Eğer bu benim yazıma bir cevapsa;
yazıyı baştan bir daha dikkatle okumanızı öneririm.
Bunca cümleden verdiğim dersleri gereksiz gördüğüm anlamını nereden çıkardınız?
Zorla gelen 100 kişiye bir şeyler öğretmeye çalışmak yerine istekle gelen 20 kişiye tüm enerjimi vermeyi yeğlerim. Aslında bunu yazmamın sebebi de 100 kişilik amfinin hınca hınç dolu olması fakat derslere interaktif katılımın %20lik bir kesimle sınırlı kalmasından duyduğum rahatsızlık. Koca koca insanlara soru sorup konuşturmaya çalışıyorum 1,5 saat boyunca sonra da bunu çok saçma bulduğumu fark ediyorum :) Sadece bir öğrenciye bile faydalı olmamın çok şey değiştirdiğinin bilincindeyim aslında benim rahatsızlık duyduğum şey 80 kişinin isteksizliği.
Gelmesinler madem, gelmeyince kıymetini daha da iyi anlarlar diye düşünüyorum. Bu dersleri gereksiz gördüğüm anlamına elbette gelmez.
Gelmek istemeyenler bu tercihlerinin sonucunu sadece kitap / ders notu vb. okumanın yetmediğini yaşayarak görürler.
Gelmek isteyip de gelemeyenlere de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Anlatmak istediğim buydu.
Öğrenmek istemeyene bir şey öğretemezsiniz. Sınıfa sırf devamsızlıktan kalmamak için gelenler de bu kapsamdadır.
Bunun aksini iddia eden insan psikolojisinden zerre anlamıyor demektir.
Eğitimin gitgide butik hale geldiği, daha da alt branşlara ve özel uygulama gerektiren küçük mecralara bölündüğü bir dönemde devam zorunluluğu bana saçma geliyor açıkçası.
Eğer bu benim yazıma bir cevapsa;
yazıyı baştan bir daha dikkatle okumanızı öneririm.
Bunca cümleden verdiğim dersleri gereksiz gördüğüm anlamını nereden çıkardınız?
Zorla gelen 100 kişiye bir şeyler öğretmeye çalışmak yerine istekle gelen 20 kişiye tüm enerjimi vermeyi yeğlerim. Aslında bunu yazmamın sebebi de 100 kişilik amfinin hınca hınç dolu olması fakat derslere interaktif katılımın %20lik bir kesimle sınırlı kalmasından duyduğum rahatsızlık. Koca koca insanlara soru sorup konuşturmaya çalışıyorum 1,5 saat boyunca sonra da bunu çok saçma bulduğumu fark ediyorum :) Sadece bir öğrenciye bile faydalı olmamın çok şey değiştirdiğinin bilincindeyim aslında benim rahatsızlık duyduğum şey 80 kişinin isteksizliği.
Gelmesinler madem, gelmeyince kıymetini daha da iyi anlarlar diye düşünüyorum. Bu dersleri gereksiz gördüğüm anlamına elbette gelmez.
Gelmek istemeyenler bu tercihlerinin sonucunu sadece kitap / ders notu vb. okumanın yetmediğini yaşayarak görürler.
Gelmek isteyip de gelemeyenlere de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Anlatmak istediğim buydu.
Öğrenmek istemeyene bir şey öğretemezsiniz. Sınıfa sırf devamsızlıktan kalmamak için gelenler de bu kapsamdadır.
Bunun aksini iddia eden insan psikolojisinden zerre anlamıyor demektir.
Eğitimin gitgide butik hale geldiği, daha da alt branşlara ve özel uygulama gerektiren küçük mecralara bölündüğü bir dönemde devam zorunluluğu bana saçma geliyor açıkçası.
CHX-CHX , 2 yıl önce
Konu üzerinde mutabakat sağlanması zor bir konu. Ancak şunu anlamıyorum, bir hoca eğer öğrencilerinin sınıfa gelmesini gereksiz görüyorsa, bu aynı zamanda kendisinin derste öğrencilere bir şey katamadığının da bir itirafı olmuyor mu?
Halbuki ben her derse girdiğinde kendi kendime şunları derim; bugün şu konuyu anlatacağım, bugün çok önemli bilgileri çocuklar ile paylaşacağım, çocuklara ileride bu bilgiler şu konuda faydası olacak, vs. Ve hakikaten de derste verdiğim bilgiler öğrencilerin ilerideki meslek hayatlarındaki en temel ve gerekli bilgiler. Bir mesleği elinize aldığınız ders notlarını okuyarak öğrenemezsiniz asla. Bunun sadece meslek dersleri için de geçerli olmadığını düşünüyorum. Ders, derste işlenir arkadaşlar!
Gerçekten de, eğer derse haybeye girdiğini sanan, ve bunu kabul eden hoca varsa, o derslerden yoklama filan alınmasın.