0 Yorum
9 Ağustos 2016
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Klinik Psikolog Betül Uzun
Modern
dünyanın en büyük zararlarından biri ?hırs ve rekabet?? Gerekli olan
yerde boy gösteren hırs ve rekabet çoğu zaman yüz güldürücü sonuçlara
vesile olmuştur. Ancak günümüzde, kişiyi kamçılamak yerine hırpalayan,
gereksinimden fazlası zarar olan bu iki duygu, maalesef her alana
yayılarak anne babalığa da sirayet etmiştir. Hepimiz etrafımızda, daha
dünyaya gelmemiş bebekleri için okul arayışına giren ebeveynlere veya
zihinsel açıdan yaşıtlarına fark atmaları için koşturulan çocuklara
rastlıyoruz. Özellikle bazı ebeveynler başarı anlamında çocuklarının en
iyisi olması hırsıyla hareket ediyor ve komşunun çocuğuyla rekabete
giriyor. İşte o noktada, farkında olmadan çocuklarımıza da dozu asla
ayarlanamayan hırs ve rekabet tarafımızdan enjekte ediliyor. Sonuç,
mutsuz ve yalnız çocuklar?
Bilinmelidir ki, yapılan yatırımlar bilişsel anlamda çocuklarımıza hız
kazandırsa da duygusal anlamda aynı paralellik sağlanamayacaktır.
Örneğin yaşıtları daha okuyamadığı halde, evin küçük ferdi gayet rahat
okuyorsa aynı beceriyi duygusal anlamda da kazandığını düşünüyor ve
girdiği oyun ortamında da yaşının üzerinde bir performans göstermesini
bekliyoruz. Akranlarıyla oynarken düşmesi, üzerini kirletmesi, fazla
hareketli olması veya ağlaması eve gidilince konuşulması gereken
gündemler olarak ilk sırada yer alıyorlar. Duygusal olgunluk bekleyerek,
çocuklardan çabuk büyümelerini istemek yapılan büyük bir haksızlıktır.
Dolayısıyla çocuklara ?şimdi? yi yaşama fırsatı vermemek, yaşının
gerektirdiği davranış ve duygulara sahip olmalarını anlayamamak, ileride
daha farklı sorunlarla karşılaşabileceğimiz riskini arttırabilir. Bu
durumda, isteğini dile getirmekten endişe duyan, düşüncesini rahat bir
şekilde aktarımda zorlanan duygusu ve düşüncesi çekilmiş insanlara
rastlamak kaçınılmaz oluyor.
İleride çocuklarımızın iyi arabalara sahip olmaları, lüks evlerde
yaşamaları için hırs ve rekabeti meşrulaştırırken, çocuklarımızın mutsuz
olmalarını gözden kaçırıyoruz. Ebeveynlik zanaatında, çocuklarımızın
durmadıkları takdirde yavaş gitmelerinin problem olmadığını, asıl olanın
çocukluklarını yaşamak olduğunu içselleştirebilirsek, çocuklarımız
başarılı aynı zamanda mutlu olabilen bireyler olabilirler.
Klinik Psikolog Betül UZUN
kaynak: www.mood.ist
0 Yorum
9 Ağustos 2016
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Klinik Psikolog Betül Uzun
Modern
dünyanın en büyük zararlarından biri ?hırs ve rekabet?? Gerekli olan
yerde boy gösteren hırs ve rekabet çoğu zaman yüz güldürücü sonuçlara
vesile olmuştur. Ancak günümüzde, kişiyi kamçılamak yerine hırpalayan,
gereksinimden fazlası zarar olan bu iki duygu, maalesef her alana
yayılarak anne babalığa da sirayet etmiştir. Hepimiz etrafımızda, daha
dünyaya gelmemiş bebekleri için okul arayışına giren ebeveynlere veya
zihinsel açıdan yaşıtlarına fark atmaları için koşturulan çocuklara
rastlıyoruz. Özellikle bazı ebeveynler başarı anlamında çocuklarının en
iyisi olması hırsıyla hareket ediyor ve komşunun çocuğuyla rekabete
giriyor. İşte o noktada, farkında olmadan çocuklarımıza da dozu asla
ayarlanamayan hırs ve rekabet tarafımızdan enjekte ediliyor. Sonuç,
mutsuz ve yalnız çocuklar?
Bilinmelidir ki, yapılan yatırımlar bilişsel anlamda çocuklarımıza hız
kazandırsa da duygusal anlamda aynı paralellik sağlanamayacaktır.
Örneğin yaşıtları daha okuyamadığı halde, evin küçük ferdi gayet rahat
okuyorsa aynı beceriyi duygusal anlamda da kazandığını düşünüyor ve
girdiği oyun ortamında da yaşının üzerinde bir performans göstermesini
bekliyoruz. Akranlarıyla oynarken düşmesi, üzerini kirletmesi, fazla
hareketli olması veya ağlaması eve gidilince konuşulması gereken
gündemler olarak ilk sırada yer alıyorlar. Duygusal olgunluk bekleyerek,
çocuklardan çabuk büyümelerini istemek yapılan büyük bir haksızlıktır.
Dolayısıyla çocuklara ?şimdi? yi yaşama fırsatı vermemek, yaşının
gerektirdiği davranış ve duygulara sahip olmalarını anlayamamak, ileride
daha farklı sorunlarla karşılaşabileceğimiz riskini arttırabilir. Bu
durumda, isteğini dile getirmekten endişe duyan, düşüncesini rahat bir
şekilde aktarımda zorlanan duygusu ve düşüncesi çekilmiş insanlara
rastlamak kaçınılmaz oluyor.
İleride çocuklarımızın iyi arabalara sahip olmaları, lüks evlerde
yaşamaları için hırs ve rekabeti meşrulaştırırken, çocuklarımızın mutsuz
olmalarını gözden kaçırıyoruz. Ebeveynlik zanaatında, çocuklarımızın
durmadıkları takdirde yavaş gitmelerinin problem olmadığını, asıl olanın
çocukluklarını yaşamak olduğunu içselleştirebilirsek, çocuklarımız
başarılı aynı zamanda mutlu olabilen bireyler olabilirler.
Klinik Psikolog Betül UZUN
kaynak: www.mood.ist