Editörler : supporters.
«232425262728293031323334»

inception09
Yasaklı
26 Temmuz 2018 16:17

500üncü mesajmış bu :)
Herkül Poirot, 6 yıl önce

Değişen her şey, mutlak bir değişmezin girift parçalarından ibaret. Benim bağlayıcı bir hükme olan tutsaklığı mı; Senin esaretle yıpranan, zamanla eriyen sabrın.!

Bu nasıl bir gece karası müfterisi!? Ne seçeneği var kalbin, ne de seçmeye mecali...

Uzun, anlam tümceler yorgunu hep.. Hangi hikayenin kaderi hüzünle oymalı güzeliysen..

Ya kadere içli bir minnet, ya dualarda meskûn titrek bir dilek.. Zaman ve mekân hiç acıyası değil. İnancım Samanyolu'nun bucaksız bilinmeyenli yakınlığında. Olur da birgün, birgün dünya denilen kirli fanusun yosunlu yapraklarını tırmanıp.. Yeni bir hikaye hasatlarız, yer çekiminin mahkum etmediği..!

Ve sabır, çiçekler açar bir ömrün muttasıl bahçesinde.


inception09
Yasaklı
26 Temmuz 2018 16:19

bu da burda dursun..

https://youtu.be/vwawFAgVg5M


inception09
Yasaklı
26 Temmuz 2018 16:49

yağmur yağarkenki kuraklık bir otobüs camından izlediğim.. kuraklıkta yaklaştıkça kaybolan suyun ışığı; Sen... Sana çıkmayan yollar da uzamasın artık...

inception09
Yasaklı
28 Temmuz 2018 01:17

Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi

Kaç kişi güzelliğini sevdi

Belki gerçek aşkla; belki değil

Ama bir tek kişi seni sevdi.

Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.

William Butler Yeats

Bugünün nasibine düşen şiir.. Rastgele geldi... Okumak bile nasip işi...


inception09
Yasaklı
28 Temmuz 2018 14:20

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde

Buluşmak seninle bir akşam üstü

Umarsız şarkılar,dudağımda bir yarım ezgi

Sığınmak gözlerine,sığınmak bir akşamüstü

Gözlerin bir çığlık,bir yaralı haykırış

Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Bir orman bir gece kar altındayken

Çocuksu,uçarı koşmak seninle

Elini avcumda bulup yitirmek

Sığınmak ellerine bir gece vakti

Ellerin bir martı,telaşlı ve ürkek

Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Bir kenti böylece bırakıp gitmek

İçinde bin kaygı,binbir soruyla

Bitmeyen bir şarkı,dudağında bir yarım ezgi

Sığınmak şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Gözlerin bir çığlık,bir yaralı haykırış

Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Ellerin bir martı,telaşlı ve ürkek

Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken...

Zülfü LİVANELİ


inception09
Yasaklı
30 Temmuz 2018 01:24

Uykumu uyuttum, uykusuz yatıyorum

Ama sen her şeyden habersiz

Ne güzel uyuyorsundur kim bilir..

Ne kadar güzeldir saçlarının yastığı öpüşü

Tabi, ne yastığın haberi var ne saçlarının,

Ben uyumuyorum?

Yastığım da yok

Saçların da?

C. Y.


inception09
Yasaklı
31 Temmuz 2018 21:09

öyle bir mesafe ki; elimi uzatsam dokunacak kadar yakın, uçarak gitsem varamayacak kadar uzak...

inception09
Yasaklı
01 Ağustos 2018 04:10

"Aşk derecesinde sevmek" diye bir şeyden bahsetti adam kadına. Kadın sormalıydı, "Öçüsü neydi?". Kaç derecede yıkanırsa çekmezdi lanet olasıca aşk denen şey? Tarifini biliyordu ki " Böyle ne aşk, ne sevmek ortası gibi bi şey" falan gibi beylik laflar edebiliyordu.

Benim göz kararı sorunlu bu aralar, tutturamıyorum pek. Ama zaten hep gözlerin yanılması değil mi bu? Biri "kütük" olurken diğeri "kör" olmasından değil mi hep bunlar? Geçin bunları. Öyle ölçülerle sayılıp dökülecek bi şey olmamalı aşk.

Ünlü bir düşünür demiş ki;

"Lambada titreyen alev üşüyor,

Aşk kağıda yazılmıyor"...

Ben de biliyorum şair olduğunu. Şairler de bir düşünürdür savını tartışmayacağım. Bunu düzelttiysen içinden, aşık değilsin zaten. Aşk, yarışmak, savaşmak gibi bir şey değil. Üstünlük mücadelesi hiç değil.

Yormadan, sormadan, kırmadan, dökmeden, beklentiye girmeden sevmek değil mi mesele? "Seni seviyorsam bundan sana ne?" rahatlığı değil mi biraz? İlla demek mi lazım; "Uyuyamıyorum, çünkü yüzündeki çizgilerin bile ezberimde kalsın diye resimlerine bakıyorum. Senden yana bende hiçbir şey eksik olmasın diye, gözlerimi kapattığımda bütünlüğünle yanımda olabil, diye". Veyahut demeli mi, "Uyumuyorum çünkü bir gün seninle uyuma ihtimali, saçlarımda ellerinin dolaşma ihtimali beni uyutmuyor" diye.

Uyuyamıyor musun? Aşktan değil o, sıcaktan sıcaktan...

İ. T.


Herkül Poirot
Kapalı
02 Ağustos 2018 16:40

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Rengini gözlerinden alsın,

Ellerinde köpüklensin gururla.

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Sahil şehirlerinde narin elleriyle,

Güzel kadınların resimlerden koyu..

Kaderlerini cezvelediği ...

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Bir tepside; bir kalp, bir umut, bir hayat..

Ve sonrası kahve karası, alın yazısı..

Bir annenin göz yaşları..

Unutulan bir altın yüzükte,

Pişman olmuş zamanın tozu..

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Tozuna sinsin umudun parmak izi.

Ve gönlüne svaplansın huzur.

Gözlerinde okunmuş fal gibi.

Denizi çeksin kahve gözlerin

Esrar otuna muammalar dizsin.

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Efelerin zeybeğini fincan tazelesin.

Yiğit harmanı yüreğine mavzer tetiği..

Ah bu gülüşünün gönlüme ettiği.!

Samanyolu'nun hareleyen galaksiler misali

Gözlerimin gözlerine tutulduğu kızıllıkta,

Bir dairenin devarınında kahveler dönsün.

Kaderim biz cezvenin volkanında sönsün.

Sana bir tutam kahve yollayayım.

Sev diye hayatı.

Kendini sev diye.

Bildiğin gibi..

Öylesine..

Ölesiye..

Sarıldığım tutam umit diye.!

Lâerdi.


inception09
Yasaklı
04 Ağustos 2018 02:46

Yine akşam oldu,

Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine,

Uzaklık aynı gerçi,

Her yerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi,

Yine akşam oldu orda olduğu gibi,

Görebiliyorum seni burdan da,

Aynısıydı ordayken de,

Uzaklıktan korkmuyorum belki de,

Orada da aynıydı uzaklık gerçi

Donuklaşmış oldu artık bu,

Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,

Galiba ben baştan kaybetmişim,

Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş...

Sezai Karakoç


inception09
Yasaklı
05 Ağustos 2018 19:17

Hayatımda her insanın bir sıfatı var. Dost, arkadaş, kardeş,uzaktan tanıdık, komşu hatta düşman.. Peki ya sen? Bir kaosun içinde bulmuşken seni, her an yitirecekmiş gibi korkarken bir yandan, sana nasıl seslenmeliyim? Çok sevdiğim yazarın dediği gibi "hangi lisan ile söylemek sözü helal?"...

Saçmalamalarım bu yüzden. Aramızda uzanan kilometrelere rağmen, yanımdakilerden daha yakın olma durumunun sözlükte bir karşılığı yok. Olmasın da zaten. Benzetmek istemiyorum kimselere, seni. Herhangi biri için kullanabileceğim bir kelimeyi sana yakıştıramıyorum. Hep böyle kal, tanımsız...

Kime bir sıfat yüklediysek bir gün onu kaybetmediler mi? Sen gitme, bitme... Şarkıda da diyor ya:

"Hep böyle kal,

Hep cana yakın..."

A. Ö.


inception09
Yasaklı
07 Ağustos 2018 01:24

İşte doğa işte ben

Karşılıklı bir sabah sohbetindeyiz

İnce ağızlı kelebek sancağımda

Çekirge dikkatli

Serçekuş

Gagası avucumda

Tablomuz hazır

Aslanla kaplan yanyana durdular

Tam yol kavşağında

Yerlerini aldılar

Kaslarından yayılıyor bana

Eğilip almanın

Bulup koparmanın değeri

Tilki göz kırpıyor

Mevlana'dan bir deyiş aktarıyor kartal

Şahin yarı yoldan dönüyor

Güvercin rahat bir nefes alıyor

Alçalıyor

Ve konuyor kanıma

Tablomuz resmimiz tamam

Kimse eksik

Kimse fazla değil

Bir sensin beklenen

Bu sabah da uzaklardan

Duyuluyor dişiliğin

Bir pars mısın sen!

Defter arasında kurumuş toprak mı

Bir ses

Bir ne

Kolay değil

Doğanın ortasında

Hayvanlarım tırtıllarımla

Kalın gövdeli ağaçlar

Birbirine girmiş sarmaşıklar

Bu hürriyetler arasında

Seni beklemek

Mavi çocuk mavi ışık

Nerdesin

Yine bir bakış mı kaldı aklında

Yolunda azeri kamalar

Yamyam halkalar

Ah hayır zor değil beklerim daha

Doğa hazır

Bir kum saati gibi akıyorsun bende

Biliyorsun suçlu olan saçların

Vadedilmiş bir küçük parmak bile değil

Güneş yerine aldı

Geceden kalmış bir yarım ay da burda

Derken

Bir telefon meleklerin

Odaklandığı küreden

Anlattım ona telefonda herşeyi

"Ya o olmasaydı"

Ya sevmek olmasaydı"

Düştüm oyalandığım kayalıklardan

Tabiat sönüyor şimdi

Kaplanlar

Gerçek kimliğine dönüyor

Tilki ürkek

Aslan geyik avında

Şimdi korkularımla

Başbaşayım

Kum saati

Devrilmeyecek bir daha...

A. C. Z.


inception09
Yasaklı
07 Ağustos 2018 21:48

Kadın sevdiği adama sorar: ' Neden Ağlıyorsun? ' Adam cevap verir: ' Seni sevemediğim için.'

İşte bu yüzden bir kez daha iyi ki varsın diyorum sana.

Senin de beni sevmeni elbette çok isterim. Belki de inanmayacaksın ama, olmasa da olur. Çünkü yıllarca sevgimin öyle çok düşmanı, öyle çok muhafızı vardı ki, ben seninle onları aştım, inan varolman bile yeterli ve seni seviyor olmak bile büyük bir nimet benim için.

Ve şunu bil ki bu sevgime asla çoklarının yaptığı gibi yeteneksizliklerimi, kusurlarımı, yalnızlık korkumu, başarısızlıklarımı yüklemiyorum. Eğer öyle olsaydı, yitirmekten ölesiye korkar, seni kör bir tutkuyla sahiplenirdim.

Oysa seni bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum.... demiş Cezmi ERSÖZ :)


Herkül Poirot
Kapalı
09 Ağustos 2018 10:54

Bu hangi yorgunluğu,

Buğulu gözlerin!

Bu darma dağınık sabah..

Bu içimi sömüren akşam.

Bu hangi dert

Bu ne musallat

Bu kıymet bilmez

Hangi nefes?!

Yahut bu ölüm çaresizliği

Bu kör kuyu

Bu zifiran karanlık

Bu işvebaz kahır

Bu cahil-cevaz engerek

Bu sırtlan tüyü

Bu maral gülüşü

Bu bozkırda üreyen leş

Bu bağbozumu mevsimi ömrümün

Bu savrulan yaprak

Bu ıssız caddeler

Bu gümüşi fanus

Bu intizarlı cenaze

Bu yemiş veren intihar

Bu kırılgan çaresizlik

Bu fahişe inilti

Bu kezzap rüyalar

Bu mavralı uykusuzluk

Bitmeyecek hiç.

Hiç bitmeyecek.


Herkül Poirot
Kapalı
11 Ağustos 2018 22:40

Son bir yazı üzerine serpilmiş bir tutam kelebek tozu..

Yüreğimle kutsadığım kelimelerin kafesleyip ahını..

Son bir nefesle içine can verip toparlayınca kelimeleri..

Bir yazı daha kalem bulacak alacalı kader şafaklarında uykusuz gözlerimden muzdarip.

Vefa ile burkalanmış yüreklerin hiç değil vedası bu.

Lakin bu kadim kelamın, bu boğuk lafzın nereye kadar daha kalem sürüttüğü..

Kelimelerle ruha darbeler fırçalayan ressamın son imzasını yüreğinin şark odalarında taşıyasın diyeydi halbuki bu bîimtina inilti.

Canımın sonunda can bulduğunda kelimeler, canına cavidan olup kalbinin kuytusuna canan olsun diye..

Gönlünün perdesinde gezindiğin Herkül' ün ömrüne perdeler insin diye..

Selametle..


Herkül Poirot
Kapalı
11 Ağustos 2018 22:41

Son bir yazı üzerine serpilmiş bir tutam kelebek tozu..

Yüreğimle kutsadığım kelimelerin kafesleyip ahını..

Son bir nefesle içine can verip toparlayınca kelimeleri..

Bir yazı daha kalem bulacak alacalı kader şafaklarında uykusuz gözlerimden muzdarip.

Vefa ile burkalanmış yüreklerin hiç değil vedası bu.

Lakin bu kadim kelamın, bu boğuk lafzın nereye kadar daha kalem sürüttüğü..

Kelimelerle ruha darbeler fırçalayan ressamın son imzasını yüreğinin şark odalarında taşıyasın diyeydi halbuki bu bîimtina inilti.

Canımın sonunda can bulduğunda kelimeler, canına cavidan olup kalbinin kuytusuna canan olsun diye..

Gönlünün perdesinde gezindiğin Herkül' ün ömrüne perdeler insin diye..

Selametle..


inception09
Yasaklı
13 Ağustos 2018 01:40

Gidiyor musun? Yolları açmaktan, arkandan biraz su dökmekten başka ne yapabilirim ki? Gitme demek ne kadar fazla, kal demek ne kadar sığ. Gittiğin yer bir şekilde mecburiyet sokağına çıkıyorsa hangi sözle cesaret edebilirim buna? Had cetveli boyumu geçerken, bu taşkınlar gözümden akanlar mı?

"Senin gördüğün, yanağımdan süzülenler,

Asıl içimde, içinde yüzdüğüm bir deniz var...

Ne kadar daha "kayıtsız" kalabiliriz birbirimize? Bir şeyleri yok farzetmek, yok eder mi gerçekten her şeyi? Hangi birini inkar edebilirim ki; ruhuma her seferinde ayrı bi dem katan sesini mi, bir ucundan tutunup umut göğüne yükselten kutup yıldızı timsali sözlerini mi, varlığının kırıklanmış gönlümde evren boşluğu kadarki yerini mi?

Hayır, bu defa değil. Yormayacağım kendimi de, Seni de. Görmezden gelmeyeceğim. İşte burda, yanımdasın. Sessizce duruyorsun öylece. Belki Senin de söylemek istediklerin var, ama susuyorsun,susmalısın. Çığlık çığlığa bağıran sessizliği dinliyoruz birlikte. Ellerin de burda, gözlerin, saçların...

Gidiyor muydun? Kendini bende unut öyle git. Bir gün belki, dışarı çıktığında evde bir şey unutmuş da geri dönmüş gibi geri gelirsin "evine" . Demiştik değil mi; "insanlar, evdir". Evimin kapıları her zaman açık Sana, bilmelisin. Uzakktan gelen bir misafire hazırlanan ev sahibi telaşında, özeninde, hasretinde bekleyeceğim Seni. Geldiğinde ömrüme baharlar gelecek. Boynunu saracak kollarım. Dilimden kulaklarına dökülecek sesim; "evine hoşgeldin. "...

A. Ö.


inception09
Yasaklı
15 Ağustos 2018 18:40

Hayat bize mutlu olma şansı

vermedi

Biz kendimizden başka

Herkesin üzüntüsünü

Üzüntümüz,

Acısını acımız yaptık.

Çünkü dünya?nın öbür ucunda,

Hiç tanımadığımız bir insanın

Gözyaşı bile içimizi parçaladı?.

Kedilere ağladık

Kuşların yasını tuttuk.

Yüreğimizin yufkalığı

Kimi zaman hayat karşısında

Bizi zayıf yaptı.

Aslında ne güzel şeydir

İnsanın insana yanması

Sevgili?

Ne güzeldir bilmediğin birinin

derdine üzülmek ve çare aramak.

Ben bütün hayatımda hep

Üzüldüm, hep yandım..

Yaşamak ne güzeldir be sevgili

Sevinerek, severek, sevilerek,

Düşünerek?

ve o vazgeçilmez sancılarını

Duyarak hayatın...

Yılmaz GÜNEY


inception09
Yasaklı
17 Ağustos 2018 18:06

Tamamla beni... En son huzuru bıraktığım uykularda tamamla...

Tamamla beni... Eksik kalan yanımı, başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattığımda tamamla...

Tamamla beni... Yarım kalmamalı bu ezgi. Sesimin yetmediği yerde tamamla...

Tamamla beni... Gözlerim boşluklara daldığında, boşlukların olduğu yerden tamamla...

Tamamla beni... Karanlıkların bir türlü aydınlanmadığı yerde sözlerinle tamamla...

Tamamla beni... Kalbimin kırıklıklarının üzerine sürdüğün merheminle tamamla...

Tamamla beni... Senden önce ne kadar yarım kaldığımı hissettiren varlığınla tamamla...

Tamamla beni... Uzun uzun sarılmalardan geriye kalan tenime sinen kokunla tamamla...

Tamamla beni.. Açılmayan gönül kapılarımın anahtarı olan ruhunla tamamla...

Tamamla beni.. Tamamla...


inception09
Yasaklı
18 Ağustos 2018 11:33

Düşünüyorum da,

sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek...

Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,

naif yönlerimizin keşfedilmesi,

cesaretsizligimizin anlaşılması,

korkularımızın paylaşılması

sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.

Kabuklarımızın altında

kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız...

Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.

Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.

İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler.

Kirpiler ve kaplumbağalar gibi.

Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?

Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?

Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?

Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?

duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?

Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.

Ne çıkar ateşböceği sansalar beni?

Belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin

o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna

el kaldırmaya kıyamaz.

Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım

karşımdakine.

O da çözülecek belki.

Samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince.

Oysa bir görebilsek bunu.

Kalmadı böyle insanlar demesek.

Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.

Kırılmaktan korkmasak.

İncinsek, yaralansak.

Ne olur bir darbe daha alsak.

Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu.

Denesek. Risk alsak. Yanılsak. Fark etmez.

Tekrar, tekrar bıkmadan denesek.

Ve kucaklaşsak yeniden.

Tıpkı eskisi gibi.

Ne olduğunu anlayamadığımız o onbeş yıldan öncesi gibi.

O zaman fark edeceğiz.

Ne kadar özlediğimizi birbirimizi.

Neler biriktirdiğimizi,

kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.

Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.

Vakit az, paylaşmak, sarılmak için.

Yaşadığımız coğrafya zor, sartları ağır.

Yüreği daha fazla küstürmemek lazım.

Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.

Ve koşullar bir türlü düzelmeyen.

Sevgiye çok ihtiyacımız var.

Ufukta kara bir kış görünüyor.

Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.

Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.

Kurtulun bu yükten.

Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.

Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.

Hem hepimiz bir yıldızız.

Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi...

Tagore

Toplam 778 mesaj
«232425262728293031323334»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi