Editörler : Lanet
10 Ocak 2020 15:06

Yeni Nesil Müzik

2003 yılında İngiliz ve Amerikalı dört girişimci tarafından kurulan İngiltere merkezli Awakening Music, dünyadaki lider inanç olarak tanımladığı İslam dininden ilham aldığını deklare eden bir plak şirketidir. Sami Yusuf ve Maher Zain'in sanatsal kariyerlerinin başladığı ödüllü şirket, 1500'den fazla konser düzenledi. Hayırseverlik faaliyetlerinde de bulunan Awakening Records 2012 yılında "Sound of Light" isimli yardım konserlerine katıldı. Sosyal medyada yaklaşık 60 milyon takipçisi var ve YouTube videoları 7 milyara yakın görüntülendi. 2018 yılında Deventi Group, şirkette çoğunluk hisseleri satın almıştır. Awakening Music'ten albümü çıkan sanatçılar: Sami Yusuf, Mesut Kurtis, Nazeel Azami, Hamza Robertson, Hamza Namira, Maher Zain, Irfan Makki, Raef, Humood Alkhudher, Harris J. Her ne kadar çeşitli nedenlerle boykot edenleri olsa da sıkı takipçileri de olan Awakening Records veya Awakening Music şirketi kendisini İslami müzik yapımcısı olarak tanımlıyor. Konu müzik olduğunda dini temalı müzik piyasası her zaman eleştirilmiştir. Şarkıda (ilahide) enstrüman kullanılması ya da şarkıyı bir kadının okuması en çok eleştirilen yönler. Bu eleştirilere Raef'in The Muslim Christmas Song örneğinde olduğu gibi bazen konu bağlamı da katılıyor. Nouman Ali Khan gibi saygın ilim erbabı müziğe ya da müzikli ilahilere karşı olduklarını söylemişlerdir. Müziği ve içinde geçen bazı kelimeleri insanları mekruh eylemlere sevk eden birer provokatör olarak tanımlarlar. Bu tanımlama belli prodüksiyonlar için geçerlidir ancak bu tanımlamayı hususiyetle ülkemizde Erkan Mutlu, Eşref Ziya Terzi, Mehmet Emin Ay, Mustafa Demirci, Mustafa Cihat ve diğer ilahi ve ezgi sanatçılarının gelenekten beslenen yapımları hakkında kullanmak haksızlık olabilir. Zira, ilahinin içeriğindeki mukaddesata kasti olarak saygısızlık yapma dışında bu sanatçılarımızın eserlerini dinleyerek günah için şevk duyan bir kimse görülmemiştir. Aksine, özellikle genç yaştaki heyecanlı müptediler için bir çeşit ilham kaynağı olmuştur. Bugün ise biz 90'lı yıllarda manevi hayata heyecan katan o güzel ilahi albümlerinin eksikliğini yaşıyor ve özlüyoruz. Awakening Music de spesifik olarak genç Müslümanlar için hayata manevi ilham katan eserler ürettiği kadar İslami olacaktır. Maher Zain, Mesut Kurtis, Harris J ve Humood Alkhudher gibi yetenekli sanatçılarla yoluna devam eden şirket, Eman isminde bir kadın şarkıcı ile çalışmaya başlıyor. Başkaları ne der bilinmez ama İslam dininden beslenen (eril) manevi hayatların bir kadın sesinden işittiği ilahiyi yukarıda bahsettiğimiz manevi ilham kaynağı olarak algılaması bizce mümkün değildir. Kurbanlığı bir kadının (kesme yeteneği olsa bile) kesememesi gibi bir şey bu. Yine de bu tür hassas mevzular hakkında açıklama yapmak için söz söyleme yetkisi her bireyde yoktur. Dolayısıyla bu konunun sahih izahını akademik seviyede değerlendirebilen otoritelere bırakmak daha yerinde olacaktır. ...............


owais
Aday Memur
10 Ocak 2020 15:07

Şarkıcıyken efsane olmak!: Ahmet Özhan çoğumuzun tanıdığı değerli bir sanatçı. Müzikal anlamda olduğu kadar karakteriyle de öyle. Materyal dünya şarkılarından yüzünü derin hayatın ilahi seslerine dönmesi de malumunuz. 1950 doğumlu Ahmet Özhan'ın ilahileri ile ilk defa 1990 çıkışlı Güldeste 1 albümüyle ve İsm-i Sübhan Virdin mi Var eserini dinleyerek tanıştık. Kimileri Özhan'ın ilahilerini çok yavaş bularak yabancıladı - ki bu arkadaşlar genellikle Grup Genç'in Sevdaları Yaşamak albümündeki Örtü Uğruna gibi ezgileri tercih ederler - ancak bestenin ötesindeki güftenin ihtiva ettiği gelenekten beslenen heyecanı ıskaladılar. Kimileri de onun tüm ilahi albümlerini 2016 Temmuz ayında çöp olan Hüzünlü Gurbet albümü gibi zannederek hakir gördü. Başka eleştiriler de ihtimaldir. İlhan İrem'in de Özhan'a benzer bir yönelişi var. 2006 çıkışlı Cennet İlahileri albümünde Aşk Kapıları, Hu, Müjde gibi parçaları mevcut. Özellikle Hu (Deja vu)'da İrem'in güçlü sanatsal tarzı çok belirgin. Tabi, Özhan'da olduğu gibi İrem'in de ilahileri diğer şarkılarının gölgesinde kalmıştır. Ancak bu durum şaşılacak bir şey değil. Çünkü ilahiler daha spesifik bir kitleye hitap eder ve bu kitlenin etkinliği de zaman geçtikçe azalıyor. Erkan Mutlu, Eşref Ziya Terzi, Mehmet Emin Ay, Mustafa Demirci ve Mustafa Cihat gibi yerli birçok ilahi sanatçımız var. 90'lı yıllarda oldukça popüler olan ilahi ve ezgiler mesela İbrahim Tanrıkulu'nun Yiğit ezgisi gibileri artık yok. Zamanın ruhu ya da Zeitgeist mi dersiniz yoksa sosyal bilim tarihselciliği mi dersiniz bilinmez ancak bu manevi atmosferi besleyen eserler bitti. Awakening Music gibi lokal çalışmaları saymazsak şimdi Batı'nın - aynı kasetin arkalı önlü çevrilip durduğu gibi - sürekli tekrar ettiği ve sadece materyal hislerden beslenen şarkıları, aynı zamanda onun arkasından giden yerli kopyaları toplumu istila ediyor. Bir ekolü takip edenler o ekolü geçecek eserleri asla çıkaramazlar. Batı'yı takip ettik, etmeye de devam edeceğiz. Bu nedenle - nadir eserler hariç - eserlerimiz hep onların gölgesinde birer taklit olarak kalacak. Dil ve kültürümüzü hatırlayacağımız ve yeniden anlayacağımız güne kadar... Konumuz Ahmet Özhan'a yeniden gelelim. İşte onun ilahilerinin en güzellerinden beş örnek: 1- İsm-i Sübhan Virdin mi Var Bu ilahi 90'ların sonları Ramazan ayında Kanal 7'de sahura doğru Esmaü'l Hüsna ile çıkardı. Bir çoğumuzun dinlediği ilk ilahi olma özelliği vardır. Ne güzel günlerdi... 2- Can Yine Bülbül Oldu Büyük sufi Niyazi Mısri'nin güftesi ile mükemmele ulaşan ilahi. Hele "Gönül ol bahre daldı, Dilim tutuldu kaldı" kısmı var ki zincir kopuyor. Bir açık hava konserinde ve yağmur yağarken binlercesiyle ıslanarak dinlediğinizi düşünün. 3- Şu Benim Divane Gönlüm Hubdan huba (sevgiden sevgiye) yol aldıran bir ilahi. Dinlediğinizde içinize tanımlayamadığınız bir sızı düşer. 4- A Sultanım Değerini içinde geçen "İrham bi fazl-ı şeyhina Geylani" ifadesinden alan ve kalp çarpıntısı yapan harika ilahi. 5- Yunus Diye Anlatılmaz, dinlemeniz gerek. İçinde dertli bir "sen" varsa...
10 Ocak 2020 18:02

Şimdiki şarkıları insan tanımadığı birinin yanında dinleyince utanıp sıkılıyor, sözler açık saçık ve sapıkça. Bu konuya bir el atılmalı bence, özgürlüğün suyunu çıkardı insanlar. Eşref Ziya Terzi'nin Kalksam ve Dirilsem albümünü dinlemiştim, hala bazılarını mırıldanırım.
Toplam 2 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi