Bu sistem birçok açıdan sorunlu. Olasılıklar hiç düşünülmemiş. Örnek vereyim:
1. Bir kişi doçent kadrosu için sözlü sınav istemeyn bir üniv.de kadro aldı diyelim. Daha sonra o kişi 5 yıl sonra prof. oldu. O kişi dıçent kadrosu için sınav isteyen bir üniv.ye prof. kadrosuna başvurabilecek mi? Başvurur ve sınavsız alınırsa sistemin açığını yakalamış olur. Yok alınmazsa, olay davalık olur. Çünkü adam prof. ve o kadroya başvurmaya hakkı var. Bazı üniversiteler, prof. kadrosu için doçentlik sırasında sözlü sınava girme zorunluluğu getirmiş. Adam önceden sözlüye girmeden bir yerde doçent ve ardından prof. olmuşsa o üniversitede prof.luk kadrosuna başvurduğunda sözlü sınava alınması gerekecek. Ama prof.u prof.lar mı sözlü yapacak? Eşyanın tabiatına aykırı.
2. Adam sözlü sınava girmeden doçent kadrosu aldı. Ardından zaman geçti ve prof. oldu. Bu adam sözlü sınavda jüri üyesi olabilecek mi? Olursa, kendisi sözlüye girmeden sözlü yapacak demektir ki saçmalık olur.
3. Aynı kadroya hem eski sistemden sözlüye girerek doçent unavnı almış biri ve sözlüye girmeden yeni sistemde unvan almış biri başvurdu diyelim. Bu durumda üniversite ne yapacak? Eski sistemden geleni doğrudan alıp yeni sistemdekini reddedemez. Ona sözlü sınav yapmak zorunda. Eski sistemdeki aday, yeni sistemdeki adayın sözlü sınav olmasını mı bekleyecek? Sonuçta bunlar rakip.
4. Bazı üniversiteler prof. kadrosu için doçentlik sırasında sözlüye girme şartı koymuş durumda. Bu da açıkça şu sorunu ortaya çıkarıyor: O üniversitede çalışan bir kişi doçent unvanını almış olsa ve bekleme süresini doldurmuş olsa bile, önceden doçent kadrosu açıp da onu kadroya almamşsa üniversite, prof. da olamıyor. Yani prof. kadrosu için doç. kadrosuna önceden girmiş olma şartı gelmiş oluyor dolaylı olarak. Bu da mahkemelik olacak bir konu. Yani adama doçent kadrosu açıp da sözlü sınava girmesini sağlamıyorsa kasten üniversite, prof.luğunu da engellemiş oluyor.
Kısacası, sistem kendi içinde çok sorunlara gebe. Acilen yenilenmesi gerek.
Bu sistem birçok açıdan sorunlu. Olasılıklar hiç düşünülmemiş. Örnek vereyim:
1. Bir kişi doçent kadrosu için sözlü sınav istemeyn bir üniv.de kadro aldı diyelim. Daha sonra o kişi 5 yıl sonra prof. oldu. O kişi dıçent kadrosu için sınav isteyen bir üniv.ye prof. kadrosuna başvurabilecek mi? Başvurur ve sınavsız alınırsa sistemin açığını yakalamış olur. Yok alınmazsa, olay davalık olur. Çünkü adam prof. ve o kadroya başvurmaya hakkı var. Bazı üniversiteler, prof. kadrosu için doçentlik sırasında sözlü sınava girme zorunluluğu getirmiş. Adam önceden sözlüye girmeden bir yerde doçent ve ardından prof. olmuşsa o üniversitede prof.luk kadrosuna başvurduğunda sözlü sınava alınması gerekecek. Ama prof.u prof.lar mı sözlü yapacak? Eşyanın tabiatına aykırı.
2. Adam sözlü sınava girmeden doçent kadrosu aldı. Ardından zaman geçti ve prof. oldu. Bu adam sözlü sınavda jüri üyesi olabilecek mi? Olursa, kendisi sözlüye girmeden sözlü yapacak demektir ki saçmalık olur.
3. Aynı kadroya hem eski sistemden sözlüye girerek doçent unavnı almış biri ve sözlüye girmeden yeni sistemde unvan almış biri başvurdu diyelim. Bu durumda üniversite ne yapacak? Eski sistemden geleni doğrudan alıp yeni sistemdekini reddedemez. Ona sözlü sınav yapmak zorunda. Eski sistemdeki aday, yeni sistemdeki adayın sözlü sınav olmasını mı bekleyecek? Sonuçta bunlar rakip.
4. Bazı üniversiteler prof. kadrosu için doçentlik sırasında sözlüye girme şartı koymuş durumda. Bu da açıkça şu sorunu ortaya çıkarıyor: O üniversitede çalışan bir kişi doçent unvanını almış olsa ve bekleme süresini doldurmuş olsa bile, önceden doçent kadrosu açıp da onu kadroya almamşsa üniversite, prof. da olamıyor. Yani prof. kadrosu için doç. kadrosuna önceden girmiş olma şartı gelmiş oluyor dolaylı olarak. Bu da mahkemelik olacak bir konu. Yani adama doçent kadrosu açıp da sözlü sınava girmesini sağlamıyorsa kasten üniversite, prof.luğunu da engellemiş oluyor.
Kısacası, sistem kendi içinde çok sorunlara gebe. Acilen yenilenmesi gerek.