Sevgili Arkadaşlar
Nasrettin Hoca bir gün eşeğini çaldırmış. Her gelen Hocayı haksız çıkarmış. Kimisi demiş "Hocam kapıyı kilitleseydin hırsız içeri giremezdi, eşeğin de çalınmazdı." kimisi demiş "eşeğini sıkı bağlasaydın çalınmazdı"
Nasrettin Hoca demiş ki "Arkadaşlar tamam benim de suçum var ama hırsızın hiç mi suçu yok."
Şimdi herkes program konusunda kendisine haksızlık yapıldığını sanıyor. İnanıyorum bir çok deneyimsiz idareci bu konuda en fazla bağıran sorun çıkaran kişiyi biraz daha kolluyor. Ancak bu kadar haksızlık yapılmasına bir öğretmen nasıl izin veriyor. Bir öğretmen adaletli olmalı ki onun öğrencileri de adil davransın. Armut dibine düşer.
Peki ben programı nasıl yapıyorum. Bütün arkadaşlarla toplanıyoruz. Arkadaşlar özel durumlarını anlatıyor. "Kimi sabah erken saatte çocuğunu okula bırakacak, programı ona göre hazırlıyorum..Kimi de akşam çocuğun okuldan alacak, bazı arkadaşların bebeği var. Ona göre ayarlama yapıyorum. Ama hiç bir arkadaş 21 saat dersi varsa 3 güne dağıt diye dayatmıyor. Ha bunu yukarıda anlattığım mazeretler göz önünde bulundurularak sabahını veya öğleden sonrasını boşaltmaya çalışıyoruz. Ancak bazen de olmuyor. Yalnız bir güne üç ders atıp birini birinci saat ikincisini dördüncü saate üçüncüsünü de yedinci saate atmıyorum. O üç saati kendi isteği doğrultusunda üst üste getirmeye çalışıyorum.
Ama en önemlisi birbirimize adaletli olmak. Öğretmen arkadaşım kendi programını görüp başka bir arkadaşının programındaki haksızlığı görüp, arkadaşına karşı haksızlık yapıldığını görüyorsa ve idareye gidip hocam şu arkadaşa biraz haksızlık yapılmış gibi sanki diye biliyorsa ben o öğretmeni sırtımda taşırım. Ama sadece kendini de düşünürse ona zaten hiç bir şey diyemiyorum.
Herkese iyi çalışmalar
Sevgili Arkadaşlar
Nasrettin Hoca bir gün eşeğini çaldırmış. Her gelen Hocayı haksız çıkarmış. Kimisi demiş "Hocam kapıyı kilitleseydin hırsız içeri giremezdi, eşeğin de çalınmazdı." kimisi demiş "eşeğini sıkı bağlasaydın çalınmazdı"
Nasrettin Hoca demiş ki "Arkadaşlar tamam benim de suçum var ama hırsızın hiç mi suçu yok."
Şimdi herkes program konusunda kendisine haksızlık yapıldığını sanıyor. İnanıyorum bir çok deneyimsiz idareci bu konuda en fazla bağıran sorun çıkaran kişiyi biraz daha kolluyor. Ancak bu kadar haksızlık yapılmasına bir öğretmen nasıl izin veriyor. Bir öğretmen adaletli olmalı ki onun öğrencileri de adil davransın. Armut dibine düşer.
Peki ben programı nasıl yapıyorum. Bütün arkadaşlarla toplanıyoruz. Arkadaşlar özel durumlarını anlatıyor. "Kimi sabah erken saatte çocuğunu okula bırakacak, programı ona göre hazırlıyorum..Kimi de akşam çocuğun okuldan alacak, bazı arkadaşların bebeği var. Ona göre ayarlama yapıyorum. Ama hiç bir arkadaş 21 saat dersi varsa 3 güne dağıt diye dayatmıyor. Ha bunu yukarıda anlattığım mazeretler göz önünde bulundurularak sabahını veya öğleden sonrasını boşaltmaya çalışıyoruz. Ancak bazen de olmuyor. Yalnız bir güne üç ders atıp birini birinci saat ikincisini dördüncü saate üçüncüsünü de yedinci saate atmıyorum. O üç saati kendi isteği doğrultusunda üst üste getirmeye çalışıyorum.
Ama en önemlisi birbirimize adaletli olmak. Öğretmen arkadaşım kendi programını görüp başka bir arkadaşının programındaki haksızlığı görüp, arkadaşına karşı haksızlık yapıldığını görüyorsa ve idareye gidip hocam şu arkadaşa biraz haksızlık yapılmış gibi sanki diye biliyorsa ben o öğretmeni sırtımda taşırım. Ama sadece kendini de düşünürse ona zaten hiç bir şey diyemiyorum.
Herkese iyi çalışmalar