Sn typhoon'a katılıyorum.
Alaylı ve mektepli yaklaşımı yıllardır varolan bir olgudur, Roma lılardan bu yana. Bir sistemin özünü mektepli diye tanımlayabileceğimiz, akademik eğitim üzerine bina edip, kariyerist bir yarış başlatıp kurar ve motive edebilirsiniz. Ancak alaylı diye tabir edilen, asli mektep kıtadır sözüne uyumlu bir mutlak gerçeklik var. Bu potansiyeli bir sübap takıp diğer tarafa enjekte etmek faydalı olur zannımca..
Ama, eğer kıtada yetişmiş veya kendini yetiştirmiş bir astsubayı subaylığa geçirecekseniz, bence, diğer tüm geçişlerdeki hatalı model kullanılmasın. Yani bu mesele aslında bir sicil, sınav meselesi değildir, bu şekilde çözülemez.
Ne demek istediğimi bir örnekle açayım. Sistem yurtdışına birilerini çeşitli görevlere gönderirken, kıdem sıraya, sicile, veya yabancı dil sınavına bakar da, bir tabur veya alay komutanı tayin edeceği zaman, bunlara bakmaz, kişi bazında kimin bu işi yapıp yapamayacağını sorgular ve bilir de..Tabi sorarsın, ula beni yıllardır kıdem sıraya göre hiç bir yere göndermedin de, niye ve nasıl bu makama beni layık görün. Çünkü TSK aslında küçüktür. Herkes herkesi bilir..Tabi yutdışı görev bir maddiyat yönü olduğundan, olayı tamamen bir yönergeye havale edip seçim kaosundan sıyrılıvermek sistemin çözüm şekli..ama iş birlik komutanlığına gelince, onun kıdemi, sırası, takiri, dil notu, boş özelliklerdir, liderlik özelliklerinin yanında..
Kısaca...ehil, yetişmiş, iyiniyetli, disiplinli, çalışma azmi ve gücü sınır tanımayan astsubaylarımızı direk sıralı ortak amir takdiri ve değerlendirmesiyle bir belki kurul kanaatiyle subaylığa geçirmek çok faydalı olacaktır. En azından yedek subaylıkla ya da sözleşmeli subaylıkla kapatılmaya çalışılan eksiklikler, bu şekilde kat be kat daha sisteme uygun, daha akılcı şekilde kapatılabilir.
Artıları yanında eksileri olabilir..objektif kalınamayabilir..A birliğinde layık görülmeyenden daha da kötüsü B birliğinde nasbedilmiş de olabilir bu durumda, ama genel olarak genel anlamda, daha iyi sonuçlar doğurur. Çok duyduk, yaw adam başçavuş ama ne başçavuş tak yüzbaşı binbaşı rütbesini direk baslasın yapar, kralını yapar yaw diye..tabi gelenekler var, bunlara pek dokunmadan, rütbe geçişleri falan ayarlanmalı..
Sn typhoon'a katılıyorum.
Alaylı ve mektepli yaklaşımı yıllardır varolan bir olgudur, Roma lılardan bu yana. Bir sistemin özünü mektepli diye tanımlayabileceğimiz, akademik eğitim üzerine bina edip, kariyerist bir yarış başlatıp kurar ve motive edebilirsiniz. Ancak alaylı diye tabir edilen, asli mektep kıtadır sözüne uyumlu bir mutlak gerçeklik var. Bu potansiyeli bir sübap takıp diğer tarafa enjekte etmek faydalı olur zannımca..
Ama, eğer kıtada yetişmiş veya kendini yetiştirmiş bir astsubayı subaylığa geçirecekseniz, bence, diğer tüm geçişlerdeki hatalı model kullanılmasın. Yani bu mesele aslında bir sicil, sınav meselesi değildir, bu şekilde çözülemez.
Ne demek istediğimi bir örnekle açayım. Sistem yurtdışına birilerini çeşitli görevlere gönderirken, kıdem sıraya, sicile, veya yabancı dil sınavına bakar da, bir tabur veya alay komutanı tayin edeceği zaman, bunlara bakmaz, kişi bazında kimin bu işi yapıp yapamayacağını sorgular ve bilir de..Tabi sorarsın, ula beni yıllardır kıdem sıraya göre hiç bir yere göndermedin de, niye ve nasıl bu makama beni layık görün. Çünkü TSK aslında küçüktür. Herkes herkesi bilir..Tabi yutdışı görev bir maddiyat yönü olduğundan, olayı tamamen bir yönergeye havale edip seçim kaosundan sıyrılıvermek sistemin çözüm şekli..ama iş birlik komutanlığına gelince, onun kıdemi, sırası, takiri, dil notu, boş özelliklerdir, liderlik özelliklerinin yanında..
Kısaca...ehil, yetişmiş, iyiniyetli, disiplinli, çalışma azmi ve gücü sınır tanımayan astsubaylarımızı direk sıralı ortak amir takdiri ve değerlendirmesiyle bir belki kurul kanaatiyle subaylığa geçirmek çok faydalı olacaktır. En azından yedek subaylıkla ya da sözleşmeli subaylıkla kapatılmaya çalışılan eksiklikler, bu şekilde kat be kat daha sisteme uygun, daha akılcı şekilde kapatılabilir.
Artıları yanında eksileri olabilir..objektif kalınamayabilir..A birliğinde layık görülmeyenden daha da kötüsü B birliğinde nasbedilmiş de olabilir bu durumda, ama genel olarak genel anlamda, daha iyi sonuçlar doğurur. Çok duyduk, yaw adam başçavuş ama ne başçavuş tak yüzbaşı binbaşı rütbesini direk baslasın yapar, kralını yapar yaw diye..tabi gelenekler var, bunlara pek dokunmadan, rütbe geçişleri falan ayarlanmalı..