Kesinlikle katılıyorum fakat tamamen katıldığımı söyleyemeyeceğim. Çünkü sadece çocuğa değil şöyle biraz açacak olursam bu dersler her şeye zarardır.
Öncelikle çocuklar üzerinden biraz irdeleyecek olursak: Çocuklara gereksiz ders yükü bindirdiğini ve çocuğun asıl odaklanması gerekenlerden uzaklaştığını fark edeceksiniz. Özellikle ortaokul çocukları aşırı yorulduğu için, uzun saatler sonunda acıktığı için, bu derslerde yapılması gerektiği halde gerekli ölçme- değerlendirme işlemleri yapılmadan yüksek not verildiği için; ana branşlardan soğuyor.
Öğretmenler üzerinden irdeleyecek olursak: İdarenin yönetimde olan seçmeli dersler her şekilde saçma sapan bir problem yumağına dönüyor. Çocukların isteği ve gereksimi doğrultusunda değil idarenin isteği ve kolayına gelen şekilde yapılıyor bu dersler. Hatta öğretmenlere ek-ders üzerinden aba altında sopa haline dönüştü zamanla. Öğrenci dağılımları da adaletsiz ve saçma yapılıyor. Bir sınıfta, ki o sınıf idare yalakası öğretmendedir genellikle, mis gibi çocuklar olurken diğer sınıfta en yaramaz, o alanla uzaktan yakından alakası olamayan çocuklar oluyor. Öğretmen bunlarla cebelleşirken ek-ders belasına katlanıp gidiyor. Ne iş şevki ne eğitimde kalite kalıyor.
Ülkenin menfaatleri açısından irdeleyecek olursak: Şimdi bu derslerin atanan öğretmenleri olmuyor. Yani bu dersi veren öğretmenler genellikle eğitim fakültelerinin bu branşlarından mezun, yetkin kimseler olmuyor. Bu öğretmenler okullarda kendi normunu dolduramayan yani norm fazlası olan ya da ders saati az olan öğretmen oluyor. Norm fazlası öğretmen başka bir okulda çalışabilecekken ya da eksik derslerini başka bir okulda kendi branşında tamamlayabilecekken kendi okulunda kalıp hiç de yetkin olmadığı hatta genellikle savsaklanan seçmeli derslere giriyor. E... bunda ne var, diyenlerin biraz daha geniş açı ile bakmalarını rica ediyorum. Mesela, A okuldaki teknoloji tasarım dersi öğretmeni kendi okulunda 10 saat dersine giriyor. Tamamlaması gereken 5 saat dersi de başka bir okulda vermesi gerekirken okulundaki seçmeli dersler ile alanı olmadığı halde dolduruyor. B okulunda da teknoloji tasarım dersi altı saat var ve oraya da bir öğretmen atanıyor. E... tabii o öğretmen de başka bir okulda görevlendirilmek yerine kendi okulundaki alanı olmayan ve çocuklara hiçbir yararı olmayacağı halde seçmeli dersler ile hak edişini dolduruyor. Sonuç olarak tek öğretmenin yapacağı işi iki öğretmen atayarak devletin sırtına yüklemiş oluyorlar.
Ülkemizde alanı, sınırları, planları, kazanımları belli olan derslerde bile bir sürü işleyiş sorunu varken. Şimdi bu seçmeli derslerden kim nasıl bir verim bekliyor? Bana bir açıklasın bakalım.
Seçmeli derste gayet başarı gösterecek ve alanı, yetkinliği çerçevesinde olan öğretmen de seçmeli dersleri bu liyakatsiz müdürlerden nasıl alaca?
Bu seçmeli dersler yüzünden memleketin, çocukların sırtına bindirilmiş bu yükün vebalini kim verecek?
Kesinlikle katılıyorum fakat tamamen katıldığımı söyleyemeyeceğim. Çünkü sadece çocuğa değil şöyle biraz açacak olursam bu dersler her şeye zarardır.
Öncelikle çocuklar üzerinden biraz irdeleyecek olursak: Çocuklara gereksiz ders yükü bindirdiğini ve çocuğun asıl odaklanması gerekenlerden uzaklaştığını fark edeceksiniz. Özellikle ortaokul çocukları aşırı yorulduğu için, uzun saatler sonunda acıktığı için, bu derslerde yapılması gerektiği halde gerekli ölçme- değerlendirme işlemleri yapılmadan yüksek not verildiği için; ana branşlardan soğuyor.
Öğretmenler üzerinden irdeleyecek olursak: İdarenin yönetimde olan seçmeli dersler her şekilde saçma sapan bir problem yumağına dönüyor. Çocukların isteği ve gereksimi doğrultusunda değil idarenin isteği ve kolayına gelen şekilde yapılıyor bu dersler. Hatta öğretmenlere ek-ders üzerinden aba altında sopa haline dönüştü zamanla. Öğrenci dağılımları da adaletsiz ve saçma yapılıyor. Bir sınıfta, ki o sınıf idare yalakası öğretmendedir genellikle, mis gibi çocuklar olurken diğer sınıfta en yaramaz, o alanla uzaktan yakından alakası olamayan çocuklar oluyor. Öğretmen bunlarla cebelleşirken ek-ders belasına katlanıp gidiyor. Ne iş şevki ne eğitimde kalite kalıyor.
Ülkenin menfaatleri açısından irdeleyecek olursak: Şimdi bu derslerin atanan öğretmenleri olmuyor. Yani bu dersi veren öğretmenler genellikle eğitim fakültelerinin bu branşlarından mezun, yetkin kimseler olmuyor. Bu öğretmenler okullarda kendi normunu dolduramayan yani norm fazlası olan ya da ders saati az olan öğretmen oluyor. Norm fazlası öğretmen başka bir okulda çalışabilecekken ya da eksik derslerini başka bir okulda kendi branşında tamamlayabilecekken kendi okulunda kalıp hiç de yetkin olmadığı hatta genellikle savsaklanan seçmeli derslere giriyor. E... bunda ne var, diyenlerin biraz daha geniş açı ile bakmalarını rica ediyorum. Mesela, A okuldaki teknoloji tasarım dersi öğretmeni kendi okulunda 10 saat dersine giriyor. Tamamlaması gereken 5 saat dersi de başka bir okulda vermesi gerekirken okulundaki seçmeli dersler ile alanı olmadığı halde dolduruyor. B okulunda da teknoloji tasarım dersi altı saat var ve oraya da bir öğretmen atanıyor. E... tabii o öğretmen de başka bir okulda görevlendirilmek yerine kendi okulundaki alanı olmayan ve çocuklara hiçbir yararı olmayacağı halde seçmeli dersler ile hak edişini dolduruyor. Sonuç olarak tek öğretmenin yapacağı işi iki öğretmen atayarak devletin sırtına yüklemiş oluyorlar.
Ülkemizde alanı, sınırları, planları, kazanımları belli olan derslerde bile bir sürü işleyiş sorunu varken. Şimdi bu seçmeli derslerden kim nasıl bir verim bekliyor? Bana bir açıklasın bakalım.
Seçmeli derste gayet başarı gösterecek ve alanı, yetkinliği çerçevesinde olan öğretmen de seçmeli dersleri bu liyakatsiz müdürlerden nasıl alaca?
Bu seçmeli dersler yüzünden memleketin, çocukların sırtına bindirilmiş bu yükün vebalini kim verecek?