Sayın Edipoğlu geçen sene içinde bulunduğumuz durumu çok iyi özetlemişti, bu konuyu tekrar gündeme getirmeliyiz...
KARİYER VE LİYAKAT İLKESİ YARDIMCI HİZMETLER SINIFI İÇİN GEÇERLİ DEĞİL Mİ?
Yapılan düzenlemelerle bazı personele kadro verilmesi ve bazı
personelin hizmet sınıflarının değiştirilmesi yönünde adımlar atılırken,
sayıları 170 bini bulan ve aralarında Ön lisans, Lisans ve Yüksek
Lisans mezunlarının da bulunduğu Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin
mağduriyetlerinin giderilmemesi konusu Başbakana soruldu.
Konuyu Meclis gündemine taşıyan Milletvekili Mehmet Ali EDİBOĞLU, verdiği soru önergesinde şu hususlardan söz etti:
Kamuda sayılan 170 bini bulan Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarının birçok sorunlarının olduğunu ve bu sınıf çalışanlarına
yapılan haksızlıkların giderilmesi amacı ile birçok girişimde
bulunduğumuz halde hükümetiniz tarafından bir çalışma yapılmadığını
gözlemlemekteyiz. Daha önce hükümetinizin ilgili bakanlarının
cevaplaması için verdiğimiz son önergelerimize tatmin edici cevap
verilmediği gibi maalesef bu sınıf çalışanlarının mağduriyetlerinin
giderilmesi konusunda bir yol da kat edilememiştir.
Oysa bu sınıf çalışanları arasında binlerce Ön lisans, Lisans ve
Yüksek Lisans eğitimi yapmış kalifiye kamu görevlileri mevcuttur.
Hükümetiniz tarafından bu mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ilk
çalışma 29.08.2005 tarihinde hükümeti temsilen Sayın Mehmet Ali ŞAHİN
başkanlığında Memur Sendikaları ile yapılan toplu sözleşme
görüşmelerinde ele alınmıştı. Öte yandan Çalışma Bakanı Sayın Faruk
ÇELİK?e verdiğim soru önergeme verilen cevapta ise en dikkat çekici
husus; ?Bu itibarla,2005 yılı toplu görüşmelerinde yardımcı hizmetler
sınıfında çalışanların öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına
bir defaya mahsus sınavsız atanmaları hususu, 657 sayılı Kanunun
kariyer ve liyakat ilkeleri ile ilgili hükümlerine aykırı bir durum
Oluşturmakta olup, mezkûr Kanuna göre istihdam edilen yardımcı hizmetler
sınıfında çalışan personelin, ihtiyaca binaen olumlu değişikliklerin
yapıldığı mevcut yönetmelik çerçevesinde hareket etmesi gerektiği
değerlendirilmektedir. Ayrıca, Yardımcı Hizmetler sınıfında çalışanların
öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına, bir defaya mahsus
olmak üzere sınavsız atanmalarının yapılmasına yönelik olarak Devlet
Personel Başkanlığında herhangi bir çalışma da bulunmamaktadır.?
şeklinde olmuştur.
Ancak örnekleri olan Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan Bekçi,
İtfaiyeci ve 4B?li çalışanlarımızın mağduriyetleri mevcut kanunlarımıza
Ek Madde konulmak suretiyle giderilmiştir. Şimdi aynı hassasiyeti
kendilerini yetiştirmiş ve vasıflandırmış Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarına da yapmak adalet ve hakkaniyet ölçüsü yanında vicdani bir
sorumluluktur. Bu çalışan kamu görevlilerimizin beklentisi aslında
hükümetinizin 2005 yılında toplu sözleşme sürecinde daha önce verdiği
söze de dayanmaktadır.
Bu Toplu Sözleşme görüşmelerinin sonucunda mutabakata varılan 11.
Maddenin (b) bendinde; ?Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların
öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına bir defaya mahsus
olmak üzere sınavsız atanmalarının sağlanması? hususu zapt altına
alınmış, ancak bu konuda şu ana kadar bu mutabakat uygulanmamıştır. Oysa
hükümetiniz tarafından böyle bir mutabakata imza atılması bu sınıf
çalışanlarının umut Işığı olmuşken, aradan 9 yıl geçmesine rağmen
mutabakat metnini hükümetinizin uygulamadığı bilinmektedir.
Böylece bu kamu görevlilerimizin umutları ve hayalleri ellerinden
alınmıştır. Oysa bu sınıf çalışanlarının mağduriyetlerini gidermek
ilgili kanun maddesine bir ek yapmakla düzeltilebilecektir. Bunun birçok
örneği, hükümetiniz tarafından uygulamaya konulmuştur.
Örneğin; Emniyet Teşkilatında bu mağduriyet 24/04/2008 tarihli 5757
sayılı KHK ile giderilmiş, yine 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun
4?üncü maddesinin b fıkrası kapsamında, 06/06/1978 tarih ve 7/15754
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel
Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar? uyarınca sözleşmeli personel
pozisyonlarında çalışanların memur kadrolarına atanması amacıyla, ?Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun?, 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Ayrıca 22/02/2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
?Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdareler Birlikleri Norm
Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin? geçici 1. maddesi hükmü
gereğince belediyeler için yardımcı hizmetler sınıfına tahsis edilmiş
bulunan itfaiye eri unvanlı kadrolar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın
personel ile birlikte GİH sınıfına geçirilmiştir.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı tarafından Başbakanlığa sevk edilen kanun
taslağına göre, belediyeler dışında kalan kamu kurumlarında çalışan
personel için de benzer bir düzenlemeye yer verilmiştir. Tasan ile 190
sayılı KHK?ya ekli cetvellerde, itfaiyeci kadrolarının sınıfı GİH olarak
değiştirilmektedir.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz kanun değişiklikleri ile bir kısım
çalışanların mağduriyetleri giderilmiş olup çalışanlarımız içerisinde
ister ortaokul mezunu bekçi olsun ister yeni işe giren itfaiyeci olsun,
fark etmeksizin kadro sınıfları değiştirilmiştir. Hatta 4B?lilerin
kadroya alınmalarında da hiçbir ön koşul belirlenmemiştir. Sadece
kanunun çıktığı an itibarıyla o an çalışıyor olmak dışında hiçbir koşul
aranmamıştır.
Yine hükümetiniz tarafından kamuda taşeron Şirketlerde hizmet alım
yolu ile çalışan işçilerimizin kadroya alınması yönünde açıklamalar
gelmiştir. Elbette bizler de kendisini yetiştirmiş ve hak etmiş tüm
çalışanların devlete hizmetinden sevinç duyarız. Ancak bunu yaparken
başka bir kesimin hakkını gasp etmemek gerektiğini de savunmaktayız.
Sayılan 600 bin olan taşeron çalışanlarımız için mağduriyet kelimesi
kullanırken, KPSS sınavına girip de 85 hatta 88 puan ile açıkta kalmış
insanlarımız için mağduriyet kelimesi de kullanılmamaktadır. Bir
taraftan 600 bin kişinin kadroya alınması için uğraşılırken diğer
taraftan KPSS sınavından 70 puan ve üstü puan almış 1 milyonu aşkın
atanamayan vatandaşlarımıza bu konuyu açıklamamız da mümkün değildir.
Tabiidir ki gerek taşeron gerekse KPSS den 70 puan ve üstü almış tüm
vatan evlatlarının kamuya hizmet etmesi hepimizin dileğidir. Ancak
eşitlik ile adaleti birbirinden ayırt etmek gerekmektedir. Yardımcı
Hizmetler Sınıfı çalışanlarının bu noktada eşitlik değil, Adalet isteği
bulunduğu bilinmektedir.
Soru önergesinde yer alan sorular
Milletvekili EDİBOĞLU, konuya ilişkin olarak Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından cevaplandırılmak üzere şu soruları sordu:
1- Yardımcı Hizmetler Sınıfında sayılan 170 bini bulan bu
çalışanlarımızın mağduriyetinin giderilmesi için herhangi bir çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz?
2- Yukarıda örneklerini verdiğimiz bir takım kanun değişikliği
ile bir kesim çalışanlarımızın mağduriyeti giderildiği gibi aynı kanun
maddelerine ek yapılmak suretiyle Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda hükümetinizin
görüşleri nelerdir?
3- Daha önce Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışıp da
hükümetiniz tarafından GİH sınıfına geçirilen çalışanlarımız için
Kariyer ve Liyakat ilkesine uyulmuş mudur? Yoksa ÇSGB Sayın Faruk
Çelik?in ifade ettiği Kariyer ve Liyakat ilkesi sadece belirli bir
sınıfa has bir ilke midir?
4- Yine Sayın Faruk ÇELİK tarafından tarafıma verilen cevap
içerisinde ?kanun değişikliği gerekmekte olup, şuan için bir çalışma
bulunmamaktadır? denilirken bundan önceki yapılan kanun
değişikliklerinde nasıl bir yol izlenmiştir, izlenen bu yolun bu sınıfın
çalışanları için de izlenmesi hakkaniyet ilkesinin yanında vicdani
sorumluluğu da içermesi ve yerine getirmesi gerekmez mi?
5- Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için bir takım personeller
alınmakla birlikte YHS sınıfında çalışan binlerce Ön lisans, Lisans ve
Yüksek Lisans mezunları var iken, yeni alımlar yapılmak ve bu düzeyde
kendini yetiştirmiş personellerin atıl bir durumda kalmasına neden
olunmaktadır. Diğer taraftan hizmet alım yolu ile kamuda YHS sınıfının
hizmet tanımı görevini yerine getiren taşeronların bile kadroya
alınmasının hükümetiniz tarafından dillendirildiği bu ortamda, bu
sınıfın mağduriyetlerinin giderilmemesi kamu vicdanını yaralamaz mı? ?
Sayın Edipoğlu geçen sene içinde bulunduğumuz durumu çok iyi özetlemişti, bu konuyu tekrar gündeme getirmeliyiz...
KARİYER VE LİYAKAT İLKESİ YARDIMCI HİZMETLER SINIFI İÇİN GEÇERLİ DEĞİL Mİ?
Yapılan düzenlemelerle bazı personele kadro verilmesi ve bazı
personelin hizmet sınıflarının değiştirilmesi yönünde adımlar atılırken,
sayıları 170 bini bulan ve aralarında Ön lisans, Lisans ve Yüksek
Lisans mezunlarının da bulunduğu Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin
mağduriyetlerinin giderilmemesi konusu Başbakana soruldu.
Konuyu Meclis gündemine taşıyan Milletvekili Mehmet Ali EDİBOĞLU, verdiği soru önergesinde şu hususlardan söz etti:
Kamuda sayılan 170 bini bulan Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarının birçok sorunlarının olduğunu ve bu sınıf çalışanlarına
yapılan haksızlıkların giderilmesi amacı ile birçok girişimde
bulunduğumuz halde hükümetiniz tarafından bir çalışma yapılmadığını
gözlemlemekteyiz. Daha önce hükümetinizin ilgili bakanlarının
cevaplaması için verdiğimiz son önergelerimize tatmin edici cevap
verilmediği gibi maalesef bu sınıf çalışanlarının mağduriyetlerinin
giderilmesi konusunda bir yol da kat edilememiştir.
Oysa bu sınıf çalışanları arasında binlerce Ön lisans, Lisans ve
Yüksek Lisans eğitimi yapmış kalifiye kamu görevlileri mevcuttur.
Hükümetiniz tarafından bu mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ilk
çalışma 29.08.2005 tarihinde hükümeti temsilen Sayın Mehmet Ali ŞAHİN
başkanlığında Memur Sendikaları ile yapılan toplu sözleşme
görüşmelerinde ele alınmıştı. Öte yandan Çalışma Bakanı Sayın Faruk
ÇELİK?e verdiğim soru önergeme verilen cevapta ise en dikkat çekici
husus; ?Bu itibarla,2005 yılı toplu görüşmelerinde yardımcı hizmetler
sınıfında çalışanların öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına
bir defaya mahsus sınavsız atanmaları hususu, 657 sayılı Kanunun
kariyer ve liyakat ilkeleri ile ilgili hükümlerine aykırı bir durum
Oluşturmakta olup, mezkûr Kanuna göre istihdam edilen yardımcı hizmetler
sınıfında çalışan personelin, ihtiyaca binaen olumlu değişikliklerin
yapıldığı mevcut yönetmelik çerçevesinde hareket etmesi gerektiği
değerlendirilmektedir. Ayrıca, Yardımcı Hizmetler sınıfında çalışanların
öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına, bir defaya mahsus
olmak üzere sınavsız atanmalarının yapılmasına yönelik olarak Devlet
Personel Başkanlığında herhangi bir çalışma da bulunmamaktadır.?
şeklinde olmuştur.
Ancak örnekleri olan Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan Bekçi,
İtfaiyeci ve 4B?li çalışanlarımızın mağduriyetleri mevcut kanunlarımıza
Ek Madde konulmak suretiyle giderilmiştir. Şimdi aynı hassasiyeti
kendilerini yetiştirmiş ve vasıflandırmış Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarına da yapmak adalet ve hakkaniyet ölçüsü yanında vicdani bir
sorumluluktur. Bu çalışan kamu görevlilerimizin beklentisi aslında
hükümetinizin 2005 yılında toplu sözleşme sürecinde daha önce verdiği
söze de dayanmaktadır.
Bu Toplu Sözleşme görüşmelerinin sonucunda mutabakata varılan 11.
Maddenin (b) bendinde; ?Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların
öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına bir defaya mahsus
olmak üzere sınavsız atanmalarının sağlanması? hususu zapt altına
alınmış, ancak bu konuda şu ana kadar bu mutabakat uygulanmamıştır. Oysa
hükümetiniz tarafından böyle bir mutabakata imza atılması bu sınıf
çalışanlarının umut Işığı olmuşken, aradan 9 yıl geçmesine rağmen
mutabakat metnini hükümetinizin uygulamadığı bilinmektedir.
Böylece bu kamu görevlilerimizin umutları ve hayalleri ellerinden
alınmıştır. Oysa bu sınıf çalışanlarının mağduriyetlerini gidermek
ilgili kanun maddesine bir ek yapmakla düzeltilebilecektir. Bunun birçok
örneği, hükümetiniz tarafından uygulamaya konulmuştur.
Örneğin; Emniyet Teşkilatında bu mağduriyet 24/04/2008 tarihli 5757
sayılı KHK ile giderilmiş, yine 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun
4?üncü maddesinin b fıkrası kapsamında, 06/06/1978 tarih ve 7/15754
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel
Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar? uyarınca sözleşmeli personel
pozisyonlarında çalışanların memur kadrolarına atanması amacıyla, ?Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun?, 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Ayrıca 22/02/2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
?Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdareler Birlikleri Norm
Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin? geçici 1. maddesi hükmü
gereğince belediyeler için yardımcı hizmetler sınıfına tahsis edilmiş
bulunan itfaiye eri unvanlı kadrolar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın
personel ile birlikte GİH sınıfına geçirilmiştir.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı tarafından Başbakanlığa sevk edilen kanun
taslağına göre, belediyeler dışında kalan kamu kurumlarında çalışan
personel için de benzer bir düzenlemeye yer verilmiştir. Tasan ile 190
sayılı KHK?ya ekli cetvellerde, itfaiyeci kadrolarının sınıfı GİH olarak
değiştirilmektedir.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz kanun değişiklikleri ile bir kısım
çalışanların mağduriyetleri giderilmiş olup çalışanlarımız içerisinde
ister ortaokul mezunu bekçi olsun ister yeni işe giren itfaiyeci olsun,
fark etmeksizin kadro sınıfları değiştirilmiştir. Hatta 4B?lilerin
kadroya alınmalarında da hiçbir ön koşul belirlenmemiştir. Sadece
kanunun çıktığı an itibarıyla o an çalışıyor olmak dışında hiçbir koşul
aranmamıştır.
Yine hükümetiniz tarafından kamuda taşeron Şirketlerde hizmet alım
yolu ile çalışan işçilerimizin kadroya alınması yönünde açıklamalar
gelmiştir. Elbette bizler de kendisini yetiştirmiş ve hak etmiş tüm
çalışanların devlete hizmetinden sevinç duyarız. Ancak bunu yaparken
başka bir kesimin hakkını gasp etmemek gerektiğini de savunmaktayız.
Sayılan 600 bin olan taşeron çalışanlarımız için mağduriyet kelimesi
kullanırken, KPSS sınavına girip de 85 hatta 88 puan ile açıkta kalmış
insanlarımız için mağduriyet kelimesi de kullanılmamaktadır. Bir
taraftan 600 bin kişinin kadroya alınması için uğraşılırken diğer
taraftan KPSS sınavından 70 puan ve üstü puan almış 1 milyonu aşkın
atanamayan vatandaşlarımıza bu konuyu açıklamamız da mümkün değildir.
Tabiidir ki gerek taşeron gerekse KPSS den 70 puan ve üstü almış tüm
vatan evlatlarının kamuya hizmet etmesi hepimizin dileğidir. Ancak
eşitlik ile adaleti birbirinden ayırt etmek gerekmektedir. Yardımcı
Hizmetler Sınıfı çalışanlarının bu noktada eşitlik değil, Adalet isteği
bulunduğu bilinmektedir.
Soru önergesinde yer alan sorular
Milletvekili EDİBOĞLU, konuya ilişkin olarak Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından cevaplandırılmak üzere şu soruları sordu:
1- Yardımcı Hizmetler Sınıfında sayılan 170 bini bulan bu
çalışanlarımızın mağduriyetinin giderilmesi için herhangi bir çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz?
2- Yukarıda örneklerini verdiğimiz bir takım kanun değişikliği
ile bir kesim çalışanlarımızın mağduriyeti giderildiği gibi aynı kanun
maddelerine ek yapılmak suretiyle Yardımcı Hizmetler Sınıfı
çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda hükümetinizin
görüşleri nelerdir?
3- Daha önce Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışıp da
hükümetiniz tarafından GİH sınıfına geçirilen çalışanlarımız için
Kariyer ve Liyakat ilkesine uyulmuş mudur? Yoksa ÇSGB Sayın Faruk
Çelik?in ifade ettiği Kariyer ve Liyakat ilkesi sadece belirli bir
sınıfa has bir ilke midir?
4- Yine Sayın Faruk ÇELİK tarafından tarafıma verilen cevap
içerisinde ?kanun değişikliği gerekmekte olup, şuan için bir çalışma
bulunmamaktadır? denilirken bundan önceki yapılan kanun
değişikliklerinde nasıl bir yol izlenmiştir, izlenen bu yolun bu sınıfın
çalışanları için de izlenmesi hakkaniyet ilkesinin yanında vicdani
sorumluluğu da içermesi ve yerine getirmesi gerekmez mi?
5- Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için bir takım personeller
alınmakla birlikte YHS sınıfında çalışan binlerce Ön lisans, Lisans ve
Yüksek Lisans mezunları var iken, yeni alımlar yapılmak ve bu düzeyde
kendini yetiştirmiş personellerin atıl bir durumda kalmasına neden
olunmaktadır. Diğer taraftan hizmet alım yolu ile kamuda YHS sınıfının
hizmet tanımı görevini yerine getiren taşeronların bile kadroya
alınmasının hükümetiniz tarafından dillendirildiği bu ortamda, bu
sınıfın mağduriyetlerinin giderilmemesi kamu vicdanını yaralamaz mı? ?