Hırsızın cezasının konu edildiği pasaj vahiy inkarcıları(mezhepçiler, ateistler, agnostikler vs.) tarafından belki de en çok istismar edilen konulardan biridir.. Öncelikle şunu söyleyelim ki İslamiyette hırsızın cezası uzuv olarak el kesmek/koparmak falan değildir.
Kur'anı çarpıtmakta ustalaşmış Emevi zihniyetinin ürettiği dökümanlarla bu kitabı okumayı artık terketmek gerekli.
Bu konuda Kur'an-i delillerimiz ortadadır.
5:38/39 - Hırsızlık yapan erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Bu ayetlerin tefsiri Yusuf suresinde Yakup'un dini örnek verilerek aslında apaçık olarak yapılmıştır..
12:73/74/75 - Kardeşler dediler: "Vallahi, siz de iyi biliyorsunuz ki, biz bu toprağa bozgunculuk yapmak için gelmedik, hırsız da değiliz biz". Sordular: "Eğer yalan söylüyorsanız, hırsızlığı yapanın cezası nedir?". Kardeşler dedi: "Cezası şu: Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa yükün sahibi çalınan mala karşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz."
12:76 - Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
Şimdi düşünelim.. Bu yasayı, 12:75'i uygulayanlar yani hırsızı suçundan dolayı alıkoyanlar kimler? Cevap ortada; Yakub'un oğulları..
Peki, Yakub kim? İbrahim'in torunu..
Peki, İbrahim'in torunu İbrahim'e ait bu yasayı uygularken bu durum bizi niçin ilgilendiriyor?
22:78 - Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O!
Ayet ne diyor? "Babanız İbrahim'in milletini esas alın."
Yakub kimin dinini esas alıyordu? Dedesi İbrahim'in dinini esas alıyordu..
Bu durumda, İbrahim'in dininde hırsızın cezası neydi? "Suçuna karşılık alıkonulması"
Maide suresinde bize hırsızın cezası olarak ne emredilmişti? "Hırsızın eydi/eli/gücünü kesin"
Babamız İbrahim'in dinini baz alırsak ve semitik dilde eyd sözcüğünün çoğunlukla "güç" sözcüğünün mecazı olarak kullanıldığını hatırlarsak Emevilerin uydurduğu hadislere teslim olarak hırsızın elini koparmamız mı gerekir yoksa Babamız İbrahim'in dininde maide38'in tefsiri olan hırsızın eydini/gücünü keserek onu alıkoymamız mı gerekiyor?
6:105 - İşte Biz, âyetleri iyice anlayıp kavramaları için farklı üslûplarla, türlü türlü beyan ederiz. Biliyoruz ki onlar neticede "Sen ders almışsın!" diyeceklerdir.Âyetleri böyle türlü türlü açıklamamız, bilmek isteyen kimselere, Kur?ân?ı iyice beyan etmek içindir.
Hırsızın cezasının konu edildiği pasaj vahiy inkarcıları(mezhepçiler, ateistler, agnostikler vs.) tarafından belki de en çok istismar edilen konulardan biridir.. Öncelikle şunu söyleyelim ki İslamiyette hırsızın cezası uzuv olarak el kesmek/koparmak falan değildir.
Kur'anı çarpıtmakta ustalaşmış Emevi zihniyetinin ürettiği dökümanlarla bu kitabı okumayı artık terketmek gerekli.
Bu konuda Kur'an-i delillerimiz ortadadır.
5:38/39 - Hırsızlık yapan erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Bu ayetlerin tefsiri Yusuf suresinde Yakup'un dini örnek verilerek aslında apaçık olarak yapılmıştır..
12:73/74/75 - Kardeşler dediler: "Vallahi, siz de iyi biliyorsunuz ki, biz bu toprağa bozgunculuk yapmak için gelmedik, hırsız da değiliz biz". Sordular: "Eğer yalan söylüyorsanız, hırsızlığı yapanın cezası nedir?". Kardeşler dedi: "Cezası şu: Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa yükün sahibi çalınan mala karşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz."
12:76 - Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
Şimdi düşünelim.. Bu yasayı, 12:75'i uygulayanlar yani hırsızı suçundan dolayı alıkoyanlar kimler? Cevap ortada; Yakub'un oğulları..
Peki, Yakub kim? İbrahim'in torunu..
Peki, İbrahim'in torunu İbrahim'e ait bu yasayı uygularken bu durum bizi niçin ilgilendiriyor?
22:78 - Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O!
Ayet ne diyor? "Babanız İbrahim'in milletini esas alın."
Yakub kimin dinini esas alıyordu? Dedesi İbrahim'in dinini esas alıyordu..
Bu durumda, İbrahim'in dininde hırsızın cezası neydi? "Suçuna karşılık alıkonulması"
Maide suresinde bize hırsızın cezası olarak ne emredilmişti? "Hırsızın eydi/eli/gücünü kesin"
Babamız İbrahim'in dinini baz alırsak ve semitik dilde eyd sözcüğünün çoğunlukla "güç" sözcüğünün mecazı olarak kullanıldığını hatırlarsak Emevilerin uydurduğu hadislere teslim olarak hırsızın elini koparmamız mı gerekir yoksa Babamız İbrahim'in dininde maide38'in tefsiri olan hırsızın eydini/gücünü keserek onu alıkoymamız mı gerekiyor?
6:105 - İşte Biz, âyetleri iyice anlayıp kavramaları için farklı üslûplarla, türlü türlü beyan ederiz. Biliyoruz ki onlar neticede "Sen ders almışsın!" diyeceklerdir.Âyetleri böyle türlü türlü açıklamamız, bilmek isteyen kimselere, Kur?ân?ı iyice beyan etmek içindir.