Mesela bir portakalı elime alırım ve başların düşünmeye. Kabuğundaki muhteşem renge bakarım. Portakalın kabuğuu boyayanla bana bu boyayı görecek gözü veren aynı Zattır. Basir olan ALLAH'tır derim. Eğer bu gözü vermeseydi, bütün bu şekillerin, renklerin boyamaların süslemelerin ne anlamı olacaktı ki. Demek bana gözü veren Zat ile bu şekilleri, boyaları yapan Zat aynı Zat'tır. Kilit anahtar gibi. Ne anahtar kilidi yapar ne de kilit anahtarı. İkisini de birbirine göre yapıp takan aynı zattır. İşte aynen bunu gibi göz ve gözün gördüğü her şeyi yaratan aynı Zat'tır.
Sonra soyduğum zaman portakalı(tüm meyveler, sebzeler için geçerli, hatta yapraklar bile) kabuğunu altında o boyanın olmadığını görürüm. Nedenini düşünürüm ve anlarım ki dış taraf göze, gösterilmeye iradeyle yönelmedir oysa arkasında bu durum yok. Orada da olsa israf olacak. İşte "ALLAH israf edenleri sevmez" ayetini portakalla ve sair diğer meyvelerle tefsir etti ALLAH. Bu ayeti daha kati bizzat şahit olarak anlarım.
Sonra portakalın dilim dilim paketlemiş olduğunu görürüm. Anlarım ki bu dilimler parmak için. Eğer bu parmaklar olmasa o dilimlerin bir manası olmayacak. Bu portkalı kim dilim dilim yarattıysa bu parmakları da birbirinden ayıran Zat aynı Zat'tır diyerek Cenab-ı Hakkın kuluna nasıl merhametle ve alimane bilerek hitap ettiğini anlarım.
Portakalın rengiyle gözüme, kokusuyla burnuma, tadıyla dilime, mahiyetiyle mideme taa içindeki vitamin, minerl vs ile hücrelerime kadar ALLAH'ın nasıl ikram ettiğini görür ve bu kudretve azamet karşısında şükreder ve ALLAH'ın Kuran da saydığı isim, sıfat ve fiillerini bizzat şahit olarak O'nu cc tanıma yolunda bir adım atmış olurum.
Bunun binlerce başka misalleri var.
Mesela bir portakalı elime alırım ve başların düşünmeye. Kabuğundaki muhteşem renge bakarım. Portakalın kabuğuu boyayanla bana bu boyayı görecek gözü veren aynı Zattır. Basir olan ALLAH'tır derim. Eğer bu gözü vermeseydi, bütün bu şekillerin, renklerin boyamaların süslemelerin ne anlamı olacaktı ki. Demek bana gözü veren Zat ile bu şekilleri, boyaları yapan Zat aynı Zat'tır. Kilit anahtar gibi. Ne anahtar kilidi yapar ne de kilit anahtarı. İkisini de birbirine göre yapıp takan aynı zattır. İşte aynen bunu gibi göz ve gözün gördüğü her şeyi yaratan aynı Zat'tır.
Sonra soyduğum zaman portakalı(tüm meyveler, sebzeler için geçerli, hatta yapraklar bile) kabuğunu altında o boyanın olmadığını görürüm. Nedenini düşünürüm ve anlarım ki dış taraf göze, gösterilmeye iradeyle yönelmedir oysa arkasında bu durum yok. Orada da olsa israf olacak. İşte "ALLAH israf edenleri sevmez" ayetini portakalla ve sair diğer meyvelerle tefsir etti ALLAH. Bu ayeti daha kati bizzat şahit olarak anlarım.
Sonra portakalın dilim dilim paketlemiş olduğunu görürüm. Anlarım ki bu dilimler parmak için. Eğer bu parmaklar olmasa o dilimlerin bir manası olmayacak. Bu portkalı kim dilim dilim yarattıysa bu parmakları da birbirinden ayıran Zat aynı Zat'tır diyerek Cenab-ı Hakkın kuluna nasıl merhametle ve alimane bilerek hitap ettiğini anlarım.
Portakalın rengiyle gözüme, kokusuyla burnuma, tadıyla dilime, mahiyetiyle mideme taa içindeki vitamin, minerl vs ile hücrelerime kadar ALLAH'ın nasıl ikram ettiğini görür ve bu kudretve azamet karşısında şükreder ve ALLAH'ın Kuran da saydığı isim, sıfat ve fiillerini bizzat şahit olarak O'nu cc tanıma yolunda bir adım atmış olurum.
Bunun binlerce başka misalleri var.