle canının elma çektiğini söyleyip,askerin çantalarına baktırıyor,tek bir elma çıkmıyor heybelerden,bunun üzerine yavuz'' tamam diyor ben bu orduyla dünyayı feth ederim'' . azize-14, 8 yıl önce - Alıntıya git
allahımmm lafa bakarmısın
padişahın ilahi olarak sefere çıkması ne demek osmanlı prensesi
izah edermisin
:)
Osmanlıda; Yavuz han mısır seferi için manevi bir işaret beklemektedir,hasan can'a sorar ''rüya gördün mü bu gece'',''hayır sultanım'',cevaba yavuzun mahsunlaştığını gören hasan can saray halkını soruşturur,kapıcı başı hasan ağa rüyasında 4 büyük halifeyi gördüğünü,hz ali efendimizin ''resullahın selim hana selamı var,kalkıp gelsin,haremeynin hizmeti ona verildi''müjdesi üzerine sevinçten gözleri yaşarır. Beklediği manevi işaret gelmiştir artık,çıkılan seferde mısır feth edilir,halep alınır,kutsal emanetler hazinei hümayuna devrolunur ,yavuz handa 73.islam halifesi olur halebte kılınan cumaz namazında hatip hutbeyi yavuz adına okur hutbedeki mekke ve medinenin hakimi ifadesini,mekke ve medinenin hadimi(hizmetçisi ) olarak değiştirtir. azize-14, 8 yıl önce - Alıntıya git
Aslında aynı rüyayı kendiside görmüştür Yavuz han,ama edebinden rüya gördüm diyemez ,isterki kendisini tasdik eden biri çıksın,kalbi mutmain olsun,aslında başka birininde aynı rüyayı gördüğünü bilmektedir,ama o hasan can değil kapıcıbaşı hasan ağadır...
Osmanlıda; Aslında aynı rüyayı kendiside görmüştür Yavuz han,ama edebinden rüya gördüm diyemez ,isterki kendisini tasdik eden biri çıksın,kalbi mutmain olsun,aslında başka birininde aynı rüyayı gördüğünü bilmektedir,ama o hasan can değil kapıcıbaşı hasan ağadır... azize-14, 8 yıl önce - Alıntıya git
soruma cevap vericekmisin ?
nasıl oluyorda padişahlar ilahi olarak sefer emri alıyor
Osmanlı'yı Osmanlı yapan incelikleri hem kâlen, hem de hâlen dersine vesile olmak ne güzel...
Yavuz han zamanında fakir bir adam, yaradana durmadan fakirlikten kurtulmak için dua ederdi,bir gece rüyasında rasulullah efendimizi gördü.
Efendimiz ona ''bizim selime söyle sana bir kese altın versin'' diyordu.
Adam gelip rüyasını sarayda sultana anlattı
Adama rüyasını defalarca anlattırdı,her anlatışında sevinerek bir kese altın daha verdi
'' ne dedi ne dedi''
''bizim selime söyle'' dedi
''demek bizim selim dedi''
''bir daha söyle ne dedi''
Geçmişe Şanlıda onurluda olsa mazi derler.Ya sonra Ya sonra? Saray odalarına tıkılmış her an ölümü bekleyen ve ölüm korkusuyla aklını ve makuliyetini kaybetmiş cahil ve yobaz şehzadeler! En sonundada Cahil,Akılsız, yobaz ve Yalnızlığın çaresizliğinden ihanete icbar olmuş bir Vahidüddin!
Neden? Öğretim ve Öğretime dayalı çalışma ve tecrübe yoksunluğundan!