Bugün yaşadığım bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.31 yıllık hayatım boyunca hiçkimseyle arkadaşlık kurmamama ve görüşeceğim kişileride gerçekten ince eleyip sık dokumama rağmen insan bazen boş bulunabiliyor maalesef.Hikayeye gelecek olursak bireysel bir şubede çalışırken müşterim olan 60'lı yaşlarda bir teyze farklı bir şubeye gecerken ricamıda kıymayarak hayli yüksek portfoyünü şu anki şubeme taşıdı.Teyzemi gayet naif, hanımefendi diye tabir edebileceğimiz bir kadın ve her geldiğinde de sürekli oğlunu övüp duuyordu. Her neyse 2 - 3 ay önce geldiğinde bekar bir oğlu olduğunu ve bana uygun bulduğunu görüşmemizi rica etti. İlk defa şube içinde böyle bir şeyle karşılaştığım için o an için teşekkür edip şu an böyle bir duruma hazır olmadığı vs söyledim.Geçen hafta imza işlemi için geldiğinde etraftada kimse olmadığı için teklifini bu sefer daha detaylı yineledi. Eşinin vefat ettiğini, ölmeden önce tek oğlunu evlendirmek istediğini söyledi. O kadar da duygusal anlatışı vardı ki Cansu kır zincirini dedim ve bugün için görüşmek üzere kabul ettim.(Cansu teyze bu kadar naifse oğlunu kimbilir nasıl yetiştirmiştir dedim) Şubemin tam karşısında mado olduğu için orada sözleştik annesi kanalıyla tabiiki , telefon vs almadım.Görüşme saatine 3 dk kala( çok meraklı kız gibi görünmemek için) erken gitmeyeyim dedim ama neyse zaten gittiğimde de kimse yoktu ortada.Bu tarz konulara çok takıntılı olmama rağmen neyse olabilir dedim..5-10 dk derken tam 22 dk sonra geldi ve tanıştık. Hastası olduğu için geç geldiğini söyledi her neyse suratım ister istemez asıldı tabi ama çok belli etmemeye çalıştım.Çocuk benden 3 yaş büyük, eli yüzü düzgün Türkiye standartlarında diyebileceğimiz yani ilk izlenim itibariyle hoş biriydi. Benim hafif pembeleşen yanaklarima karşılık gayet cool, sanki her gün bir kızla buluşuyor gibi gayet rahattı(yani olabilirde sonuçta ama ne bileyim).Aksini mi bekliyordum, çekingen olmasını mı yani emin değilim inanın..Ama çekingenliğime rağmen biraz daha farklı yaklaşmasını beklerdim sanırım.Her neyse iste mesleklerimiz, nelerden hoşlanıyoruz derken sohbet biranda 3. içeceklerimizi isteyecek kıvama kadar da geldi. Bu arada gözüde sürekli telefonda olduğu için özel görüşmesi olması halinde tedirgin olmadan görüşebileceğini de belirttim hatta.Yok vs desede aradan 6-7 dk geçince bir telefon görüşmesi yapacağını söyledi ve müsaade istedi. Aradan 5-6 dk geçtikten sonra lavaboya gidip gelmiş olmalıki bilekleri hafif ıslak geldi ve gayet rahat masadan aldığı peçeteyle ellerini silip o peçeteyi de masaya koydu.Şaka olduğunu düşünmek istedim..Neyse bu arada oturuşu gayet laçkalamaya başladı.Bir eli kahve bardağındayken diğer elide yandaki sandalyeye kahve oturuşu modundaydı.Bakışlarımla sürekli rahatsız olduğumu da belli etmeye de çalıştım.Bu arada da her ikimizinde babası vefat ettiği için hassas bir konudan bahsediyoruz, bu noktada beni anlamaya çalışıyor mu ona odaklanıyorum aslında. Sonra lavaboya gitmek için müsaade istedim ve geçen bir saat 15 dkya lanet ederek oradan ayrıldım.Sonuç olarak şunu söyleyeceğim yaptığım hareket bana yakışmayan bir tepkiydi ama inanın daha fazla kendime eziyet etmek istemedim. Ruhum ve kalbim o kadar kırılmıştıki hayatım da aldığım en güzel 1,5 saatlik dolu dolu dersti.Kalbim kırıldı, muhtemelen birkaç on yıllık hayatımda ilk olmadığı gibi sonda olmayacaktı ama bu kadar hassas olduğum için kızıyorum ..Son olarakta ileride dogacak cocuklarinizin onunde basinizi ve boynunuzu egmemek icin bakisiniz egitin zira konu onemli..sevgiler
Bugün yaşadığım bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.31 yıllık hayatım boyunca hiçkimseyle arkadaşlık kurmamama ve görüşeceğim kişileride gerçekten ince eleyip sık dokumama rağmen insan bazen boş bulunabiliyor maalesef.Hikayeye gelecek olursak bireysel bir şubede çalışırken müşterim olan 60'lı yaşlarda bir teyze farklı bir şubeye gecerken ricamıda kıymayarak hayli yüksek portfoyünü şu anki şubeme taşıdı.Teyzemi gayet naif, hanımefendi diye tabir edebileceğimiz bir kadın ve her geldiğinde de sürekli oğlunu övüp duuyordu. Her neyse 2 - 3 ay önce geldiğinde bekar bir oğlu olduğunu ve bana uygun bulduğunu görüşmemizi rica etti. İlk defa şube içinde böyle bir şeyle karşılaştığım için o an için teşekkür edip şu an böyle bir duruma hazır olmadığı vs söyledim.Geçen hafta imza işlemi için geldiğinde etraftada kimse olmadığı için teklifini bu sefer daha detaylı yineledi. Eşinin vefat ettiğini, ölmeden önce tek oğlunu evlendirmek istediğini söyledi. O kadar da duygusal anlatışı vardı ki Cansu kır zincirini dedim ve bugün için görüşmek üzere kabul ettim.(Cansu teyze bu kadar naifse oğlunu kimbilir nasıl yetiştirmiştir dedim) Şubemin tam karşısında mado olduğu için orada sözleştik annesi kanalıyla tabiiki , telefon vs almadım.Görüşme saatine 3 dk kala( çok meraklı kız gibi görünmemek için) erken gitmeyeyim dedim ama neyse zaten gittiğimde de kimse yoktu ortada.Bu tarz konulara çok takıntılı olmama rağmen neyse olabilir dedim..5-10 dk derken tam 22 dk sonra geldi ve tanıştık. Hastası olduğu için geç geldiğini söyledi her neyse suratım ister istemez asıldı tabi ama çok belli etmemeye çalıştım.Çocuk benden 3 yaş büyük, eli yüzü düzgün Türkiye standartlarında diyebileceğimiz yani ilk izlenim itibariyle hoş biriydi. Benim hafif pembeleşen yanaklarima karşılık gayet cool, sanki her gün bir kızla buluşuyor gibi gayet rahattı(yani olabilirde sonuçta ama ne bileyim).Aksini mi bekliyordum, çekingen olmasını mı yani emin değilim inanın..Ama çekingenliğime rağmen biraz daha farklı yaklaşmasını beklerdim sanırım.Her neyse iste mesleklerimiz, nelerden hoşlanıyoruz derken sohbet biranda 3. içeceklerimizi isteyecek kıvama kadar da geldi. Bu arada gözüde sürekli telefonda olduğu için özel görüşmesi olması halinde tedirgin olmadan görüşebileceğini de belirttim hatta.Yok vs desede aradan 6-7 dk geçince bir telefon görüşmesi yapacağını söyledi ve müsaade istedi. Aradan 5-6 dk geçtikten sonra lavaboya gidip gelmiş olmalıki bilekleri hafif ıslak geldi ve gayet rahat masadan aldığı peçeteyle ellerini silip o peçeteyi de masaya koydu.Şaka olduğunu düşünmek istedim..Neyse bu arada oturuşu gayet laçkalamaya başladı.Bir eli kahve bardağındayken diğer elide yandaki sandalyeye kahve oturuşu modundaydı.Bakışlarımla sürekli rahatsız olduğumu da belli etmeye de çalıştım.Bu arada da her ikimizinde babası vefat ettiği için hassas bir konudan bahsediyoruz, bu noktada beni anlamaya çalışıyor mu ona odaklanıyorum aslında. Sonra lavaboya gitmek için müsaade istedim ve geçen bir saat 15 dkya lanet ederek oradan ayrıldım.Sonuç olarak şunu söyleyeceğim yaptığım hareket bana yakışmayan bir tepkiydi ama inanın daha fazla kendime eziyet etmek istemedim. Ruhum ve kalbim o kadar kırılmıştıki hayatım da aldığım en güzel 1,5 saatlik dolu dolu dersti.Kalbim kırıldı, muhtemelen birkaç on yıllık hayatımda ilk olmadığı gibi sonda olmayacaktı ama bu kadar hassas olduğum için kızıyorum ..Son olarakta ileride dogacak cocuklarinizin onunde basinizi ve boynunuzu egmemek icin bakisiniz egitin zira konu onemli..sevgiler