Açık bir hukuksuzluk yapılıyor.İdare resmen kafayı takmış sana.Bu alçaklık.Bak benim yürüteme başvuru
BURSA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI?NA
Yürütmenin Durdurulması İstemlidir
DAVACI : Y.Y
VEKİLİ : Av. A Şahinci
DAVALI : T.C.SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI - ANKARA
TEBLİĞ TARİHİ : 08.01.2020
KONUSU : Müvekkilin, geçirdiği soruşturma sebebiyle Balıkesir den Muş?a atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu 31.12.2019 tarih ve 1243943 sayılı işlemin ÖNCELİKLE YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI ve akabindeİPTALİNE karar verilmesi istemini muhtevidir.
AÇIKLAMALAR :
1-Davacı-müvekkil, ##### İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğünde mühendis unvanıyla görev yapmaktadır.Müvekkil-davacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının yazısıyla soruşturma geçirmiştir. Soruşturmaya konu edilen 3 farklı zamanda yaşanan olayla ilgili araştırma ve soruşturma yapılmış ve müfettiş yardımcısınca müvekkile iki olay nedeniyle Kınama, bir olay nedeniyle Aylıktan Kesme Cezası? önerilmiştir.
Öneri üzerine 02.01.2020 tarihinde müvekkilden savunmaları istenmiştir. Savunmaların yapılabilmesi için davalı kurumdan ?inceleme raporu? talep edilmiş ise de; ?dava açılması durumunda raporun ancak mahkemeye sunulabileceği? belirtilerek inceleme raporu tarafımıza verilmemiştir. Bu durum karşısında iddialar ve diğer delillerden habersiz olarak yasal süresi içerisinde savunmalar yapılmıştır.
2-Müvekkil hakkında yapılan soruşturma neticesinde,müvekkilin savunmasının alınması bir yana, savunma talebineilişkin yazının yazılması (02.01.2020) dahi beklenmeden dava konusu işlem (31.12.2019) ile müvekkil MUŞ?a sürülmüştür.Adeta önce müvekkil cezalandırılmış, akabinde ise soruşturmanın en önemli delili olan ve Anayasa tarafından güvence altına alınan savunma hakkının kullanılması usulen istenmiştir. Bu tarihsel sıralama dahi idarenin, gerçeği ortaya çıkarmaktan çok, objektif kriterleri terk ederek, alelacele cezalandırma yolunu seçtiğinin kanıtıdır.
Diğer yandan, memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanınmakla beraber, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapılmalıdır. Müvekkilin atanmasında kamu yararı ve hizmet gereklerinin gözetilmemiştir. Zira, müvekkilin yaptığı iş olan ?Sanayi Sicil Belgesi? düzenleme işi düşünüldüğünde, iş yükü çok yoğun olan Balıkesir?den iş yükü neredeyse yok denecek kadar olan Muş?a atanması kamu yararı veya hizmet gereği ile açıklanamaz, cezai işlem mahiyetindedir.
Atama işleminde kamu hizmetinin etkin ve verimli işlemesi amacı dışında bir başka amaç bulunmaktadır. İki kınama ve bir aylıktan kesim cezası ile cezalandırılması planlanan müvekkilin, aynı fiiller nedeniyle bir de atama işlemine tabi tutulmasının kendisine ikinci bir disiplin cezası verilmesi anlamına gelecektir. Bu da mükerrer cezalandırma mahiyetinde olup hukuka aykırıdır.
3-Müvekkil davacı, 6 yıldır davalı kurumda çalışmaktadır. Dava konusu soruşturmaya kadar herhangi bir soruşturması veya cezası olmamıştır. Hakkında herhangi bir şikayet söz konusu değildir. Müvekkilin eşi S. Yılmaz, ####### Ortaokulunda öğretmen olarak çalışmaktadır. Müvekkilin kızı B.Yılmaz, ######## Anaokulunda öğrencidir. Müvekkil ve ailesinin yerleşik bir hayatı söz konusudur. Tayin dönemi olmadığından eşinin tayin istemesi söz konusu değildir. Kış şartları da düşünüldüğünde, dava konusu cezalandırma atama işleminin aile bütünlüğünü bozacağı aşikardır. Müvekkil, eşi ve çocuğundan ayrılma veya işini bırakma arasında tercih yapmak durumunda kalmıştır. Bu nedenle aile birliğinin kurulması için müvekkilin sürülme işleminin durdurulması elzemdir.
4-Anayasamızın Ailenin korunması başlıklı 41. maddesi ??Aile Türk Toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır...? düzenlemesi ile aile birliğinin korunmasını devletin ödevi olarak belirlemiştir. Amacın, aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak olduğunda kuşkuya yer yoktur.Anayasamızın, aile birliğinin korunması hususunda devlete yüklemiş olduğu sorumluluk karşısında, objektif kriterlerden uzaklaşılarak, ivedilikle cezalandırma amacıyla atama işleminin yapılması Anayasanın ihlali anlamı taşıyacağı muhakkaktır.
Aksi durumda, ya müvekkilin istifa etmesi ya da aile birliğinin bozularak tarafların boşanmaları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Günümüzde, işsizliğin ve geçim sıkıntısının büyük sorun teşkil ettiği ülkemizde idarenin kendi personelini düşürmüş olduğu bu durumda hiçbir hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
5- Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartının ?Ailenin sosyal, yasal ve ekonomik korunma hakkı?? başlıklı 16 ncı maddesinde, ??Akit Taraflar, toplumun temel birimi olan ailenin tam gelişmesi için gerekli koşulları sağlamak üzere sosyal yardımlar ve aile yardımları, mali düzenlemeler, konut sağlama, yeni evlilere yardım ve diğer uygun araçlarla aile yaşamının ekonomik, yasal ve sosyal bakımdan korunmasınıdesteklemeyi taahhüt ederler.?? denilmektedir. Avrupa Sosyal Şartına taraf bir ülke olduğumuzdan bu hükmün iç hukukumuz bakımından bağlayıcı olduğu aşikardır.
6- 2577 sayılı Yasa gereğince ?İlgili işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağı ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları birlikte gerçekleştiği? takdirde, ilgili işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilir. Davamıza konu atama işleminin sebep ve maksat unsurları yönünden açıkça hukuka aykırı olduğundan ve uygulanması halinde telafisi güç ve hatta imkânsız zararların doğacağı aşikâr olduğundan mezkûr işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.
HUKUKİ SEBEPLER: Anayasa, DMK, İYUK
DELİLLER : İdari kayıtlar ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlere binaen; tarafımızca davaya konu edilen Balıkesir?den Muş?a atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu 31.12.2019 tarih ve 1243943 sayılı işlemin, konunun aciliyetine binaen davalı idarenin savunması alınmadan veya idarenin savunma süresinin kısaltılarak öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulmasına ve akabinde İPTALİNE,yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline, karar ittihazını bilvekale arz ve talep ederim.10/01/2020
Davacı Vekili
Av. A.Şahinci
1
Açık bir hukuksuzluk yapılıyor.İdare resmen kafayı takmış sana.Bu alçaklık.Bak benim yürüteme başvuru
BURSA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI?NA
Yürütmenin Durdurulması İstemlidir
DAVACI : Y.Y
VEKİLİ : Av. A Şahinci
DAVALI : T.C.SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI - ANKARA
TEBLİĞ TARİHİ : 08.01.2020
KONUSU : Müvekkilin, geçirdiği soruşturma sebebiyle Balıkesir den Muş?a atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu 31.12.2019 tarih ve 1243943 sayılı işlemin ÖNCELİKLE YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI ve akabindeİPTALİNE karar verilmesi istemini muhtevidir.
AÇIKLAMALAR :
1-Davacı-müvekkil, ##### İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğünde mühendis unvanıyla görev yapmaktadır.Müvekkil-davacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının yazısıyla soruşturma geçirmiştir. Soruşturmaya konu edilen 3 farklı zamanda yaşanan olayla ilgili araştırma ve soruşturma yapılmış ve müfettiş yardımcısınca müvekkile iki olay nedeniyle Kınama, bir olay nedeniyle Aylıktan Kesme Cezası? önerilmiştir.
Öneri üzerine 02.01.2020 tarihinde müvekkilden savunmaları istenmiştir. Savunmaların yapılabilmesi için davalı kurumdan ?inceleme raporu? talep edilmiş ise de; ?dava açılması durumunda raporun ancak mahkemeye sunulabileceği? belirtilerek inceleme raporu tarafımıza verilmemiştir. Bu durum karşısında iddialar ve diğer delillerden habersiz olarak yasal süresi içerisinde savunmalar yapılmıştır.
2-Müvekkil hakkında yapılan soruşturma neticesinde,müvekkilin savunmasının alınması bir yana, savunma talebineilişkin yazının yazılması (02.01.2020) dahi beklenmeden dava konusu işlem (31.12.2019) ile müvekkil MUŞ?a sürülmüştür.Adeta önce müvekkil cezalandırılmış, akabinde ise soruşturmanın en önemli delili olan ve Anayasa tarafından güvence altına alınan savunma hakkının kullanılması usulen istenmiştir. Bu tarihsel sıralama dahi idarenin, gerçeği ortaya çıkarmaktan çok, objektif kriterleri terk ederek, alelacele cezalandırma yolunu seçtiğinin kanıtıdır.
Diğer yandan, memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanınmakla beraber, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapılmalıdır. Müvekkilin atanmasında kamu yararı ve hizmet gereklerinin gözetilmemiştir. Zira, müvekkilin yaptığı iş olan ?Sanayi Sicil Belgesi? düzenleme işi düşünüldüğünde, iş yükü çok yoğun olan Balıkesir?den iş yükü neredeyse yok denecek kadar olan Muş?a atanması kamu yararı veya hizmet gereği ile açıklanamaz, cezai işlem mahiyetindedir.
Atama işleminde kamu hizmetinin etkin ve verimli işlemesi amacı dışında bir başka amaç bulunmaktadır. İki kınama ve bir aylıktan kesim cezası ile cezalandırılması planlanan müvekkilin, aynı fiiller nedeniyle bir de atama işlemine tabi tutulmasının kendisine ikinci bir disiplin cezası verilmesi anlamına gelecektir. Bu da mükerrer cezalandırma mahiyetinde olup hukuka aykırıdır.
3-Müvekkil davacı, 6 yıldır davalı kurumda çalışmaktadır. Dava konusu soruşturmaya kadar herhangi bir soruşturması veya cezası olmamıştır. Hakkında herhangi bir şikayet söz konusu değildir. Müvekkilin eşi S. Yılmaz, ####### Ortaokulunda öğretmen olarak çalışmaktadır. Müvekkilin kızı B.Yılmaz, ######## Anaokulunda öğrencidir. Müvekkil ve ailesinin yerleşik bir hayatı söz konusudur. Tayin dönemi olmadığından eşinin tayin istemesi söz konusu değildir. Kış şartları da düşünüldüğünde, dava konusu cezalandırma atama işleminin aile bütünlüğünü bozacağı aşikardır. Müvekkil, eşi ve çocuğundan ayrılma veya işini bırakma arasında tercih yapmak durumunda kalmıştır. Bu nedenle aile birliğinin kurulması için müvekkilin sürülme işleminin durdurulması elzemdir.
4-Anayasamızın Ailenin korunması başlıklı 41. maddesi ??Aile Türk Toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır...? düzenlemesi ile aile birliğinin korunmasını devletin ödevi olarak belirlemiştir. Amacın, aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak olduğunda kuşkuya yer yoktur.Anayasamızın, aile birliğinin korunması hususunda devlete yüklemiş olduğu sorumluluk karşısında, objektif kriterlerden uzaklaşılarak, ivedilikle cezalandırma amacıyla atama işleminin yapılması Anayasanın ihlali anlamı taşıyacağı muhakkaktır.
Aksi durumda, ya müvekkilin istifa etmesi ya da aile birliğinin bozularak tarafların boşanmaları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Günümüzde, işsizliğin ve geçim sıkıntısının büyük sorun teşkil ettiği ülkemizde idarenin kendi personelini düşürmüş olduğu bu durumda hiçbir hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
5- Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartının ?Ailenin sosyal, yasal ve ekonomik korunma hakkı?? başlıklı 16 ncı maddesinde, ??Akit Taraflar, toplumun temel birimi olan ailenin tam gelişmesi için gerekli koşulları sağlamak üzere sosyal yardımlar ve aile yardımları, mali düzenlemeler, konut sağlama, yeni evlilere yardım ve diğer uygun araçlarla aile yaşamının ekonomik, yasal ve sosyal bakımdan korunmasınıdesteklemeyi taahhüt ederler.?? denilmektedir. Avrupa Sosyal Şartına taraf bir ülke olduğumuzdan bu hükmün iç hukukumuz bakımından bağlayıcı olduğu aşikardır.
6- 2577 sayılı Yasa gereğince ?İlgili işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağı ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları birlikte gerçekleştiği? takdirde, ilgili işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilir. Davamıza konu atama işleminin sebep ve maksat unsurları yönünden açıkça hukuka aykırı olduğundan ve uygulanması halinde telafisi güç ve hatta imkânsız zararların doğacağı aşikâr olduğundan mezkûr işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.
HUKUKİ SEBEPLER: Anayasa, DMK, İYUK
DELİLLER : İdari kayıtlar ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlere binaen; tarafımızca davaya konu edilen Balıkesir?den Muş?a atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu 31.12.2019 tarih ve 1243943 sayılı işlemin, konunun aciliyetine binaen davalı idarenin savunması alınmadan veya idarenin savunma süresinin kısaltılarak öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulmasına ve akabinde İPTALİNE,yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline, karar ittihazını bilvekale arz ve talep ederim.10/01/2020
Davacı Vekili
Av. A.Şahinci
1