"Girişimci ve insani dış politika" sorusunun yanıtı için bakanlık internet sitesinden yapılacak okumalar yeterliydi diye düşünüyorum. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun konu hakkındaki açıklamaları da iyi bir kaynak işlevi gördü.
Bu soruda güncel gelişmeler açısından Paris İklim Anlaşması ve Marakeş süreci konuşulabilir, ulusal katkı beyanında bulunmayan bir ülke olarak bu kritik gelişmelerde nasıl bir rol aldığımız konuşulabilirdi. İmzaladığımız anlaşma meclisten geçmemiş olmasına rağmen, Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olarak önemli süreçleri takip etmekte ve yapabileceklerini yapmaktadır.
Yine yazılması gerekli standart konulara ek olarak, Türkiye'nin Suriye meselesi, Cenevre ve Astana süreçleri ve mülteciler konusunda aldığı rollerin, 18 Mart 2016'da Avrupa ile vardığımız mutabakatın esasları başta olmak üzere önemli konular olarak işlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Avrupa Birliği üyelik süreçlerinin detaylarını tekrarlamak yerine de Finlandiya ile beraber başlattığımız arabuluculuk girişimleri, İspanya ile Medeniyetler İttifakı girişimimiz, ya da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Güneydoğu Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi organizasyonlarda aldığımız sorumlulukların da Avrupa konusunda daha uygun içerikler olacağı kanısındayım. Asya'nın Kalbi ve Somali'ye yardım gibi projelerin de önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Teknolojik gelişmelerin Türk dış politikasına etkisi kamu ve kültürel diplomasi, enerji ve konsolosluk hizmetleri alanlarında olumlu iken, güvenlik konusunda ise olumsuz sonuçlardan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum.
Enerji hakkında net rakamlar, Türkiye'nin 2023 enerji hedeflerinde %30 yenilenebilir enerji hedefinin gerekli teknolojinin verimliliği artırmasıyla daha olası hale gelmesi, nükleer, hidrokarbon sondaj teknolojisi ve kaya gazı utilizasyonu hakkındaki gelişmeler konuşulabilirdi. Konsoloslukların e-vize, online konsolosluk işlemleri, 7/24 çağrı merkezleri gibi yeni hizmetlerinin dünyanın en büyük beşinci diplomatik ağı olarak işimizi ne kadar kolaylaştırdığı belirtilebilirdi. IAEA parametrelerinde uyumluluğun kolaylaşması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilirdi.
Cyber warfare konusuna ise mutlaka değinmek ve Rusya'nın ABD seçimlerine müdahalesi, St. Petersburg'da uydu görüntüleme yoluyla keşfedilen "troll çiftliği" ve facebook, twitter, reddit gibi sosyal medya platformlarında manipülasyon, Donald Trump hakkındaki Mueller araştırması ve Hillary Clinton mail skandalı gibi örnekler vermek önemliydi diye düşünüyorum.
Benim hatalarım şunlardı:
- İstanbuldaki ilk İnsani Zirve için kazara "İnsan Hakları Konferansı" ifadesini kullandım. Notlandıranların en azından gerçekten ilk insan hakları konferansını kastetmediğimi farkederek ciddi puan kırmayacaklarını umuyorum.
- "Süreç" yerine "proje" kullandığım bir cümle oldu.
- "Sub-Saharan" ifadesini "Sahra altı" olan doğru terminoloji yerine kazara fazla uzun bir ifadeyle çevirdim.
- Suriye sorunu için biraz fazla yer ayırmış olabilirim, ama can sıkacak kadar değil diye tahmin ediyorum.
- Dolmakalemden kaynaklı bazı zor okunan (ama okunan) birkaç çirkin kelime, uzun paragraflar ve kısa boşluklar gibi bazı yapısal hatalar oldu.
Sonuç olarak, şahsen mülakat için yeterli kağıtlar verdiğimi düşünüyor ve çağrılmayı umuyorum. Sınav değerlendirmesinde içeriğin ve yabancı dil kullanımında ustalığın eşit değerlere sahip olduğunu düşünüyorum.
Hepimize geçmiş olsun arkadaşlar.
"Girişimci ve insani dış politika" sorusunun yanıtı için bakanlık internet sitesinden yapılacak okumalar yeterliydi diye düşünüyorum. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun konu hakkındaki açıklamaları da iyi bir kaynak işlevi gördü.
Bu soruda güncel gelişmeler açısından Paris İklim Anlaşması ve Marakeş süreci konuşulabilir, ulusal katkı beyanında bulunmayan bir ülke olarak bu kritik gelişmelerde nasıl bir rol aldığımız konuşulabilirdi. İmzaladığımız anlaşma meclisten geçmemiş olmasına rağmen, Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olarak önemli süreçleri takip etmekte ve yapabileceklerini yapmaktadır.
Yine yazılması gerekli standart konulara ek olarak, Türkiye'nin Suriye meselesi, Cenevre ve Astana süreçleri ve mülteciler konusunda aldığı rollerin, 18 Mart 2016'da Avrupa ile vardığımız mutabakatın esasları başta olmak üzere önemli konular olarak işlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Avrupa Birliği üyelik süreçlerinin detaylarını tekrarlamak yerine de Finlandiya ile beraber başlattığımız arabuluculuk girişimleri, İspanya ile Medeniyetler İttifakı girişimimiz, ya da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Güneydoğu Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi organizasyonlarda aldığımız sorumlulukların da Avrupa konusunda daha uygun içerikler olacağı kanısındayım. Asya'nın Kalbi ve Somali'ye yardım gibi projelerin de önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Teknolojik gelişmelerin Türk dış politikasına etkisi kamu ve kültürel diplomasi, enerji ve konsolosluk hizmetleri alanlarında olumlu iken, güvenlik konusunda ise olumsuz sonuçlardan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum.
Enerji hakkında net rakamlar, Türkiye'nin 2023 enerji hedeflerinde %30 yenilenebilir enerji hedefinin gerekli teknolojinin verimliliği artırmasıyla daha olası hale gelmesi, nükleer, hidrokarbon sondaj teknolojisi ve kaya gazı utilizasyonu hakkındaki gelişmeler konuşulabilirdi. Konsoloslukların e-vize, online konsolosluk işlemleri, 7/24 çağrı merkezleri gibi yeni hizmetlerinin dünyanın en büyük beşinci diplomatik ağı olarak işimizi ne kadar kolaylaştırdığı belirtilebilirdi. IAEA parametrelerinde uyumluluğun kolaylaşması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilirdi.
Cyber warfare konusuna ise mutlaka değinmek ve Rusya'nın ABD seçimlerine müdahalesi, St. Petersburg'da uydu görüntüleme yoluyla keşfedilen "troll çiftliği" ve facebook, twitter, reddit gibi sosyal medya platformlarında manipülasyon, Donald Trump hakkındaki Mueller araştırması ve Hillary Clinton mail skandalı gibi örnekler vermek önemliydi diye düşünüyorum.
Benim hatalarım şunlardı:
- İstanbuldaki ilk İnsani Zirve için kazara "İnsan Hakları Konferansı" ifadesini kullandım. Notlandıranların en azından gerçekten ilk insan hakları konferansını kastetmediğimi farkederek ciddi puan kırmayacaklarını umuyorum.
- "Süreç" yerine "proje" kullandığım bir cümle oldu.
- "Sub-Saharan" ifadesini "Sahra altı" olan doğru terminoloji yerine kazara fazla uzun bir ifadeyle çevirdim.
- Suriye sorunu için biraz fazla yer ayırmış olabilirim, ama can sıkacak kadar değil diye tahmin ediyorum.
- Dolmakalemden kaynaklı bazı zor okunan (ama okunan) birkaç çirkin kelime, uzun paragraflar ve kısa boşluklar gibi bazı yapısal hatalar oldu.
Sonuç olarak, şahsen mülakat için yeterli kağıtlar verdiğimi düşünüyor ve çağrılmayı umuyorum. Sınav değerlendirmesinde içeriğin ve yabancı dil kullanımında ustalığın eşit değerlere sahip olduğunu düşünüyorum.
Hepimize geçmiş olsun arkadaşlar.