FAZİLET: Al işte bir densizlik daha! Nilgün'ün peşinde koşuyor bir aydır ama. Gazetemizi beğenmiyorsa gelmesin!
AYNUR: Ayol yakışıklı çocuk ama.
FAZİLET: Cahit de hiç sevmiyor o çocuğu.
AYNUR: Cahit Abi Nilgün'ün erkek arkadaşlarının topunu sevmez.
( Cemile girer bir tepsiyle. Zeytin,peynir, ekmek, çay, yumurta.)
CEMİLE: Buyur Aynur Abla. Afiyet olsun.
AYNUR: Sağol Cemile, eline sağlık.
FAZİLET: Hem ben gazete okurken dudaklarımı oynatıyor muyum hiç?
AYNUR: Aman Fazilet boşver allasen.
( Aynur kahvaltı ederken kapı çalınır, Cemile açar. İnci Hanım, üstünde Faziletinkine benzer bir sabahlıkla girer )
İNCİ: Günaydın. Ayol bizimkini bu sabah kapı dışarı edinceye kadar akla karayı seçtim vallahi.
FAZİLET: Serbest meslek erbabınla evlenince öyledir İnciciğim! Bunlara sabah dokuz, akşam beş bir iş bulacaksın daha işin başında.
İNCİ: Ay, öyle vallahi Fazilet.
AYNUR: Kahvaltı ettin mi İnci Abla?
İNCİ: Hem de nasıl! Kahvaltı sofrasını kurduruyor Osman, karşısına da beni oturtuyor. Ondan sonra bir saat memleket meseleleri, yok enflasyon, yok Beşiktaş ay içim bayılıyor, efgan efeganlar basıyor içimi, bizimki hala, damar sertliğine karşı bulunan yeni ilacın ishal yaptığı, tereyağın kolesterolle ilgisi olmadığı, Mehtap Mete'nin son aşkları hepsini bir saatte anlatıyor.
AYNUR: Kime?
İNCİ: Kime olacak ayol, bana
FAZİLET: Baştan sıkı tutacaksın işi, hep söyledim sana
İNCİ: Ay valla sıkıntıdan üç dilim yağlı ballı ekmek yedim. Rejim mejim hak getire tabii.
AYNUR: Ayol neden kızıyorsun Osman Abiye? Dinlemeyiver..
İNCİ: ( Çok bilmiş ) Küsüyor şekerim. Yüzüne hayran hayran bakıp, aval aval kafamı sallamazsam, çocuk gibi küsüyor.
( Cemile kafasını sallayarak he he heee diye güler )
FAZİLET: ( Cemile'ye ) Sen ne gülüyorsun kız?
CEMİLE: Benimki benimle hiç konuşmaz sabahları.
FAZİLET: Aaaaa? Bana bak Cemile, sen iyice azdın artık.
İNCİ: ( Güler) Ay Fazilet, ay çok hoş, ay bırak anlatsın ayol.
AYNUR: ( Cemile'ye ) Nerde çalışıyor seninki?
CEMİLE: Mahmut'umu soruyorsun?
AYNUR: Evet
CEMİLE: Maliye Bakanlığında odacı
FAZİLET: Çamaşırları makineden çıkarıp, balkona astın mı?
FAZİLET: Al işte bir densizlik daha! Nilgün'ün peşinde koşuyor bir aydır ama. Gazetemizi beğenmiyorsa gelmesin!
AYNUR: Ayol yakışıklı çocuk ama.
FAZİLET: Cahit de hiç sevmiyor o çocuğu.
AYNUR: Cahit Abi Nilgün'ün erkek arkadaşlarının topunu sevmez.
( Cemile girer bir tepsiyle. Zeytin,peynir, ekmek, çay, yumurta.)
CEMİLE: Buyur Aynur Abla. Afiyet olsun.
AYNUR: Sağol Cemile, eline sağlık.
FAZİLET: Hem ben gazete okurken dudaklarımı oynatıyor muyum hiç?
AYNUR: Aman Fazilet boşver allasen.
( Aynur kahvaltı ederken kapı çalınır, Cemile açar. İnci Hanım, üstünde Faziletinkine benzer bir sabahlıkla girer )
İNCİ: Günaydın. Ayol bizimkini bu sabah kapı dışarı edinceye kadar akla karayı seçtim vallahi.
FAZİLET: Serbest meslek erbabınla evlenince öyledir İnciciğim! Bunlara sabah dokuz, akşam beş bir iş bulacaksın daha işin başında.
İNCİ: Ay, öyle vallahi Fazilet.
AYNUR: Kahvaltı ettin mi İnci Abla?
İNCİ: Hem de nasıl! Kahvaltı sofrasını kurduruyor Osman, karşısına da beni oturtuyor. Ondan sonra bir saat memleket meseleleri, yok enflasyon, yok Beşiktaş ay içim bayılıyor, efgan efeganlar basıyor içimi, bizimki hala, damar sertliğine karşı bulunan yeni ilacın ishal yaptığı, tereyağın kolesterolle ilgisi olmadığı, Mehtap Mete'nin son aşkları hepsini bir saatte anlatıyor.
AYNUR: Kime?
İNCİ: Kime olacak ayol, bana
FAZİLET: Baştan sıkı tutacaksın işi, hep söyledim sana
İNCİ: Ay valla sıkıntıdan üç dilim yağlı ballı ekmek yedim. Rejim mejim hak getire tabii.
AYNUR: Ayol neden kızıyorsun Osman Abiye? Dinlemeyiver..
İNCİ: ( Çok bilmiş ) Küsüyor şekerim. Yüzüne hayran hayran bakıp, aval aval kafamı sallamazsam, çocuk gibi küsüyor.
( Cemile kafasını sallayarak he he heee diye güler )
FAZİLET: ( Cemile'ye ) Sen ne gülüyorsun kız?
CEMİLE: Benimki benimle hiç konuşmaz sabahları.
FAZİLET: Aaaaa? Bana bak Cemile, sen iyice azdın artık.
İNCİ: ( Güler) Ay Fazilet, ay çok hoş, ay bırak anlatsın ayol.
AYNUR: ( Cemile'ye ) Nerde çalışıyor seninki?
CEMİLE: Mahmut'umu soruyorsun?
AYNUR: Evet
CEMİLE: Maliye Bakanlığında odacı
FAZİLET: Çamaşırları makineden çıkarıp, balkona astın mı?