Editörler : E.Kayı Han

elifindünyası
Kapalı
24 Ağustos 2016 00:43

Ve fakat bizim kuranı anlamamiz için meal ve tefsirlere ihtiyacımız var. Şu durumda sizlerin tavsiye edeceği tefsir- meal hangisidir? Ben Muhammed Esed i okuyordum onunla ilgili eleştiriler oldu şimdi detaya girmeyeceğim.son zamanlarda elmalili için birşeyler söyleniyor ve diğerleri için... vel hâsıl biz ne okuyacağız arkadaşlar?????


AtaySoy
Yasaklı
24 Ağustos 2016 03:08

İşinize gelirse Kur'an, işinize gelmezse Kur'an değil ha?.. Sizi cinler sizi?..


Özgür-düşünen
Genel Müdür
24 Ağustos 2016 23:36

Arapça konuşan milletler dışındaki yeryüzü insanlığı için dün olduğu gibi bugün de Kuran'ın meal ve tefsirleri yapılmış ve yapılmaktadır. Kuranı Kerim meal ve tefsirlerinde asıl olması gereken şey o dilin o günkü kelimelere yüklediği anlam kadar, kitabı tebliğ eden peygamberin o topluma yaptığı örnekliktir. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki: diğer bütün peygamberlerden farklı olarak bizim Peygamberimizin örnekliğinin kıyamete kadar sürecek olmasıdır. Kuran meali ortaya koyacak olanların özellikle dikkat etmesi gereken husus budur. Peygamber'i (s.a.v.) devreden çıkaran bir din kısa devre yapar. Çünkü Hz. Peygamberin örnekliğini reddedecek olan bir kişinin onun tebliğ ettiği ve açıklayarak uyguladığı bir ilahi kitabı 1400 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra ve daha da önemlisi ana dili de Arapça olmaması hasebiyle doğru anlaması ve anlatması mümkün değildir.


az-çok
Müsteşar
25 Ağustos 2016 07:41

Selam.

Kuran.mealletini fırkalarin tesiri altına girmemiş sadece Allah için yapan daha iyisini yapar.


C.Orucİslamoglu
Yasaklı
25 Ağustos 2016 08:10

Başlık sahibi hala meal yazmadı mı?.. Acaip bir konu!


Özgür-düşünen
Genel Müdür
27 Ağustos 2016 12:42

Elif kardeş,

ALLAH teala hazretlerinin zatının kelamı oaln Kuran'ı ve kudretinin kelamı olan kainatı okuyalım istersen. Çünkü ALLAH'ı bize anlatan üç büyük tarif edici vardır. Bunlar Kuran, Kainat ve Sünnettir.Kaninat kitabı ile Zatının kelamı olan Kuranı birlikte okumak da sünnettir.

Cenab-ı Hakk ilk indirilen ayetlerde "Yaratan Rabbinin adıyla oku buyuryor." Peki okuma yazma bilmeyen bir zat neyi okuyacak ki? Üstelik ilk inene ayetler de bunlar, başka okubnacak ayet yok.

Bu sorumuza Cenab-ı Hakk hemen bir sonraki ayetle cevap veriyor: "Yaratan Rabbinin adıyla oku" bak yaratmayı nazara veriyor. Yani neyi okuyacağımızı anlatıyor. Ve bir örnekle de açıklıyor:" O, insanı bir kan pıhtısından yarattı" diyerek önce kendi yaratılışımıza bakmamaızı emrediyor. Kendinizden okuyun beni diyor adeta. Sİzi nasıl yarattığıma bir bakın, siz tek bir hücreyken, anne ve babaınızın hücreleriyle birleştirip anne karnında üç karanlık içinde nasıl da muazzam yaratıldınız diyerek kendimizi okumamaızı anlatıyor.

Kur'anı ve kainatı beraber okuyalım inşa'ALLAH.

elifindünyası, 8 yıl önce

Ve fakat bizim kuranı anlamamiz için meal ve tefsirlere ihtiyacımız var. Şu durumda sizlerin tavsiye edeceği tefsir- meal hangisidir? Ben Muhammed Esed i okuyordum onunla ilgili eleştiriler oldu şimdi detaya girmeyeceğim.son zamanlarda elmalili için birşeyler söyleniyor ve diğerleri için... vel hâsıl biz ne okuyacağız arkadaşlar?????


AtaySoy
Yasaklı
27 Ağustos 2016 15:14

Buradaki ARAPÇI cahiller meal yazsalar ve uydursalar ya?


AtaySoy
Yasaklı
27 Ağustos 2016 15:18

Başlık sahibi Arapçı, hala meal yazmadı ve uydurmadı.. Bekleyelim.


elifindünyası
Kapalı
27 Ağustos 2016 18:35

Hocam kainatı okuyalım derken tefekkür edelim diyorsun sanırım... tabi ki tefekkur etmekte bir ibadet fakat ben kuranı anlayacagim meal aslında tefsir tavsiyesi almak istedim.sonucta Arapça bilmiyoruz ve kuran bize anlayalim ve yaşayalım diye gönderilmiş.bizim önce onu anlamamiz lazım


Özgür-düşünen
Genel Müdür
27 Ağustos 2016 19:49

Şimdi kardeşim,Kuran'ı nasıl anlamamız gerektiğini bizzat Cenab-ı Hakk ayetlerle bildirmiştir. 500 den fazla yerde "Hiç düşünmez misiniz, hiç akıl etmez misiniz, hiç tefekkür etmez misiniz, bakmıyor musunuz" emriyle bizlere kainatı okumamızı emretmiştir. Efendimiz sav de "Tefekkür gibi ibadet yoktur. Bir saatlik tefekkür bir senelik nafile ibadetten hayırlıdır" buyurmuştur. Şimdi bir soru üzerinden bakarsak Kuranı anlamanın tefekkürden geçtiğini görmüş olacağız.

Efendimiz sav bildiğimiz üzere Hira mağrasında günlerce kalıyordu. Peki Efendimiz sav Hira da ne ile meşgul oluyordu? Henüz namaz emredilmemişti. Elbette ki derin derin tefekkür ediyordu. Zira daha önce de dediğim gibi ilk inene ayetlere bakalım: "Oku, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı." İşte bu doğrultuda ALLAH, başta Efendimiz sav e ve genelde de bizlere ilk emri Kainatı okumaktır. Bu okuma önce bizden ( yani enfüsten) sonra da kainattan( afaktan) olması gerektiğini gösterdi.


Özgür-düşünen
Genel Müdür
27 Ağustos 2016 19:57

Bizler neden Kuranı okumak ve anlamak isteriz? Bunun bir çok nedeni var ama ilk başta ve en önemlisi ALLAH'ın bizden ne istediğini anlamak ve ona göre hareket edip onun rızasını kazanmaktır. Kuran'a biraz önce yazdığım gibi baktığımızda ayetlerde Zatınıanlattığınıgörürüz. Bunu yaparken de hep kainatta yarattığı eserlerden örnek veriri. Kimi zaman yıldızlarda, kimi zaman denizlerden, kimi zaman arılardan kimi zaman da çiçeklerden...

Peki bu ayetleri okuyup geçtik diyelim, nasıl tanıyacağız ki düşünmeden?

Koyun en güzel meralardan otlanır,akşam da ahıra gelir. Ancak gündüz yediği oları sinmdirmek için illa geviş getirmek zorunda. Eğer getirmezse ne kadar yemiş olursa olsun, açlkıktan ölür.

İşte tefekkür de bir nevi geviş getirmektir. Ne kadar öğrenirsen öğren tefekkürle tasdik etmeden, kalbe indirmeden fayda vermez.

Özgür-düşünen, 8 yıl önce

Şimdi kardeşim,Kuran'ı nasıl anlamamız gerektiğini bizzat Cenab-ı Hakk ayetlerle bildirmiştir. 500 den fazla yerde "Hiç düşünmez misiniz, hiç akıl etmez misiniz, hiç tefekkür etmez misiniz, bakmıyor musunuz" emriyle bizlere kainatı okumamızı emretmiştir. Efendimiz sav de "Tefekkür gibi ibadet yoktur. Bir saatlik tefekkür bir senelik nafile ibadetten hayırlıdır" buyurmuştur. Şimdi bir soru üzerinden bakarsak Kuranı anlamanın tefekkürden geçtiğini görmüş olacağız.

Efendimiz sav bildiğimiz üzere Hira mağrasında günlerce kalıyordu. Peki Efendimiz sav Hira da ne ile meşgul oluyordu? Henüz namaz emredilmemişti. Elbette ki derin derin tefekkür ediyordu. Zira daha önce de dediğim gibi ilk inene ayetlere bakalım: "Oku, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı." İşte bu doğrultuda ALLAH, başta Efendimiz sav e ve genelde de bizlere ilk emri Kainatı okumaktır. Bu okuma önce bizden ( yani enfüsten) sonra da kainattan( afaktan) olması gerektiğini gösterdi.


AtaySoy
Yasaklı
27 Ağustos 2016 20:34

İşinize gelmezse, başlıktaki lafı edersiniz!.. Siz kimsiniz ki, o mealleri yazanları kınıyorsunuz?

Cahil kafayla okuldan kaçanlar, aynaya bir baksınlar!


elifindünyası
Kapalı
28 Ağustos 2016 02:18

Siz tefsir okuyor musunuz yada ihtiyaç duyuyor musunuz öyle sorayim

Özgür-düşünen, 8 yıl önce

Şimdi kardeşim,Kuran'ı nasıl anlamamız gerektiğini bizzat Cenab-ı Hakk ayetlerle bildirmiştir. 500 den fazla yerde "Hiç düşünmez misiniz, hiç akıl etmez misiniz, hiç tefekkür etmez misiniz, bakmıyor musunuz" emriyle bizlere kainatı okumamızı emretmiştir. Efendimiz sav de "Tefekkür gibi ibadet yoktur. Bir saatlik tefekkür bir senelik nafile ibadetten hayırlıdır" buyurmuştur. Şimdi bir soru üzerinden bakarsak Kuranı anlamanın tefekkürden geçtiğini görmüş olacağız.

Efendimiz sav bildiğimiz üzere Hira mağrasında günlerce kalıyordu. Peki Efendimiz sav Hira da ne ile meşgul oluyordu? Henüz namaz emredilmemişti. Elbette ki derin derin tefekkür ediyordu. Zira daha önce de dediğim gibi ilk inene ayetlere bakalım: "Oku, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı." İşte bu doğrultuda ALLAH, başta Efendimiz sav e ve genelde de bizlere ilk emri Kainatı okumaktır. Bu okuma önce bizden ( yani enfüsten) sonra da kainattan( afaktan) olması gerektiğini gösterdi.


Özgür-düşünen
Genel Müdür
28 Ağustos 2016 02:32

Okuyorum, kainat kitabını okuyarak tefsir edilen yaratılanları okuyorum tefekkürle. Efendimizsav'in tarzı bu çünkü. Tefsir sadece bir alimin yazdığı kitap değildir. Bazen Kuran, kendi ayetlerini açıklar, tefsir eder. Bazen de Efendimiz sav ile tefsir eder. Elbette özellikle müçtehid ve müceddidlerin tefsirleri de okunur ancak önceden de dediğim gibi önce Hira'ya girmeli insan Efendimiz asm gibi. Yoksa koyun-geviş getirme örneğinde dediğim gibi zahirde tok gibi görünür ancak açlıktan ölür. İnsan da en başta yapacağı işi sona bırakırsa zahirde bilgili, öğrenmiş görünür ancak en büyük gerçeği olan Rabbini tanıma mükellefiyetinden mahrum kalır.

İsterseniz bir tefekkür örneğini paylaşayım.

elifindünyası, 8 yıl önce

Siz tefsir okuyor musunuz yada ihtiyaç duyuyor musunuz öyle sorayim


Özgür-düşünen
Genel Müdür
28 Ağustos 2016 02:51

Mesela bir portakalı elime alırım ve başların düşünmeye. Kabuğundaki muhteşem renge bakarım. Portakalın kabuğuu boyayanla bana bu boyayı görecek gözü veren aynı Zattır. Basir olan ALLAH'tır derim. Eğer bu gözü vermeseydi, bütün bu şekillerin, renklerin boyamaların süslemelerin ne anlamı olacaktı ki. Demek bana gözü veren Zat ile bu şekilleri, boyaları yapan Zat aynı Zat'tır. Kilit anahtar gibi. Ne anahtar kilidi yapar ne de kilit anahtarı. İkisini de birbirine göre yapıp takan aynı zattır. İşte aynen bunu gibi göz ve gözün gördüğü her şeyi yaratan aynı Zat'tır.

Sonra soyduğum zaman portakalı(tüm meyveler, sebzeler için geçerli, hatta yapraklar bile) kabuğunu altında o boyanın olmadığını görürüm. Nedenini düşünürüm ve anlarım ki dış taraf göze, gösterilmeye iradeyle yönelmedir oysa arkasında bu durum yok. Orada da olsa israf olacak. İşte "ALLAH israf edenleri sevmez" ayetini portakalla ve sair diğer meyvelerle tefsir etti ALLAH. Bu ayeti daha kati bizzat şahit olarak anlarım.

Sonra portakalın dilim dilim paketlemiş olduğunu görürüm. Anlarım ki bu dilimler parmak için. Eğer bu parmaklar olmasa o dilimlerin bir manası olmayacak. Bu portkalı kim dilim dilim yarattıysa bu parmakları da birbirinden ayıran Zat aynı Zat'tır diyerek Cenab-ı Hakkın kuluna nasıl merhametle ve alimane bilerek hitap ettiğini anlarım.

Portakalın rengiyle gözüme, kokusuyla burnuma, tadıyla dilime, mahiyetiyle mideme taa içindeki vitamin, minerl vs ile hücrelerime kadar ALLAH'ın nasıl ikram ettiğini görür ve bu kudretve azamet karşısında şükreder ve ALLAH'ın Kuran da saydığı isim, sıfat ve fiillerini bizzat şahit olarak O'nu cc tanıma yolunda bir adım atmış olurum.

Bunun binlerce başka misalleri var.


C.Orucİslamoglu
Yasaklı
28 Ağustos 2016 03:01

Tam okul kaçkınlarına göre bir başlık?

"Hayatta en hakiki mürşid (yol gösteren); ilimdir, fendir..." ATATÜRK

Bilimde İSPAT ve KANIT şartı vardır.. Yoksa bilim olmaz!.. İspat ve kanıt şarttır. Afakilik de olmaz!


0asya
Kapalı
19 Kasım 2016 15:09

kuran araplara inmiştir madem biz anlamıyoruz. arabın dini araba o zaman. sizi ilgilendirmez.

Toplam 37 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi