Ya kardeşim neden bu kadar basit düşünüyorsun... Bir de evrime inanan ... demişsin. Evrime inanıp inanmamak senin veya benim genetik yapımızın milyonlarca yıl da olsa, biz farketmeksizin değiştiği gerçeğini yok sayamaz Var olan bir şeye yok, yok olan bir şeye de akıl ve sır erdirmek kendi gerçeğimizi inkardan başka hiç bir şeye yaramaz. Konu madem açılmışken şunları ifade etmek istiyorum;
Evrimin, yani genetik formasyonu sadece biyolojik olarak algilamamak gerekir. Zira, evrim sarmalınin calibre tarihi 13.8 milyar yıl önce teorisyenlerin Bing-bang olarak tanımladıkları olağanüstü büyük patlama ve varoluşun kaynağı olarak açığa çıkan enerji ve partikullerinin de yarattığı tipolojik evren sarmalı da başlı başına bir evrimdir zaten. Dolayısıyla, bu hassas gerçeği kabullenmek yerine eleştiriye tabi tutmak bana sorarsan akıl işi değildir. Ayrıca, evrim durumunu sadece biyolojik olarak düşünmek de büyük bir hata olur. Çünkü bu durum zaten yaradılışın temelinde vardır. Diğer bir ifadeyle zaten yaradılış bir evrim tekamülüdur.Ek olarak, bugün yıldız, gezegen, yağmur, kar, şu, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve daha milyarlarca yapı veya madde de bir evrim sonucudur. Yani, hâlâ dinamik olan evrimin son halkasıdır. Bir kaya parçası düşün, tek bir elementten veya partikullerden mi oluştuğunu zannediyorsun; bir ışın huzmesinin tek bir enerji sarmalindan mi oluştuğunu düşünüyorsun; bir bitkiyi düşün tek bir maddeden mi tasavvur olduğunu düşünüyorsun; her gün göz bebeklerini binlerce defa uyaran lamba ışıklarının zamanla gözünün yapısını uyaran olarak kendine adapte ettiğini ve böylece bugünkü anlamda saphiens-homo ırkının geçmiş ırklara nazaran çevre adaptasyonuna uyumu açısından evrimlestirdiği yadsınamaz bir gerçektir. Paleopatolojik sonuçlari, litik dönemi primatlarin bugünkü insanlara oranla on kat daha keskin gördüklerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla, bu bile başlı başına bir evrim sarmalini göstermektedir
Ya kardeşim neden bu kadar basit düşünüyorsun... Bir de evrime inanan ... demişsin. Evrime inanıp inanmamak senin veya benim genetik yapımızın milyonlarca yıl da olsa, biz farketmeksizin değiştiği gerçeğini yok sayamaz Var olan bir şeye yok, yok olan bir şeye de akıl ve sır erdirmek kendi gerçeğimizi inkardan başka hiç bir şeye yaramaz. Konu madem açılmışken şunları ifade etmek istiyorum;
Evrimin, yani genetik formasyonu sadece biyolojik olarak algilamamak gerekir. Zira, evrim sarmalınin calibre tarihi 13.8 milyar yıl önce teorisyenlerin Bing-bang olarak tanımladıkları olağanüstü büyük patlama ve varoluşun kaynağı olarak açığa çıkan enerji ve partikullerinin de yarattığı tipolojik evren sarmalı da başlı başına bir evrimdir zaten. Dolayısıyla, bu hassas gerçeği kabullenmek yerine eleştiriye tabi tutmak bana sorarsan akıl işi değildir. Ayrıca, evrim durumunu sadece biyolojik olarak düşünmek de büyük bir hata olur. Çünkü bu durum zaten yaradılışın temelinde vardır. Diğer bir ifadeyle zaten yaradılış bir evrim tekamülüdur.Ek olarak, bugün yıldız, gezegen, yağmur, kar, şu, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve daha milyarlarca yapı veya madde de bir evrim sonucudur. Yani, hâlâ dinamik olan evrimin son halkasıdır. Bir kaya parçası düşün, tek bir elementten veya partikullerden mi oluştuğunu zannediyorsun; bir ışın huzmesinin tek bir enerji sarmalindan mi oluştuğunu düşünüyorsun; bir bitkiyi düşün tek bir maddeden mi tasavvur olduğunu düşünüyorsun; her gün göz bebeklerini binlerce defa uyaran lamba ışıklarının zamanla gözünün yapısını uyaran olarak kendine adapte ettiğini ve böylece bugünkü anlamda saphiens-homo ırkının geçmiş ırklara nazaran çevre adaptasyonuna uyumu açısından evrimlestirdiği yadsınamaz bir gerçektir. Paleopatolojik sonuçlari, litik dönemi primatlarin bugünkü insanlara oranla on kat daha keskin gördüklerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla, bu bile başlı başına bir evrim sarmalini göstermektedir