Yukarıda bir meslektaşımın bahsettiği gibi, fabrikasyon üretim sucuklarda çok çok düşük miktarlarda nitrit nitrat tuzları katılır( bakteri üremesini baskılamak, raf ömrünü uzatmak için ) Belli bir doza kadar vücut bunu tolore edebiliyor lakin denetimsiz, kontrolsüz üretimlerde bu oran yüzlerce katı fazlasına çıkabiliyor. Bu da vücutta birikim ve kanserojen etki demek oluyor. Denetimlerin çok daha ciddi yapılması gerektiğinin en basit örneklerinden biri oluyor bu. Kasap sucuklarına gelelim, başıma gelen bir hadiseden örnek vereceğim. Türkiye sınırları içerisinde bir yer, mesire amaçlı uğradık kasaba. Adamların sucuğu meşhur, bayağı rağbet var sucuğuna. Adam gözünüzün önünde yapıyor sonraki partileri. Bir baktım bir ara bir şey serpiyor göz kararı(!!!) nedir o diye sorunca, özel sucuk karışımı dedi lezzet katıyor(muş)!!! Hemen siparişi iptal ettirdim ve bir şekilde çıktık oradan. Adam nitrit nitrat katıyordu bol kepçe, gözümle gördüm. Maalesef küçük esnafımız, köylümüz de işin hilesini öğrenmiş durumda. Gıdacı meslektaşlarım bilir, köylü süte antibiyotik hap dahi karıştırıyor yıllardır. Süt işletmecileri bilirler, bu sütten ne yoğurt olur doğru düzgün ne de peynir.Dikkatli olunmalı. Güvenilir markaların sucuklarından alabilirsiniz ancak çok sık tüketmemekte fayda var. Baharatlı, çeşnili et ürünleri (sucuk, salam, sosis, hazır köfteler, lahmacun, adana kebap vs.) bu ürünler hileyi çok güzel saklar bunu unutmayın.Bu saydıklarım gıda sektöründe yaşanan pervasızlığın yüzde biri bile değildir sayın arkadaşlar, gıda denetimleri işte bu yüzden zabıtalara değil de işin uzmanlarına yaptırılmalıdır. Dindarım müslümanım inançlıyım demek yetmiyor, insana saygı duyacaksın önce. Bak avrupaya, gavur dediğimiz adamlarda durum böyle mi? Dünyada kanser vakaları düşüş gösteriyor lakin ülkemizde tırmanışta. Bunun sebebi denetimsiz tarımsal üretim ve yediklerimizin denetlenmemesidir.
Yukarıda bir meslektaşımın bahsettiği gibi, fabrikasyon üretim sucuklarda çok çok düşük miktarlarda nitrit nitrat tuzları katılır( bakteri üremesini baskılamak, raf ömrünü uzatmak için ) Belli bir doza kadar vücut bunu tolore edebiliyor lakin denetimsiz, kontrolsüz üretimlerde bu oran yüzlerce katı fazlasına çıkabiliyor. Bu da vücutta birikim ve kanserojen etki demek oluyor. Denetimlerin çok daha ciddi yapılması gerektiğinin en basit örneklerinden biri oluyor bu. Kasap sucuklarına gelelim, başıma gelen bir hadiseden örnek vereceğim. Türkiye sınırları içerisinde bir yer, mesire amaçlı uğradık kasaba. Adamların sucuğu meşhur, bayağı rağbet var sucuğuna. Adam gözünüzün önünde yapıyor sonraki partileri. Bir baktım bir ara bir şey serpiyor göz kararı(!!!) nedir o diye sorunca, özel sucuk karışımı dedi lezzet katıyor(muş)!!! Hemen siparişi iptal ettirdim ve bir şekilde çıktık oradan. Adam nitrit nitrat katıyordu bol kepçe, gözümle gördüm. Maalesef küçük esnafımız, köylümüz de işin hilesini öğrenmiş durumda. Gıdacı meslektaşlarım bilir, köylü süte antibiyotik hap dahi karıştırıyor yıllardır. Süt işletmecileri bilirler, bu sütten ne yoğurt olur doğru düzgün ne de peynir.Dikkatli olunmalı. Güvenilir markaların sucuklarından alabilirsiniz ancak çok sık tüketmemekte fayda var. Baharatlı, çeşnili et ürünleri (sucuk, salam, sosis, hazır köfteler, lahmacun, adana kebap vs.) bu ürünler hileyi çok güzel saklar bunu unutmayın.Bu saydıklarım gıda sektöründe yaşanan pervasızlığın yüzde biri bile değildir sayın arkadaşlar, gıda denetimleri işte bu yüzden zabıtalara değil de işin uzmanlarına yaptırılmalıdır. Dindarım müslümanım inançlıyım demek yetmiyor, insana saygı duyacaksın önce. Bak avrupaya, gavur dediğimiz adamlarda durum böyle mi? Dünyada kanser vakaları düşüş gösteriyor lakin ülkemizde tırmanışta. Bunun sebebi denetimsiz tarımsal üretim ve yediklerimizin denetlenmemesidir.