Arkadaşlar ben buradaki tartışmayı anlamış değilim. Birincisi: Ha benim Ek1'im fazla bu yönetmelik bana yarıyor, onun için bu atama biçimini savunuyorum diyorsanız, kimse kusura bakmasın; ek1'e göre atama yapılacağına sınav yapılsa daha adil olur. Çünkü ek1'e göre nasıl alındığı herkesin malumu olan ödüller (%80 oranında hak etmeyene veriliyor.) etkili oluyor. Bununda adil olduğunu kimse iddia etmesin. Hiç bir başarı hikayesi olmayan bazı kişiler ödüllerle uzaya yol yaparken, çok çalışkan bazılarının bir tane bile ödülü yok.Ha ben sınava girdim, sınav sonucuna göre atanmayı umut ediyorum diyorsanız, mevcut müdürlere +4 daha uzatma hakkı verilmesi sizin için bir kayıp oluşturmaz. +4 uzatma hakkı verilmeyipte, ek1'e göre atama yapılsa da müdürler kendi aralarında yer değişeceği için boş kadro anlamında pek bir şey değişmez.
İkincisi: Birde işte bu yönetmelik çıkalı bir yıl oldu diyorsunuz. Yeni bakanımız göreve bu yönetmelikten sonra başladı. Doğrusu herkesin beklentisi bakanımızın bu yönetmeliği değiştireceği yönündeydi. Hatta ocak ayında takvim açıklandı, geri çekildi. Bu takvimdeki ileri-geri durumunda bile çoğu kişinin beklentisi bakanın bu yönetmeliğe göre değilde; daha adil bir sistemle atama yapacağı yönündeydi.
Üçüncüsü: Mevcut ek1 uygulamasına göre en avantajlı kesim emekliliği yaklaşmış olan müdürler ile yaşı genç olupta, bol bol ödül verilmiş arkadaşlar.
Ha birde şu deniyor, "Mevcut müdürlerin %99'u mülakatla geldi, liyakatsızlar." Kısmen haklı olabilirsiniz. Ben 2009 sınavıyla atanmış biri olarak; bunları söyleyen arkadaşlara şunları da sormak isterim: Beyler, bu sınav yapılmadan önce (2009) öncesi idareciler nasıl atanıyordu? İl müdürünün (aslında siyasilerin tavsiyesiyle(!) ) teklifiyle atanmıyor muydu? Öyle adamlar biliyorum ki, daha stajyer öğretmenken vekaleten idareci yapılıp, adaylığı kalkınca kadroya geçirildiler.Geçmişte sadece 2000 yılında (yanlış hatırlamıyorsam) müdürlük sınavı yapıldı. Onda da merkezden 30-40 km uzakta 3-5 köy okuluna atama yapıldı.
Benim çalıştığım ilde müdürlük yapanların en az %60'ı sınavla atanmış müdürlerden oluşuyor. Bunun yanısıra %20'si de mevcut iktidar öncesi müdür olmuş insanlardan oluşuyor. Bazı arkadaşlar "+4'le bile kendi okulunda kalamıyorsa..." diyor ya... Bunu diyen arkadaşlarında mevcut sistemden yakınmaları samimi değil. +4'le bile okulunda kalamayanlar kimler biliyor musunuz? 2010'da sınavla gelmiş, hasbelkader 2014'de elenmemiş müdürlerdir.
Sonuç olarak; benim fikrim: Ek1'e göre atama yapılacaksa yazılı sınav yapılması yönünde. Hatta mevcut okul müdürlerinin tamamı adam akıllı bir yazılı sınava alınmalı ve sınavı geçenlere kadro verilmeli. Müdürlük kadrolu olmalı. Yüksek lisans yaptırılmalı...vs. 4 yılda bir onuruyla oynanan, veli ile şube müdürlerinin kaprisleri arasında sıkışmış; öğretmenler karşısında topal ördek durumunda olmaktan kurtarılmalı.
Selam ve saygılar....
Arkadaşlar ben buradaki tartışmayı anlamış değilim. Birincisi: Ha benim Ek1'im fazla bu yönetmelik bana yarıyor, onun için bu atama biçimini savunuyorum diyorsanız, kimse kusura bakmasın; ek1'e göre atama yapılacağına sınav yapılsa daha adil olur. Çünkü ek1'e göre nasıl alındığı herkesin malumu olan ödüller (%80 oranında hak etmeyene veriliyor.) etkili oluyor. Bununda adil olduğunu kimse iddia etmesin. Hiç bir başarı hikayesi olmayan bazı kişiler ödüllerle uzaya yol yaparken, çok çalışkan bazılarının bir tane bile ödülü yok.Ha ben sınava girdim, sınav sonucuna göre atanmayı umut ediyorum diyorsanız, mevcut müdürlere +4 daha uzatma hakkı verilmesi sizin için bir kayıp oluşturmaz. +4 uzatma hakkı verilmeyipte, ek1'e göre atama yapılsa da müdürler kendi aralarında yer değişeceği için boş kadro anlamında pek bir şey değişmez.
İkincisi: Birde işte bu yönetmelik çıkalı bir yıl oldu diyorsunuz. Yeni bakanımız göreve bu yönetmelikten sonra başladı. Doğrusu herkesin beklentisi bakanımızın bu yönetmeliği değiştireceği yönündeydi. Hatta ocak ayında takvim açıklandı, geri çekildi. Bu takvimdeki ileri-geri durumunda bile çoğu kişinin beklentisi bakanın bu yönetmeliğe göre değilde; daha adil bir sistemle atama yapacağı yönündeydi.
Üçüncüsü: Mevcut ek1 uygulamasına göre en avantajlı kesim emekliliği yaklaşmış olan müdürler ile yaşı genç olupta, bol bol ödül verilmiş arkadaşlar.
Ha birde şu deniyor, "Mevcut müdürlerin %99'u mülakatla geldi, liyakatsızlar." Kısmen haklı olabilirsiniz. Ben 2009 sınavıyla atanmış biri olarak; bunları söyleyen arkadaşlara şunları da sormak isterim: Beyler, bu sınav yapılmadan önce (2009) öncesi idareciler nasıl atanıyordu? İl müdürünün (aslında siyasilerin tavsiyesiyle(!) ) teklifiyle atanmıyor muydu? Öyle adamlar biliyorum ki, daha stajyer öğretmenken vekaleten idareci yapılıp, adaylığı kalkınca kadroya geçirildiler.Geçmişte sadece 2000 yılında (yanlış hatırlamıyorsam) müdürlük sınavı yapıldı. Onda da merkezden 30-40 km uzakta 3-5 köy okuluna atama yapıldı.
Benim çalıştığım ilde müdürlük yapanların en az %60'ı sınavla atanmış müdürlerden oluşuyor. Bunun yanısıra %20'si de mevcut iktidar öncesi müdür olmuş insanlardan oluşuyor. Bazı arkadaşlar "+4'le bile kendi okulunda kalamıyorsa..." diyor ya... Bunu diyen arkadaşlarında mevcut sistemden yakınmaları samimi değil. +4'le bile okulunda kalamayanlar kimler biliyor musunuz? 2010'da sınavla gelmiş, hasbelkader 2014'de elenmemiş müdürlerdir.
Sonuç olarak; benim fikrim: Ek1'e göre atama yapılacaksa yazılı sınav yapılması yönünde. Hatta mevcut okul müdürlerinin tamamı adam akıllı bir yazılı sınava alınmalı ve sınavı geçenlere kadro verilmeli. Müdürlük kadrolu olmalı. Yüksek lisans yaptırılmalı...vs. 4 yılda bir onuruyla oynanan, veli ile şube müdürlerinin kaprisleri arasında sıkışmış; öğretmenler karşısında topal ördek durumunda olmaktan kurtarılmalı.
Selam ve saygılar....