Editörler : "eskiyara"Pangaea


Kapalı
09 Ekim 2020 21:24

Bitmek bilmeyen PDR düşmanlığı
Mesleğimde 7. Yılımı çalışıyorum. İlk olarak atandığım okula büyük bir heyecanla başlamıştım. Yeni mezunum. İlk psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri yürütme kurulu toplantısı yapacaktık. Yeni mezun olmanın bilgi birikimiyle neler yapılabilir bu okulda onu düşünüyordum. Toplantı başladı. Yürütme kuruluna gönüllü yazılan arkadaşların toplantının başından sonuna kadar tartıştıkları husus su olmustu, pdr hizmetleri gerekli midir? Beynimden kaynar sular dökülüyordu. Gözümde yıllarca öğretmenler ile ilgili imaj yerle bir olmustu. Öğretmenler dediğimiz örnek aldığımız insanların hali içimi acıtmıştı. Her neyse toplantı bu tartışmayla başladığı gibi bitti. O okulda 3 yıl kaldım ve o okuldan tayin olurken o sözde pdr hizmetleri gerekli midir diye soran arkadaşların olduğu öğretmenler grubu okulda öğrencinin öğrenciyi istismar ettiği olayı kendileri bilip savcılığa kendileri veremedikleri için kıvranırken en son bana ifade etmişlerdi ve aynı gün konu savcılığa yansıdı ve gerekli işlemler yapıldı. Bu öğretmenler daha bir ihmal istismar durumunda ne yapacaklarını dahi bilmiyorlardı. Yani bu arkadaşlar çok bilgili olsalar pdr yi küçümsüyorlar diyeceğim ancak en temel konularda dahi bilgi eksikleri varmış maalesef. Velhasıl 7. Yılımı mesleğimde yaparken gördüğüm kadarıyla pdr ye inanılmaz bir dusmanlik var. Öğretmenlerin bazıları bu dünyadaki en büyük dusmanlari olarak pdr yi görüyorlar. Bizler okullarda bir çok olayı takip ederken etik ilkelere uymaya çalışıyoruz. Çoğu zaman reklam yapmıyoruz yapamıyoruz. Etik ilkelere uyunca calismamazligimiz da tutunda is bilmezliğimize, gereksizligimize gibi binlerce söz isitiyoruz. Yüzümüze soyleyemeyenler bakıyoruz sosyal medyada trol hesaplar ile pdr ye atıp tutuyor. Pdr sizin dusmaniniz değil. Pdr hizmetleri yürütse en çok öğretmen arkadaşlar rahat eder. Bunu zamanla çoğu arkadaş anlıyor. Ancak öğretmen olupta bilgiye ve değişime kapalı bu kadar arkadaşın milli eğitim bakanlığında yer alıyor olmaları da üzücü maalesef.

aypdr06
Kapalı
09 Ekim 2020 21:33

Bu mesaj 20'nin üzerinde eksi oy aldığı için gizlenmiştir.
Aynı okulda öğrencilerin sınıfta kalmaları için okul sene başında karar almıştı. Bunu velilere imzalatmışlardı. Yasal olarak bazi önlemler alınmıştı. Sene sonunda 60 a yakın öğrenci sınıfta kalacaktı. Her neyse liste elime geçti ve pdr hizmetleri alıp listede ismi olan çocukları kontrol etmeye başladım. Bunlardan 30 a yakın öğrenci ile çalışmamız olmuş. Neyse ben bir rapor hazırladım ve öğretmen arkadaşlara şök toplantısında verdim. Bu cocuklar sınıfta kalmasın, hayattan tokat yemişler bir Tokat ta biz atmayalım dedim. Neyse 8. Sınıf sınıf rehber öğretmenlerinden biri bana çıkışarak hocam bu çocukta sınıf geçerse hepsi geçsin dedi kendi sınıfının Ogrencisi için. Çocuğun adını sordum ve bu çocuğu neden rapora yazdığıma kullandığım veri tabanından baktım. Öğrenciler çok fazla olduğu için veri tabanı kullanıyordum. Veri tabanının verdiği bilgilere göre sınıfta kalması istenen öğrencinin ailesinin maddi durumu dusuk, çocuk 5 ve üzeri Kardesi var, çocuk okuldan sonra çalışmak zorunda kalıyor ve anne babası boşanmış. Bunu o sınıf rehber öğretmen arkadasa ifade edince bu bilgilerden haberi olmadığını ifade etti. Kendisi çocuğun sınıf geçmesi için oy kullandı. Müdürümüz genel bir karar aldırdı. İtirazlarima rağmen o cocuklar sınıfta bırakıldı. Yazık... yazık... yazık...

aypdr06
Kapalı
09 Ekim 2020 21:37

Yalnızca pdr ile ilgili pdr yi öven bir yorumun aldığı eksi (-) puanlar ile pdr yi yeren bir yorumun aldığı fazlaca artı (+) puanları bile görürseniz pdr ye karşı var olan dusmanligi, mobbingi görebilirsiniz.

guerlian
Şube Müdürü
09 Ekim 2020 21:47

Sabaha kadar anlat dur, keyfiniz beyde yok.


hugo.almeida
Kapalı
09 Ekim 2020 21:52

Hocam sınıfta bırakılması doğru bir karar olmuş. Sınıfı geçmek için yeterli kazanımları sağlayamayan öğrenciler durumlarına göre tolere edilemez. Biz çocukların maddi durumlarına göre karar veremeyiz. Sınıfta bırakmakta "bir tokat da biz atalım" mantığı güdülerek işlem yapmaz öğretmenler. Kalması geçmesinden çoğu zaman daha doğrudur. Hakkaniyet içinde davranmaya özen gösteririz. Bu durumda bir öğretmenin yapması gereken çocuğa hak etmediği bir not vermek değil çocuğun şartlarının iyileştirilmesi için gerekli bilgilendirmeyi yapmasıdır. Bu da bir zorunluluk değildir. Biz herkesin maddi durumunu takip edemeyebilir, bilemeyebiliriz. Çocuk ve velinin bir beyanı olmadıkça hafiye gibi çocukların ne yaptıklarını takip de edemeyiz. Sizin bu durumdan haberdar olup durumun çözülmesi adına beyanınıza göre çocuk işçi olarak çalıştırılmasını göz ardı etmek gibi idareye bir bildirim yapmamışsanız bahsi geçen konuda ne kadar yanlış bir tutum ortaya koyduğunuzu göstermiş gibi oldunuz maalesef. Etik kurallar içinde mi bu durum?

Kendi adıma bir düşmanlığım ya da nefretim yok bu arada. Biraz fazla genellemişsiniz sanırım.

aypdr06, 4 yıl önce
Aynı okulda öğrencilerin sınıfta kalmaları için okul sene başında karar almıştı. Bunu velilere imzalatmışlardı. Yasal olarak bazi önlemler alınmıştı. Sene sonunda 60 a yakın öğrenci sınıfta kalacaktı. Her neyse liste elime geçti ve pdr hizmetleri alıp listede ismi olan çocukları kontrol etmeye başladım. Bunlardan 30 a yakın öğrenci ile çalışmamız olmuş. Neyse ben bir rapor hazırladım ve öğretmen arkadaşlara şök toplantısında verdim. Bu cocuklar sınıfta kalmasın, hayattan tokat yemişler bir Tokat ta biz atmayalım dedim. Neyse 8. Sınıf sınıf rehber öğretmenlerinden biri bana çıkışarak hocam bu çocukta sınıf geçerse hepsi geçsin dedi kendi sınıfının Ogrencisi için. Çocuğun adını sordum ve bu çocuğu neden rapora yazdığıma kullandığım veri tabanından baktım. Öğrenciler çok fazla olduğu için veri tabanı kullanıyordum. Veri tabanının verdiği bilgilere göre sınıfta kalması istenen öğrencinin ailesinin maddi durumu dusuk, çocuk 5 ve üzeri Kardesi var, çocuk okuldan sonra çalışmak zorunda kalıyor ve anne babası boşanmış. Bunu o sınıf rehber öğretmen arkadasa ifade edince bu bilgilerden haberi olmadığını ifade etti. Kendisi çocuğun sınıf geçmesi için oy kullandı. Müdürümüz genel bir karar aldırdı. İtirazlarima rağmen o cocuklar sınıfta bırakıldı. Yazık... yazık... yazık...

dundarbeyguneribey
Daire Başkanı
09 Ekim 2020 22:32

siz baya dolmuşsunuz bence sizin bir danışmana ihtiyacınız olabilir.


savcıı
Şube Müdürü
09 Ekim 2020 23:00

Ya hocam bakın keyfinize.pdrci olmak için can atan birçok öğretmen var.siz işinizi yapın kim ne diyorsa ilk önce kendine baksın.pdrci değilim ama şunu söyleyeyim çok calisaydilar da PDR okusalardi.


selamdar
Yasaklı
09 Ekim 2020 23:27

"Bu cocuklar sınıfta kalmasın, hayattan tokat yemişler bir Tokat ta biz atmayalım dedim."

Doğru bir yaklaşım değil. Yanlış, çoook yanlış bir tutum.. Evet o öğrencinin ailevi problemleri yanında bir takım mâli zorluklar da yaşıyor olması, okul ve özel yaşmında imkansızlıklar bulunması elbette kabül edilebilir. Ki eğer bu türden zorluklar içinde ise, yapılması gereken de yine aynı noktada yardım etmek, okul yardımı mümkünse onu sağlamak, o da olmuyorsa vakıf ya da Kaymakamlık eliyle gereken iaşe veya para yardımının sağlanmasına yönelik önayak olunmasıdır.

Ancak siz bunu tutar da, hayattan da tokat yemiş, işte efenim darbe yemiş bizde sınıf geçirmek istedik derseniz; bu olmadı işte. Zira bunu yaparsanız siz o çocuğa "hayatın darbesini" atmış olursunuz. Akademik bilgi ve okul gelişim evlerini tamamlamayı haketmemiş bir öğreciyi, üst sınıfa geçirmeye çalışmak demek, onu gerçek hayattan kopararak, yarınlarını heba etmeniz manasını taşır.

Açıklayayım: O öğrenci okul başarısızlığına rağmen üst sınıfa geçtiği takdirde, bu hem etik olmaz, diğer yanda hem de kendisini kandırmanıza yol açar. Taaa ki ileri sınıflara geldiğinde bu defa esas sorgulamak istediği, siz olacaksanız... ve diyecek k.i aynı öğrenci; "eğer bunlar beni sınıf geçmekle kandırmasaydı ben bugün bir dükkana, esnafa yahut sanayiye girecek ve kendi ekmeğimi kazanıyor olacaktım" bunun faturası ve bedeli benim değil ilgideki saiklerindir der...

PDR ile ilgili atıf ve sitemleriniz aynı konuda da önyargılı olduğunuzun bir başka hakikatidir. Burada sizin esas sorgulamanız gerekli husus, neden bu algı var..? insanlar neden sitemkar..? Neden saha yönetimi ya da okula entegrasyonumuz noktasında serzeniş var ? İlkin bunları saptamanız gereklidir. En azından düşmanlıkla itham etmzden önce şapkanızı önünüze düşürmeniz lazım gelir.


yalnizzlink
Genel Müdür
10 Ekim 2020 01:02

Bu mesaj 20'nin üzerinde eksi oy aldığı için gizlenmiştir.

başlık sahibi sonuna kadar haklı ama tartışmanın sonu nereye varacak ben de merak ediyorum. Burası pdr düşmanları ile dolu


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 01:57

Öncelikle yazışma üslubunuz kabul edilebilir değil. Bir insanın sözü onun görebileceği şekilde üstü çizilemez. Adabı muaşeret diye bir şey var. Üslubunuz yakışıksız, kırıcı ve seviyesiz. Bu sebeple size tek bir cevap verme gereği duymuyorum.
selamdar, 4 yıl önce

"Bu cocuklar sınıfta kalmasın, hayattan tokat yemişler bir Tokat ta biz atmayalım dedim."

Doğru bir yaklaşım değil. Yanlış, çoook yanlış bir tutum.. Evet o öğrencinin ailevi problemleri yanında bir takım mâli zorluklar da yaşıyor olması, okul ve özel yaşmında imkansızlıklar bulunması elbette kabül edilebilir. Ki eğer bu türden zorluklar içinde ise, yapılması gereken de yine aynı noktada yardım etmek, okul yardımı mümkünse onu sağlamak, o da olmuyorsa vakıf ya da Kaymakamlık eliyle gereken iaşe veya para yardımının sağlanmasına yönelik önayak olunmasıdır.

Ancak siz bunu tutar da, hayattan da tokat yemiş, işte efenim darbe yemiş bizde sınıf geçirmek istedik derseniz; bu olmadı işte. Zira bunu yaparsanız siz o çocuğa "hayatın darbesini" atmış olursunuz. Akademik bilgi ve okul gelişim evlerini tamamlamayı haketmemiş bir öğreciyi, üst sınıfa geçirmeye çalışmak demek, onu gerçek hayattan kopararak, yarınlarını heba etmeniz manasını taşır.

Açıklayayım: O öğrenci okul başarısızlığına rağmen üst sınıfa geçtiği takdirde, bu hem etik olmaz, diğer yanda hem de kendisini kandırmanıza yol açar. Taaa ki ileri sınıflara geldiğinde bu defa esas sorgulamak istediği, siz olacaksanız... ve diyecek k.i aynı öğrenci; "eğer bunlar beni sınıf geçmekle kandırmasaydı ben bugün bir dükkana, esnafa yahut sanayiye girecek ve kendi ekmeğimi kazanıyor olacaktım" bunun faturası ve bedeli benim değil ilgideki saiklerindir der...

PDR ile ilgili atıf ve sitemleriniz aynı konuda da önyargılı olduğunuzun bir başka hakikatidir. Burada sizin esas sorgulamanız gerekli husus, neden bu algı var..? insanlar neden sitemkar..? Neden saha yönetimi ya da okula entegrasyonumuz noktasında serzeniş var ? İlkin bunları saptamanız gereklidir. En azından düşmanlıkla itham etmzden önce şapkanızı önünüze düşürmeniz lazım gelir.


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 02:17

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Bahsi geçen öğrenci 8 sınıftan mezun olmak üzere olan bir çocuk. Ülkemizde ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞE göre genç işçi statüsüne girmek üzeredir ve çalışmasında yasal bir engel yoktur. Maalesef Türkiye de ki çocuk işçiler gerçeğini biliyoruz. Bunu meşrulaştıracak halimiz yok ancak bildirim ile çocuk işçilik kavramının ortadan kalkmadığı da bir gerçek. Türkiye'de var olan işsizlik ve ekonomik sorunları bilmeyen yok. Bildirim maalesef çoğu zaman bir evrak üzerinde kalıyor. Sonuç çıkacağını bilsem emin olun bildiririm. Ayrıca ailelere yardımda bulunmak için gerekli çalışmaları yürüttüğümüze de emin olabilirsiniz. Yanıtınızda hafiye değiliz demişsiniz, doğrudur değilsiniz ancak bu bilgileri de hafiyelik yaparak elde etmedim. Öğretmenin doldurduğu formlari inceledim, bir öğretmenden duyduğumu not ettim, öğrencinin kendi ifadesini not etmişim. Biraz genellemişsiniz diyorsunuz. Evet genelledim. 7 yıldır sahada aldığım tepkilere göre, diğer çalışan arkadaşlar ile yaptığım görüşmelere göre, ki eşim de psikolojik danışmandır onun da deneyimlerine yakinen şahidim, genelledim doğrudur. Bilimsel bilgiye ulaşma da tümevarım tümdengelim kuralları vardır. Ben de bunu yaptım. Doğrudur. En sona kendi adınıza pdr dusmanliginiz yok demişsiniz. Ben sizi kastediyor muyum? Siz pdr dusmani olmayınca genelleme yalanlanmış mi oluyor ? Genellemelerin hata payı vardır. Ekseriyetle anlamında söylüyorum ben bu sözü. %100 eğitim çalışanlarının tamamı bu şekilde midir diyorum ? Demiyorum.
hugo.almeida, 4 yıl önce

Hocam sınıfta bırakılması doğru bir karar olmuş. Sınıfı geçmek için yeterli kazanımları sağlayamayan öğrenciler durumlarına göre tolere edilemez. Biz çocukların maddi durumlarına göre karar veremeyiz. Sınıfta bırakmakta "bir tokat da biz atalım" mantığı güdülerek işlem yapmaz öğretmenler. Kalması geçmesinden çoğu zaman daha doğrudur. Hakkaniyet içinde davranmaya özen gösteririz. Bu durumda bir öğretmenin yapması gereken çocuğa hak etmediği bir not vermek değil çocuğun şartlarının iyileştirilmesi için gerekli bilgilendirmeyi yapmasıdır. Bu da bir zorunluluk değildir. Biz herkesin maddi durumunu takip edemeyebilir, bilemeyebiliriz. Çocuk ve velinin bir beyanı olmadıkça hafiye gibi çocukların ne yaptıklarını takip de edemeyiz. Sizin bu durumdan haberdar olup durumun çözülmesi adına beyanınıza göre çocuk işçi olarak çalıştırılmasını göz ardı etmek gibi idareye bir bildirim yapmamışsanız bahsi geçen konuda ne kadar yanlış bir tutum ortaya koyduğunuzu göstermiş gibi oldunuz maalesef. Etik kurallar içinde mi bu durum?

Kendi adıma bir düşmanlığım ya da nefretim yok bu arada. Biraz fazla genellemişsiniz sanırım.


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 02:20

Mobingin canlı yayını resmen. Görüyorsunuz. Anlatmaya gerek var mi? Bu seviyeye inmek çıkmak bile insanın kendisine saygısızlık.
guerlian, 4 yıl önce

Sabaha kadar anlat dur, keyfiniz beyde yok.


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 02:28

Ayrıca sunu belirtmek isterim bakış aciniz adına, bu bakış acisi vardır, Kohlberg Ahlak Gelişimine göre 2. Geleneksel Düzeyde Kanun ve Düzen Eğilimi olarak adlandırılan ahlaki evre vardır. Bu sözleriniz buna çok güzel uyuyor. İnsanlar için elbette adalet önemli bir kavramdır. Bazen adaleti sağlamak için insanlar baraj performanslar belirler ve geçen geçer, geçemeyen başarısız kabul edilir. Ancak eğitimde başarıyı konuşacaksak eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan çocukları bu baraja tabi tutar ve bir değerlendirme yaparsak ve o çocuğun olduğu şartları yok sayarak bir kaldı geçti notu verirsek o çocuğa bir haksızlık olmuş oluyor. Bir yandan her türlü imkan karşısında 46 alan bir çocuk, bir yanda her türlü olumsuzluğa karşı 44 alabilmiş bir çocuk. Sizin bakış acısına gore kestirilip atılabilir ki öyle yapıldı ancak ben sizin gibi bakamıyorum. Eğitimciler olarak biz fırsat eşitliğini sağlamamız lazım. Ayrıca bu kaldı geçti olayı yalnızca o okulda uygulanıyordu. Tüm ülkede sınıfta kalma yokken bu okulda uygulandı. Söyleyeceklerime ek olarak Bir de 3. Gelenek Sonrası Düzey Toplumsal Sözleşme Eğilimi ile Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi evreleri varki olaya sizin bakış acınıza göre baya farklı bakıyor. Ben daha çok bu bakış acısındayım.
aypdr06, 4 yıl önce
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Bahsi geçen öğrenci 8 sınıftan mezun olmak üzere olan bir çocuk. Ülkemizde ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞE göre genç işçi statüsüne girmek üzeredir ve çalışmasında yasal bir engel yoktur. Maalesef Türkiye de ki çocuk işçiler gerçeğini biliyoruz. Bunu meşrulaştıracak halimiz yok ancak bildirim ile çocuk işçilik kavramının ortadan kalkmadığı da bir gerçek. Türkiye'de var olan işsizlik ve ekonomik sorunları bilmeyen yok. Bildirim maalesef çoğu zaman bir evrak üzerinde kalıyor. Sonuç çıkacağını bilsem emin olun bildiririm. Ayrıca ailelere yardımda bulunmak için gerekli çalışmaları yürüttüğümüze de emin olabilirsiniz. Yanıtınızda hafiye değiliz demişsiniz, doğrudur değilsiniz ancak bu bilgileri de hafiyelik yaparak elde etmedim. Öğretmenin doldurduğu formlari inceledim, bir öğretmenden duyduğumu not ettim, öğrencinin kendi ifadesini not etmişim. Biraz genellemişsiniz diyorsunuz. Evet genelledim. 7 yıldır sahada aldığım tepkilere göre, diğer çalışan arkadaşlar ile yaptığım görüşmelere göre, ki eşim de psikolojik danışmandır onun da deneyimlerine yakinen şahidim, genelledim doğrudur. Bilimsel bilgiye ulaşma da tümevarım tümdengelim kuralları vardır. Ben de bunu yaptım. Doğrudur. En sona kendi adınıza pdr dusmanliginiz yok demişsiniz. Ben sizi kastediyor muyum? Siz pdr dusmani olmayınca genelleme yalanlanmış mi oluyor ? Genellemelerin hata payı vardır. Ekseriyetle anlamında söylüyorum ben bu sözü. %100 eğitim çalışanlarının tamamı bu şekilde midir diyorum ? Demiyorum.

aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 02:48

Zaten iyi ki de danışman arkadaşlarımız var. Sürekli birbirimize danışıyoruz. Bazen yeni başlayan meslektaşlarımız bu yaşanılanları yalnızca kendileri yaşıyor zannediyor ve olayı kişiselleştiriyorlar ancak diğer meslektaşlarından benzer durumları yaşayanları duyunca bunun kendi kişisel sorunu olmadığını anlıyorlar.
dundarbeyguneribey, 4 yıl önce

siz baya dolmuşsunuz bence sizin bir danışmana ihtiyacınız olabilir.


hugo.almeida
Kapalı
10 Ekim 2020 03:03

Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.

Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.

Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?

Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.

Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.

Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.

Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.

Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.

aypdr06, 4 yıl önce
Ayrıca sunu belirtmek isterim bakış aciniz adına, bu bakış acisi vardır, Kohlberg Ahlak Gelişimine göre 2. Geleneksel Düzeyde Kanun ve Düzen Eğilimi olarak adlandırılan ahlaki evre vardır. Bu sözleriniz buna çok güzel uyuyor. İnsanlar için elbette adalet önemli bir kavramdır. Bazen adaleti sağlamak için insanlar baraj performanslar belirler ve geçen geçer, geçemeyen başarısız kabul edilir. Ancak eğitimde başarıyı konuşacaksak eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan çocukları bu baraja tabi tutar ve bir değerlendirme yaparsak ve o çocuğun olduğu şartları yok sayarak bir kaldı geçti notu verirsek o çocuğa bir haksızlık olmuş oluyor. Bir yandan her türlü imkan karşısında 46 alan bir çocuk, bir yanda her türlü olumsuzluğa karşı 44 alabilmiş bir çocuk. Sizin bakış acısına gore kestirilip atılabilir ki öyle yapıldı ancak ben sizin gibi bakamıyorum. Eğitimciler olarak biz fırsat eşitliğini sağlamamız lazım. Ayrıca bu kaldı geçti olayı yalnızca o okulda uygulanıyordu. Tüm ülkede sınıfta kalma yokken bu okulda uygulandı. Söyleyeceklerime ek olarak Bir de 3. Gelenek Sonrası Düzey Toplumsal Sözleşme Eğilimi ile Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi evreleri varki olaya sizin bakış acınıza göre baya farklı bakıyor. Ben daha çok bu bakış acısındayım.

aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 04:40

Öncelikle tebrik ederim. Sizin yazdığınız yazılar ile 2070 hedeflerimize ulaştığımızı gördüm. Türkiye'yi Norveç yapmışız, Norveç kıskanıyor bizi. Resmen bunu yaşadım. O 1-2 dakikalık zaman için dahi olsa çok teşekkür ederim. Dünyada ve Türkiye'de ne güzel işler yürüyormuş onu öğrendim. Ne kolaymış her şey. Ben de sokakta pazarda trafik ışıklarında çalışan binlerce çocuğu yalnızca kendimin gördüğünü, çocukların zorla çalıştırıldığını düşünmüştüm. Siz eminin milyonlarca bildirim yapardınız benim yerimde olsanız. O bildirimle bütün sorunlar anında sakka da çözülürdü. Kusura bakmayın. Cahilliğime verin ağam.
hugo.almeida, 4 yıl önce

Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.

Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.

Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?

Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.

Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.

Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.

Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.

Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 04:51

Bimer cimer yolunu denemem gerekiyormuş. Peki hocam size sunu söyleyeyim, bimer cimer bütün sorunları cozuyorsa benim bimer cimer de mi sorun var. Mesela bir engelli vatandaşımız hakkında yazmış olduğum bir başvuru var. Nedense aylardır yazmama ragmen sonuç alamadım. Aile sosyal hizmetler i aramama rağmen, emniyete başvurmama rağmen sonuç alamadım. Hatta Ak parti millet vekilini araya koymamiza rağmen sonuç alamadık. Bir siz el atsanız. Ülkemizde bildirim tüm sorunları cozuyordu ya biz yapamadık. Kusura bakmayın. Kadın cinayetlerine girmiyorum bile. Adalet güven endeksine girmiyorum bile. Cimer başvurumu paylaşıyorum. "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Sosyal medya olan https://www.youtube.com/ adresinde bir çok defa

https://www.youtube.com/channel/UCayCtzxSU7QUhDawI29I_-A

adresli olan ve "YOZGATLI FENOMEN DAVUT KILIÇ" adlı 31,8 Bin aboneye sahip kanalda "sorgunlu fadime" adında engelli bir kişi ifşa edilmekte ve psikolojik, ruhsal ve belkide ekonomik olarak istismar edilerek videoları çekilmekte ve binlerce kişi önünde küçük düşürülmektedir. Devletimizin tüm vatandaşlarının olduğu gibi engelli olan vatandaşlarımızada pozitif ayrıcalık tanıyarak haklarını koruması gerekmektedir. ayırt etme gücüne sahip olmayan bir engelli vatandaş özellikle de pandemi süresince sosyal mesafe hiçe sayılarak özel hayatın gizliliği ihlal edilerek ifşa edilmektedir. bu durum kamu vicdanına aykırıdır ve ilgililer hakkında yasal işlem yapılmasını gerektirmektedir. ilgili kanalın sosyal medya platformunda kapatılmasını veya videolarının kaldırılmasını talep ederim. Gereğini bilgilerinize arz ederim."
aypdr06, 4 yıl önce
Öncelikle tebrik ederim. Sizin yazdığınız yazılar ile 2070 hedeflerimize ulaştığımızı gördüm. Türkiye'yi Norveç yapmışız, Norveç kıskanıyor bizi. Resmen bunu yaşadım. O 1-2 dakikalık zaman için dahi olsa çok teşekkür ederim. Dünyada ve Türkiye'de ne güzel işler yürüyormuş onu öğrendim. Ne kolaymış her şey. Ben de sokakta pazarda trafik ışıklarında çalışan binlerce çocuğu yalnızca kendimin gördüğünü, çocukların zorla çalıştırıldığını düşünmüştüm. Siz eminin milyonlarca bildirim yapardınız benim yerimde olsanız. O bildirimle bütün sorunlar anında sakka da çözülürdü. Kusura bakmayın. Cahilliğime verin ağam.

aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 04:58

Bimer cimer ile ilgi bir yazı attım size lütfen okuyunuz onu. Yorumlarda arayınız. Her neyse ben ne anlatıyorum siz neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz ? Pdr dusmanligi derken ifade etmiştim ya, ne iş bilmezliğimiz kalıyor ne calismisligimiz vs. Siz hala karşınızdakini bunlar ile suçlayarak hiç tanımadığınız bilmediğiniz vakalar karşısında insanları yargılamaya devam edin. Mobingin bir versiyonu olarak. Bunu yalnızca siz yapsanız amenna. Ama biz bunu camia olarak sürekli yaşıyoruz. Kagit üstünde konuşmak ne kadar kolay. İsi kişiselleştirmeye gerek yok. Velev ki ben bu vakada hatalı olsam dahi pdr ye karşı bu durusun olmadığı anlamına gelmiyor bu. Ne demek istiyorsunuz yani? Hak ediyorsunuz demek mi istiyorsunuz? Hak etmiyoruz beyfendi hak etmiyoruz!
hugo.almeida, 4 yıl önce

Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.

Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.

Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?

Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.

Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.

Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.

Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.

Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.


aypdr06
Kapalı
10 Ekim 2020 05:55

Bu mesaj 20'nin üzerinde eksi oy aldığı için gizlenmiştir.
Son olarak sizden bir şey rica edeceğim. Lütfen bırakın bu tarafsizmissiniz gibi durmayı. Bırakın nesnel tavır sergiliyormussunuz tavrını. Çünkü olaya ne nesnel ne de tarafsız yaklaşıyorsunuz. Sizde aynı yolun yolcususunuz belli ki. Çünkü sınıfından bi haber sınıf rehber öğretmenine bir şey söylemezken o arkadaş hafiye değil derken konu hakkında okul psikolojik danışmanını ise diğer 30 öğrenciye neden ulaşamadığını soruyorsunuz. O öğretmenin doldurduttugu formu okumamasina bir şey demiyorsunuz, o öğretmen öğrencilerini araştırmalı pdr ye pdr nin kendisine yaptığı gibi öğrencilerini tanıtmalı demiyorsunuz ama pdr eksik hatalı diyorsunuz. Kurum müdürüne keza en ufak bir söz yok, diğer kurul üyelerine en ufak bir söz yok varsa yoksa pdr. Ben o okulda normu 4 iken tek kişi çalışıyordum. Yetememem çok doğal. Ayrıca yalnızca tek bir konu üzerine çalışmıyoruz. Tek bir kişi ile çalışmak bile büyük bir emek isterken sorumluluğu pdr ye yıkmanız sizin ne kadar tarafsız olduğunu ifade ediyor. Bir de sizin yaklasimizda olan sözde tarafsız ve ilkeli olan ancak fiiliyatta kendini ortaya koyan Doğan görünümlü Sahinler var. Geçin bunlari lütfen. Göründüğünüz gibi olamasanizda biz sizi görüyoruz rahat olun.
hugo.almeida, 4 yıl önce

Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.

Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.

Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?

Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.

Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.

Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.

Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.

Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.


Kagiş
Müsteşar
10 Ekim 2020 11:41

Şimdi pdr.ci arkadaşlar, benim meselem şu: Çalıştığım okulda iki tane okul rehber öğretmeni arkadaş var bu sene yeni geldiler. Günlerdir bekliyorum acaba sınıf rehber öğretmenleriyle Zoom üzerinden bir toplantı yapıp arkadaşlar sınıflarınızla ilgili bir sıkıntı var mı!? Bize iletmeniz gereken bir şeyler var mı!? Ya da nasıl bir yol izleyelim!? diye ama hiç ses yok kendilerinden. Şimdi onlar okulların tam olarak açılmasını bekliyorlar ki mem'ler yazı göndersin biz de sınıf rehber öğretmenlerine paslayalım.!?? Yaa siz okul memuru değilsiniz, elinizi biraz taşın altına sokunn!! Öğretmenlerin amiri de değilsiniz!! Öğretmenler de sizin emir eriniz değil!! Bizi sağlık ocağındaki pratisyen hekim, kendinizi de devlet hastanesindeki uzman doktor gibi algılamayın!! Haftada 25-30 saat derse girip bir de sizin angaryalarınızla uğraşmak hiç hoşumuza gitmiyor, Veli toplantısı mı yapılacak!? Yap kardeşim, özel durumu olan öğrenciler mi tespit edilecek, et kardeşim sen psikolojik danışman değil misin!? Anket, form.. vs. mi olacak, sınıflara uygun bir zamanda gir ve yap!? İki kişiyseniz eğer paylaşın bu görevleri ve yapın!? Tabi burada esaslı bir okul müdürü de olacak ki bunları çalıştıracakkk! Gelin bakalım psikolojik danışmanlar bu cenazeyi beraber kaldıralım diyecek; ama nerdeee!! Sınıf rehber öğretmeni olarak yaptığımız işlerin en az yarısını sizler çok rahat bir şekilde yapabilirsiniz. Siz danışmansınız;ama işi biz yapıyoruz ne hikmetse!? Sınıflara girin, öğrenciyi tanıyın, onlarla sık sık bir araya gelin ve lütfenn yakamızdan biraz düşün!! Yapacağınız projelerinizi bizim üzerimizden değil, kendiniz bizzat sahaya inin öğrencilerle, velilerle buluşun ve gerçekleştirin. Kısacası, şu masabaşını bırakın etrafınıza bir bakın ya da bizden size artık hayır yok onu bilin!!


guerlian
Şube Müdürü
10 Ekim 2020 12:07

Şu yoruma da muhalefet edecek kadar pişkin pdrci var mı acaba? Helal olsun.

Kagiş, 4 yıl önce

Şimdi pdr.ci arkadaşlar, benim meselem şu: Çalıştığım okulda iki tane okul rehber öğretmeni arkadaş var bu sene yeni geldiler. Günlerdir bekliyorum acaba sınıf rehber öğretmenleriyle Zoom üzerinden bir toplantı yapıp arkadaşlar sınıflarınızla ilgili bir sıkıntı var mı!? Bize iletmeniz gereken bir şeyler var mı!? Ya da nasıl bir yol izleyelim!? diye ama hiç ses yok kendilerinden. Şimdi onlar okulların tam olarak açılmasını bekliyorlar ki mem'ler yazı göndersin biz de sınıf rehber öğretmenlerine paslayalım.!?? Yaa siz okul memuru değilsiniz, elinizi biraz taşın altına sokunn!! Öğretmenlerin amiri de değilsiniz!! Öğretmenler de sizin emir eriniz değil!! Bizi sağlık ocağındaki pratisyen hekim, kendinizi de devlet hastanesindeki uzman doktor gibi algılamayın!! Haftada 25-30 saat derse girip bir de sizin angaryalarınızla uğraşmak hiç hoşumuza gitmiyor, Veli toplantısı mı yapılacak!? Yap kardeşim, özel durumu olan öğrenciler mi tespit edilecek, et kardeşim sen psikolojik danışman değil misin!? Anket, form.. vs. mi olacak, sınıflara uygun bir zamanda gir ve yap!? İki kişiyseniz eğer paylaşın bu görevleri ve yapın!? Tabi burada esaslı bir okul müdürü de olacak ki bunları çalıştıracakkk! Gelin bakalım psikolojik danışmanlar bu cenazeyi beraber kaldıralım diyecek; ama nerdeee!! Sınıf rehber öğretmeni olarak yaptığımız işlerin en az yarısını sizler çok rahat bir şekilde yapabilirsiniz. Siz danışmansınız;ama işi biz yapıyoruz ne hikmetse!? Sınıflara girin, öğrenciyi tanıyın, onlarla sık sık bir araya gelin ve lütfenn yakamızdan biraz düşün!! Yapacağınız projelerinizi bizim üzerimizden değil, kendiniz bizzat sahaya inin öğrencilerle, velilerle buluşun ve gerçekleştirin. Kısacası, şu masabaşını bırakın etrafınıza bir bakın ya da bizden size artık hayır yok onu bilin!!

Toplam 94 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi