Editörler : supporters.


Yasaklı
01 Nisan 2017 07:13

Yüksek lisans, doktora, yard.doçentlik, doçentlik, profesörlük

Uzun ince bir yoldur. Dik ve yokuş, dikenli, taşlı, tozlu, buzlu, kaygan.. Bu yoldakilere saygı duyarım..


Atay Akcan
Yasaklı
01 Nisan 2017 07:17

Günümüzde sadece üniversite mezunu olmak artık yetmiyor. . En azından yüksek lisans aranıyor.


Atay Akcan
Yasaklı
01 Nisan 2017 07:31

Akademisyenlik yolunda en çetin konulardan biri de yabancı dil konusudur.. Bilimsel araştırma ve çalışmalarda yabancı dilin varlığı büyük önem taşımaktadır. Adayların büyük kısmı yabancı dillerde zorlanmaktadır. Olmazsa olmaz türden bu konunun çoğu akademisyenlerin hızını kestiği doğrudur. İlkokul, ortaokul lise, üniversite yıllarında "yabancı dilde eğitim" almamış olanlar, zorlanmaktadır..


Atay Akcan
Yasaklı
01 Nisan 2017 12:30

Yüksek lisansı bitirenlerden bazıları zorlu doktora eğitimine başlıyor. Çok zordur. Doktoradan sonra heves bitmiyor ve Yardımcı Doçentlik yoluna giriliyor.. Onunla da kalınmıyor ve bu defa Doçentlik isteniyor.. Eğitimin sonu yok!.. Sabır isteyen bu yolda olanlara saygılar sunarım.


Mozitodoshi
Kapalı
01 Nisan 2017 14:40

Kısaca ölene kadar öğrencisin.

Ben artık okuma sabrımın kaldığını düşünmüyorum.

Profesörlük yolunda ilerleyen insanlar gerçekten sabırlı insanlardır vallahi bravo!


Davut Kibar
Yasaklı
01 Nisan 2017 15:15

Evet.. Haklısınız ama akademisyenlik yolundan ayrılırsak, daha iyisi mi olacak? Asla pes etmeyiniz.


Burçak Ekin
Yasaklı
01 Nisan 2017 15:27

Kendilerini BİLİM ve TEKNOLOJİ ile EĞİTİM-ÖĞRETİM yoluna adayanlara hayranım..

O insanlar ki, çağlar boyunca insanlık alemi için çalışıp didindiler. Hatta canlarını verdiler.

Üstelik, şimdi bizlerin sahip olduğu olanaklara da sahip değillerdi. Gece gündüz çalışmışlardı.

BİLİM ve TEKNİK alanlardaki gelişmeler sayesinde bugünlere eriştik.

Türk ve İslam Tarihi içinde şimdiye kadar bir keşfimiz olmadı.Teknolojik bir ürün de icat edemedik.

Okuyup çalışmayı, keşif ve icatlara kafa yormayı sevmedik, sevemedik!


Kuddusi Bal
Yasaklı
01 Nisan 2017 20:03

Bir ülkenin gelişip kalkınmasında, öğretmenlerin ve akademisyenlerin rolü çok büyüktür.

"Muallimler!.. Yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır!.." ATATÜRK


Burçak Ekin
Yasaklı
03 Nisan 2017 20:27

Okumayı ve araştırmayı sevmeyenler bu yolda tökezlerler.. Sınavdan sınava iddialı olmayanlar bu yolda erken yorulurlar.


Bilginbay
Yasaklı
04 Nisan 2017 09:16

En uzun eğitim yolu, akademisyenlik yoludur.


Atay Akcan
Yasaklı
04 Nisan 2017 14:34

Bizim evde de, iki delikanlımız akademisyenlik yoluna başkoymuş idi.

Üniversite sınavında 32 nci ve 192 nci olmuşlardı. Her ikisi de Hacettepe İngilizce Tıp'ı seçmişlerdi.

Hacettepe İngilizce Tıp'ta 7 + 5 şer sene okuyarak Uzman Doktor olup, 2 şer sene zorunlu hizmet yaparak liseden sonraki 14 ncü senelerinde, doktora belgelerini almışlardı..

Bunlardan biri Çocuk Hastalıkları Uzmanı olarak kalmaya ve çalışmaya yönelirken, diğeri Yardımcı Doçent Doktor olmaya karar vermiş ve aynı okulda eğitime devam etmişti..

Nice günler ve geceler gelip geçti ve sabahlara kadar ders çalışarak, Kıbrıs-İtalya-Romanya-ABD' deki üniversitelerde konferanslar vererek, kurslara katılarak, 18 nci senede "Doçent Doktorluk" sınavlarınnı başarıyla verip, geçen sene Doçent Doktor olmuştu..

Halen Hacettepe Tıp'ta Doçent Doktor olarak hocalık yapıp dersler veriyor, hastalara şifa sağlıyor ve dualar alıyor.

Darısı burada olanlara da olsun!..


Atay Akcan
Yasaklı
04 Nisan 2017 22:01

Yüksek lisans ve doktora diploması alındığında çok büyük sevinç yaşanıyor. Yard.Doçent Doktor olununca da çok seviniliyor.. Ama bu sevinçlerin en büyüğü, Doçent Doktorluk sınavlarını başarılı olarak verip, Doçent Doktorluk kadrosuna atandığınızda oluyor.. Biz bunları görüp yaşamıştık..

Doçent Doktor olunca da iş bitmiyor.

ABD, İtalya, İngiltere, Almanya, Avusturya gibi ülkelerde bulunan Tıp Fakültelerinin açtığı kurs ve seminerlere, konferanslara sık sık katılmak gerekiyor. Yurt içinde Tıp Fakültelerine gidip, oralarda da dersler ve konferanslar vermek gerekiyor.. Velhasıl "ders-ders-ders çalışmak ve hazırlanmak" şart oluyor.. Hacettepe Tıp' ta bunları yaşıyoruz. İngilizcenin çok mükemmel tarzda kullanılmasına özen göstermek ve bu dili hep canlı tutmak, yabancı ve yerli yayınları hep takip etmek gerekiyor.


palakula34
Yasaklı
07 Nisan 2017 15:04

Bu uzun yola can dayanmaz.


Dua Serinçay
Yasaklı
08 Nisan 2017 14:55

Bunların içinde en zor olan dönem, doçentlik için yapılan çalışmalardır. Doçent olmak çok zordur.


Dua Serinçay
Yasaklı
09 Nisan 2017 06:49

Doçentlik sınavlarını çok başarılı biçimde verenlere Sağlık Bakanlığında kadro verilmesi 3-4 seneyi buluyor.

Üniversitelararası kuruldaki zorlu sınavlardan sonra doçentlik ünvanını hakkıyla kazanmış olanlara Sağlık Bakanlığınca doçentlik kadrolarının yıllar sonra verilmesi, onların maddi-manevi yönlerden mağduriyetlerine neden oluyor..

Tam 3-4 yıl boyunca, bunlara Yard.Doçent Doktor maaşı ödeniyor ve doçentlik maaşları verilmiyor.

Bundan önceki Sağlık Bakanı zamanında, kazananlara Doçentlik kadrosu bir yıl sonra veriliyorken şimdiki Sağlık Bakanı kadro olayını geciktiriyor. Öyle bir geciktirme ki 3-4 yılı buluyor. Yazık, günah değil mi?.. Olay, kul hakkına da giriyor.

Diğer üniversitelerdeki durumları bilmiyorum.. Onlarda da böyle bir durum var mı?

Kadro yoksa, neden Doçentlik sınavları açılıyor?


dr-eyilmaz
Aday Memur
09 Nisan 2017 09:23

İsyan edecek yer olarak kendime bu sayfayı seçtim rahatsızlık verirsem affedin. Doktora programında araştırma görevlisiyim ve kendini akademisyen sanan ama hiç bir donanımı olmayan hocalarla çalışıyorum. Hoca bir makale yazdı ve onca iş yükümün arasında 5 ay önce çevirmemi istedi. Gecelerce çalıştım çevirdim hatta makale o kadar kötüydü ki yeniden yazdım denebilir. Başta 3 isimli olacağını ve beni yazmayacağını belirtmişti. Sırf mezuniyetimde zorluk çıkarmasınlar diye ses çıkaramadım. Şimdi makalesi adı sanı bilinmeyen bir dergide kabul görmüş. 5 isimli. Tabiki ben yokum. Sırf destek olsun diye yazdığı makaleyi hiç görmeyen isimleri eklemiş. Değerli arkadaşlar doktora yüksek lisans çok önemli eğitimler. Bunların içini malesef fakültelerde demirbaş haline gelen akademisyen demeye bin şahit isteyen hocalar boşaltıyor. Sorsan ağzını etikle açıp insan hakları ile kapatır. Ama işte bu sayfadan pazar sabahı yazıyorum. Herhangi bir çalışmada bir insanın emeği çiğneniyorsa bilimsellik ortadan kalkar. Okuyucunun bunu bilip bilmemesinin çok bir önemi yoktur. Sayfayı meşgul etmek istemedim. Herkese akademik hayatlarında başarılar.


Nasuh Kibar
Yasaklı
09 Nisan 2017 19:56

Yazık!.. Böyleler de var.


Atay Akcan
Yasaklı
10 Nisan 2017 17:41

Hacettepe'de İngilizce TIP eğitimi alınırken "yüksek lisans + doktora + yardımcı doçentlik + doçentlik" aşamasında 18 sene boyunca geceleri bizim evin ışıkları hiç sönmedi.


Okur Asilbey
Aday Memur
13 Nisan 2017 14:33

Bu yol çok uzun ve zorlu, çileli bir maraton yoludur.


akademisyen 64
Müsteşar Yardımcısı
13 Nisan 2017 19:23

Cehaletin ve yalanın nasıl kendini belli ediyor. Tıptan yüksek lisans derecesiyle mezun olunur bir doktora yapılmaz uzmanlık alınır iki doçent doktorluk sınavı değil doçentlik sınavı bu da üç. Eskiden seni bu sayfadan attırmışlardı yine gelmişsin kendi açtığın başlıkta kendi kendine eylen diğer başlıklara bulaşma ruh hastası

Atay Akcan, 7 yıl önce

Hacettepe'de İngilizce TIP eğitimi alınırken "yüksek lisans + doktora + yardımcı doçentlik + doçentlik" aşamasında 18 sene boyunca geceleri bizim evin ışıkları hiç sönmedi.


Atay Akcan
Yasaklı
13 Nisan 2017 20:43

Yalan mı?.. Her bilir ki Tıp'lardan yüksek lisansla mezun olunur.. Arife tarif ne gerek, a cahil?..

O kişiler, yüksek lisans yapmamış mı oluyorlar, ey gafil?..

Akademisyen isimli bizimkilerin çalıştığı müstesna hastanelere götürüp bir güzel tedavi ettirmeliler.

Bu oğlana yazık olmasın?

Toplam 196 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi