Hızını almış bir zamana ayak uydurma gayretiyle,sahibi olduğumuz bîlcümle kıymetli,
biricik hislerin,günü gelince yahut kaybedince fakiri olmamak,bir hışımla çarptığımız kapılara geri dönmek adına,makûl gerekçeler bulamama çaresizliğini yaşamamak için,
onlara sahip olduğumuz en değerli varlık hissiyatını tattırmak gerek.
Bu eylemin mütekâbiliyet esası ile düşünüp uygulanışını,tahâyyül edebiliyor musunuz?
Ne kadar da nâif geliyor insana değil mi?
Size sabah günaydın selamı veren aslında en kıymetli dileğini veriyor,
Sözde ufacık bir iyi akşamlar dileği,muhatabına yolladığınız en güzel temenni.
Meyvesini yediğiniz ağaç size en lezzetlisini sunuyor,
Dokunduğunuz çiçek size en güzel kokusunu bürünüp geliyor,
Cıvıltısını işittiğiniz kuş size dünyanın en güzel melodisini çalıyor.
İçinizi,evinizi ısıtan güneşin aslında biriciğisiniz ve yine o güneş için bir ayrıntı değil,
bilâkis her gün umuda açılan ve mütemadiyyen gülümseyen bir göz sizin için..
Modern çağın tüm imkanlarını kullanıp modern çağı eleştirmek değil maksadım,
Yukarıda hızını almış bir zaman derken fakat bu hızlı,soluksuzca tüketilen duygu ve duygu geçişleri,mutluluğa ya da mutsuzluğa zaman tanımıyor,hakkını verdirmiyor.
Elemin,neşenin sadece beğenilme kaygısı ile kurgu pespayeliğine uğraması çok can sıkıcı.
Muhabbetler kurgu,tepkiler kurgu,her herzenin kurgusu mevcut fakat duygusunu ara ki bulasın!
Bu daha da gösterişli profil olma çabaları içindeki şuursuz harcamalardan âzade olup,
Tasarruf kültürünü şiâr edinmiş yüreklerden olmak gerek.
Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi beyhûde harcamamak.
İnsan biriktirmeli,hatıra biriktirmeli,ağaç,çiçek,kuş ve dahi güneş biriktirmeli.
Zirâ yarın bugünden daha karanlık olabilir,Ve yine,yarın bugünden daha yalnız kılınabilir.
Hızını almış bir zamana ayak uydurma gayretiyle,sahibi olduğumuz bîlcümle kıymetli,
biricik hislerin,günü gelince yahut kaybedince fakiri olmamak,bir hışımla çarptığımız kapılara geri dönmek adına,makûl gerekçeler bulamama çaresizliğini yaşamamak için,
onlara sahip olduğumuz en değerli varlık hissiyatını tattırmak gerek.
Bu eylemin mütekâbiliyet esası ile düşünüp uygulanışını,tahâyyül edebiliyor musunuz?
Ne kadar da nâif geliyor insana değil mi?
Size sabah günaydın selamı veren aslında en kıymetli dileğini veriyor,
Sözde ufacık bir iyi akşamlar dileği,muhatabına yolladığınız en güzel temenni.
Meyvesini yediğiniz ağaç size en lezzetlisini sunuyor,
Dokunduğunuz çiçek size en güzel kokusunu bürünüp geliyor,
Cıvıltısını işittiğiniz kuş size dünyanın en güzel melodisini çalıyor.
İçinizi,evinizi ısıtan güneşin aslında biriciğisiniz ve yine o güneş için bir ayrıntı değil,
bilâkis her gün umuda açılan ve mütemadiyyen gülümseyen bir göz sizin için..
Modern çağın tüm imkanlarını kullanıp modern çağı eleştirmek değil maksadım,
Yukarıda hızını almış bir zaman derken fakat bu hızlı,soluksuzca tüketilen duygu ve duygu geçişleri,mutluluğa ya da mutsuzluğa zaman tanımıyor,hakkını verdirmiyor.
Elemin,neşenin sadece beğenilme kaygısı ile kurgu pespayeliğine uğraması çok can sıkıcı.
Muhabbetler kurgu,tepkiler kurgu,her herzenin kurgusu mevcut fakat duygusunu ara ki bulasın!
Bu daha da gösterişli profil olma çabaları içindeki şuursuz harcamalardan âzade olup,
Tasarruf kültürünü şiâr edinmiş yüreklerden olmak gerek.
Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi beyhûde harcamamak.
İnsan biriktirmeli,hatıra biriktirmeli,ağaç,çiçek,kuş ve dahi güneş biriktirmeli.
Zirâ yarın bugünden daha karanlık olabilir,Ve yine,yarın bugünden daha yalnız kılınabilir.