Editörler : Lanet
24 Mayıs 2017 16:13

Tarık Tufan

Tarık Tufan (1973-?)

5 Haziran 1973 yılında İstanbul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlanmakta ve bazı televizyon kanallarında edebiyat-sohbet türünde programlar sunmaktadır. Yayımlanmış yedi adet kitabının yanı sıra Uzak İhtimal ve Yozgat Blues filmlerinin senaristlerindendir.

Kitap

Bir Adam Girdi Şehre Koşarak, Profil Yayınları (2011)

Hayal Meyal, Profil Yayınları (2011) ,

Kekeme Çocuklar Korosu, Profil Yayınları (2011)

Kraliçenin Pireleri, Profil Yayınları (2011)

Ve Sen Kuş Olur Gidersin, Profil Yayınları (2012)

Şanzelize Düğün Salonu, Profil Yayınları (2015)

Beni Onlara Verme, Profil Yayınları (2017)

Film

Uzak İhtimal

Yozgat Blues

Ödülleri

"Uzak İhtimal" filmiyle 2009 yılında İstanbul Film Festivali'nde "En İyi Senaryo" ödülü

"Yozgat Blues" filmiyle 2013 yılında Altın Koza Film Festivali'nde "En İyi Senaryo" ödülü


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
24 Mayıs 2017 16:31

İlk 5 kitaıbını alıp okudum. Son kitabı da elimde mevcut ama daha başlamadım. Şanzalize Düğün Salonu tek sahip olmadığım kitabıdır. Yazılarında dram eksik olmaz. Ezilmişlerin haksızlığa uğramışların duygularını çok güzel anlatır.

Özellikle Bir Adam Girdi Şehre Koşarak girdi kitabını tavsiye ederim. Kekeme Çocuklar Koroso'da ikinci tavsiyem olarak kenarda dursun.

Bu yılki İzmir Kitap Fuarında kitaplarını imzalattım. Konuşma fırsatı buldum kendisiyle ve TV ekranında tekrar görmek istediğimi belirttim kendisine. Aldığım cevap pek istemiyor gibiydi.

****

"İbrahim ateşe atılana kadar, insanlar ateşin yakacağına inanıyorlardı.

Ancak o gün, ateş İbrahim'i yakmadı.

Bizi ateşin yakacağına inandırmaya çalışıyorlar.

Oysa biz, İbrahim'e inanmalıyız."

*******

"Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım,sen yargılamadan teselli et.

Gözlerimi kaçırayım gözlerinden,utanayım. Ellerinle tut yüzümü,gözlerini gözlerime çevir.

Soluklarını hissedeyim yüzümde. Sesin dua olsun,yüzüme üfle...

Sen bana yol ol,bütün tuzaklardan emin olayım.

Sen bana sabah ol,bütün karanlıklardan emin olayım...

Sen bana tövbe ol."

*****

"Mahallede aşağılanıp, horlanan çelimsiz çocuklar gibiyim. Oyunlara ancak adam eksik olduğunda kabul edilen beceriksiz çocuklar gibi.

Hayata katılmakta güçlük çekiyorum.

Benim mevsimim sonbahar.

Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.

Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.

Tek kişilik özlemler, tek kişilik acılar ustasıyım.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben yağmuru arıyorum.

Ben seni arıyorum."


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
03 Haziran 2017 02:38

Herkesin hicreti niyet ettiğinedir.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
24 Haziran 2017 02:47

Hadi birlikte İnşirah okuyalım,

Allah kalbimizi genişletir..

Merak etme hiç bir tahayyül, mukadder olanı değiştirmeye yetmez!

Kalbini ferah tut..

Dua edelim..

Şurada güneşe ne kaldı?

Tarık Tufan


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
06 Temmuz 2017 02:22

Veda (Beni Onlara Verme kitabından)

https://www.youtube.com/watch?v=yntnp_qf7jk


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
08 Temmuz 2017 01:52

Son zamanlarda tanıma fırsatı bulduğum yeni yazarlardan birisi.

"Bir Adam Girdi Şehre Koşarak" adlı kitabıyla tanıştım kendisiyle. Samimi, sade, akıcı dili ve etkileyici yazıları ile dikkat çeken bir yazar. Hayattan, hayatın içinden hem de tam içinden insan modelleri ile değindiği konular mücadeleyi , ayakta kalabilmeyi , özlemleri biraz da pişmanlıkları öne çıkaran nitelikte. Severek okudum. Başlık için ellere sağlık.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
09 Kasım 2017 15:54

Bir kadını gerçekten sevmişsen kalbinden başka hiçbir şeyin kalmamıştır;aşk, evvela aklından başlayıp ne var ne yok her şeyini birer birer terk ettiğin uzunca bir yoldur. Bu yolda kalbinden başka ihtiyaç duyabileceğin hiçbir şey yok nasıl olsa. İhtiyacı bırak, aşk yolunda olanın kalbinden ötesi perdedir, yüktür. Aslında bir yerden sonra kalbi de yüktür ama taşımaya değer tek yük bu olduğundan, sevgiliyi içinde taşımanın hatırına kendi kalbine tahammül eder insan.

(Beni Onlara Verme kitabından)


Joka
Kapalı
09 Kasım 2017 16:24

Bu dünyada gördüğüm, duyduğum her şeyin yalan olabileceğini biliyorum elbette ama yine de insanların gözlerine inanmayı seçiyorum.

TarıkTufan


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
13 Kasım 2017 15:07


Csharp35
Aday Memur
23 Kasım 2017 23:14

Tarık abi çok samimi adamdır vesselam. " Beni Onlara Verme " kitabını okuyan arkadaşlar hissetmistir bu durumun nedenini. Maddi telakkisi olmayan insanların yazacağı hüzünden ne hayır gelir ki . Maddi ve manevi yoksulluk içinde çırpınan bir semtin adamıydı. Yoksunluğu bir cevher edası ile işlemiş ve kendine düstur edinmistir. Ne kadar entelektüel olsa bile dem vurmaz sizin cahilliginizden velhasıl iyi adamdır okuyunuz arkadaşlar.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
08 Aralık 2017 09:21

Çok güzelsin. Sen hep güzelsin. Ben yine sana bakıyorum, sen başka yere.

Beni görmüyorsun. Fark etmiyorsun. Dolaştığın yerlerde dikkat çekmeyen

bir nesne gibi bir kenarda duruyorum. Dokunsan can gelecek bedenime

(Beni Onlara Verme kitabından)


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
08 Aralık 2017 09:26

Sık sık başörtü düzeltmeni. Kimseye sözünü etmediğin hayallerini, her gece yatmadan tekrar tekrar aklından geçirmeni seviyorum. Senden umulmadık ölçüde hayallerini genişletebilmeni, annene ne düşündüğünü hissettirecek acemi sorular sormanı, yaşlı kadınları usanmadan dinleyebilmeni seviyorum.

Açıkçası seni sadece okulda gördüm ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tüm bunların olabileceği hissini uyandırdığın için seni seviyorum. Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Baş başa kaldığımda Mona Rosa'yı bir kıza okuma ihtiyacım için sevdim seni... Karşılaştığım ve konuşabildiğim anda okuyabileceğim daha çok şiir var aklımda ve artık konuşmalıyız.

Çünkü şiirler ağırlık yapıyor zihnimde...


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
21 Kasım 2018 02:24

Yazarın bu ay çıkan bir kitabı var.

Hatta romanı diyelim. Ve yanılmıyorsam ilk romanı. Yolu açık olsun.

"Düşerken"

Okuduğum ilk kitabıyla dikkatimi çeken bir yazar. Bunun üzerine Düşerken'in siparişini vermiş bulunuyorum.

Kitabın arka kapağından;

"Bir sabah kimselere bir şey söylemeden, göç vaktini kaçırmış, suskun, yorgun ve kederli bir kırlangıç gibi alıp başını uzaklaştı. Biraz daha bekleseydi kanatlarında o dermanı bulamayacaktı. Umut niyetine sırtında taşıdığı bir çift kanat, zaman geçtikçe zayıflayacak, gitgide çürüyecek ve ruhunu zehirleyen bir belaya dönüşecekti."


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
02 Ocak 2019 16:32

Çaresizlik, gün gibi ortada duran gerçekliğini görmekten uzak tutar hepimizi. anlamaktan ötürü mutsuzluğumuzu arttıracak şeylere çocukça bir kayıtsızlık hali ne kadar gülünç dursa da üzerimizde, bundan vazgeçebilmek çok da kolay değil.

bazı şeylerin hep dünden daha farklı, daha anlaşılır, daha insani, daha masum, daha insaflı, daha kolay olabileceğine dair bitimsiz arzular taşıyoruz yüzümüzün bir yanında.

insan bakışlarını kaçırmaktan bu kadar yorulur mu dersin?

ben yoruluyorum. bir morgda üstüste atılmış siyah çocukların cesedini gördüğüm anda, oğulları ve kızları çalınmış kara kıtanın, bin yıldır birikmiş bütün acıları kollarımdan çekiştiriyor. koca bir kıtadan, kutsal isimlerle günahları gizlenmiş gemilerle kaçırılırken, sıtmadan, dayaktan, nefessizlikten ölen evlatırının tiz ve kopkoyu çığlıkları, göğüs kafesimi kıracak kadar sıkı sıkıya bedenime dolanıyor.

bu çocuklar uyuyor diyorum kendi kendime. ajanslara düşen fotoğraflardaki siyah derili çocuklar. hani şu üstüste bir morgda yığılmış afrikalı çocuklar. birazdan kalkacaklar. birazdan anneleri gelecek ve sütü tükenmiş sarkık memelerini, yalancı emzik niyetine kalın dudaklarına tutturacaklar.

ayağı aşağıya sarkmış çocuğun kırmızı ayakkabısını usulca çıkartacak babası. kırmızı ayakkabısını gece eve geç dönen mahcup babaların şefkatiyle çocuğun ayaklarından çıkaracak ve uyandığında tekrar giyip, dışarıya fırlasın diye bir kenara koyacak.

benimle gel bu çocukların yanaklarını okşayalım tek tek. başlarında bekleyelim. sabırla bekleyelim ve gerekirse yüzlerce yıl hiç yerimizden kalkmayalım. sanayi devriminin etkileri bitsin, birkaç dünya savaşı daha yumruklasın işlemeli ahşap kapımızı, biz yine bekleyelim. bu çocuklar nasılsa uyanırlar. bu çocuklar uyanıp gazetelerin soğuk sayfalarından fırlayıp kendi evlerine dönerler.

ben etrafa bakmaktan değil, bakışlarımı kaçırmaktan yoruluyorum en çok.

yeni bir yılın gelmesiyle, hastalıklı cümleler biriktiriyor histeri toplumları.

oysa hiçbir şey değişmeyecek baylar! hiçbir şey değişmeyecek diyorum işte?

bu perdeyi kapatsak diyorum fazla vakit kaybetmeden.

bu perdeyi gelip yakup kapatsın hatta. edip bey tutsun kolundan yakup'un, atlayıp gelsinler bizim şehrin kaba saba kalabalığına.

bütün lambaları yaksınlar ve görelim, göreceğimiz ne varsa. öyle bir kenarda durmayın, bütün iyi niyetimizle, bütün inanmışlığımızla, bütün yoksunluğumuzla sizi çağırıyoruz işte yakup bey.

tanrının ayak izleri!

tanrının ayak izleri diye kendimi paralayıp duruyorum kendimi cihangir?den aşağıya doğru salınırken.

yeni yıl dediğiniz, uzun ve ipince bir topukla yürüme çabasından başka bir şey değil diyorum.

filistinli hacılar evlerine mi döndüler, bu mutluluk gösterileri neden? gazete sayfasında uyuyakalan siyah çocuklardan biri mi uyandı yoksa?

değilse, tüm bunlar, havai fişekler, süslü kıyafetler, bunca renkli, albenili kutlamalar neden?

sanayi devrimi bitmediyse, kara kıtanın çocukları evlerine dönmediyse, gazze'de sürtüp duran serseri duvar, defolup kendi cehennemine dönmediyse, bu yılın yeni olduğu yaygarasını koparan kim?

Tarık Tufan (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabından)


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
19 Şubat 2019 16:47

Düşerken, Tarık Tufan

299 sayfa

(Profil Kitap)

Yazarın yayımlanan ilk romanı. Sade, akıcı, konusu itibarıyla da bir çırpıda okunacak bir kitap. Biraz Türk filmi tadında. Kitap aslında bir yol öyküsü, birbirine her konuda oldukça yabancı iki insanın tanışmalarından çok kısa süre sonra bir anda aldıkları - teki tarafından uzun süredir düşünülen- bir kararla başlayan ve bu yolculuğun çok farklı yerlere gidişini anlatıyor. Psikolojik yanı ağır basıyor.

İlk başlardaki düşüncelerinizle ilerleyen zamanlardaki düşünceleriniz arasında dağlar kadar fark olabilir. Ön yargı ile başlanıp dünyada iyi insanların hep var olduğunu görmek farklı duygulara sevk edebilir.

İnsanı en çok yaralayan çocukluğunda yaşadığı travmalardır. Kaç yaşına gelinirse gelinsin bunlar sarılmadıkça, iyileştirilmedikçe insan hep yarım kalacaktır. İshak da bu yarımlığını umursamazlıkla geçirirken sonradan Jülide?nin de etkisiyle biraz da olsa iyileşecek. Bir insanın hayatını çizen kaderine yön veren geçirdiği çocukluk. Bir çocuğa verilecek en güzel hediye ise ona ?sağlıklı bir çocukluk? yaşatmak. Çocuk için annenin ne kadar önemli olduğunu bilmek bu üvey anne olsa bile.

Ama ne olursa olsun hayata bu kadar umarsız davranmak da doğru mudur?

Tutunamamak , tutunamayarak düşmek, dibi görmek sonra toparlamaya çalışmak tekrar.

En ilginç yanı sanırım hiç tanımadığın insanlara güvenmek. Bir deli anda verilen bir kararla bambaşka bir maceraya atılmak.

İnsanın yalnızlığı, içsel devinimleri, psikolojisi?

Her iki insan için de bu yolculuk iyi oldu belki ama en çok İshak sorularına cevap buldu. Jülide için pek bir şeyin değiştiğini sanmıyorum.Onun da onulmaz yaraları vardı ama iç dengesi daha sağlam bir karakter. Onun bu maceraya sırf bir yorum üzerine girmesi bence çılgınlık. Yada kaybedecek bir şeyi olmayanlar için normal bir durumdur kim bilir.

Anlatıcıların değişmesi tekniği kahramanları daha iyi anlamak adına iyiydi.

Öteki. Nedir öteki? Tanışmadığın sürece başkasıdır. Tanışmak, tanımak gerekir. Bilmediğinden korkar insan. Kahramanların iç dünyasını tanıdıkça herkes kendinden geçmişine dair bir şeyler bulabilir ötekilikten çıkarak.

Kitabın kurgusu oldukça iyi. Güzel, ince ayarlarla donanmış. Başarılı bir romancı olma yolunda atılan ilk adım.

Yazarın okuduğum üçüncü kitabıydı. Birkaç kitabını daha temin ettim bazı fırsatları değerlendirip.

"Düşerken" her insanın içinde bir parça olan şeylerden.

***

bazı satırlardan..

"Anlatılmayan sorulmaz."

"Asıl yaklaştıklarının bugüne kadar kaçtıkları olduğunu seziyordu."

"Karşılıklı teslim olmuştuk; yaralarımızı, geçmişimizi, korkularımızı bir birimize emanet etmiştik."

"Yalnızlık duygusuna ömrü boyunca bir kez yakalanmış birinin bir daha kurtulmasının mümkün olmadığını biliyordu. İnsan yalnızlığa bir defa düşer, orada kalır."

"Acı çekmek en gerçek sevme belirtisi çünkü."


Akbar2
Memur
21 Şubat 2019 12:55

Dün Mardin'de söyleşi ve imza günü vardı. AKM'de.


Akbar2
Memur
21 Şubat 2019 13:06

"Gitmek istemezsen, bir şiir miktarı kadar otursak diyorum."

Bir Adam Girdi Şehre Koşarak'tan.


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
02 Nisan 2019 00:44

mevzuedebiyat.com sayfasında Tarık Tufan'a aşağıdaki sorular sorulmuş. Gerçi tamamlama gibi olmuş.

Yazarın cevapları da şu şekilde.

1.Şu an okuduğum kitap: Hızlandıkça Azalıyorum - Kajersti Skomswold

2.Keşke ben yazsaydım dediğim kitap: Ağır Roman - Metin Kaçan

3.Beni en çok düşündüren kitap: Tutunamayanlar - Oğuz Atay

4."Bir kitap okudum ve hayatım değişti" dediğim kitap: Yeraltından Notlar - Dostoyevski

5.Beni kahkahalarla güldüren kitap: Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar (yer yer gülümsediğim diyelim)

6.Beni en çok ağlatan kitap: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa (yer yer boğazımı düğümledi diyelim)

7.Okumadığım için utanç duyduğum kitap: Aşk-ı Memnu - Halid Ziya Uşaklıgil

8.En çok abartılan kitap : ?

9. Gölgede kaldığını düşündüğüm kitap: Kıskanmak - Nahid Sırrı Örik

10.Çocukluğumun ilk kitabı: Martı - Richard Bach

11.Arkadaşlarıma hediye olarak aldığım kitap: Yaşamak - Cahit Zarifoğlu

12.En sevdiğim biyografi kitabı: Anlatmak İçin Yaşamak - Gabriel Garcia Marquez

***

Bazı cevaplar benim de aynı olabilir. :)


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
25 Nisan 2019 15:09

Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin, iyiden iyiye bitik, iyiden iyiye yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum. Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum.

Uyumalıyım.

Uzunca bir süre.

Sınırların, para birimlerinin, zaman ölçülerinin değiştiği çağlara dek.

Kraliçenin Pireleri


sabah melikesi
Başbakan Müsteşarı
25 Nisan 2019 15:12

Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.

Kraliçenin Pireleri

Toplam 30 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi