İşyurtları Kar Payı Miktari Ne Kadar Ve Ne Zaman Olacak ?

bi hesaplama yöntemi var buna göre ortalama bin lira her memur alır gibi görünüyor sizin düşünceniz nedir ?

yanlış anlaşılan birş ey yok tüm personel döner sermayeden pay alacak ?

bilen yazsın iş yurtları ödemeleri ne zaman yapılıyor ? hangi ay ?

araştır biraz nerede yaşıyorsun kanun geçti bile face de cezaevi sendikası grubuna katıl bari de kurumlardan kanunlardan haberin olur.

Karantinada yaşıyorum tabi ki 'cezaevi sendikası' mı? İhtiyaç duyan takip etsin, şahsen ihtiyaç duyarsam bir ara bakarım.

Küsüratları yazmadan , sadece kaba taslak , yaklaşık bir yorum bırakacağım buraya. Yanılma payım ödemeler gerçekleştiğinde çok büyük olursa beni burada ifşa ediniz hepinizden özürdileyeceğim ama yaklaşık bir yorum yaparsamda bir tebrik beklerim :)

Şimdi ilgili mevzuatı okudum defalarca.Eskisine de yenisinide. Eskiden çok uzağa gitmeyelim 2019 da örneğin KANTİN de çalışan bir arkadaş (yuvarlak hesap) 8000 TL alıyordu ise şimdi ne olmuş maaşının %50 sini geçmeyecek ve memur maaş katsayısının 10000 gösterge rakamı ile çarpılıp ortalama bir rakam bu arkadaşlara verilecek. E bu rakam 16,000 TL ye tekabul ediyor. Bizlere de muhtemelen 4000-5000 TL arasında yılda bir kez ödeme yapılacaktır.

Şimdi işin püfffff noktasına geliyorum. Hani yukarıda bir arkadaşımız demiş ki idarenin yetkisine bırakılmış vermeyebilirde. Bunu okuduktan 2 saat sonra gülme vakti buldum ve 2 dakikamı ayırarak güldüm.

Arkadaşıma bilmeyebilir ama birşeyi hatırlatma ihtiacı duyuyorum(Eğitim hayatımda ÖSS vardı o zaman yıl 2004 ve ben ÖSS de TÜRKÇE den 45 te 45 yaparak rekor kırmıştım. Yani eğer devletim bana GYS lerde hakettiğim sıralamayı verirse ben ilk 50 de her zaman olurum ve olmaya devam edeceğim ALLAH ın izni ile.Cümle ve kelime anlamında kendime güveniyorum

Arkadaşımıza şunu açıklamak istiyorum. İdarenin yetkisine bırakılmış doğru o zaman KANTİN de çalışan arkadaşlar bundan sonra 18,000 TL almayacaklar.Çünkü madde topluca geçmiş.Ayrı ayrı geçmemişki. KANTİNDE çalışanlar a KESİN verilecek ama DİĞER ÇALIŞANLARIN alacağı kar İDARE yetkisine bırakılmıştır.

Efendi efendi iyi oku ve doğru yorumla. Demişki herkese verilecek ve kar miktarı eşit dağıtılacak. Hatta ve hatta bu konu hakkında TEZ hazırlar sunumumu da yaparım ya da isteyen herkesle MÜNAZARA.

Kısaca ben 4000-5000 TL alacağımızı düşünüyorum NOKTA.

tüm kurumlardan personelin bilgi alış verişi yaptığı sıkıntılarını paylaştığı en büyük topluluk cezaevi sendikası isimli grup katılmanızı öneririm 30 bin memur var.

O oraya gelmez kardeşim. Herşeyi biliyor çünkü.Tebrik ediyorum kendisini.

Kendileriyle düşünce birliği içerisinde olmasam da işbirliğine girerek örgütlenmenin eksik olan güven sorunu ortadan kaldırmış DİSK' e sözleşme yetki belgesini aldırmıştım. Patronumun itiraz etmeme karşılığında anlaşma teklifine Kemal DOĞAN' ın olumlu cevap verdiğini, hiç bir kazanım olmadan mevcut şartlarla sözleşme imzalama hazırlandığını öğrendiğimde tepkimi ortaya koydum ama artık çok geçti. Sendikanın amaç değil hak aramada ve hakları geliştirmede bir araç olduğunu yüksek sesle söylediğim için iş akdi düzmece sebeplerle feshedilen ilk kişiydim. Kendisiyle görüşmemde hukuki yardım teklifi reddettim ama 'okumaya devam et' sözünü kabul ettim ve bir daha asla bir sendikacıya güvenmeyeceğim diyerek de kendime söz verdim. Şimdi meslektaşımın birisinin sanal ortamda da olsa 'cezaevi sendikasına üye ol da bir şeyler öğren' demesine sadece tebessüm ediyorum ki gerçeğini tecrübe edenin sanal/sahtesiyle ne ilişkisi olabilir, teorik bilgi edinme konusuysa göreceli, her bilenin üstünde bir bilen vardır. Özel sektör olsun, kamuda olsun iş hayatında yeni değilim, bedel ödedim ki hayat tecrübem ergenlerin gençlerin kadar olsun. Şahsen bir saat/gün daha yaşayacağımı dahi bilmeden bir gün/ay sonraki MWWY ile yarışıyorum ama kendini bırakıp beni alt etme geçme yarışına girişen veya açıktan bir düşmanlığı olan meslektaşların hayatında istemeyerek de olsa bir süre daha hedefte olacağım galiba.

Aradan geçen onca yılda isimler bir birine karışıyor. Önemsiz belki ama yukarıda sehven Kazım DOĞAN yerine Kemal DOĞAN yazmışım. Kemal ise DİSK Tekstil İşçileri Sendikası bölge/il sorumlusuydu. Bir birine zıt veya bir birinden farklı düşüncede, farklı yaşam biçimleri olan bu kadar insanı; hak arama ve geliştirme amacı temelinde bir an bile olsa birleştirmede bir rol üstlendiğim için gururluyum. Geçmişimde bir hatıra şu anıma bir tecrübe oldular hepsine selam.

Size irrite olduğum doğrudur. Bunun nedenleri zaman içerisinde oluştu maalesef.Birincisi ve benim için en önemli konu olan Mülakatlarda ki adaletsizliği savunmanız ve ''Allah ın Katında herkesin bir önemi değeri olduğundan kişi kendini önemli hissediyor'' cümlesini kurmanızdır.

Ne o burda Komisyonlarda görev yaptınız Adam kayırmalarla bir yerlerde zamanında çalıştınız yada çalışıyor olmanızdan ötürü ALLAH size CENNETE KİM GİTSİN diye KOMİSYON KURDURUP O KOMİSYONADA MI sizi alacaktı zannediyorsunuz.

Çok şükür ki allah ın huzurunda hepimiz eşit olacağız ve bundan ötürü kendimi tabiki değerli hissediyor ve sizlerden hakk ımı alacağım günü elbette bekliyorum İnşallah.

Sizler SENDİKA başkanlarına güvenmiyorsunuz ben KÖYÜN muhtarına bile güvenmiyorum ona bakarsanız. Bu işler maalesef MUHTARA kadar inmiş ama siz haalen bu sistemi savunuyorsunuz.

Ben TÜRKİYE nin SAHİL şeridinde doğup büyüyen ve aklı ve beyni o şeritte şekillenmiş biri değilim.

Ben TÜRKİYE nin BOZKIRLARINDA doğmuş yetişmiş GÜNEŞ ışınlarının Mavi Kot pantolnu ve kırmızı tşörtünü beyazlattığı kırsallarda aklı ve beyni her daim 783.562 km² için atan vatansever ama Yöneticilerin ve KOMİSYON görevlillerinin hiç acımadan tekmeyi vurduğu bir Gariban çiftçi çocuğuyum. Beni ötekileştirmeniz sizin acizliğiniz sizin doymuşluğunuz sizin koltuğunuzdan kaynaklanıyor.Ben hakkım olan 783.562 km² içerisinde bir kum tanesi kadar bile değeri olmayan BAŞMEMURLUĞU mu kimse almasın hakkım olanı kimse benden almasın diye bir kuş yavrusu gibi ciyaklayan biriyim ama buna bile sizin gibiler muhalif oluyorsa ALLAH ISLAH eylesin diyorum.

Benimle aynı forumda olmanız ve sürekli yazılarımı alıntılayıp kişisel sıkıntılarınızı yazmanız dışında hangi ortak noktamızdan, hangi ilişkili durumdan sorun çıkmış olabilir? Bir sorun varsa bir hak varsa benimle sizin aramızda ilişkili değil. Hala hakkım var diyene kanuni hak arama yolları ve Allah' ın huzuru açık. İddianızı mahkeme önüne getiriniz veya susunuz, iddianızı hakkın huzurunda öne sürersiniz.

Forumda 'Daire Başkanı' statüsü var diye beni nasıl değerlendiriyorsunuz anlamadım. Ne komisyonu memurum hala sınava, mülakata giriyorum gireceğim. Sınavlarımda puanlama sıkıntım yok, mülakatta başarılıyım ama komisyonların çoğu bunun farkına varmıyor ancak atanmayınca şöyledir böyledir demek gibi davranış edinmedim. Şahsen nasibe inanırım ve razıyım ki nasip benden bağımsız.

Sizinle elbette ve de kesinlikle ortak noktamız yok. Puanım iyi mülakatım iyi ama eleniyorum diyip buna razı olamanız Maltada çalışmıyor olmanızdan kaynaklanıyor ya da tuzunuz kuru masa başı memuru omlanızdan

Ya da şöyle diyelim. Yanınızda ki bir arkadaşınız 26 yaşında Kayınpederi Müdür diye 61 puanı almış ağzında sakızıyla geviş getirerek ben bu sınavı kesinlikle geçerim demiyordur.Yoksa muhakkak benim düşüncelerime sahip olurdunuz ve bir ortak noktamız olmuş olurdu. Şu durumda evet ortak noktamız yok

Şahsen bende 85 aşağısı almıyorum , maltada çalışmak şuan zoruma gitmiyor ama 1 kez daha elenirsem aynı gemide kendimi değersiz hissetmeyeceğim desem yalan olur.3Yıllık memur 12 yıllık memurdan hem aşağı puan alacak hem onun amiri olacaksa ALLAH ISLAH eylesin. Bizim duamızda bu olsun....

Diğer konuya gelecek olursak: Bir daha ben Mülakatların Zulüm olduğunu herhangi bir yerde yazarsam bunu kendi üzerinize alınıp cevap verme tenezzülünde bulunmazsanız sevinirim.Bu durumda ne ben sizi görmüş olurum ne de siz beni görmüşolursunuz...

Mahkemeye verin demişsiniz :) Vallahi son zamanlarda oldukça komik yorumlar dökülüyor parmaklarınızdan klavyeye. Hocam pardon kimi kime şikayet edeceğim. Amcanın oğlunu diğer amcaoğluna mı ?

Allah ın hesap gününde kuracağı mahkeme mi ? Onu sadece ben değil HAKK kaybına uğrayan herkes bekliyordur zaten .Konuşmaya bile gerek yok..

Neyse işte bundan sonra şöyle yapalım. Bir daha siz beni görmeyin bende sizi olur mu?

Şahsen bir durumu konuyu eleştirirken veya destekleyip yüceltirken evrenselliğe, hakkaniyete göre hareket ederim ki özellikle eleştirdiğim bir durumda olmamaya çalışırım ama bu desteklediğim yücelttiğim her konunun bende mevcut olduğu anlamına gelmiyor. Nihayetinde erdemli olmaya çalışıyorum ama erdemin kendisi değilim. Dolayısıyla mülakatı savunurken (sizin kurduğunuz eşitlikle mülakat = torpilin ) işime gelmesine göre değil, işe alım sürecindeki yeriyle ilgili olgusal olarak değerlendirmede bulunuyorum ki bu sistemde girdiğim mülakatlarda seçildiğim olduğu gibi diğer mülakatların çoğunda da seçilemedim.

Mesleğimin ilk yılında bir veya bir kaç ay çeşitli birimlerde yardımcı olarak görevlendirildim. Beraber göreve başladığım devrelerim sosyal ilişkilerini kullanarak çeşitli birimlere talip oldular, ben olmadım maltada görev yaptım, sonrasında bulunduğum kurumun iç işleyişi sebebiyle personel tutundurulmasının zor olduğu bir birimde uzun yıllar görev aldım. Tutuklu ve hükümlülerle yüz yüze ama mesleki ilişki kurdum, kendi birimimin haricinde ilişkili diğer birimlerden görevler üstlendim, ayak sürüyen değil omuz veren sırtlayan oldum. Bir süre sonra görev bilincimin suistimal edildiği düşüncesiyle tükenme noktasına vardığımda vardiyada görevlendirilmemi talep ettim ki o anki kırgınlıkla birim görevimdeki süre kadar vardiya görevinde çalışmadıkça hiç bir birimde görev kabul etmeyeceğimi söyledim. Dürüstlük ve güven temelinde kurduğum yüz yüze ilişkiler sayesinde nöbet yerime ceketimi assam işim aksamadı hep yürüdü. Hakkı olanların hakkını savsaklamadım zamanında teslim ettim istetmedim vs.... Görevdi, sorumluluktu, tecrübeydi falan hala bir şeyler öğreniyorum, öğrendiğimi/bildiğimi düşündüğüm an geri kaldığım an olacak rabbim hep farkında olmayı nasip etsin. Amirlerim, arkadaşlarım, meslektaşlarım, forumdaşlarım beni nasıl bilirse bilsin (bilmek; bilen özneyle bilinen nesnenin ilişkisidir ve bilenin öznelliğini de içerir) kendimi ispatlamak için yazmıyorum eylemiyorum ki beni rabbim bilsin, ancak onun rızasına talibim.

İşin özü mülakattı, torpildi vs.. gibi daha bir çok konularda düşünüyorsam sonucunda yazarak fikir beyan ediyorum, bunları yaparken üstüme alınıp kendimi savunmuyorum çünkü buna ihtiyacım yok. Hayatım mesleğim kariyerim içinse çabalıyorum ama ben seferden sorumluyum zaferden değil.

Okuyorum gözlemliyorum, eleştiriyorum, düşünüyorum ve ilgili bulduğum konularda yazarak pratik yapıyor sonra yazdıklarımı tekrar okuyorum. Diyalektiği seviyorum ki ben hoşgörülü olduğum halde karşı fikir beyan etmememin istenmesi çok saçma.

Elimde olmayan sebeplerle yazdığım konuların farklı yönlere gitmesine bir türlü engel olamıyorum. Herkesin istediği her konuya yazması kişiler arası ve toplumsal usuller dikkat edildiği sürece haktır ama her konunun kendi bütünlüğü içinde konuşulması, yazılması, tartışılması taraftarıyım. Bu sebeplerle forumdaşların hoş görüsüne sığınıyorum