Editörler : E.Kayı Han
14 Ağustos 2020 20:41

Kurumlar Arası Geçiş

Kadrolu infaz koruma memuruyum ve muhasebe mezunuyum. Kpss ile başka bir kuruma - örneğin Toprak Mahsulleri Ofisi - kadrolu muhasebeci olarak atanmam durumunda muvafakat almamda sıkıntı olur mu sizce? Muhasebe mezunu birinin başka bir kurumda muhasebeci olması kadar normal bir şey yok diye düşünüyorum.


CBS
Kapalı
14 Ağustos 2020 22:07

Kpss ile atamalarda kurum muvafakat veriyor genelde, eğer vermezse idari dava ile geçersin.

1992resta
Aday Memur
15 Ağustos 2020 23:09

Ben 2 kez arandım ikisinde de muvafakat vermedi bu bakanlık.Vermezse dava aç arkadaşın da dediği gib

16 Ağustos 2020 11:34

Benim bildiğim ister kpss olsun ister naklen olsun bakanlık kesinlikle vermez anca dava açarsın da o da epey uzun sürer ocakta bir idari dava açtım halen devam ediyor


howards
Şef
17 Ağustos 2020 16:05

Kpss ile atanmalarda muvaffakat verilmemesi gibi bir durum söz konusu değil. Lütfen bilmeden yanlış yorum yapmayın. İlga edilen Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşleri hala geçerliliğini koruyor.

https://www.memurlar.net/haber/180235/devlet-personel-baskanligi-4-b-goruslerini-yayimladi.html

17 Ağustos 2020 19:41

birader önümdeki örneğe mi inancam yoksa sana mı adam ben vermiyorum git dava aö diyor artık DPB diye bir kurum kalmadı görüşleri de geçersiz bunu da çalışma bakanlığı diyor yani sen o dediklerini bir zahmet geçeceksin

howards, 4 yıl önce

Kpss ile atanmalarda muvaffakat verilmemesi gibi bir durum söz konusu değil. Lütfen bilmeden yanlış yorum yapmayın. İlga edilen Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşleri hala geçerliliğini koruyor.

https://www.memurlar.net/haber/180235/devlet-personel-baskanligi-4-b-goruslerini-yayimladi.html


adaletvehak
Genel Müdür
25 Ağustos 2020 14:02

Ahmet ÜNLÜ'nün yazısı;

Danıştay'dan kurumlar arası geçişlere ilişkin ezber bozan karar

Kurumlar arası geçişler iki kamu kurumunun karşılıklı muvafakatı ile yapılmaktadır.

Bazen memurun çalıştığı kurumun personel ihtiyacı olmamasına rağmen muvafakat

vermemesine sıklıkla karşılaşılmaktadır. Kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı

olduğu düşünülen muvafakat vermeme işlemleri idari yargıya taşınmaktadır. Acaba

yargı mercilerince iptal edilen muvafakat vermeme işlemi sonrasında ilgili kurumlar

bu defa da hizmetine ihtiyacım kalmadı diyerek atama yapmazsa ne olacak?

İptal edilen muvafakat vermeme işlemi sonrasında atama yapmak zorunlu mudur?

657 sayılı Kanun'un 74'üncü maddesinde kurumlar arası nakil işlemleri düzenlenmiştir.

Buna maddeye göre; Memurların 657 sayılı Kanun'a tabi kurumlar arasında, kurumların

muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68'inci maddedeki esaslar

çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim

durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakillerinin mümkün

olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu maddeye istinaden bir memur naklen geçmek istediği kamu kurumuna bir dilekçe

ile müracaat etmekte ve atama yapacak ilgili kurum ise memurun çalıştığı kurumdan

muvafakat talep etmektedir. Memurun çalıştığı kurumun makul bir gerekçe olmadan

muvafakat talebini reddetmesi halinde ilgili memur bu işlemi idari yargıya taşıyabilmektedir.

Memurun idari yargıdan muvafakat vermeme işlemini iptal ettirmesi halinde idareler

30 gün içerisinde muvafakat vermek zorundadırlar.

Ancak, bazı hallerde yargı kararı ile muvafakat alındıktan sonra değişik saiklerin

devreye girmesi ile atama işlemi yapılamamaktadır. Yani muvafakat vermeye yargı

kararı ile zorlanan kurumun amiri diğer kurumun amirini arayarak atama işlemi

yapmama ricasında bulunabilmekte ve bu rica da çoğu zaman yerine getirilmektedir.

Sonuç olarak yargı kararı ile muvafakat alan memur adeta ortada kalmaktadır.

Hem istediği kuruma geçemeyen hem de kurumu ile davalık olan bir kişi konumuna

düşmektedir. Bu durumun bir memur açısından ne anlama geldiğini herhalde anlatmaya

gerek yoktur.

Muvafakat isteme "atama iradesi" anlamına gelir mi?

Danıştay 2. Dairesi'nin Esas No: 2017/534 Karar No: 2017/8383 sayılı kararında

muvafakat vermeme işleminin iptali sonrasında idarelerin yapmakla olduğu hususlara

açıklık getirilmiştir.

Bu karara göre dava, Mudanya Kaymakamlığı'nda şoför olarak görev yapan davacının,

Mudanya Belediye Başkanlığı'nda münhal bulunan bilgisayar işletmeni kadrosuna

atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 22/11/2012 günlü ve 560

sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Danıştay Beşinci Dairesi'nin 17/05/2016

günlü ve E:2014/4121, K:2016/3115 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen

Bursa 3. İdare Mahkemesi'nin 06/12/2016 günlü ve E:2016/1212, K:2016/1595 sayılı

kararıyla; davacı tarafından, münhal bulunan bir bilgisayar işletmeni kadrosuna

atanma istemiyle yapılan başvuru üzerine davalı İdarece Mudanya Kaymakamlığı'ndan

atamaya esas olarak incelenmek üzere bilgi ve belge istenildiği, ancak, davacının

atanmasına muvafakat verilmediği; muvafakat vermeme işleminin yargı kararı ile

iptali üzerine, davalı İdarece mevcut kadro ve ihtiyaç durumuna göre atama yapma

konusunda takdir yetkisine sahip olduğundan, davacının görevlendirilmesi düşünülen

yere, birim içerisinde görevlendirme yapılarak personel ihtiyacının giderildiğinden

bahisle atamasının yapılmamasına yönelik tesis edilen işlemde hukuka aykırılık

bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine hükmedilmiştir.

İdare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istendiği dava

dosyasının incelenmesinden, Mudanya Kaymakamlığı emrinde 5. derece şoför kadrosunda

görev yapan davacının, Mudanya Belediye Başkanlığı'nda münhal bulunan 3. dereceli

Bilgisayar İşletmeni kadrosuna atanma istemiyle başvurduğu, atanması uygun görülerek

Belediye Başkanlığı'nın 26/07/2012 günlü ve 400 sayılı yazısı ile kurumundan

muvafakat verilmesinin istenildiği, ancak Bursa Valiliği'nin 09/08/2012 günlü

ve 10797 sayılı işlemi ile davacıya muvafakat verilmediği, davacının bu işlemin

iptali istemiyle açtığı davada, Bursa 2. İdare Mahkemesi'nin 24/12/2012 günlü,

E:2012/914, K:2012/1490 sayılı kararıyla, davacıya muvafakat verilmemesine ilişkin

işlemin iptaline karar verildiği ancak davalı idarece bu arada geçen sürede,

davacının görevlendirilmesi düşünülen yere, birim içerisinde görevlendirme yapılarak

bu alandaki personel ihtiyacının giderildiğinden bahisle davacının atanma işlemi

yapılmamıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının, muvafakat verilmemesine ilişkin işlemin

iptali istemiyle açtığı davada Bursa 2. İdare Mahkemesi'nin 24/12/2012 günlü

ve E:2012/914, K:2012/1490 sayılı iptal kararının, temyiz edilmeyerek kesinleştiği

görülmüştür. Bu durumda, davalı idarenin daha önce davacının atanma talebini

kabul ederek muvafakat istemesi karşısında atama konusundaki iradesinin mevcut

olduğu, muvafakat verilmemesine ilişkin işlemin ise yargı kararı ile iptal edilmiş

olması ve söz konusu kararın kesinleşmesi de göz önüne alındığında, yargı kararı

uyarınca işlem tesis edilmesi gerekirken, atanma talebinin reddedilmesine ilişkin

dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi

kararında da hukuki isabet görülmediği için karar bozulmuştur.

Karar, benzer durumda olan memurlar açısından oldukça önemlidir

Görüleceği üzere, verilen karar birçok açıdan memurları rahatlatacak niteliktedir.

Çünkü, uygulamada yargı kararında yer alan hususlara çok sıklıkla rastlanılmaktadır.

Özellikle idareler muvafakat vermeye yargı kararı ile zorlandıklarını düşünerek

ikili ilişkileri devreye sokmakta ve muvafakat isteyen kurumları taleplerinden

vazgeçmeye ikna etmektedirler. Bu durum ise idareler karşısında zayıf durumda

olan memurları zor durumda bırakma anlamına gelmektedir. Elbette idareler yargı

kararları ile takdir haklarını kullanamaz hale getirilmemelidir. Ancak, takdir

hakkının da kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında kişisel kaprislere alet

edilmemesi gerekir. Bu açıdan bakıldığında Danıştay 2. Dairesi'nin vermiş olduğu

bu karar oldukça önemlidir.

Bu karar emsal olabilir mi?

Bu karar, bireysel özellikler taşısa da emsal niteliğinde olabilir. Çünkü,

idari yargının bu karar sonrasında benzer kararlar verebileceğini ifade edebiliriz.

Ancak, kamu kurumlarının bu karara uymaları zorunlu değildir. Yargı kararlarının

zorunlu olarak emsal oluşturması İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile olabilmektedir.

İBKK, diğer tüm mahkeme kararlarından farklı olarak tüm kamu kurumlarınca ve

davaya bakan hakimlerce uyulması ve göz önüne alınması gereken kararlardandır.

Dolayısıyla İBKK dışındaki kararlar uyulması zorunlu emsal karar niteliğinde

değildir. Ancak, bazı kararlar İBKK olmamasına rağmen istikrar kazandığı için

bunlara uyulması idarenin yargı ve avukatlık masrafından kurtulması açısından

uygun olacaktır. İdarelerin memurlarıyla sulh içerisinde yaşaması dileklerimizle.

https://sgkrehberi.com/haber/274555/danistay-dan-kurumlar-arasi-gecislere-iliskin-ezber-bozan-karar.html

bu linkte


DwightStifler
Kapalı
25 Ağustos 2020 16:11

adalet bakanlığı adaletin en az olduğu bir bakanlık olduğu için atanırsan bile kesin muvafakat vermezler senin dava açmanı isterler uğraştırırlar en sonunda geçer misin mahkeme sonucuna göre geçersin diye düşünüyorum.

ama eğer bakanlıkta tanıdığın varsa hiç böyle süreçlerle uğraşmaz trink diye geçersin.

Toplam 7 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi