30 Yaşında öğretmenlik okuma mantıklı mıdır?

Ömür dediğinin tekrarı yok. Işinizi bırakmayın yapabiliyorsanız ki gerçekten isterseniz yaparsınız okuyun hiç sormayın bile

Bence bu konuyu ailenle detaylı olarak konusmalisin.

Desteklerini hissedersen asla affetme. Gir çalış oku ve istediğini al.

Destek vermezlerse... Allah yardımcın olsun, işin gerçekten zor olur.

Düşünme bile tereddüt etme git girr okuuu kpssyi de geçersin emin ol ing en azından tek ders yutarsın onu 4 yolda AMA İŞİMİ SAKIN BIRAKMA BIRAKMADAN OKU ikinci öğretim falan seç

hocam içinden ne geliyorsa onu yap!!! 30 yaşındasın nasipse 30 yıl daha memurluk hayatın var. 5 sene okuma+atanma desek 25 yıl hem mutlu olabileceğini hem de verimli olabileceğini düşündüğün işi yapacaksın. şimdiden kolay gelsin

2-3 yıl sonra bütün branşlarda 85 üstü Kpss puanıyla atanabilecek çünkü hem yıllık atama sayısı 20 bini geçmeyecek hem atama bekleyenlerin sayısı 600 bini geçecek.Bu Akepe iktidarı hem öğretmenlik mesleğinin itibarını hem eğitim sistemini allak bullak etti ve etmeye devam ediyor.

30 yaşındayım ve işimi bıraktım okul öncesi öğretmenliği okuyorum. Pişman değilim. Saygılarımla

Merhaba,

Çok geç bir cevap olacak ama hasbelkader denk geldiğim yazınıza konu ile ilgili bir anım olduğu için ve bu konuda ikircik içinde olup da yazılanlara denk gelme ihtimali olanlar için eklemede bulunmak istedim. Ben görevine yeni başlamış bir ingilizce öğretmeniyim, yaşınız ve heyecanınız bana üniversitedeki bir hocamı hatırlattı. Kendisi 80'lı yıllarda yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle ailesinin de teşvikiyle erken yaşlarda yurt dışına gitmek zorunda kalmış. Uzun süreler orada kaldıktan sonra Türkiye'ye dönmüş ve evlenmiş. Evli olduğu süreçte işsizmiş ve ailesinin desteğiyle geçiniyormuş. Bu süreçte ne yapabilirim diye düşünürken üniversite sınavına üç ay süre varken yabancı dil kursuna kaydolmaya karar vermiş. Biraz da yurt dışında yaşamış olmanın üniversite sınavında avantajlı olacağını düşünerek böyle bir yola başvurmuş. Fakat dil kursunda kendisine vaat edilen eğitim süresi üniversite sınavının olacağı tarihin çok ilerisine denk geliyormuş. O yüzden yüz yüze eğitimle bu işin mümkün olmayacağına kanaat getirip dil kursundan sadece kitapları alıp üç ay boyunca sınava yalnız başına çalışmış. Tabii üç ay canhıraş bir çabayla kelime ezberleme, konu çalışma gibi şeylerle geçmiş ve sonuç olarak bizim okulumuzu kazanmış. (İsmini vermek istemiyorum ama ingilizce öğretmenliği alanında adını duyurmuş üniversitelerden biri.)

Tabii 29 yaşında evliyken üniversiteyi kazanınca geçim konusu sorun olmuş. Burada da babası devreye girerek okul bitene kadar kendisini idare edeceğini, ona son bir şans tanıyacağını söylemiş. Bu zorlu kazanımdan sonra hayat kendisi için daha zor olmuş, biraz da kendi eliyle aslında. Çünkü teneffüslerde bile bölüm kitaplarını okumuş, gecesini gündüzüne katıp ders çalışmış. Bölümün parlayan yıldızı olmuş. Hocalar arasında gözdeymiş, tabii o yıllar bölüm de yeni olduğundan üniversitedeki hocalar da gençmiş. Bazı üniversite hocalarının o dönem kendisine onlardan yaşça büyük olduğu için nüktedan bir şekilde 'abi' diye hitap ettiklerini de söylemişti. Velhasıl kelam, bizim hoca üniversiteyi rekor bir not ortalamasıyla bölüm birincisi olarak bitirmiş. Belirttiğine göre onun not ortalamasına ondan sonra ulaşan bir öğrenci de olmamış. Daha sonra bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamış. Sonradan yardımcı doçent, yeni adıyla doktor öğretim görevlisi olarak yıllarca bölümde çalışmış. Bu anıyı bize üniversiteye ilk başladığımız yıl olan 2012 yılında anlatmıştı. Kendisi yakın zamanda emekli oldu. İlk gün bu anıyı anlattıktan sonra en sevdiği sözün; 'Zor yoktur, imkansız süreç ister.' olduğunu söylemişti. Sizin de böyle hikayeleriniz olabilir, hepimiz kendi hikayelerimizin kahramanlarıyız sonuçta. Umarım, şu an ingilizce öğretmenliği okuyorsunuzdur. Eğer cüretkar adım atamadıysanız yaşın, şartların buna engel olmadığını bilin. Bu konuda onlarca örnek vardır. Önemli olan içinizden geldiği gibi yaşamak, toplumsal normlara çok aldırış etmeyin. Her şey imkansızdır, ta ki bir çılgın çıkıp aksini ispatlayana kadar. ;)

Arkadaş atama puanı 85 olacak demiş. İngilizce öğretmenliğinin atama puanının 85 olma ihtimali yok. Yani mümkün değil böyle bi şeyin olması. İng öğretmenliği okursanız rahat atanırsınız. Bence asla mantıksız değil. Okumak güzel. Öğrenmek güzel. İng öğretmenliği tutkusu var demişsiniz. Gerçekten istiyorsunuz. Ne kaybedersiniz. Ama işi bırakmayın. 26 yaşında psikolojiokuyorum. Asla pişman değilim.

Öncelikle bu düşüncenizden dolayı sizi tebrik ediyorum. İnsan öğrendikçe ve öğrettikçe yaşamdan zevk alıyor. Ben de bir kamu kurumunda çalışmaktayım ve ikinci üniversiteyi bitirdim bu sene tekrar KPSS na hazırlanıp öğretmenliğe geçmek istiyorum. Zaman çok çabuk akıyor ve hayatımız nasıl bir bardaksa biz de ona göre şekil alan su gibiyiz. İçinizde bu heves yeşerdiyse bir sebebi vardır. durmayın ve devam edin. Şimdiden başarılar diliyorum. :)

Merhabalar;

Merhabalar;

Ben mezun oldum. Umarım herkes gönlündekine kavuşur. Çok teşekkürler :)

Ülke ekonomisi adeta çöküşe gidiyor ve sonrasında iç ve dış savaş da yüksek olasılık ! Ben de bunu bir kenara yazmayı vatandaşlık görevi olarak görüyorum! Selametle!