Editörler : F16 Gökçen


Kapalı
27 Ocak 2020 23:28

İşsizliğin En Büyük Sebebi Açıköğretim Mezunları !

İşsiz sayısında önemli bir artış var, yapılan son istatistiki verilerde ülkedeki 5 milyon işsizin %71,16 sının açıköğretim mezunları olduğu kaydediliyor.....


Tomris01
Aday Memur
28 Ocak 2020 22:29

Bir o kadar da çalışan vardır. Mantıklı bir kıyaslama değil


mertum
Aday Memur
29 Ocak 2020 10:46

işsizliğin en büyük sebebi açıköğretim fakültesi mezunları değil.

aksine, insanlar işsiz kalınca bari üniversite diplomam olsun da kpss ye girebileyim diye veya ev kadınları veya eve hapsedilmiş kızlar eğitim alabilmek için açıköğretim fakültesinde bölüm okuyor. ve sonunda işsiz sayısına dahil açık öğretim fakültesi mezunu oluyor.

istatistikleri nerenizle oluşturuyorsanız vaz geçin veya istatistik yorumlamayı bilmiyorsanız en azından bir açıköğretim fakültesi bölümü okuyun.


tenoretic
Memur
30 Ocak 2020 08:56

bu ne saçma bir genellemedir ya. yeterli iş yoksa işsizlik de artar bu kadar basit. ne yapacaksın insanların eğitim hakkını mı alacaksın?

açıköğretimde okumayınca iş mi bulacak bu kadar insan?

biraz mantık ya böyle saçma sapan şeyleri nasıl uyduruyorsunuz?


Amenadiel
Aday Memur
31 Ocak 2020 15:37

Babaannemin bıyıkları olsa dedem olurdu gibi bişey ne saçmalıyorsun sen?


hızlıadım
Memur
19 Şubat 2020 19:01

çok haklısınız... mesela ben özel bir bankanın genel müdürlüğünde yaptım stajımı. orada dikkatimi çeken bir olay oldu. bazen stajyer olarak beni bilgisayarın başına oturturlardı herhangi bir çalışanla, işi öğretmek için. ve ben bir keresinde bu esnada o bankada çalışan elemanlardan birinin açıköğretim mezunu olduğunu öğrendim. bunu yapan banka da Türkiye'nin en büyük 6-7 bankasından bir tanesi. yani demem o ki, o günden sonra artık emeğin ve kendini geliştirmenin, ve belki de birazcık da şans ve torpilin açıköğretim mezunu olmanın verdiği dezavantajın önüne geçtiğini öğrenmiş oldum. Not: Aklınıza "Aaa açıköğretim mezunlarını küçümsüyor, bak seeen..." gibi bir şey getirmeyin. sadece bugüne kadar açıköğretim mezunlarının işe alımlarda daha az tercih edildiğini düşünüyordum. bunun da işverenden kaynaklı olduğunu düşünüyordum. yoksa bir küçümseme söz konusu değil. (aksine, ben de kendimi geliştirmek için AÖF okumayı çok, çok istiyorum.)
mertum, 4 yıl önce

işsizliğin en büyük sebebi açıköğretim fakültesi mezunları değil.

aksine, insanlar işsiz kalınca bari üniversite diplomam olsun da kpss ye girebileyim diye veya ev kadınları veya eve hapsedilmiş kızlar eğitim alabilmek için açıköğretim fakültesinde bölüm okuyor. ve sonunda işsiz sayısına dahil açık öğretim fakültesi mezunu oluyor.

istatistikleri nerenizle oluşturuyorsanız vaz geçin veya istatistik yorumlamayı bilmiyorsanız en azından bir açıköğretim fakültesi bölümü okuyun.


hızlıadım
Memur
19 Şubat 2020 19:27

Şimdi yukarıda bir hocamın da yazdığı gibi, bazı kişiler var ki Kpss'ye girmek için veyahut ev hanımı olup da diploma sahibi olmak istediği için AÖF okuyor. Hatta işi abartıp öğrenci paso indiriminden yararlanmak için dahi AÖF okuyan var. İstanbul'da çok var bilhassa bu, ulaşım ücretleri, malum. Ha, bunların doğruluğu yanlışlığı tartışılır. Hele de ev hanımlarına bir şey diyemem, zira böyle bir şansları varken bence değerlendirmeleri gerekir, ben de olsam ben de değerlendirirdim. Ancak şu da var, halk olarak emeksiz yemek yemeyi çok seviyoruz. Çaba sarf etmeden mezun olmayı da bir o kadar öyle. Dolayısıyla genelde AÖF - AUZEF Facebook gruplarında şöyle muhabbetlerin çok döndüğünü gördüm; "çan eğrisi sistemi var, bu da geçmeyi zorlaştırıyor", "AÖF geçmiş yıllarda çıkan sorulardan sormamış, sınav çok zordu" vs.vs. Yani demem o ki AÖF veya AUZEF sistemlerinde çan eğrisi olması veya olmaması, geçmiş yıllardaki soruları sorup sormamak da dahil olmak üzere hiçbir şey milletçe TEMBEL olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. mesela belki ben de öyleyim. bilmiyorum. ama çoğumuz öyleyizdir. vizelere, finallere 3 gün kala çalışmaya çalışırız, olmayınca bırakır, ardından çan sisteminin altında kalınca da çanı yükseltenleri suclariz. :) hepimiz yapmisizdir bunu. üniversite bitiren insanların %90'ı diyeyim en azından. isteyen kendini hariç tutsun. ama böyle olmamak lazım işte, öz eleştiri yapabiliyorum Allah'tan. biliyorum, milletçe buna alışık değiliz, genelde "yayılmaya" alışığız. ve başarılı olanlara çamur atmaya. ama hayatta her zaman bizden arkada ve önde olanlar olacak. dolayısıyla bizim de sıralamamızı göstereceğimiz çaba belirliyor. Not: bir işte çalışırken veya bir meşgale sahibiyken (bakılması gereken bir/birkaç çocuk hasta,vb. veya ev işi, vs.) okuyanları hariç tutuyorum. benim sözüm, hiçbir işi ve sorumluluğu bulunmayıp halen yakınanlara. ama bir üniversite okurken 2. üniversiteyi okuyanları hariç tutmuyorum. zira aynı anda iki üniversiteyi okumak, çok zor değil gibi, çünkü AÖF'deki çoğu bölüm zaten genelde sözel ve okumaya, okuduğunu anlamaya yönelik. hatta bazı AÖF bölümleri normal örgün öğretimde okunan bölüme yardımcı dahi olabilir, ör. bankacılık ve finans okuyan birinin AÖF'den iktisat/işletme okuması gibi. Dolayısıyla mevcut bölüm derslerini okuyup anlama açısından yardımcı olabileceğini düşünüyorum, AÖF okumanın. Ama bu sadece benim görüşüm. ***Fakat şöyle de bir şey var, belki millet olarak tembeliz, ama eğitim sistemimiz de bir o kadar bitik. ezbere dayalı eğitim çok yaygın ülkemizde. anlama ve bilgiyi sindirmeye dayalı eğitim neredeyse hiç yok... o da gene baştaki bazı bürokrat ve yöneticilerin atıl olmasından, ve gereğinin yapılmasının ağırdan alınmasından kaynaklanıyor. malum, devlet isleri hep atıl işlerdir, hep ağırdan alınır. (bunu en net noter ve vergi dairelerinde görürüz.) ****bir de, ben eğitim bakanının yerinde olsam AÖF'yi yaygınlaştırmanın yanında ikinci öğretimi kaldırmaz, ona da gerekli önemi verirdim. Zira istediği bölümde okuyamayip da ikinci bir bölümü okumak isteyen fakat bölümü AÖF'de olmayan çok insan var, mesela ben. veya her öğrencinin durumu olmayabiliyor, hem çalışıp hem okumak zorunda olanlar da var. onlar için de ikinci öğretim, biçilmiş kaftan kanımca.
Toplam 6 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi