Yanıtınız için teşekkürler hocam,
Aynı gemide, aynı sancıları çeken insanların dertleşmesi bu benim açımdan...
Benim umudumu canlı tutan ilk şey devlet terbiyesinde iki türlü davranış olduğuna dair sosyolojik gözlemim.
İlki; devlet büyüğü bir ihtiyaç görür, çözüm ister ve ne olursa olsun koşullar ona uygun düzenlenir.
İkincisi; kurumlar ihtiyacı tespit eder, çözüm planlar, olası riskleri ve direnci analiz eder, devlet büyüğüne danışır, onun onayını alır, çözüm devlet büyüğünün ağzından talep iletilir, direnç devlet otoritesi ile kırılır.
Askerlikten hatırlarsınız, komutan emir verince önce yerine getirilir, sonra itiraz edilir.
Bana bizim durumumuz ikinci seçeneğe uygun gibi gözüküyor.
Zamanlamanın -kurumlarda öğretim üyesi açığının malum sebeplerle artmış olması nedeni ile- manidar olduğu kanaatindeyim. Yani bir an evvel hayata geçirilmesi ihtiyacı hasıl olmuş gözüküyor.
Umudumu canlı tutan ikinci şey, umudu yitirmenin maliyetini çok acı bir şekilde gözlemlemiş olmak...
Daha önce bir grupta paylaşmıştım.
Umudunu yitiren çocuklar ölür hocam...
Çocuk onkolojisinde öğrendim ben bunu...
Çocuklar kliniğe ilk yattıkları zaman yatakta yüzleri kapıya bakarak yatarlar.
Sonlara doğru,
Duvara dönüp yatarlar..
Umudunu yitiren çocuklar ölür hocam...
Kimse yitirmesin umudunu...
Yanıtınız için teşekkürler hocam,
Aynı gemide, aynı sancıları çeken insanların dertleşmesi bu benim açımdan...
Benim umudumu canlı tutan ilk şey devlet terbiyesinde iki türlü davranış olduğuna dair sosyolojik gözlemim.
İlki; devlet büyüğü bir ihtiyaç görür, çözüm ister ve ne olursa olsun koşullar ona uygun düzenlenir.
İkincisi; kurumlar ihtiyacı tespit eder, çözüm planlar, olası riskleri ve direnci analiz eder, devlet büyüğüne danışır, onun onayını alır, çözüm devlet büyüğünün ağzından talep iletilir, direnç devlet otoritesi ile kırılır.
Askerlikten hatırlarsınız, komutan emir verince önce yerine getirilir, sonra itiraz edilir.
Bana bizim durumumuz ikinci seçeneğe uygun gibi gözüküyor.
Zamanlamanın -kurumlarda öğretim üyesi açığının malum sebeplerle artmış olması nedeni ile- manidar olduğu kanaatindeyim. Yani bir an evvel hayata geçirilmesi ihtiyacı hasıl olmuş gözüküyor.
Umudumu canlı tutan ikinci şey, umudu yitirmenin maliyetini çok acı bir şekilde gözlemlemiş olmak...
Daha önce bir grupta paylaşmıştım.
Umudunu yitiren çocuklar ölür hocam...
Çocuk onkolojisinde öğrendim ben bunu...
Çocuklar kliniğe ilk yattıkları zaman yatakta yüzleri kapıya bakarak yatarlar.
Sonlara doğru,
Duvara dönüp yatarlar..
Umudunu yitiren çocuklar ölür hocam...
Kimse yitirmesin umudunu...
dr-mt , 7 yıl önce
Saygı duyuyorum,sizin karşınızda olduğumu düşünmeyin,ben de sonucumu öğrenip inşallah olumluysa sözlüye girmeden doçent olmak isterim ama buna karşı olan güruh inanın bizim yüzlerce katımız ve aklımıza bile gelmeyecek onlarca bahaneleri var.
Olabilecek tek yol hala geçerli.İmkansız değil ama çok zor.Cumhurbaşkanımız çıkıp kaldırın diyecek,başka yolu yok.