Söyleyemediklerim

Goethe.Minder., 6 yıl önce

---

Almanya diye biliyorum .s

KuŞBuRNuBeY35, 6 yıl önce

---

Hey Werther

iyi ol

Okurr.yazar., 6 yıl önce

---

Minder hem aynı açıklama nereye baksak he he haklisin kesin öyledir :)

İkinci Sanat, 6 yıl önce

---

Seveceğimiz kişiyi seçememek bizim suçumuz mu bilmiyorum..

Zira öyle olsa hep "mantıklı" ve "oluru olan" insanoğlunu severiz ve sanki mutlu da oluruz..

Biz nerede "bizi görmezden gelen" varsa onun peşinde koşuyoruz..

Yollarında çamur olsa battığımızı görmeden, çiçek bahçesi olsa ezdiğimizi bilmeden..

Ne yaşıyorsak hak ediyoruz aslında..

Herkes tercihini yaşıyor neticede..

Ya kabulleneceksin ya kabulleneceksin..

Yaşadığın hayat senin sanatın.. :)

Goethe.Minder., 6 yıl önce

---

biliyo musun?

insan zor kabulleniyor ama kabulleniyor işte bir şekilde...

önceleri gerçekten sorun ederdim, kıskançlık krizlerine bile girerdim bir şeyler için...

mesela futbol topumla ben oynamalıydım, eğer başkası benden fazla oynarsa topumu kıskanırdım...

ya da odamda bulunan herhangi bir eşyanın başkası tarafından kullanılmasından nefret ederdim...

hayatım boyunca isteğim doğrultusu dışında herhangi bir şeyimin alınmasına her daim agresif tavırlar göstermişimdir...

bunlardan biri de dostlarım...

düşünsene, seninle iletişim kesiliyor ve farklı mekanlarda mutlu oluyorlar...

cinsiyet olarak düşünme sakın erkek de olur kadın da...

bunun krizi ne denli büyük olurdu geçen senelerde...

oysa hep benimle konuşurdu diyordum...

ama geçen zaman düşünceleri de değiştiriyor, düşünceleri değiştirdiği gibi karşımızdakinin kararlarını da değiştiriyor...

önce isteksiz konuşur, sonra tavırlar ve son nokta...

kırk yılda bir konuşmalar falan...

zor süreçtir elbette, senin için de acıdır...

ama gerçeğin ta kendisidir...

alışırsan muhteşem bir şey başarırsın... ama başaramazsan uzaktan cafede, stadyumda, sokakta ya da herhangi bir yerde uzaktan izlersin ve durmadan takip mesafeni korur üstüne kudurursun...

ama hiç düşünmez insan...

artık muhabbetinin karşı tarafta etkisini kaybettiğini,

cümlelerinin artık sönük kaldığını

ve karşı tarafın artık seçeneklerinin artmasından dolayı seni ikinci, üçüncü hatta dördüncü plana attığını...

kabullenmek zordur...

acıdır...

ama gerçektir...

artık dostluğunuz bitme noktasındadır...

yaptığınız batar, söyledikleriniz büyütülür...

hatta öksürüğün önceden sevimli gözükürken artık "ayıya bak yine inletti" der...

işte tam da bu noktada ısrar etmek kaybetmek oluyormuş...

ısrar etmemek lazımmış...

uzaktan izleyip sindirmek lazımmış...

ve sinirlerini pamuktan değil çelikten yapman gerekiyormuş...

zaman zaten pamuk bırakmıyor, kaskatı kesiliyor insan...

çok istediğin ne varsa kaybetmedi mi insan zaten?

çok sevdiğimiz için kaybetmedik mi?

akan gözyaşlarımız kaç kez umursanmadı bir düşün...

bunları düşünürken uzaktan zaman güler...

senin ise ruhun kanar...

ve ruhun acısa da acımasa da efkarlı bir ıslık çalarsın...

tüm gidenler için...

sen uzaktan sevmek...

Katya-sütümü-getir, 6 yıl önce

---

Bir bardak kaç kez aynı yerden kırılır? Hayır hayır, bunun ne kırık bardakla ne de su içmekten vaz geçmekle alakası var.Şair bazen hislerin bir bardak kadar narin olduğunu anlatamaz,anlatmak istemez belki de..Belki de biz şairlerden çok şey bekliyoruz.Neyse, konumuz şimdi bu değil zaten.Bardak diyorduk...Kırılma noktasındayken kaç adukete ihtiyaç duyar?Yoksa farkındasızlığımız ya da sakarlığımız kafi midir onu tehlikeli kılmaya?Sağlam bir bardak üzmez kimseyi,risk arz etmez ta ki kırılana kadar.Dağılır parçaları göremezsiniz,toplayamazsınız tek tek..Kimi parçalar intikam kokar; kanatır, acımasızdır yerden uzaklaşırken.Bardak diyorum..Kırarken acı vermez insana ve insanın canı acımaz bir bardak kırılırken.Şimdi; kırık bir bardak gibiyim ben..Acı vermedim kimseye ve kimsenin canı acımadı benim kadar.Eğilip toplamaya cesaret edemezsiniz..KIRILDIM ben,kanatırım..

Beni de alın aranıza nalırrr ölümü görün :P

Dilhun Şirazi, 6 yıl önce

---

Adaş

Dün icin tesekkur ederim

Sen cok cok ama cok iyi bir insansın

Umarım seni de yorup tüketmem.

.

Sozlerini dinleyecegim.

Goethe.Minder., 6 yıl önce

---

nasıl bi grip olduysam kimsenin haberi yok...

ya da insan içine çıkmadığımdan kimseye belli etmiyorum...

gözlerim ve avuç içlerim o kadar fena yanıyor ki, burnumun akmasını önemseyemiyorum bile...

soran olursa "iyiyim" diyorum sanki hastalık kötü bir şeymiş gibi...

ee senelerdir üstümüzde barınmadı hastalık, insan ister istemez yadırgıyor "hastayım" demeyi...

ütopyadan, 6 yıl önce

---

Zaten insanlıkça en çok söylediğimiz yalan "nasılsın?" sorusuna verdiğimiz "iyiyim" cevabı, galiba.

Gerçi bazıları bir dokun bin ah işit derler ya, hemen dökülüyorlar, döküyorlar içlerini.

Ben hiç öyle biri olamadım, hatta arkadaşlarım sitem eder dinliyorsun ama hiç kendini anlatmıyorsun, içinde hallediyorsun diye.

Her ne ise, diyeceğim "geçmiş olsun" du Minder.

Şöyle ballı limonlu sıcak şerbet içmek sürekli olarak, zencefilli çay içmek, limonun posasını yemek... işe yarıyo sanki.

Şifa ile.