Buraya neden bu iş absürd değil, neden haklı bir talep onu da yazalım da sonradan birileri mantıklı açıklama yapın dediğinde ilk sayfaya bak densin:
1. İşçiler ile memurlar arasındaki eşitliğin sağlanması. Liyakat ve kendini geliştirme hem anayasada hem de 657'de kendine yer bulan iki olgu. Hepimiz aynı yoldan geçtik taşeronlaşma sürecinde. Çoğu kişi, devlet kpss ile atama yapmak yerine taşeron çalışan aldığı için taşeron çalışan olarak çalıştı. Sayı neredeyse milyonla ifade ediliyordu. 2 yılda Aynı sebeple kpss puanları 88-89 ile kapanıyordu merkezi atamalarda. Ve hizmet alımı şeklinde olması gereken şey bu iktidar tarafından yandaşları doyurmak ve ayrıca kadrolu olması gereken kişilerin özlük haklarının daha insani olmasından sebeple daha yüksek maliyetle çalıştığından taşeron kadro şeklinde istihdam edildik. Uzun oldu bu cümle özetleyeyim. Yani yandaşı doyurayım ve çalışanın hakkını arayamayacağı şekilde çalıştırayım ki başım ağrımasın dendi. En azından taşeronlaşma sürecinin kötüye kullanıldığı ve şirazeden çıktığı konusunda mutabık olduğumuzu düşünüyorum. Bu şirazeden çıkma sonucu memur kadrosunda olması gereken hemşire, güvenlik, santral operatörü, bilgi işlemci, mühendis gibi bir çok kişi taşeron oldu. Sonra da çıkıp bunları sürekli işçi yaptılar. Hizmet alımı yaparken işçi memur ayrımı yapmayan hükümet oy kaybetmemek için kadro verdi ama nedense hepsini sürekli işçi yaptı. Bu apaçık bir yanlıştır. Olmaması gerektiği halde kişiye işçi kadrosu verirsen insan burada yazan taleplerle gelebilir. Bir insanın işi ve özlük hakları ile ilgili talepte bulunmasından daha doğal ne olabilir?
2. Bunu da mutlaka söylemeliyim; eğer devlete tâbi bir memurun mezuniyeti ile ilgili birim değiştirme, kurum değiştirme, terfi etme, maaş arttırımı gibi hakları varsa; bizim de yani devlete tâbi işçilerin de bu hakları istememiz kadar doğal bir şey yok. Eğer dersen ki iyi de sen işçisin sana bu hak verilmemiş; ben de sana derim ki adamlar sana %4 ü layık görmüş sana da %27 hak verilmemiş sus ve otur.
Ya da sen de ben de kadro isterken bize gelip burada yazıyorlardı ya kadro almanız kpss ye girenlere haksızlık diye, o zaman onlar da haklıymış demek ki değil mi abicğm; sınav vardı, biz de kadrosuz olacağımızı bilerek sözleşme imzalamıştık falan...
3. Birilerinin bu talepte bulunması. Yanlış okumuyorsunuz sadece birileri bu talepte bulunuyor diye bile bu geçiş yapılabilir. İleride buraya gelip tuhaf tuhaf yazılar yazanlar olacak. Daha önce böyle bir şeyin yapılmamış olması, asla yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Ceza kanunu bilenler şunu da bilir: yasada suç olarak tanımlanmayan şeyler için ceza verilmez. Ancak bir suç yasada tüm unsurları ile tanımlanınca cezaya yol açar. Üniversiteli işçilere kadro verilmesi de bir yasada tüm unsur ve gerekçeleriyle tanımlandıktan sonra; daha önce benzeri yapılmamışsa dahi mümkün hale gelir. Galiba ne demek istediğimi açıkça ifade ettim ve anlaşılır kanaatindeyim. Ama niyeti anlamak olanlar için tabi ki.
4. İlk maddede yazan şeyden farklı olarak liyakat ve kariyer ilkesi. Yani sadece memurlar, işçiler değil tüm kamu çalışanları ya da anayasada yazan şekliyle kamu görevlileri(avukatlar, belediye başkanları, valiler, noterler ve diğer tüm istisnai çalışanlar) liyakata göre görevlendirilmeye ve kariyer olanaklarını iyileştirmeye yönelik imkanlara sahip olabilmeli..burada seçilmiş, atanmış tartışması var. Ben o konuya girmek istemiyorum ama bu talepte bulunabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını yanlış görmüyorum. Gelelim bu maddede kamu işçilerine. Çünkü nitelik olarak memurlara en yakın kadro bu. İsimlerin de liyakat ve kariyer ilkeleri gereği meslek temelli haklarını geliştirmelerinin önündeki engellerin kaldırılması.
Benim aklıma gelenler bunlar. Diğer arkadaşlar da ekleme yapacaktır. Eleştiren arkadaşlara da elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım. Ama hakaretvari ya da tehditvari konuşan, yalan söylediği halde karşıdakini yalancı durumuna düşüren, klavye delikanlılığı yapıp özelden bilgilerimi paylaşınca icabını yapmayan, özelden mesaj atıp mesaj alımını kapatan karaktersizlere asla cevap vermeyeceğim. Artık gerekçeniz yok diyene, nasıl böyle bir şey istersiniz diyenlere bu postu cevap olarak ka-yapıştır yapıp gönderirsiniz. Dilbilgisi yazım yanlışı falan yaptıysam affola. Telefondan yazdım, gözümden kaçmıştır.
Buraya neden bu iş absürd değil, neden haklı bir talep onu da yazalım da sonradan birileri mantıklı açıklama yapın dediğinde ilk sayfaya bak densin:
1. İşçiler ile memurlar arasındaki eşitliğin sağlanması. Liyakat ve kendini geliştirme hem anayasada hem de 657'de kendine yer bulan iki olgu. Hepimiz aynı yoldan geçtik taşeronlaşma sürecinde. Çoğu kişi, devlet kpss ile atama yapmak yerine taşeron çalışan aldığı için taşeron çalışan olarak çalıştı. Sayı neredeyse milyonla ifade ediliyordu. 2 yılda Aynı sebeple kpss puanları 88-89 ile kapanıyordu merkezi atamalarda. Ve hizmet alımı şeklinde olması gereken şey bu iktidar tarafından yandaşları doyurmak ve ayrıca kadrolu olması gereken kişilerin özlük haklarının daha insani olmasından sebeple daha yüksek maliyetle çalıştığından taşeron kadro şeklinde istihdam edildik. Uzun oldu bu cümle özetleyeyim. Yani yandaşı doyurayım ve çalışanın hakkını arayamayacağı şekilde çalıştırayım ki başım ağrımasın dendi. En azından taşeronlaşma sürecinin kötüye kullanıldığı ve şirazeden çıktığı konusunda mutabık olduğumuzu düşünüyorum. Bu şirazeden çıkma sonucu memur kadrosunda olması gereken hemşire, güvenlik, santral operatörü, bilgi işlemci, mühendis gibi bir çok kişi taşeron oldu. Sonra da çıkıp bunları sürekli işçi yaptılar. Hizmet alımı yaparken işçi memur ayrımı yapmayan hükümet oy kaybetmemek için kadro verdi ama nedense hepsini sürekli işçi yaptı. Bu apaçık bir yanlıştır. Olmaması gerektiği halde kişiye işçi kadrosu verirsen insan burada yazan taleplerle gelebilir. Bir insanın işi ve özlük hakları ile ilgili talepte bulunmasından daha doğal ne olabilir?
2. Bunu da mutlaka söylemeliyim; eğer devlete tâbi bir memurun mezuniyeti ile ilgili birim değiştirme, kurum değiştirme, terfi etme, maaş arttırımı gibi hakları varsa; bizim de yani devlete tâbi işçilerin de bu hakları istememiz kadar doğal bir şey yok. Eğer dersen ki iyi de sen işçisin sana bu hak verilmemiş; ben de sana derim ki adamlar sana %4 ü layık görmüş sana da %27 hak verilmemiş sus ve otur.
Ya da sen de ben de kadro isterken bize gelip burada yazıyorlardı ya kadro almanız kpss ye girenlere haksızlık diye, o zaman onlar da haklıymış demek ki değil mi abicğm; sınav vardı, biz de kadrosuz olacağımızı bilerek sözleşme imzalamıştık falan...
3. Birilerinin bu talepte bulunması. Yanlış okumuyorsunuz sadece birileri bu talepte bulunuyor diye bile bu geçiş yapılabilir. İleride buraya gelip tuhaf tuhaf yazılar yazanlar olacak. Daha önce böyle bir şeyin yapılmamış olması, asla yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Ceza kanunu bilenler şunu da bilir: yasada suç olarak tanımlanmayan şeyler için ceza verilmez. Ancak bir suç yasada tüm unsurları ile tanımlanınca cezaya yol açar. Üniversiteli işçilere kadro verilmesi de bir yasada tüm unsur ve gerekçeleriyle tanımlandıktan sonra; daha önce benzeri yapılmamışsa dahi mümkün hale gelir. Galiba ne demek istediğimi açıkça ifade ettim ve anlaşılır kanaatindeyim. Ama niyeti anlamak olanlar için tabi ki.
4. İlk maddede yazan şeyden farklı olarak liyakat ve kariyer ilkesi. Yani sadece memurlar, işçiler değil tüm kamu çalışanları ya da anayasada yazan şekliyle kamu görevlileri(avukatlar, belediye başkanları, valiler, noterler ve diğer tüm istisnai çalışanlar) liyakata göre görevlendirilmeye ve kariyer olanaklarını iyileştirmeye yönelik imkanlara sahip olabilmeli..burada seçilmiş, atanmış tartışması var. Ben o konuya girmek istemiyorum ama bu talepte bulunabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını yanlış görmüyorum. Gelelim bu maddede kamu işçilerine. Çünkü nitelik olarak memurlara en yakın kadro bu. İsimlerin de liyakat ve kariyer ilkeleri gereği meslek temelli haklarını geliştirmelerinin önündeki engellerin kaldırılması.
Benim aklıma gelenler bunlar. Diğer arkadaşlar da ekleme yapacaktır. Eleştiren arkadaşlara da elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım. Ama hakaretvari ya da tehditvari konuşan, yalan söylediği halde karşıdakini yalancı durumuna düşüren, klavye delikanlılığı yapıp özelden bilgilerimi paylaşınca icabını yapmayan, özelden mesaj atıp mesaj alımını kapatan karaktersizlere asla cevap vermeyeceğim. Artık gerekçeniz yok diyene, nasıl böyle bir şey istersiniz diyenlere bu postu cevap olarak ka-yapıştır yapıp gönderirsiniz. Dilbilgisi yazım yanlışı falan yaptıysam affola. Telefondan yazdım, gözümden kaçmıştır.