Editörler : "eskiyara"Pangaea
27 Kasım 2018 19:40

Kompozisyon makale yazmak yeter artık bu über ödev saçmalığı, sayın öğretmenler

Geçen hafta yeğenler öğretmenimiz ödev verdi dinamometre yapacağız dedi. 10-12 yaşında çocuklar sanki el işi ustası. Kitapta var işin saçma tarafı. O ödevi yapacak 10-12 yaşında çocuk sayısı okulda bir elin parmakları kadar dahi yoktur. Çocuk başka evde, elini sürmedi, nasıl yapılır görmedi bile. Bunu bakan dahil herkes bilmiyor mu sanki! Es geçsene şu ödevi!

Bu hafta da ödev vermiş efendim neymiş herkes bir kitap yazacakmış! Yuh artık. Kapak tasarımı falan da istemiş.

Yok artık dedim en az yüz bin satış rakamı da olsun. Yuh...

Biz lisede daha yarım sayfa kompozisyon yazamazdık. Sebebi ise gereksiz edebiyat öğretmenleriymiş. Miş diyorum çünkü o zaman sorun bizde sanıyorduk. Ama değilmiş. Sorun giriş gelişme ve sonuç olacak çocuklar hadi yazın diyen cahil öğretmenlermiş. Bunu da Odtü de hazırlık okurken birkaç ay eğitimden sonra çatır çutur iki üç sayfa ingilizce makale yazınca anladım.

Yazabiliyorum çünkü adamlar öğretiyor.

Bizim öğretmenler ise sadece istiyor, hiçbir şey öğretmeden hemde!

İngilizce öğrenirken adam sana her paragrafta kullanacağın kalıpları baştan veriyor. Her öğrenci ile ilgilenip yanlışları düzeltiyor. Bu şekilde başladıktan sonra gelişip artık kalıpları aşıp iyice öğreniyorsun yazmayı. 15 sene önce aldığım 9-10aylık eğitimle halen ingilizce olarak 2-3 sayfa makale yazıp sınavdan geçer not alıyorum. Türkçe olarak o kadar iyi yazmam zor. Sebebi ise kendini nimet sayan ama öğretmeyi bilmeyen öğretmenlerim.

Ben de eğitim fakültesi mezunuyum. Ama öğretmenliği hakkıyla yapamam diye öğretmen olmak istemedim. Yapmayanlar olmasın.


Evlenmek Gerek
Genel Müdür
27 Kasım 2018 20:08

Komposizyon öğretilerek yazılmaz. Okursun, düşünürsün, ufkunu geliştirirsin, sonra yazarsın.

Bahsettiğiniz dinamometreyi siz yapmak yerine yeğeninizi yanınıza alıp ona rehberlik ederek yaptırsaydınız kendisi bir şeyleri başarabileceğini görür, el becerisini geliştirir, kendine güveni artardı.

90'larda öğrenci olan bizler de el becerisi gerektiren ödevlerde büyüklerimizden yardım aldık. Ama başka evde oyun konsolu başına geçip büyüğümüze ödevimizi yaptırmadık. O yüzden neyin nasıl yapıldığını biliyor, patlayan ampulü değiştirebiliyoruz.


hugo.almeida
Kapalı
27 Kasım 2018 23:19

Çocukları evde öyle bir bakılıyor öyle bir korumacı davranıyorsunuz ki çocuklar bir şeyler ifade etmekten hata yapmaktan korkuyor. Hele fikirlerini açıklamak bir konu hakkında görüş bildirmek...

Sus sen ne bilirsin.

Büyüklerin işine karışma.

Sen daha küçüksün anlamazsın.

Sen yapma ben yaparım.

Sen gitme ben giderim.

Sen bırak.

Ses bi sus

Liseye gidiyor çocuk... Kendini anlat biraz diyorsun... Anlatamıyor. Konuşturulmamış. Ya anlatamazsam, ya anlattıklarıma gülerlerse, ya bana farklı gözle bakmaya başlarlarsa.

Bir de aşırı şımarık olup özgüven patlaması yaşadığını sanıp ukalalık yapanlar var. Kitap okumak? Zaten yok. Ya hu ben sınıf öğretmeniyim normal kitap okumasam diksiyon kaybı yaşıyorum. Cümlelerim kısalıyor. Günlük konuşma diliyle bir insanın zaten kompozisyon yazması satırları doldurmaktan ibarettir.

Neyse öze geleyim: sayın hocam sıkıntı sizin hadi kompozisyon yaz diye gördüğünüz hocalarda değil maalesef kitap okutamadığımız insanımızda. 2. Sınıftan itibaren çeşitli yazma çalışmaları yapılır. Bu işe çıkıp da "öğretmiyorlar yaa" demek kolaycılık olur. Zaten sizden sizin gibi teknik bir yazı bekleyen yok kompozisyon ödevlerinde. Giriş gelişme sonuç işte. :)

Diğer mevzulara başka zaman değiniriz. :)


MaDMaxiBo
Şube Müdürü
28 Kasım 2018 17:58

Tam tersine, kesinlikle öğretilerek yazılır. Düşünmek bile öğretilir. Yanlış biliyorsunuz.

Düşündüğünü yazıya dökmek ise öğretilmesi mecburi olan kısmı. Kafanda hikâye kurarsın ama dili düzgün kullanırsan hikaye olarak yazabilirsin.

Dili kullanmayı öğretmiyor öğretmenler. Sorun bu.

Ailelerin sorunu ise çocuklara ahlak eğitimi vermeyip onu da öğretmenden beklemeleri. Çocuğa büyüğüne saygıyı öğretmene saygıyı insana saygıyı öğreten yok, ondan sonra bu çocuk niye böyle saçma sapan davranıyor, öğretmenin suçu de. Çocuk dersi dinlemez anlamaz sonra öğretmen kötü, öğretmemiş derler. Çocuğa kızsan milli eğitim tepemde biter çocuğu rahat bırak rahat kafayla öğrensin diye saçmalar.

Öğretmen de kendine düşeni yapmaz aile de, ondan sonra çocuklar dersi sevmiyor, eğitim bitiyor.

Öğretmen en azından dersi dinleyen bizim gibi öğrencilere doğru düzgün anlatsın şu dersi.

Hele bazı aileler çocuktan kurtulmak için okula gönderiyor resmen, çocuğu boktan yetiştirmiş ondan sonra öğretmen adam etsin diye bekliyor. Aileler de adam olsun ki adam yetiştirebilsin. İşimiz zor.

Evlenmek Gerek, 5 yıl önce

Komposizyon öğretilerek yazılmaz. Okursun, düşünürsün, ufkunu geliştirirsin, sonra yazarsın.

Bahsettiğiniz dinamometreyi siz yapmak yerine yeğeninizi yanınıza alıp ona rehberlik ederek yaptırsaydınız kendisi bir şeyleri başarabileceğini görür, el becerisini geliştirir, kendine güveni artardı.

90'larda öğrenci olan bizler de el becerisi gerektiren ödevlerde büyüklerimizden yardım aldık. Ama başka evde oyun konsolu başına geçip büyüğümüze ödevimizi yaptırmadık. O yüzden neyin nasıl yapıldığını biliyor, patlayan ampulü değiştirebiliyoruz.


MaDMaxiBo
Şube Müdürü
28 Kasım 2018 18:03

Giriş gelişme sonuç işte demeyle olmaz hocam. Öğrenci bundan bir şey anlamıyor. En azından bir örnek koyun önüne öyle isteyin. Bize örnek bile vermediler hiç.

Kitap okumak geliştirir dili kullanmayı ama önce temel bir iki tüyo verin siz de öğrenciye. Çocuk bunlar çocuk, milyonda biri kendini ifade edebilir. Siz öğreteceksiniz.

Eğitim fakültesinde nasıl ilk seneden hadi kalk ders anlat diyorlarsa siz de öyle yapacaksınız gerekirse. Korkuyu yenmenin başka bir yolu yok.

hugo.almeida, 5 yıl önce

Çocukları evde öyle bir bakılıyor öyle bir korumacı davranıyorsunuz ki çocuklar bir şeyler ifade etmekten hata yapmaktan korkuyor. Hele fikirlerini açıklamak bir konu hakkında görüş bildirmek...

Sus sen ne bilirsin.

Büyüklerin işine karışma.

Sen daha küçüksün anlamazsın.

Sen yapma ben yaparım.

Sen gitme ben giderim.

Sen bırak.

Ses bi sus

Liseye gidiyor çocuk... Kendini anlat biraz diyorsun... Anlatamıyor. Konuşturulmamış. Ya anlatamazsam, ya anlattıklarıma gülerlerse, ya bana farklı gözle bakmaya başlarlarsa.

Bir de aşırı şımarık olup özgüven patlaması yaşadığını sanıp ukalalık yapanlar var. Kitap okumak? Zaten yok. Ya hu ben sınıf öğretmeniyim normal kitap okumasam diksiyon kaybı yaşıyorum. Cümlelerim kısalıyor. Günlük konuşma diliyle bir insanın zaten kompozisyon yazması satırları doldurmaktan ibarettir.

Neyse öze geleyim: sayın hocam sıkıntı sizin hadi kompozisyon yaz diye gördüğünüz hocalarda değil maalesef kitap okutamadığımız insanımızda. 2. Sınıftan itibaren çeşitli yazma çalışmaları yapılır. Bu işe çıkıp da "öğretmiyorlar yaa" demek kolaycılık olur. Zaten sizden sizin gibi teknik bir yazı bekleyen yok kompozisyon ödevlerinde. Giriş gelişme sonuç işte. :)

Diğer mevzulara başka zaman değiniriz. :)


hugo.almeida
Kapalı
29 Kasım 2018 00:19

Hocam o giriş gelişme sonuç kısmı isim kabası siz de biliyorsunuz. Ben kendi Okulumdan hatırlıyorum bu konu üzerinden ciddi ciddi durulurdu. Bizim öğretmenimiz giriş gelişme sonuç değil serim düğüm çözüm diye anlatmıştır. Her bir bölümü örnekleri ile. Bilmiyorum niye böyle oluyor. Tamam tüm öğretmenler işini çok iyi yapıyor değil ama bugün bir veli geldi arkadaşa "hocam siz öğretmiyor öyle soruyormuşsunuz" diye soruyor. Sizin için demiyorum ama önceden veliler okula giderken çocukları arkasından takip ederdi şimdi bakıyorum çocuğun arkasından gidiyor veli.

Çok aynı fikirde değilim sizinle bu konuda. Kompozisyon bana belli bir kurallar dahilinde yazılan makale gibi gelmemiştir. O yüzden öğretilecek çok bir kısmını göremiyorum.


birKEDİgördümSANKİ
Müsteşar Yardımcısı
29 Kasım 2018 23:41

O bahsettiğiniz, neredeyse çocuktan kurtulmak için çocuğunu okula gönderen ailelerin terbiye

edilememiş çocukları yüzünden bazen gerçekten dikkatini okumaya, derse veren öğrencilere

gereken ilgiyi veremiyoruz. Çünkü aileden terbiye görmeyen çocuk hakikaten okulda enerjini de

zamanını da sömürüyor. Bir de çocuğunun kabahatinin arkasında duran ana baba var ki, bir de

onlarla uğraşmak can sıkıcı.

Ve öğretmen eğitimde tek başına güç unsuru değil. Çocuğun terbiyesinde başta ana baba, sonra milli eğitim bakanlığının kurmaya çalıştığı eğitim düzeni ve bu düzende çocuğun hem terbiyesini

vermeye çalışan hem de akademik başarı sağlamaya çalışan başta öğretmenler olmak üzere

canlı- cansız diğer eğitim unsurları. Sıkıntı şu ki, öğretmenlerin bir şeyler yapmaya çalıştıkları,

bizzat içinde bulundukları eğitim düzeni / sistemi sağlıklı değil ve öğretmene yardımcı değil ve

hatta köstek.

Yeri geliyor, öğretmen kendi ruh sağlığını korumak için kendini geri plana çekiyor artık.

Halihazırdaki eğitim sistemi öğretmenin enerjisini, öğretme isteğini ve daha da kötüsü iyi niyetini öldürüyor. Bir süre sonra geriye onda kalan da gerçekten okumak isteyen öğrenciye

yetmeyebiliyor. Acı tablo.

MaDMaxiBo, 5 yıl önce

Tam tersine, kesinlikle öğretilerek yazılır. Düşünmek bile öğretilir. Yanlış biliyorsunuz.

Düşündüğünü yazıya dökmek ise öğretilmesi mecburi olan kısmı. Kafanda hikâye kurarsın ama dili düzgün kullanırsan hikaye olarak yazabilirsin.

Dili kullanmayı öğretmiyor öğretmenler. Sorun bu.

Ailelerin sorunu ise çocuklara ahlak eğitimi vermeyip onu da öğretmenden beklemeleri. Çocuğa büyüğüne saygıyı öğretmene saygıyı insana saygıyı öğreten yok, ondan sonra bu çocuk niye böyle saçma sapan davranıyor, öğretmenin suçu de. Çocuk dersi dinlemez anlamaz sonra öğretmen kötü, öğretmemiş derler. Çocuğa kızsan milli eğitim tepemde biter çocuğu rahat bırak rahat kafayla öğrensin diye saçmalar.

Öğretmen de kendine düşeni yapmaz aile de, ondan sonra çocuklar dersi sevmiyor, eğitim bitiyor.

Öğretmen en azından dersi dinleyen bizim gibi öğrencilere doğru düzgün anlatsın şu dersi.

Hele bazı aileler çocuktan kurtulmak için okula gönderiyor resmen, çocuğu boktan yetiştirmiş ondan sonra öğretmen adam etsin diye bekliyor. Aileler de adam olsun ki adam yetiştirebilsin. İşimiz zor.


MaDMaxiBo
Şube Müdürü
30 Kasım 2018 03:17

Ben de bu durumun farkındayım zaten eleştiriyorum gördüğünüz gibi hocam.

Ama çocuklar evde akşam bir dinamometre bir termometre yapın bir de kitap yazın kapak tasarımı da yapın kitabı bastırın çıktı alın gelin demesin bir öğretmen lütfen diyorum. Saçma değil mi bu şimdi?

birKEDİgördümSANKİ, 5 yıl önce

O bahsettiğiniz, neredeyse çocuktan kurtulmak için çocuğunu okula gönderen ailelerin terbiye

edilememiş çocukları yüzünden bazen gerçekten dikkatini okumaya, derse veren öğrencilere

gereken ilgiyi veremiyoruz. Çünkü aileden terbiye görmeyen çocuk hakikaten okulda enerjini de

zamanını da sömürüyor. Bir de çocuğunun kabahatinin arkasında duran ana baba var ki, bir de

onlarla uğraşmak can sıkıcı.

Ve öğretmen eğitimde tek başına güç unsuru değil. Çocuğun terbiyesinde başta ana baba, sonra milli eğitim bakanlığının kurmaya çalıştığı eğitim düzeni ve bu düzende çocuğun hem terbiyesini

vermeye çalışan hem de akademik başarı sağlamaya çalışan başta öğretmenler olmak üzere

canlı- cansız diğer eğitim unsurları. Sıkıntı şu ki, öğretmenlerin bir şeyler yapmaya çalıştıkları,

bizzat içinde bulundukları eğitim düzeni / sistemi sağlıklı değil ve öğretmene yardımcı değil ve

hatta köstek.

Yeri geliyor, öğretmen kendi ruh sağlığını korumak için kendini geri plana çekiyor artık.

Halihazırdaki eğitim sistemi öğretmenin enerjisini, öğretme isteğini ve daha da kötüsü iyi niyetini öldürüyor. Bir süre sonra geriye onda kalan da gerçekten okumak isteyen öğrenciye

yetmeyebiliyor. Acı tablo.


birKEDİgördümSANKİ
Müsteşar Yardımcısı
30 Kasım 2018 11:53

Dediğiniz ödev bir proje ödevi olabilir..Okulda dinamometre yapmamışlardır ama o ve benzeri aletleri yapmak için gerekenler teoride anlatılmıştır, öğrenciden de bu teorik bilgileri kullanarak yapması istenmiştir; bu bilgiyi ne kadar kullanabiliyor, onu görmek istemiştir hocası; amaç öğrencinin mükemmel bir dinamometre yapıp getirmesi değildir.

Bazen hocalar böyle ödevleri, sınıf içinde yeteneklerini tam kestiremediği öğrencileri ayırt etmek için de veriyorlar. Proje ödevlerinde hiç beklemediğin öğrencilerden hiç beklemediğin mükemmel sonuçlar çıkabiliyor. Sınıfta silik öğrenci mesela, ama yaptığı ödevi sınıfta kimse yapamaz.

MaDMaxiBo, 5 yıl önce

Ben de bu durumun farkındayım zaten eleştiriyorum gördüğünüz gibi hocam.

Ama çocuklar evde akşam bir dinamometre bir termometre yapın bir de kitap yazın kapak tasarımı da yapın kitabı bastırın çıktı alın gelin demesin bir öğretmen lütfen diyorum. Saçma değil mi bu şimdi?


MaDMaxiBo
Şube Müdürü
30 Kasım 2018 21:55

ben de eğitim fakültesi mezunuyum, bunları ben de biliyorum hocam. çocukların yapmadığını da biliyoruz, aileler yapıyor o ödevleri hep. bir işe de yaramıyor sonuçta.

10 yaşında öğrenciye kitap yazın kapak tasarımı da yapın kitabınızı bastırın gelin demek ne kadar doğru ?

birKEDİgördümSANKİ, 5 yıl önce

Dediğiniz ödev bir proje ödevi olabilir..Okulda dinamometre yapmamışlardır ama o ve benzeri aletleri yapmak için gerekenler teoride anlatılmıştır, öğrenciden de bu teorik bilgileri kullanarak yapması istenmiştir; bu bilgiyi ne kadar kullanabiliyor, onu görmek istemiştir hocası; amaç öğrencinin mükemmel bir dinamometre yapıp getirmesi değildir.

Bazen hocalar böyle ödevleri, sınıf içinde yeteneklerini tam kestiremediği öğrencileri ayırt etmek için de veriyorlar. Proje ödevlerinde hiç beklemediğin öğrencilerden hiç beklemediğin mükemmel sonuçlar çıkabiliyor. Sınıfta silik öğrenci mesela, ama yaptığı ödevi sınıfta kimse yapamaz.


hugo.almeida
Kapalı
30 Kasım 2018 22:33

Resim yapın deyince çocuklardan guernica beklemiyoruz hocam. Siz biraz fazla tepki veriyor olabilir misiniz?

MaDMaxiBo, 5 yıl önce

ben de eğitim fakültesi mezunuyum, bunları ben de biliyorum hocam. çocukların yapmadığını da biliyoruz, aileler yapıyor o ödevleri hep. bir işe de yaramıyor sonuçta.

10 yaşında öğrenciye kitap yazın kapak tasarımı da yapın kitabınızı bastırın gelin demek ne kadar doğru ?


Rjordan
Aday Memur
01 Aralık 2018 12:59

Hocam çok doğru bir noktaya değinmişsiniz. Öncelikle eğitimin amacı nedir? Öğrenciyi bir birey yapmak mı yoksa bulunduğu toplumun sadık bir bireyine(!) dönüştürmek midir? Öncelikle bunun cevabını vermek lazım. Ne istiyoruz? Ben maalesef toplum olarak ikinci seçeneği istediğimizi düşünüyorum. Her ne kadar uyguladığımız metot ve sunduğumuz içerikler birey temelli bir eğitimi vurgulasa da zihniyet yapısı olarak arka planda toplumun kalıplaşmış değer ve işleyiş mekanizmalarının faal olduklarını görebiliriz. Şöyle bir örnekle açıklayayım. Sayısal derslerim güzeldi fakat benim ilgi alanım daha çok sosyal bilimlerdeydi. Ailem çok baskı yaptı, ille de tıpçı ol diye. Ancak beni cezbeden edebiyat, felsefe vb. olmuştu. Lisede de buna göre hareket ettim alan seçerken. Şimdi gram pişman değilim. Ancak hala insanların bana "enayi' gözüyle baktığını biliyorum. Tıp gibi maddi manevi yüksek bir statü varken neden buradasın diyorlar. Demek istediğim, çocuğu kendi önyargı ve kişisel tatminlerimiz adına yönlendirmek çok yanlış. Sosyal sınıf atlatma pahasına çocukları bu kadar baskı altına almak çok ama çok tehlikeli, hem birey hem de toplum bazında. Dediğiniz gibi hocam, çocuğa ifade olanağı tanımıyoruz, öyle mekanizmalar var ki toplumda, kendini ifade etmeyen çocuğu meşrulaştırmak için efendi (!) diye damgalıyoruz. Çocuklara kendi kendilerini gerçekleştirebilecekleri bir alan açmak lazım, kitap okumaya teşvik olur sanat olur. Çocuğa kendi iç dünyasını inşa etmesine olanak tanımadığımız sürece çok sıkıntı çekeriz, ne yazık ki.
hugo.almeida, 5 yıl önce

Çocukları evde öyle bir bakılıyor öyle bir korumacı davranıyorsunuz ki çocuklar bir şeyler ifade etmekten hata yapmaktan korkuyor. Hele fikirlerini açıklamak bir konu hakkında görüş bildirmek...

Sus sen ne bilirsin.

Büyüklerin işine karışma.

Sen daha küçüksün anlamazsın.

Sen yapma ben yaparım.

Sen gitme ben giderim.

Sen bırak.

Ses bi sus

Liseye gidiyor çocuk... Kendini anlat biraz diyorsun... Anlatamıyor. Konuşturulmamış. Ya anlatamazsam, ya anlattıklarıma gülerlerse, ya bana farklı gözle bakmaya başlarlarsa.

Bir de aşırı şımarık olup özgüven patlaması yaşadığını sanıp ukalalık yapanlar var. Kitap okumak? Zaten yok. Ya hu ben sınıf öğretmeniyim normal kitap okumasam diksiyon kaybı yaşıyorum. Cümlelerim kısalıyor. Günlük konuşma diliyle bir insanın zaten kompozisyon yazması satırları doldurmaktan ibarettir.

Neyse öze geleyim: sayın hocam sıkıntı sizin hadi kompozisyon yaz diye gördüğünüz hocalarda değil maalesef kitap okutamadığımız insanımızda. 2. Sınıftan itibaren çeşitli yazma çalışmaları yapılır. Bu işe çıkıp da "öğretmiyorlar yaa" demek kolaycılık olur. Zaten sizden sizin gibi teknik bir yazı bekleyen yok kompozisyon ödevlerinde. Giriş gelişme sonuç işte. :)

Diğer mevzulara başka zaman değiniriz. :)


UcaS
Genel Müdür
02 Aralık 2018 01:33

Ne demek kompozisyon yazamaz?

İlkokul 3. sınıf çocuklarına yazdırttım ben. Hemde sınıfta kontrol ettik 2 derste bitti.

Ertesi gün sınıfta sunum yaptılar.

4. Sınıfta ise giriş gelişme sonuç-anafikir bölümleri ile uyguladılar.

2. dönem Okul ve kaymakamlığa hitaben dilekçe yazdılar. Gayet güzel ve kuralın uygun yaptılar.

FenBilgisi dersinde sınıfta her öğrenci lamba devresi yaptı.Montaj ise bant uhu kullanılarak mukavva üzerinde tamamen sınıfta yapıldı. Yetmedi led li devreyaptılar.Ben istemeden. (Ledleri ben verdim) Böylece elekrikte tasarrufu öğrendiler.

Anlamadığım şey, ne zaman öğrenecekbu öğrenciler? Acaba veliler çok korumacı olduklarından dolayı boş mu yetişmeye başladılar diyorum bazen.

Ben müfredattaki işimi yaparım öğretmen olarak ve İşini yapan öğrenci notunu alır. . İtirazı olanın mahkemeye kadar yolu var ki itiraz edeni de görmedim.

Veli olarak Şikayet edeceğimize anne-baba olmalı ve yardımcı, teşvik edici olmalıyız. Sosyal medyadan vakit bulursak tabiki.

Hayret ya... tartışılan mevzuya bak?

Toplam 12 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi